Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Kasım 2012, 11:08   Mesaj No:3

enderhafızım

Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:38
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:166
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Can Demiryel (Seslendirdiği Şiirler)




Sen Gittin

Sen gittin
Hayatın öbür ucunda bıraktın beni
Issızlaştı şehir
Yetim kaldı şarkılar

Sen gittin Ummanımı besleyen dereler gitti
Enlemler boylamlar
Ülkeler gitti
Şaşırdı yönleri kuzey ve güney
Demirden kavilik, yelden hafiflik
Savaşlar barışlar gitti

Sen gittin Aşımın hamuru gitti
Sen gittin Yapımın çamuru gitti
Sen gittin Nisanın yağmuru gitti
Sen gittin Dünyanın uğuru gitti
Söylesene ağzımın tadı mı kalır
Hangi beyaz keyif çatar çayımda

Sen gittin aralandı sahte dünyam yokluğa
Bir yağ emmez çıkrık kolu hatıran
Sen içimde büyüdükçe, ben küçülüyorum
Adını kazıyamadı zaman
Nar tadından
Kar suyundan

Sen gittin Devletim gitti
Sen gittin Servetim gitti
Sen gittin İzzetim gitti
Sen gittin Saadetim gitti
Yıkılmış bir hisar kaldı tevarüs
Bulutlara kan karıştı ardından

Sen gittin Örtüm gitti
Açıktayım cascavlak
Muhteşem rüzgarlar dağımı yoklar
Tüm yangınlar beni yakar önce
Tipi bir yandan boran bir yandan biler dişini
Bende kalan en son yanını ister

Sen gittin Elim gitti
Sen gittin Dilim gitti
Sen gittin Gülüm gitti
Baştan sona diken dolu gülistan
Yediveren suya saldı ıtrını
Kırağı düştü bülbüllerin sesine
Akreplere kaldı bütün türküler

Sen gittin Kalakaldım tamtakır
Zenginliğim eteğinle sürüldü
Bir yığın suç, zillet bastı hanemi
Ateşten gömlek giydim, şerbet içtim kızılcık
Tacirlere bayram oldu gidişin

Sen gittin Ben bittim

Ne olur
Benden uzak tutma nurunu
Nerde aşk varsa oraya yetişir elin
Yalnızlıklardan beni yine
Korursa sevdan korur ancak….

Yazan: Abdulbaki KÖMÜR
Okuan: Can Demiryel

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]







----------------------------------------------------------







Sendeyim Sevgili

Aşkın semalarında, firari sevdaların ağıtlarında
Sevgilinin yokluğuna kıvranırken ruhum
Üzüntüyü
Sarıp sarmalayan bir yolcuyum…
Acılarımı harmanlayan şimal rüzgarları
Ne de çabuk sustu?
Hüzünlü yüreğimin üzerine
Hangi el mutluluğu inşa edecek?
Gülümsemenin adını bile unutmuşken
Umut tepelerinde bir dilenci olmuşken
Sus ne olur … Teselli istemiyorum!
Beni bana bırak içimde kalmasın sözcükler, ve
Dinle;
Bu akşam düşte Şahmaran
Gece destansı aşklara vuruyor yüzünü
Hilal’ in yarı loş ışığıyla
Uykusuzluk; uzuyor, düşüyor,
Sağır, dilsiz ama hissedebilen mısralarıma…
Şahikalarda asılı kalan duygular
Ses veriyor düşüncelere;
Ve Suru üflemeye hazır İsrafil’ in
Sabrına aşina ya yürekler
Aynı nizamla…Sendeyim sevgili
Aşkım sensizliğe akan
Göz yaşlarımı kristalleştirerek
Bel kıs ‘a hazırlanan tahttan
Daha görkemli bir taht hazırladı
Sana gönlümde.
Zaman perdesini çektiğinde
Ben, sendeyim sevgili…
Ayrılığın katmer katmer beslediği
Sevdanın; dudaklarından bir kıvılcım
Düşerken Kays’ ın kalbine
O tek bir kıvılcımla, aşkına kül olan Kays’ ın
Gönül gözlerine tecelli eden
O nazlı yarin, Leyla nında
Yüreğinde çalkalanan hasret duası ile
Ben, sendeyim sevgili…
Melaikelerin şeffaf kanatlarında
Ölümsüz aşkların vaveylası, sonsuzlukta yankılanırken
Tuttuğum eller, sabrın huşulu raksıyla
Güvene hicret ettirdi ya
Ben, sendeyim sevgili…
Bir yedi veren çiçeğinin mevsimlerde bereketi
Bir de sevgilinin o emsalsiz hayali
Sır olup yerleşti ta içime..
Kimsesizliğe soyunmuş Alp lerin güzelliğine
Göz kırpan tan vakti,
Sahipsiz umutlarla kalbe doğarken
Erişilmez aşkların yıldızı Zühre’ nin
Derin iç çekişleriyle
Ben, sendeyim sevgili…
Seninleyim sevgili…

Yazan: Ümit Zeynep KAYABAŞ
Okuyan: Can Demiryel

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]






