Konu Başlıkları: "Mevlid/Bidat'mıdır?"
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03 Şubat 2012, 21:47   Mesaj No:1

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart "Mevlid/Bidat'mıdır?"

"Mevlid/Bidat'mıdır?"

"Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismi ile"


Kandil geceleri diye bilinen geceler mevlid Regaib, Mirac, Beraat ve Kadir Gecesidir.

Bu gecelere Kandil denmesinin sebebi Osmanlı padişahı 2. Selim (1566-1574) zamanında başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için "Kandil" olarak anılmaya başlamıştır.

Hicretten 300 yıl sonra ilk kez Mısır'da, Fatimiler döneminde mevlid 400 yıl sonra da Kudüs'te Mirac, Regaib ve Berat geceleri kutlanmaya, bu geceler camilerde toplu biçimde yapılan ibadetlerle geçirilmeye başlandı. Daha sonra bu kutlamalar bazı bölgelerine yayılarak gelenekleşti.

Kadir gecesi haricinde ne Kur’an-ı Kerim’de ne hadis-i şeriflerde sahih bir bilgi vardır.

Din adına yapılan her şeyi, kendi tabii sınırları içinde ele almak, ne artırarak ne eksilterek, Kur’an ve onun tebliğcisi Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından nasıl tebliğ edilip öğretilmişse, o kadarıyla almak gereklidir. Sahabe bu dini nasıl anlamış , neler yapmış bizler nasıl anlıyor neler yapıyoruz mukayese etmeliyiz .

Gazali’nin “Bu gece her rekatta Fatiha’dan sonra 11 İhlas okunmak suretiyle kılınacak yüz rekat veya her rekatinde Fatiha’dan sonra 100 İhlas okunan 10 rekat namazın çok sevap olduğuna dair naklettiği rivayet” ( İhya, I, 555 vd.) Zeynuddin el Iraki ve İmam Nevevi gibi alimler tarafından uydurma olarak nitelendirilmiştir.

Mevzu hadisler konusunda çalışması olan Aliyyu’l-Kari de, bu rivayetin uydurma olduğunu belirttikten sonra, Berat Gecesi namazının miladi 1010 (H. 400) yılından sonra Kudüs’te ortaya çıktığını söylemektedir.

Araştırmalar, kandil gecelerinin sonraki dönemlerde ihdas edildiğini ortaya koyuyor. Miladi 9. (Hicri 3) yüzyılda yaşayan Fakihi, Mekke’de halkın Berat Gecesi’ni Mescid-i Haram’da namaz kılmak, Ka’be’yi tavaf etmek ve Kur’an okumak suretiyle ihya ettiğini söyler.

11. yüzyıldan itibaren Şam’da Emeviler Camii’nde Berat Gecesi’nde kandiller yakılmış, bid’at nitelendirilmesine rağmen bu adet devam ettirilmiştir. İbn Kesir, “Halka Berat Gecesi’nde ilk tatlı dağıtan kişi Selçuklu veziri Fahrulmülk’tür.” der.

Dinde sonradan ortaya çıkan ve hakkında herhangi bir delil bulunmayan bu gibi durumlar hakkında Allah Resulu (sav) şöyle buyurmuştur:

“İşlerin en kötüsü sonradan (din adına) ihdas edilenler / ortaya çıkarılanlardır.”
[ Müslim, Cuma, 43]

(Din adına)“Sonradan ihdas edilen her şey bid’attir”

[ Nesâi, Îdeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7]

“Her bidat dalalettir, her dalalet de ateştedir.”

[ Müslim, Cuma, 43; Ebu Davud, Sünnet, 6]

İnsanları bidat konusunda en çok yanılgıya düşüren 1. yanılgı: din adına yaparken “kuran okuyor , namaz kılıyor , dua ediyorum , kötü bir şey yapmıyorum” yanılgısıdır. "Yaparsam ne olur , ne kaybederim " savunmasıyla cahil cesur olur tavrıyla hareket edilmesidir. Halbuki bidat zaten kötü niyetle dinden uzaklaşmak , göze çirkin gelen amellerle yapılmaz.

2.yanılgı ise: Bidat-ı hasene (güzel bidat) yanılgısıdır. Delil aldıkları ise ;

Hz. Ömer, Ubey b. Ka'b'in, (r.a.) sekiz rekât olan teravih namazını yirmi rekat olarak kıldığını ve Rasulullah (s.a.s.) döneminde münferiden kılınan bu namazın cemaat halinde kılındığını gördüğünde: "Bu ne güzel bidât" demiştir rivayetidir.

