Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Ocak 2012, 11:15   Mesaj No:3

Milena

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Milena isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14934
Üyelik T.: 03 Aralık 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 58
Konular: 23
Beğenildi:31
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart 2.Sınıf Tefsir Dersi 1.ünite özetleri

TEFSİR

Ünite 1 - Lokman Suresi

1. Elif-Lâm-Mîm.
2. Bunlar her hükmünde tam isabet eden ve derin anlamlar içeren kitabın ayetleridir.
3. Bu kitap Allah’a kulluk görevlerini içtenlikle yerine getiren kimseler için bir rehber ve bir rahmet kaynağıdır.
4-5. Bu kişiler namazı dikkatli ve devamlı kılarlar zekatı verirler ve ahiretin gerçekliğine de şeksiz şüphesiz inanırlar. İşte Rablerinin gösterdiği yolda yürüyenler onlardır. Kurtuluşa erecek olanlar da yine onlardır.
6-7. Bazı kişiler hiçbir doğru bilgiye ve delile dayanmaksızın insanları Allah yolundan saptırmak ve o dosdoğru yolu alay konusu yapmak için bir takım asılsız hikayeler anlatmaktadır. İşte böylelerinin hakkı zelil ve perişan edici bir azaba mahkum olmaktır! Böyle birine ayetlerimiz tebliğ edildiğinde kulaklarında sağırlık varmış o mesajları hiç işitmemiş gibi küstahça sırt çevirir. O adama ahirette çok korkunç azaba mahkum olacağını müjdele!
8-9. İman edip imanlarına yaraşır güzellikte davranışlar sergileyenlere gelince böylelerini her türlü nimetle dolu cennetler beklemektedir. Onlar orada hiç çıkmamak üzere kalacaklardır. Bu Allah’ın mutlaka gerçekleşecek olan sözüdür. O üstün kudret sahibidir; her buyruğu ve her fiili tam isabetlidir.
10. Gördüğünüz gibi Allah gökleri dayanaksız/direksiz biçimde yarattı. Sizi sarsmasın diye yeryüzüne de sabit dağlar yerleştirdi ve yine orada her türlü canlı varlığın üreyip çoğalmasını sağladı. Biz gökten de yağmur yağdırıp onunla her türden güzel bitkinin yeşermesini sağladık.
11. İşte bütün bunlar Allah’ın yarattıklarıdır. Hadi siz de bana gösterin bakalım O’ndan başkası ne yaratmış?! Doğrusu putları Allah’ın ilahlığına ortak koşanlar düpedüz bir sapıklık içindedir.
12. Biz Lokman’a ‘Allah’a şükretmesi’ için hikmet verdik. Her kim O’na şükrederse sırf kendi iyiliği için şükretmiş olur. Kim de O’na nankörlük ederse bilmelidir ki Allah kimsenin şükrüne muhtaç değildir; O bizatihi her türlü övgüye layıktır.
13. Vaktiyle Lokman oğluna nasihat ederken şöyle demişti: “Yavrum! Sakın Allah’a ortak koşma! Çünkü Allah’ın ilahlığına ortak koşmak çok büyük bir zulümdür.”
14. Allah şöyle buyurdu: Biz insanoğluna ana-babasına iyi davranmasını emrettik. Çünkü anası onu nice zahmetlere katlanarak karnında taşır ve çocuğun ana sütüne bağımlılığı da iki yıl sürer. Şu halde ey insanoğlu hem bana hem de ana-babana minnettarlığını göstermelisin. Unutma ki yarın bir gün hesap vermek üzere benim huzuruma geleceksiniz.
15. Ama eğer onlar hiçbir bilgi sahibi olmadığın birtakım şeyleri körü körüne tanrı yerine koyarak bana ortak koşman için seni zorlarlarsa sakın onlara itaat etme. Bununla birlikte onlarla hep iyi geçin. Her daim iman ve itaatle bana yönelen hayırlı insanların yolunu tut. Unutma ki sonunda hepiniz benim huzuruma geleceksiniz. İşte o zaman ben size hayatta iken yaptığınız her şeyi tek tek bildirecek ve hak ettiğiniz karşılığı vereceğim.
16. Lokman çocuğuna nasihatlerine şöyle devam etti: “Yavrum! Haberin olsun ki bu dünyada yaptığın bir iyilik veya kötülük bir hardal tanesi gibi küçücük de olsa üstüne üstlük bir kayanın içinde saklı bulunsa yahut göklerin veya yerin derinliklerinde olsa Allah onu mutlaka meydana çıkarır ve amel terazisine koyar. Şüphesiz Allah akıl sır ermez bilgisiyle her şeyi kuşatır; her şeyden haberdardır!”
17. Yavrum! Namazı dikkatli ve devamlı olarak kıl; insanlara iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalış. Bu uğurda karşılaşacağın sıkıntı ve zorluklara göğüs ger. Zira bütün bunlar azim ve kararlılık gerektiren işlerdendir.
18-19. İnsanlara karşı kibir ve kurum satma; yeryüzünde çalım satarak yürüme. Çünkü Allah böbürlenen kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez! Yürüyüşünde hep ölçülü ve dengeli ol. Konuşurken de alçak sesle nazik şekilde konuş. Unutma ki seslerin en çirkini avazı çıktığı kadar bağıran eşeklerin sesidir.
