Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Mayıs 2012, 12:59   Mesaj No:3

Hilafet Divanı

Avatar Otomotik
Durumu:Hilafet Divanı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18811
Üyelik T.: 22 Mayıs 2012
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2
Konular: 1
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Şeyh Muhammed El-Rifaee hilafetini ilan etti

Alıntı:
FECR Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Artık Mehdiler gibi Halifeliğini de ilan edenler çoğalır
Hepbirlikte Allah’ın emirlerine bağlanmanın ve tek İmam nasb edip ona biat etmenin farz olduğuna dair beyan

Allah (ac) şöyle buyuruyor: “Birlik ve beraberlik içinde Allah’ın emirlerine sımsıkı sarılın. Parçalanmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün ki, İslamdan önce siz birbirinize düşman iken O, kalplerinizi uzlaştırdı. O’nun lütfu ile din kardeşi oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. İşte Allah, doğru yolu bulasınız diye size ayetlerini böyle açıklıyor. İçinizden, sizi yapmaya çağıracak, size iyiliği emredecek ve sizi kötülükten uzaklaştıracak bir topluluk olsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir. Ey müminler, kendilerine açık deliller geldikten sonra da parçalanıp ayrılığa düşenlerden olmayın. İşte öyleleri için büyük azap vardır. (Ali İmran: 103-105)
Bu muhkem ve kat’i nass ile tüm müslüman ümmetine hitab edilerek, tek halife altında toplanmaları ve Allah’ın emirlerine birlik ve beraberlik içinde sarılmaları emrediliyor. Her kim halife nasb etmek için devlet, toprak, güç ve kuvvet varlığı gibi, Kur’an ve sünnette yeri olmayan, şartlar koşarsa, heva ve hevesine uyarak, haddini aşıp Allah’ın hükmünü takip etmiş bulunur. Allah (a.c.) bunlarla şöyle hitab ediyor: “Allah öyle hüküm verir ki, O’nun hükmünü takip edecek yoktur.” (Ra’d: 41)
Güç ve kuvvet varlığı halife nasb etmenin ve onun altında birlik ve beraberlik içinde toplanmamın şartı mı yoksa neticesi mi? Akıl sahipleri için bu sualin cevabı net ve açıktır. Kaldı ki Allah (a.c.)’in kitabında olmayan her şart batıldır. Resulullah (s.a.s.) bu konuda şöyle buyuruyor: “Allah’ın kitabında bulunmayan şartlar koşan kişilere ne oluyor ki? Allah’ın kitabında bulunmayan her şart batıldır. İsterse yüz tane şart olsun.” [Buhari, Müslim]
Bu şekilde ortaya atılan şartlar şeytani olmakla birlikte ümmetin günümüzde güçsüz ve başarısız olmasının en büyük sebebidir: “Allah ve Resulune ıttat edin birbirinizle çekişmeyin, sonra korkar zayıflarsınız ve kuvvetten düşersiniz.” (Enfal: 46)
Kaldı ki Resulullah (s.a.s.) birlik ve beraberlik emrini nasıl yerine getireceğimizi bizlere net şekilde açıklamıştır: “Sana da Kur’an-ı indirdik ki, insanlara indirileni açıklayasın.” (Nahl: 44)
Hakkı talep eden herkese efendimizden bu konudaki sahih hadislerle rivayet edilen sözlerini sergilemekteyiz:
1. Ebu Huraira (r.a.) Resulullah (s.a.s.)’den şöyle rivayet ediyor: Resulullah (s.a.s.) dedi ki: “Beni İsrail’in liderliğini nebiler yapardı. Her zaman nebi öldüğünde yerini yeni nebi alırdı. Benden sonra nebi yoktur ama çok sayıda halifeler olacak.” Dediler ki: “Ne emrediyorsun bizlere bu konuda?” Dedi ki: “ İlk nasb edilen halifeye biat edip hakkını ver.” [Buhari, Müslim]
Bu hadisi şerif Allah (a.c.)’ nin emirlerini birlik beraberlik içinde nasıl yerine getiriliceğini apaçık şekilde açıklayıp bunun ancak halife nasb edip ona biat etmekle ve onun sözünü dinleyip, ona itaat etmekle olacağını bildirmektedir.
2. Ebu Said el-Hudri (r.a.) diyor ki: Resulullah (s.a.s.) şöyle emretti: “Eğer iki halifeye biat edilirse bunların ikincisini öldürün.” [Müslim]
Bu ve bundan önceki hadis mutlak bir dil ile islamda lider sayısının birden fazla olmasını haram kılmıştır. Yine aynı anda iki halifeye biat etmek men edilmiştir. Bu hüküm darul islam’ın geniş ve büyük olması halinde de değişmez. Bu şartlar altında birinci halifeye yapılan biat geçerli olup ikincisi şer’an batıl sayılır.
3. Urfuca ibn Şerih (ra) Resulullah (sas)’den şöyle işittiğini söylüyor: Dedi ki: “Benden sonra şiddetli fitneler olacak. Her kim cemaati, ya da Muhammed (sas)’in ümmetinin sözünü ayırmaya teşebbüs ederse onu öldürün. Allah’ın eli cemaatin üstündedir. Cemaati terk edenin dostu ise şeytandır.” [Müslim, Nisai]
Bu hadisi şerif çok büyük faydalar içermektedir:
1-Resullah (sas) gelecekte büyük fitnelerin olacağını bildirmektedir ki bunların çoğu tarih boyunca bir bir gerçekleşti. Bu ilim de efendimiz (sas)’e verilen ilimlerden biridir ve onun gerçek nebi olduğunu ispatlamaktadır.