( Muhammed Revvâs Kal'acî, Mevsüatu Fıkhı Umar b. e!Hattâb, Kuveyt 1984, s. 125)

Alimlerin çoğunluğuna göre "bid'at-i hasene" kapsamına soktukları şeyler haddi zatında bid'at değildir. Bazı ibadetleri fazladan yapmak tabiki bidat değildir. Örneğin kişi fazladan namaz kılabilir,oruç tutabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus bu ibadetleri yaparken,bunun herkes tarafından yapılması gerektiği fikridir.

Çünkü bazı ibadetlerin fazladan yapılması yada toplumlara mal edilmesinin kuran ve sünnette dayanağı olması gerekmektedir..


Rasulullah (svs), şu hadislerinde bid'atin tarifini yapmışlardır. Din adına "Sonradan ortaya çıkan herşey bid'attir; her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık insanı ateşe sürükler.

"(Müslim, Cumua, 43; Ebû Davud, Sünnet 5; Nesâî, lydeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7)

Üstelik Rasulullah şöyle buyurmuştur : “Sünnetime ve benden sonra raşid halifelerin sünnetine sımsıkı sarılın”
( Tirmizî, İlim, 16; Ebu Dâvud, Sünne, 5; İbn Mâce, Mukaddime)

Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan rivayet edilen bir hadiste şöyle buyrulur:

"Allah, bid'at sahibinin amelini, bid'atından vazgeçinceye kadar kabul etmez."

(İbn Mâce, Mukaddime, /50)

Amellerinin kabul edilmeyeceğini bilen bir müslüman korkar ve neyin bid'at olup, neyin olmadığını araştırır.

Mesela Rasulullah (sav) i anmak için dini törenler yapmak ve mevlid okutmak kimin emridir? Ölüleri hayırla anmak ve onlara dua etmek sünnette vardır. Fakat ölüler için mevlid okutup, 40., 52. geceleri tertip etmek İslam'ın hangi hükmüne dayanır?

Bu ikaz karşısında insanların dikkatli davranacakları ve bid'atın ne olduğunu araştıracakları muhakkaktır.

Mevlid, halk arasında büyük bir ibadet olarak kabul edilmekte, ölülerin ruhu için mevlidler okutularak, onların günahlarının bağışlanacağı zannedilmektedir.

Halkın cehaletinden ve yanlış itikadlarından istifade eden mevlid okuyucu hanendeler, bir piyasa oluşturarak, bunu ticari bir çıkar aracı yapmışlardır. Bu tip bir kabul ve davranışın İslami olmadığı hususu ile ilgili herhangi bir ihtilaf sözkonusu değildir.


Böyle bir olaya sebeb olan herkes dinen sorumludur. Merasimlerde mevlidokunmasının vazgeçilmez bir adet haline getirilişinin sakıncalarından biri de, netice olarak insan kelamı bir şiir olan bu metinlerin, okunması ve dinlenilmesi ibadet olan Kur'an ile eşdeğerde görülmeğe ve değerlendirilmeğe başlanılması tehlikesidir.


Birde hıristiyan dünyasına imrenilmesinin açık bir göstergesidir. Mevlid olarak yazılan kasidelerin içerikilğinin şirk ve küfür unsurlarının bulunmasıda işin başka rengini ortaya koymaktadır..
“Sen olmasaydın ben bu alemi yaratmazdım” diye başlayan beyitlerin Kuran dini ile hiçbir ilişikisi bulunmamaktadır.

Bu gecenin ne fazileti ve ne de kutlanması hakkında hiç bir rivayet sabit olmamıştır. Dolayısıyla Peygamberimiz sallAllahu aleyhi ve sellem doğum gecesini ne kendisi ne ashabı ve ne de selefi salihin kutlamış olduklarına dair hiçbir belge yoktur....


Bunun üzerine İlim ehli bu geceyi o maksatla ihya etmeyi ve de mevlid okumayı dinde ihdas edilmiş bir bid'at saymışlardır. Her bidatte sapıklıktan başka birşey değildir...


Son söz:

Mevlid okuyan para alır
Mevlide giden şeker alır
Mevlid okutan HAVA ALIR


Selam ve dua ile kalınız
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi kamer34 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
“..Allah’ın velileri kimlerdir..?” Allah(c.c) Kara Kartal 14 5950 17 Mart 2012 02:37
“İbn-i Teymiyye/ve/vahdeti-vücut “ Tevhid Ve Şirk Konuları Esadullah 6 3178 16 Mart 2012 20:24
""Velayet..Şirki"" Tevhid Ve Şirk Konuları kamer34 0 1766 06 Mart 2012 19:05
"Seyyid Kutub kimidir...?" Alimler(Rh) bilinmez 42 14324 20 Şubat 2012 23:31
""Tasavvuf/Büyüklerinin/Şirkleri""... Tasavvuf-Tarikat hiranur86 52 18318 08 Şubat 2012 21:11