Konu Başlıkları: İslam Gençliği Nasıl Olmalı
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Nisan 2008, 21:40   Mesaj No:2

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: İslam Gençliği Nasıl Olmalı


Allah razı olsun canım güzel ve yerine bir paylaşım olmuş.
Bizimde katkımız olsun o halde...

Nasıl Bir İslam Gençliği?

Gençlik, insanın hayatı boyunca aktifliğinin en yoğun olduğu zaman dilimidir. Bu zaman diliminde insanlar, birçok meşgaleyi bir arada gerçekleştirebilecek enerjiye sahiptir.

Bu maksatla, gençlik kavramı yoğun bir anlam ifade etmektedir. Kavrama, İslâmî bir perspektiften bakmayı denersek görüyoruz ki Asr-ı Saadet döneminden bu yana birçok olayda gençlerin yüklendiği görevler küçümsenemeyecek kadar yoğun bir içerik arz ediyor.

Hz. Peygamber zamanında askeri görevlerden içtimaî görevlere, muallimlikten hükümet sorumluluğuna kadar birçok alanda gençler aktif olarak rol almıştır.

Yine bundan sonraki dönemlere göz attığımızda İslâmî davayı sahiplenmiş, kendisine İslâmî davayı şiar edinmiş nice gençlerin, üzerlerine aldıkları ağır sorumlulukları doğru bir İslâm gençliği tasavvuru ile rahatça yerine getirdiklerini görüyoruz. Ve yine görüyoruz ki, İslâmî davanın atardamarı misyonunu genç nesil oluşturmaktadır.

Biraz daha yakın tarihe baktığımızda, İslâmî hassasiyetlerin daha yoğun olarak yaşandığı zaman dilimlerinde Müslüman gençlerin yoğun çalışmaları göze çarpıyor.

Elbette, İslâm’ın gençlere yüklediği bu misyonun farkında olan İslâm karşıtları belirli periyotlarla İslâmî gençliği pasifize etme çabaları içerisine girmişlerdir ve hala da bu çalışmalarına devam etmektedirler, Bizlerin son zamanlarda Müslümanların üzerlerinde dolaşan kara bulutların nedenlerini de bu çerçevede değerlendirmemiz gerekmektedir.

Çünkü biliyoruz ki, genç nesli yok edilen veya pasifize edilen herhangi bir ideoloji veya dine saldırmak çok daha kolaydır. Bu sebeple şu anda batı emperyalizmi ve amerikan emperyalizminin İslâm dünyası üzerinde tasavvur hakkı elde etmek için İslâmî gençliği bitirmek, geriye kalan Müslüman gençlerin de farklı İslâmî tasavvurlarla hareket etmelerini sağlamak için yapmış oldukları yoğun çalışmaları vardır.

Bugün görüyoruz ki gençlerin cezbeden, nefsine hoş gelen birçok faktör, içinde bulunduğumuz zaman diliminde mevcut. Yapılmak istenen, gençlerin İslâm ile bağlantılarını koparmak ve onları dünyanın geçici zevkleri ile kandırmak.

Böylece Hakk’ın karşısında batılı güçlü kılmaktır. Maalesef, bu zaman diliminde görüyoruz ki gençlik gerek yoğun ders tempoları ile ilgilenmekten, gerek internetin bitmeyen cazibesine kapılmaktan, gerek arkadaş ortamının oluşturduğu şartlardan, gerekse de televizyonda birbiri ardına gelen dizilerden kafasını kaldıramamasından dolayı akletme melekesini kaybederek İslâmî bir hayat nizamından uzaklaşarak yaşamaktadır.

Gençlerin akletmelerini, zikretmelerini ve dolayısıyla doğruları görmelerini engellemek amacıyla yapılan bu çalışmalar maalesef İslâmî bir yaşantıya sahip olan genç kardeşlerimizi de etkilemektedir. İslâmî bir fikre sahip olan kardeşlerimiz yoğun bir şekilde ters yönden esen batıl(ı)laşma rüzgârından nasiplenmektedirler.

