Konu Başlıkları: "Seyyid Kutub kimidir...?"
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Şubat 2012, 22:31   Mesaj No:1

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart "Seyyid Kutub kimidir...?"

"Seyyid Kutub kimidir...?"

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]



Haci ibrahim Kutub’un oglu olan Seyyid Kutup, 1906′da Asyut kasabasina bagli Kalia köyünde dünyaya geldi. Babasi köyde, sayilan bir kisi ve Vatan Partisinin bir üyesi olarak bilinmekteydi.

O zaman bu partinin baskanliginda Mustafa Kamil vardi. Haci Ibrahim Kutup ziraatla ugrasir, elde ettigi mahsulün bir kismini satar bir kismini da fakirlere infak ederdi. Annesi ise çok mütedeyyin ve bir aileye mensup birisiydi.

Seyyid Kutup’un Hamide ve Emine adli iki kiz kardesiyle Muhammed adinda küçük bir de erkek kardesi vardi. Daha Kahire’de okurken babasini kaybedince, annesinin ve kardeşlerinin bütün mesuliyetleri onun üzerine yikilmis oluyordu. O bu durumdan oldukça sıkılmıştı.


Bu sıkıntıdan biraz olsun kurtulmak için, annesini Kahire’ye tasinmaya razi eder ve Kahire`ye tasinirlar.


1940′da annesinin ani vefati Seyyid Kutub’u oldukça etkilemisti.
Kendisini hayatta yalniz hissetmeye baslar. Bu konudaki duygularini bizzat kendisi bazi kitaplarinda anlatmaktadir. Seyyid Kutub, 20. yüzyılın en büyük ve önemli düşünürlerinden biridir. O inancı uğruna tüm sıkıntı ve güçlüklere göğüs geren, hatta bu yolda canını vermekten dahi çekinmeyen düşünceleriyle, yaşantısıyla çevresine ışık saçan önder bir şahsiyettir.

Seyyid Kutub, Yüce Allah’ın: “Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. Onlardan kimi (Allah yolunda şehid edilmek suretiyle) adağını yerine getirdi, kimi de (şehid olmayı) beklemektedir. (Ahidlerinde) hiçbir değişiklik yapmamışlardır” (Ahzab, 33/23) ayetinde sözü edilen kişilerden olduğuna inandığımız ve çağın yetiştirdiği müstesna insanlardan biridir.

1906′da Mısır’ın Asyut kasabasında doğan Seyyid Kutub aslen Arabistanlıdır. Dedesi Şeyh Vakur, Arabistan’dan Mısır’a göç etmiş ve burada çiftçilikle uğraşmaya başlamıştır.

Seyyid Kutub, annesinin yoğun istek ve teşvikiyle küçük yaşlarda Kur’an’ı ezberledi. Babası İbrahim Kutub’a ithaf ettiği “Kur’an’da Kıyamet Sahneleri” adlı eserinde şöyle der: “Babamın en çok dikkat ettiği şey, bizim ruhumuza ahiret duygusunu yerleştirmekti.”

İlk eğitimini aile içinde aldıktan sonra, el-Ezher Üniversitesinde orta ve lise tahsilini yaptı. Daha sonra Daru’l-Ulum Fakültesi’ni bitirdi.

1933′te aynı fakültede edebiyat dalında öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. O dönemde “Yeni Fikir” adı altında bir dergi çıkardı.

1941′de sosyoloji doktorası yapmak üzere Maarif vekaleti tarafından Amerika’ya gönderildi. Yine aynı dönemlerde Müslüman Kardeşler cemaatiyle birtakım ilişkilere girmişti. 1945′te Amerika’dan döndükten bir süre sonra da, tamamen bu cemaate katıldı.
Cahiliyeden Hidayete

Seyyid Kutub’un hayatı, iki döneme ayrılır:

Birincisi, Allah’a olan inancını da koruyarak, sosyalizme yöneldiği ve daha çok edebi çalışmalara ağırlık verdiği dönemdir ki, kendisi bunu “cahiliye dönemi” olarak adlandırır. Bu dönemde “Dikenler”, “Köyden

Bir Çocuk” ve “Sihirli Şehir” adlı üç romanı yayınlanmıştır.


İkincisi, İslami fikir ve anlayışının derinleştiği ve olgunlaştığı ve Müslüman Kardeşler’e katıldığı dönemdir.

Zulüm ve İşkence

Seyyid Kutub, 1954′te tutuklanarak askeri hapishaneye kondu. Hapishane cellatları tarafından ağır işkencelere maruz kalması sonucunda mide ve bağırsak kanamasına maruz kaldı. Buna rağmen cellatlar eğitilmiş köpekleri onun üzerine salıyor, hastalık ve yorgunluktan dolayı bir an bile koşamadığı zaman köpekler vücudunu parçalıyordu.

Mahkemesini izlemek amacıyla Mısır’a gelen insan hakları temsilcisinin Seyyid Kutub’un vücudundaki işkence izlerini görmemesi için mahkemesi ertelendi.


İnsan hakları temsilcisinin Mısır’dan ayrılmasından iki hafta sonra Kutub, mahkemeye çıkarılarak 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.


Hapiste on yıl kaldıktan sonra sıhhi sebeplerden dolayı serbest bırakıldı. Ama kendi evinde zorunlu ikamete tabi tutuldu.