2-Resulullah (sas) ümmetin sözünü ayırmaya kalkan herkese ölüm hükmü vermiştir ki. Bu hüküm daha önce zahiren salih görünen kişileri de içermektedir.
3-İslam ümmetinin birliği Allah katında, bu cemaati ayırmaya kalkan müslüman ferdin akıtılan kanından daha değerlidir. Bu da müslümanlar cemaatinin birliğinin hürmetini göz önüne sergilemektedir.
4-Allah (a.c.)’in eli bir halife altında toplanmış müslüman cemaati üzerinedir. Bu cemaati terk edip ümmeti bölen tüm grup ve cemaatlerin başını asıl temsil eden şeytandır. Allah bunlarla ilgili şöyle buyuruyor: “Onlara, şeytanın peşine takdığı ve kendisine verdiğimiz ayetlerden sıyrılarak azgınlardan olan kişinin olayını anlat.” (A’raf: 175)
4. Ebu Bekir (r.a.) şöyle rivayet ediyor: Resulullah (s.a.s.) namaza giderken secde eden bir adamın yanından geçtiğini gördüm. Namazı kıldıktan sonra bu kişinin aynı şekilde secde ettiğini ve lider arkasında cemaat namazına katılmadığını görüyor ve şöyle soruyor: “Bu adamı kim öldürebilir?” Birisi ayağa kalkıp buna yelteniyor ama çekinip, elinden gelmiyor ve diyor ki: “Ya Nebi Allah, seni anne ve babamdan daha çok severim ama secde eden, La İlahe İllallah şehadetini getiren birisini nasıl öldürebilirim?” Efendimiz yine tekrarlıyor: “Bu adamı kim öldürebilir?” Bu sefer başka birisi bunu yapmaya kalkıyor ama onunda elinden gelmiyor ve aynı sözleri tekrarlıyor: “Ya Nebi Allah secde eden, La İlahe İllallah şehadetini getiren birisini nasıl öldürebilirim?” Resullullah (s.a.s.) bunun üzerine şöyle buyuruyor: “Muhammedin nefsi elinde bulunan Allah’a yeminler olsun ki eğer onu öldürseydiler bu fitnelerin ilki ve sonuncusu olurdu. [Ahmed ve Taberani, Müslimin şartlarına göre sahih]
Bu hadisi şerif şu faydaları içermektedir:
1-İslamiyette fitnelerin başı müslümanların halife altında toplanmış cemaati terk edip, ayrılığa düşmeleridir.
2- Cemaatten ayrılanlar din ve ibadet konusunda güçlü olabilirler ki bunu birlik ve beraberlik emrini terk edip, şeri olmayan cemaatlere ayrılan ve dini bu şekilde ikamet etmeye çalışan hareketlerden açık biçimde görebilmekteyiz.
3-Osman (r.a.) zamanında olduğu gibi Muhammed (s.a.s.)’in ümmetini ayıranları öldürmekten geri kalmak, fitnelerin ve şerin yayılıp, devam etmesine en büyük sebeb olan unsurdur.
5. Haris el-Eşari (r.a.) şöyle rivayet ediyor: Resulullah (s.a.s.) dedi ki: “Allah’ın bana emrettiği beş şeyi sizlere emrediyorum: Cemaat, söz dinleyip, itaat etmek, hicret ve cihad. Cemaatten bir adım bile ayrılan, bu yaptığından geri dönene kadar, İslam bağını boynundan çıkarmıştır. Cahiliye davet eden herkes cehennem ehlindendir” [Ahmed, Tirmizi sahih senedle]
Bu hadisin içerdiği faydalardan bazıları şunlardır:
1-Müslümanlar cemaatini dağıtmayı amaçlayan her davet cahiliye davetidir. Bunu yapanlar bunu değişik isim ve şekillerde yapsa da durum aynıdır.
2-Allah (ac), bu cemaate girmemekte ısrar edeni ya da ona tabi olduktan sonra ayrılanı ahirette azaba uğratacağını vaad etmekte.
Alıntı ile Cevapla