----------------------------------------------------------






Biliyorum Susacaksın

Biliyorum yine susacaksın…
onca düğümlenmiş söze,
ve onca fasi/küllenmiş
sayfa dolusu kelama rağmen…
yine mahzenine çekileceksin
gecenin bu vaktinde,
içim içim dökülen
sicim sicim pınarlanmış göze rağmen

yine sözcükler tıkanacak,
söz, sessizliğe bürünecek
sessizlik bir nokta boyu,
bir haykırışın mebdei olacak
gecenin sessizliğiyle bütünleşen
bir nida çınlayacak bedende
bir bende yankılanan bir de sende…

kelamın tükendiği yerde,
konuşacak kalemin;
gecenin bittiği yerde başlayacak
ölü saatleri, dirilten demlerin
vuslatların en demli saatlerinde
firakın en ağırını hissederken
bir nurlu sabah muştusuyla
gece soluklanacak an be an…

sukuta bürünen duruşunla
sesleneceksin bana ta uzaklardan,
acabalarla geçecek her dem
yıkık dökük hayallerle,
tahayyülün son katresinde
buluşacak gecenin son damlası
solukları pay ettiren
o anlık buluşmalarda
hissedeceksin
senli benli o nefes alışları,
bir ben geçecek senden,
bir de sen geçeceksin,
sessizce ve derince
sensiz bu be(de) nden…

Yazan: Emin SELVİ
Okuyan: Can Demiryel

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]






----------------------------------------------------------







Sonsuza Dek Sophie

Gözleriniz madam
Gözlerinize bakıyorum da
Sanki bir yangın yeri
Yüzünüz talan edilmiş bir
İmparatorluktan kalma gibi,
Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına,
Tüten dumana ve akan kana bakmaksızın
Aldırmaksızın…
Patlayan bombalara şiir söylüyor gibi
Aslında aşktır en çetin meydan muharebesi
Siz koşuştururken lise bahçelerinde
Dilinizde Ahmet Arif’ten Yarım yamalak ezberlenmiş iki dize
Deri ceketinize yaslanmış yürürken yağmurda,
Bir şairdim ben
Kalbimi büyüten dumanlı odalarda
Benim kalbim dumanlı odalarda büyüdü madam.
Yalan yok! yalan asla olmayacak
Çünkü aşkı üstünüze serpiştirip kaçan o yağmur
Bir gün sizi de ıslatacak
Bir gün sizde hüzünle bakacaksınız kalbinizin içine
Orada bir şarklıyı göreceksiniz
Biz şarklılar, yani aşıklar
Ve asla konuşamayacakları kızlara aşklananlar
Hep yenildik!
Farklı malubiyetlerden kuruldu bizim tarihimiz
Diyorum ki… vaktiniz varsa bu akşam
Bizim yüzümüz kızarır
Biz uzaktan sevmelerde birinciyiz
Genç kızlara başlarımızı çevirip bir bakamayız
Bir bakarsak usulca elimizden kayar
Ve parçalanır kristal gençliğimiz
Biz kristal gençleriz madam
Kolayca tuz buz oluruz
-Eve gitsem daha iyi
İyide benim o darmadağın halimi bırakıp nereye,
Her gece saatlerce alıştırma yapıp da
Bir tek sevda sözcüğü fısıldayamamanın sıkıntısı
Aşksızlıktan solan bu cismi terk edip nereye gidiyorsun ?
Merdivenlerden peşinizden koşup da
İsminizi haykırmayı size bakarken derinde
Bir acıyla kıvrandığımı fark etmeden nereye he…
Bir gün yağmur yağsa
Sırılsıklam o yağmurda ıslanacak
Ve elinde tutuğu karanfille
Gözyaşları,saçlarından sızan yağmurla karışacak
Onun kapısının önünde duracaktı
Onun kapısının önünde duracak
Ve asla zile basmayacaktı
O kapının önünde saatlerce ağlayacaktı o sırada fonda
‘’Senin mavi gözlerinde çalacaktı‘’çalacaktı
Sonsuzadek Sofya…

Yazan: Kemal SAYAR
Okuyan: Can Demiryel

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]







----------------------------------------------------------







Yoksun ya / Yitik Gazelim

Yoksun ya ..
gecenin gözleri üzerimde…
yoksun ya neye uzansam kısa kalıyor kollarım..
yoksun ya varlığımı unutmuşum gündüzde…

Sen yürüyünce anladım adımların sıklığını,
sen gülünce bildim dünyanın sıcaklığını,
sen bana bakınca göğün sofrası indi yüreğime, tut çek beni bana…

Cürmüm kadar yer yakardım evvelden ,
şimdi kendimi tutuşturmaya takatim yok…
fakrıma vardım ,aczime…
güruh bir ırmağın kuraklığına döndüm, ayaklarımı vuruyorum toprağa…

Sen yoksun ya ateş basıyor içime, sensiz yanlarım uçukluyor…
Sen yoksun ya göveriyor dallarım yosun tutuyor gövdemi,
sen yoksun ya yokluğuna vuruyorum kendime yitikliğimde buluyorum seni…

Yoksun ya on dörtlüyü dayıyorum gecenin alnına,
yoksun ya dikenleri çekiyorum topuklarımdan,
yoksun ya açlığıma taş bağlıyorum, yokluğuna bulaşıyor ellerim..


Bahçelerimin rengi soldu,güz bastı yüzüme,
dengesi bozuldu akıl tellerimin, yırtılmış göz pınarlarım, nazar etsen göz ucuyla ,
Vahşi gibi dolanıyorum.
Avazeni duymak için yüreğim kulak kesiliyor ayak seslerine…

Sermayem bir gece, bütün hünerlerimi koydum çıkınımdan,
aklıma abdest aldırmak için yöneliyorum toprağa ellerim toprağın alnında…
Bağlıyorum ellerimi, eğiyorum başımı Hamd ve Senâ alemlerin Rabbine…
Şah damarıma bakıp, Esselamu Aleykum ve Rahmetullah diyorum…

Yazan: Filiznur ATALAN
Okuyan: Can Demiryel

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntı ile Cevapla