Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Aralık 2007, 23:53   Mesaj No:21

KalbinNûru

Medineweb Sadık Üyesi
KalbinNûru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KalbinNûru isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 25
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:41
Mesaj: 549
Konular: 49
Beğenildi:8
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz

Anne Sevgisi
Bilindiği gibi, Hz. Muhammed (sallâllâhu aleyhi ve sellem) annesi Amine Hatun’u, altı yaşında küçük bir çocuk iken kaybetmişti. Ancak, şayet annesi sağ olsaydı ömrü boyunca ona göstereceği sevgi ve saygının ne kadar samimî ve içten olacağını tahmin etmek zor değildir.
Kur’ân-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde anne ve baba haklarıyla ilgili emir ve tavsiyeler, Son Peygamber Hz. Muhammed (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in, yaşlandığında şayet yanında olsaydı ebeveynine nasıl davranacağı hakkında bize ipucu vermektedir.
Önce Kur’ân ve hadislerden konu ile alâkalı birkaç misâl nakledelim:[COLOR=#a0a0a0][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000]Cenab-ı Hakk, Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Allah’a kulluk edin, O’na bir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve eliniz altında bulunan kimselere iyilik edin.” (Nisa,4/36) “ Biz insana ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir...” (Lokman, 31/14)
[COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][SIZE=3]Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) de, şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın rızası, anne babanın rızasında, gazabı da anne babanın gazabındadır.” (Tirmizi, birr ve sıla, 3) “Büyük günahların en büyüğü Allah’a ortak koşmak ve anne-babaya karşı gelmektir.” (Tirmizi, birr ve sıla, 4) “Kendisiyle en çok ilgilenilmesi, ihtiyaçlarının evvelemirde karşılanması ve kendisine yakın olunması gereken kimdir?” diye sorulunca da Rasûl-i Ekrem (sallâllâhu aleyhi ve sellem) üç kere “Annendir” buyurdu, dördüncüde “Babandır” diye ekledi. (Buharî, Edeb, 2)
görüldüğü gibi yukarıda mealleri verilen âyet ve ha­dislerde anne babaya sevgi ve saygı konusunda hassasiyetle durulmaktadır.[COLOR=#a0a0a0][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000]Şimdi de annesi ile alâkalı bir hatırasını ve anne mevkiindeki hanımlarla alâkalı davranışlarını sıralayarak Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in, annesi sağ olsaydı ona nasıl davranacağını ve bu mevzuda Müslümanlara nasıl örnek teşkil ettiğini göstermeğe çalışacağız
[COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][SIZE=3]Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem), Hudeybiye Umresinde Mekke’ye giderken Ebva’ya uğramıştı. Cenâb-ı Allah’tan izin isteyerek annesinin kabrini ziyaret etti. Ziyaret esnasında kabri eliyle düzeltti, teessüründen ağladı. Rasûlullah (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in ağladığını gören Müslümanlar da ağladılar. Bu sırada, “Niçin ağladığını” soranlara, Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem): “Annemin benim hakkımda şefkat ve merhametini hatırladım da ağladım” cevabını verdi.

[COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][SIZE=3]Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) doğduğunda bir hafta kadar emzirmişti. Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem), hayatı boyunca bu hanıma çok iyi davranmış ve iyi­lik etmiştir. Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem), Medine’ye göç ettiğinde ona sürekli olarak yiyecek gönderir, gidip gelen­ler aracılığıyla devamlı selâm yollar, hâl hatır sorardı. Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) bu ilgisini Süveybe Hatun ölünceye kadar devam ettirdi. Hatta onun ölüm haberini aldıktan sonra da Rasûl-i Ekrem (sallâllâhu aleyhi ve sellem), bir yakını olup olmadığını so­ruşturmuş, kimsesi olmadığını tesbit etmişti.

[COLOR=#a0a0a0][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0]Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in süt annesi Halime Hatun, bir defasında Mekke’ye gelmiş ve Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’e “Yaman bir kıtlık geçirmekte olduklarını, kuraklıktan hayvanların kırıldığını...” söylemişti. Bu sırada Hz. Hatice (r.a) ile evli olan ve henüz Mekke’de bulunan Peygam­berimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem), Halime Hatun’a kırk koyun ile, binip gitmek ve yüklerini taşımak üzere bir de deve vermişti. Yine bir gün süt annesi Halime, Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in huzuruna gelmişti. Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) hemen ayağa kalktı: “Anneciğim! Anneciğim!” diye hürmet ve muhabbet gösterdi, abasını sererek üzerine oturttu.