20. Allah’ın göklerdeki ve yerdeki her şeyi hizmetinize sunduğunu sizi görünen ve görünmeyen onca nimetin içinde yüzdürdüğünü görmez misiniz?! Böyle iken bazı insanlar ne sağlam bir bilgiye ne aklıselim ve sağduyu gibi bir rehbere ve ne de vahye dayalı olarak Allah hakkında ileri geri konuşmaktadır.
21. Onlara “Gelin Allah’ın vahyettiği buyruklara uyun!” denildiği zaman “Hayır! Biz atalarımızdan görüp öğrendiğimiz inanç sistemine uyarız.” Diye karşılık verirler. Peki ya şeytan onları cehennemin alevli ateşinde yanmaya davet ediyor olsa da mı onların izinden gidecekler?
22. Bakın her kim benliğini samimi bir kulluk bilinciyle Allah’a teslim ederse şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuş olur. Öyle ya bütün işlerin sonu Allah’a varır; (olan biten her şey Allah’ın iradesine bağlıdır.)
23-24. Her kim şirk ve inkarcılıkla Allah’a nankörlük ederse o kişinin nankörlüğü seni üzmesin. Zira o nankörler yarın bir gün hesap vermek üzere bizim huzurumuza gelecektir. İşte o zaman biz hayatta iken işledikleri tüm günahları tek tek kendilerine bildirip hak ettikleri cezayı vereceğiz. Şüphesiz Allah gönüllerdeki tüm duygu düşünce ve niyetleri çok iyi bilir! Biz o nankörlere/müşriklere dünyada bir süre daha yaşama imkânı tanıyacak sonra da (ahirette) feci bir azaba çarptıracağız.
25-26. Onlara ‘Gökleri ve yeri kim yarattı? diye soracak olsan hiç tereddütsüz ‘Allah!’ diye karşılık verirler. O halde de ki: ‘Her daim hamdolsun Allah’a!’ Ne var ki pek çokları anlamıyorlar. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Şüphesiz Allah her türlü ihtiyaçtan uzaktır; O bizatihi her türlü övgüye layıktır!
27. Eğer Allah’ın kelamını/sözlerini yazmak üzere yeryüzündeki tüm ağaçlar kalem denizler de mürekkep olsaydı ve mevcut denizlere sayısız deniz daha eklenseydi sonunda bütün bunlar tükenir ama O’nun sözleri yine tükenmezdi. Şüphesiz Allah üstün kudret sahibidir; her sözü ve her fiili mutlak isabetlidir!
28-29. Hepinizin yaratılması ve ölümünden sonra diriltilmesi Allah için bir tek insanın yaratılması ve diriltilmesi gibidir. Şüphesiz Allah her şeyi işitir her şeyi görür! Baksanıza Allah kâh gündüzü kısaltarak geceyi uzatıyor; kâh geceyi kısaltarak gündüzü uzatıyor. Öte yandan güneş ve ayı da emrine boyun eğdirmiş olup bunların her biri belli bir süreye(kıyamete) kadar kendi yörüngesindeki hareketini düzenli olarak sürdürüyor. Şüphesiz Allah yaptığınız her şeyden haberdardır!
30. Evet işte bütün bunları yapan yalnız Allah’tır. Çünkü Allah tek gerçek ilahtır. Müşriklerin O’nun yanı sıra tapındıkları putların ilahlığı ise büsbütün asılsızdır. Gerçekten yüce büyük olan yalnız Allah’tır!
31. Baksanıza gemiler Allah’ın lütfu sayesinde denizlerde süzülüp gidiyor ve böylece Allah sınırsız kudretinin bazı işaretlerini gözünüzün önüne nasıl seriyor?! Kuşkusuz bunda imanı uğrunda karşılaştığı sıkıntı ve zorluklara çokça sabreden Allah’ın nimetlerine iman ve itaat üzere hakkıyla minnettarlık gösteren kimseler için ibretler vardır!
32. Adeta her biri bir dağ gibi dalgalar kendilerini denizde dört bir yandan sardığı zaman o kâfirler/müşrikler bütün kalpleriyle yalnız Allah’a yalvarıp yakarırlar. Ama Allah sağ salim karaya çıkmalarına imkan verince içlerinden bir kısmı imana gelmek ile inkâr etmek arasında bocalar kimileri de derhal kâfirliğe döner. Doğrusu bizim ayetlerimizi alabildiğine hain alabildiğine nankör olanlardan başka kimse reddetmez!
33. Rabbinize karşı gelmekten sakının ve hiçbir babanın evladına en ufak bir fayda sağlayamayacağı hiçbir evladın da babasına en küçük bir yardımda bulunamayacağı kıyamet ve hesap günündeki çetin azaba karşı tedbirinizi alın! Bilesiniz ki Allah’ın vaadi mutlak gerçektir ve mutlaka gerçekleşecektir. Öyleyse dünyadaki şu üç günlük hayatın sizi aldatmasına asla müsaade etmeyin; yoldan çıkarmakta çok usta olan şeytanın da sizi Allah’ın affına güvendirerek kandırmasına asla fırsat vermeyin!
34. Kıyametin ne zaman kopacağını yalnız Allah bilir; yağmuru da O yağdırır. Ana karnındakileri yine O bilir. Hiç kimse yarın ne elde edeceğini bilemez ve yine hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz her şeyi eksiksiz bilen ve her şeyden haberdar olan yalnız Allah’tır!
------------------------------------------------------
*Lokman Sûresi Mekke döneminde inmiştir. 34 ayettir.