1965′te “Yoldaki İşaretler” adlı eserinden dolayı tekrar tutuklanan Kutub, bu kez üç dört hastalığa birden yakalanmış, yaşı da 60′a dayanmıştı. Cellatlar tam dört gün boyunca onu bağladılar, yiyecek ve içecekten de mahrum bıraktılar.

Su istediğinde cellatlar suyu getiriyor ancak ona vermiyor, daha fazla eziyet çektirmek için getirilen suyu gözleri önünde yere döküyorlardı.


Yapılan bunca işkenceye rağmen onu davasından vazgeçiremeyince bu kez psikolojik işkence yapmaya başladılar. 25 yaşındaki mühendis yeğeni Rıfat Bekr eş-Şafii’yi getirerek gözleri önünde ona akıl almaz işkenceler yaptılar. İşkencelere dayanamayan Rıfat dayısının gözleri önünde şehit oldu.


Bu yolla da Kutub’u vazgeçiremeyince bu kez Azmi adındaki diğer yeğenini getirerek abisi Rıfat gibi şiddetli işkencelere tabi tuttular. Az daha o da abisi gibi şehit olacaktı. Cellatlar bununla da yetinmeyerek Şehit Rıfat’ın annesi Nefise Kutub ile Seyyid Kutub’un diğer kız kardeşi Emine Kutub’a da dehşet verici işkenceler yaptılar.

O dönemki Mısır firavunu tağutu Cemal abdülnasır akla hayale gelmeyecek türlü türlü şehide işkence yaptılar.

Özellikle yoldaki işaretler kitabının yayınlanması ile birlikte tüm dünyanın gözü kulağı bu şehidin üzerine çevrilmişti. Halk tarafında da büyük bir hayaranlık sevgi saygı duymaya başlamıştı. Cemal Abdülnasır tağutu artık halkın tepkisinden dolayı onu idam etme riskine giremiyor ve şehide haber göndererek kendisinden özür dilemesini yazdıklarına son vermesi gerektiği haberini gönderir.

Bunun karşısında şehidin ifadesi şu olur.


“Eğer ben ha hakkın hükmüne mahkum olmuşsa ben bu hükme razıyım yok eğer ben kafirlerin hükmüne mahkum edilmişsem onlardan çok daha yüce bir düşünceye sahip olduğum için Zalimlerden ve münafıklardan merhamet dilemem”


Caniler burada zikrettiğimiz ve zikredemediğimiz onca işkenceye rağmen Seyyid Kutub’u davasından vazgeçiremeyince diğer kız kardeşi Hamide Kutub vasıtasıyla kendisiyle pazarlık yapmaya başladılar.

Bu sözleri onu ebedileştiren, tüm İslam aleminde örnek ve önder bir mücahit olarak tanınmasına vesile olan sözler olmuştur.


Ve sonuç kaçınılmaz oldu tağutlar şehidi idam ettiler. Büyük halk kitleleri ayaklanma yapmasına rağmen şehrin ucra bir köşesinde bu emellerini gerçekleştiren

firavunlar,günümüzdeki firavunlar gibi kendilerine müslüman diyen firavunlardandılar.


Onun dünyevi bedeni idam yoluyla öldürülüp toprağa gömüldü, ama gösterdiği kararlılık fikirlerini kendisine yönelen inanç sahiplerinin önünü açan bir meşale kıldı.


Seyyid Kutub, eş-Şeyh Abdülfettah İsmail ve Muhammed Yusuf Havvaş’la birlikte idama mahkum edilmişti. İdam kararı 29 Ağustos 1966′da infaz edildi


İnsanların Allah’ın yüce kitabını doğru bir şekilde anlamalarına yardımcı olmak için büyük ve örnek çabalar ortaya koymuştur. İhlas ve samimiyetle ortaya konulan ilmi faaliyetlerde yanılma halinde bile sevap olduğunu Allah Resulü (s.a.s.) bildirmiştir.
O bir meşale yakmıştır. Bize o meşaleden istifade etmek düşüyor. Asıl izlenmesi gereken yol ise Allah’ın yoludur. Seyyid Kutub’un verdiği mesaj da zaten budur.


Halen, özellikle tasavvufi kesimlerinin her fırsatta hışmına uğrayan şehid sen her zaman eserlerinle aramızda yaşayacaksın.

Biz onun için Allah’tan rahmet ve mağfiret dilerken, Yüce Allah’ın ona lütfettiği şehadet mertebesini bize de lütfetmesini temenni ediyoruz

Makamın Cennet Olsun ey şehid….

Bu günden sonra bu bölümde şehidin fizilal-il Kuran adlı eserinden tevhid dersleri işlemeye başlayacağız inşallah tüm müslüman kardeşlerimin konu astıktan sonra yorumlarıyla katkı yapmaları istirhamımdır.. Haftada iki konu asmayı düşünüyorum inşallah-u rahman..

Allah’a emanet olunuz..
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi kamer34 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
“..Allah’ın velileri kimlerdir..?” Allah(c.c) Kara Kartal 14 6038 17 Mart 2012 01:37
“İbn-i Teymiyye/ve/vahdeti-vücut “ Tevhid Ve Şirk Konuları Esadullah 6 3197 16 Mart 2012 19:24
""Velayet..Şirki"" Tevhid Ve Şirk Konuları kamer34 0 1779 06 Mart 2012 18:05
"Seyyid Kutub kimidir...?" Alimler(Rh) bilinmez 42 14544 20 Şubat 2012 22:31
""Tasavvuf/Büyüklerinin/Şirkleri""... Tasavvuf-Tarikat hiranur86 52 18572 08 Şubat 2012 20:11