[COLOR=#a0a0a0][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0]Ümmü Eymen Bereke (r.a.)yı da burada rahmetle analım. Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem), uzun süre kendisine hizmet eden bu hanımı çok sever sayardı. Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) bu hanıma o kadar hürmet ederdi ki; “Sen benim ikinci annem sayılırsın” derdi. Bu ifade, Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in dadısı Ümmü Eymen’i annesi kadar sevdiğini, onu kendisine ve kendisini ona annesi kadar yakın hissettiğini belirtmesi bakımından enteresandır. Ümmü Eymen’in cariye statüsünde yetişmiş bir kadın olduğu dikkate alınırsa Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in ona “Annem” diye hitab etmesinin mânâ ve önemi daha iyi anlaşılır. Çünkü câhiliye çağı Araplarında cariyeler her çeşit insanî ve tabiî haklarından mahrum idiler. İşte böyle bir vasatta da Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem), Ümmü Eymen’i anne mevkiine yükseltiyordu.

Burada bir de Ebu Talib’in hanımı Fatma Hatun’a değinmekte yarar var. Bu hanım, sekiz yaşından itibaren evine gelen Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’ e öz oğulları gibi davranmış ve O’nu bağrına basmıştı.
[COLOR=#a0a0a0][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000][COLOR=#a0a0a0][SIZE=3][FONT=Times New Roman][COLOR=#000000]Peygamber Efendimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem) küçükken kendisine hizmeti geçen diğer kadınlara olduğu gibi, Fatma Hatun’a da ömrü boyunca iyi davranmış, hürmette kusur etme­mişti. Bu cümleden olarak onu sık sık ziyaret eder, hatırını sorardı. Fatma Hatun öldüğünde Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem) “Annem öldü” ifadesini kullanmış, gömleğini kefen olarak vermiş ve kabre eliyle indirmişti. Çevresindekiler, Fatma Hatun’un ölümü karşısında Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in gös­terdiği sıcak alâkanın sebebini sorduklarında şöyle cevap verdi:
“Ebu Talib’ten sonra bu kadıncağız kadar bana iyiliği dokunan hiç bir kimse yoktur. Ahirette cennet elbiselerinden giyinmesi için ona gömleğimi kefen olarak verdim. Kabre ısınması, alışması için de oraya kendisiyle birlikte uzandım.”
Hz. Peygamber (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in, Fatma Hatun’un ölümü karşısındaki üzüntüsünden hayret edenlere söylemiş olduğu şu söz daha enteresandır: “O benim annemdi! Kendi çocukları aç durur, suratlarını asarlarken o, önce benim karnımı doyurur, saçımı tarardı, o benim annemdi!”

Bu tarihî hakikatleri sıraladıktan sonra rahatlıkla ifade edebiliriz ki, âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’de anne sevgisi çok kuvvetli idi.
Annesi Amine Hatun’un kabrini ziyaret etmesi, tees­süründen gözyaşı dökmesi; büyüdüğünde -vaktiyle kendisine çok az bir süre de olsa süt emziren- Süveybe’ye çeşitli yardımlarda bulunması, süt annesi Halime’ye rastladıkça “Anneciğim, anneciğim!” diye hitap etmesi ve eksikliklerini gidererek yardımda bulunması; öz annesinin yokluğunu hissettirmemek için elinden gelen gayreti gösteren Ümmü Eymen’e: “Sen benim ikinci annem sayılırsın.” diyerek teşekkür etmesi, keza uzun bir süre sofrasında yemek yediği amcasının eşi yengesi Fatma Hatun için “O benim annemdi!” demesi, Peygamberimiz (sallâllâhu aleyhi ve sellem)de anne sevgisinin ne kadar kuvvetli olduğunu göstermektedir.
Böylece Müslümanlar her konuda olduğu gibi anneye sevgi ve saygı konusunda da en güzel örnekleri Hz. Muhammed (sallâllâhu aleyhi ve sellem)’in şahsında görmektedirler.


Prof.Dr.Hüseyin ALGÜL

Alıntı ile Cevapla