*Huruf-u mukattâ harfleri elif-lâm-mîm’dir.

*İsmini 12 ve 13. Ayetlerde geçen Lokman isminden almıştır.

*Sure dört bölümden oluşur:
1.Bölüm (1-11. Ayetler): Kur’an’ın hikmet dolu bir kitap oluşuna dikkat çekildikten sonra onun Allah’a kulluk görevlerini içtenlikle yerine getiren kimseler için bir rehber ve aynı zamanda huzur ve mutluluk kaynağı olduğu belirtilir.
2. Bölüm (12-19. Ayetler): Allah’ın Lokman’a şükretmesi için verdiği hikmet dile getirilir ve onun da oğluna hikmet dolu öğütleri sıralanır.
3. Bölüm (20-32. Ayetler): Allah’ın insanlara verdiği nimetlerle O’nun yüceliğine ilişkin açıklamalar yer alır.
4. Bölüm (33-34. Ayetler): Kıyamet gününde kimsenin kimseye fayda veremeyeceği belirtilerek müminler geçici dünya hayatının aldatıcılığına kapılmamaları gerektiği yönünde uyarılır.

*3. Ayette geçen muhsinîn kelimesi ihsan kavramından türemiştir. İhsan kelimesinin iki anlamı vardır:
1) Biri karşılık beklemeden iyilik edip sevindirmek
2) Bir şeyi iyi bilmek ve iyi yapmak

*4-5. Ayetlerde 3. Ayetin sonundaki muhsinîn’in üç özelliğinden bahsedilmektedir:
1) Namazı dosdoğru kılanlar
2) Zekatı verenler
3) Ahirete inananlar ve buna göre yaşayanlar
Bu üç özellik ile Müslümanlarda sağlam bir kişilik oluşturulmaya çalışılmaktadır.

*6. Ayette Lehve’l-Hadîs (Asılsız Hikaye) deyimi geçer. Lehve’l-hadîs; insanı asıl yapması gereken önemli işlerinden alıkoyan hiçbir faydası olmadığı gibi vaktin geçirilmesine neden olan oyalayıcı sohbet hikaye masal vb. dinletiler anlamındadır.

*10. Ayette geçen zevc kelimesi tür olarak tercüme edilmiştir. Sözlükte eş bir şeyin zıt yönden dengi eşiti bileşik varlığın her bir öğesi gibi anlamlara gelir.

*12. Ayette Lokman’a hikmet verildiğinden bahsedilir. Müfessirler bu hikmeti “ilim üstün kavrama yeteneği din konusunda derin bilgi sahih inanç akıl yerinde ve doğru konuşma isabetli görüş ve davranış” olarak açıklamışlardır.
Kısaca hikmet; ilim-amel uygunluğu olup bilgiye dayalı hareket etmektir.
Lokman’a hikmet verilme gerekçesi ise; her zaman Allah’a yaraşır bir şekilde şükretmesi
dir.