Ve bu yüzden ortaya çıkan nesil pak-berrak bir İslâmî anlayış yerine bulandırılmış bir İslâmî anlayışa sahip olmaktadır. Bu nedenle de 1,5 milyarlık İslâm dünyasında bir bütünlük oluşamamakta, bir Müslüman diğer bir Müslüman’dan haberdar olamamaktadır. Tüm bu sorunları çözebilmek için önce doğru bir İslâm gençliği tasavvuru oluşturmamız ve böylece yeni sağlıklı nesiller yetiştirerek tüm insanlığa ışık tutacak bir İslâm medeniyeti oluşturmamız gerekmektedir.

Bu sorunlara çözüm yolları sunabilmek için doğru bir İslâm gençliği tasavvurunun nasıl olması gerektiği noktasında biraz kafa yormamız gerekmektedir.

Öncelikle İslâmî hayat nizamının bizlerin hayatının tümüne hitap ettiğini bilmemiz gerekir. Bir genç, bindiği otobüsten, gittiği sınıfına, yattığı yatağından yaşadığı tüm hayata kadar ALLAH-u Teâla’nın kendisini gözetlediğini bilerek hareket etme zorunluluğundadır. Bu durum göz önünde bulundurulacak olursa, bizlerin İslâmî çalışmaları bir fantezi olmamalıdır.

Eğer bizler İslâmî sohbetlerde bulunduğumuz yerlerde farklı, başka ortamlarda farklı isek, kıldığımız namaz hakkı temsil ederken, yaptığımız hareketler batılı temsil ediyorsa, okuduğumuz kitap aydınlığı temsil edip, dinlediğimiz müzik karanlığı temsil ediyorsa bu noktada bir yanlışlık var demektir. Unutulmamalıdır ki, bir insan “La ilâhe illâllah Muhammeden Rasulullah” dediyse Hakk’ın karşısındaki bütün batılları elinin tersiyle geriye itmiş demektir. Bir Müslüman genç bu bilinçle hareket etmelidir.

Ve yine İslâm gençliğinin yaşadığı en büyük sorunlardan bir tanesi İslâm’ın bütünleyici rolünü üstlenmek yerine tek tarafa yönelmeyi tercih etmeleridir. Yani eylem-söylem, ibadet-siyaset, ahlâk-marifet sınırlarını bozarak ya eylemci ya sufi, ya akıl ehli ya kalp ehli tarzında İslâmî hayat nizamıyla uzaktan yakından hiçbir alâkası olmayan ayrılıklar ortaya çıkarmak, İslâmî davayı güçlendirmek yerine İslâmî davaya zarar verir.

Ve yine İslâm gençliğinin yanılgıya uğradığı olaylardan bir tanesi de hayatın ta içine hitap eden İslâm’ı sanal âleme hapsederek, internette, “chat”lerde tartışma konusu, polemik konusu haline getirmeleridir.

Unutulmamalıdır ki İslâm bütünlük arz eden bir hayat nizamıdır, İslâmî bilinç hem ibadetlerde yoğun olmayı(gerek gece namazları, gerek diğer nafile ibadetlerde bunun içine dâhildir ve İslâmî bilincin oluşmasında son derece önemli kilometre taşlarıdır), hem ahlâk ve edep çerçevesinde hareket etmeyi, hem siyasî anlamda İslâm’ı savunmayı, hem de zalime karşı baş kaldırmayı gerekli kılar.

Buradan da anlıyoruz ki, İslâm bir bütünlük arz eder. Evet, doğru bir İslâmî nizam oluşturmak istiyorsak, geleceğin büyükleri olan gençleri doğru bir İslâm tasavvuru ile yetiştirmemiz gerekmektedir. İslâmî konularda yorum yapmak insanlara kolay gelmektedir. Fakat şu zamanda bırakın boş konuşmayı, sıradan konuşmalara bile çok fazla vakit yoktur. Dışarıda İslâm’a aç insan toplulukları kendilerine İslâm’ı anlatacak İslâmî gençliği bekliyor.

Bilinmelidir ki, hastalıklı köklerden hastalıklı dallar yetişir. Buna binaen, bizlerin hastalıklı olan köklerdeki hastalıkları temizlememiz ve sağlam kökler olarak, yeni nesli oluşturacak sağlam dallar oluşturmamız gerekmektedir.
Doğru İslâm tasavvuru ile yetişmiş, Hakk’ı batıldan ayırmış, söylediklerinin pratiğini gerçekleştiren genç nesiller olmamız ve başka genç nesiller yetiştirmemiz dileğiyle. ALLAH’a emanet olun.
İsmail DUMAN
Alıntı ile Cevapla