*13. Ayette geçen zulüm kelimesi şirk anlamında kullanılmıştır. Hz. Peygamber En’am Sûresinin 82. Ayetini (iman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmayanlar…) Lokman Sûresinin 13. Ayetiyle açıklamıştır.

*14. Ayette Allah’a minnettarlıkla ana-babaya minnettarlık birlikte emredilmiştir.

*15. Ayette ana-baba çocuklarını tevhid inancından sapmaya zorlarsa kesinlikle onların baskısına boyun eğilmeyeceğinden ancak onlara saygı duyulacağından bahsedilir.

*17. Ayette insanın iyi ve itaatkâr bir kul olduğunu gösteren üç örnek davranış sıralanır:
1) Namaz
2) İyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışmak (emr-i bi’l ma’rûf-nehy-i ani’l-münker)
3) Sabır
Ma’rûf; iyi ve doğru olarak kabul edilen inanç düşünce ve davranışlardır.
Münker; yanlış İslam dinine yabancı Müslüman toplum tarafından yadırganan inanç düşünce ve davranışlardır.

*20.ayetteki;
İlim akla ve nakle dayanan bilgi
Hüdâ akıl ve basîret
Kitâbün Münîr ilâhî vahiy olarak açıklanmıştır.
Bu ayette inkârın üç nedeninden bahsedilir:
1)Herhangi bir bilgiye dayanma ihtiyacı duymayanlar
2)Yol gösterici bir rehbere dayanmayanlar
3)Bir belgeye dayanmayanlar

*21. Ayet atalarının dinine uymakta ısrar edenleri uyarır. Aynı ifade Bakara/170. ayette de geçer.

*22. Ayette geçen sağlam kulp Kur’an’dır.

*25. Ayetteki ‘Her daim hamdolsun Allah’a’ ifadesi Allah’tan başka hiçbir varlığa tanrılık sıfatı işlevi ve kutsallığı yüklenemeyeceğini ifade etmektedir.
Bu ifade 27. Ve 29. Ayetlerde şu üç öncüle dayandırılmaktadır:
1) Allah evrenin mutlak yöneticisidir.
2) O’nun insan ilminin kuşatamayacağı derecede sınırsız ilmi vardır.
3) Her şeyi kolaylıkla var eden varlığı sürdüren veya varlığa son veren üstün kudretin tek sahibidir.

*27. Ayette Allah’ın bilgisinin zenginliği ve sınırsızlığı dile getirilmektedir. Aynı ifade başka bir anlatımla Kehf Sûresi 109. ayette de geçer.

*32. Ayette insanların çaresiz kaldığı zamanlar ile esenlik zamanlarındaki dinî tutumları arasında görülen tutarsızlığa dikkat çekilmektedir.
Muktasıd: İnkar etmekle inanmak arasında tereddüte düşmek bocalamak
El-Ğarur: Kişiyi manevî/ahlakî anlamda saptıran herhangi bir şey (şeytan insan bir kuruntu soyut bir kavram vb.)

*34. Ayette Allah’tan başka hiç kimsenin bilemeyeceği beş bilinmeyenden (muğayyebât-ı hamse) bahsedilir:
1) Kıyametin ne zaman kopacağı
2) Yağmurun ne zaman yağacağı
3) Rahimlerdeki bebeğin durumu
4) İnsanın ileride neler elde edeceği ne gibi durumlarla karşılaşacağı
5) Ne zaman nerede öleceği
Aslında ayet dikkatli incelendiğinde bu bilinmeyenin beş değil üç olduğu görülür (1-4-5. Maddeler).

Lokman’ın Oğluna Öğütleri

1)Tevhid (Allah’a ortak koşma!)
2)Allah’ın her yerde var olduğu (Allah yapılan tüm iyilikleri ve kötülükleri bilir!)
3)Namaz (Namazı dikkatli ve devamlı olarak kıl!)
4)Emr bi’l maruf-nehy ani’l münker (İnsanlara iyiliği emredip kötülükten sakındır!)
5)İnsanlara karşı alçak gönüllü olmanın ahlaken gerekliliği (Kibirli olma! Yürüyüşünde ölçülü konuşmanda nazik ve alçak sesli ol!)
6)Sabır (Karşılaşacağın sıkıntı ve zorluklarda azimli ve kararlı ol!)

***ÖNEMLİ: Sûrede Hz. Lokman’ın hayatı ve tarihî şahsiyeti hakkında bilgi verilmemiştir.
Alıntı ile Cevapla