Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Kasım 2012, 03:44   Mesaj No:1

Mevlüt HÖNÜL

Medineweb Aktif Üyesi
Mevlüt HÖNÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mevlüt HÖNÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18779
Üyelik T.: 20 Mayıs 2012
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Memleket:Malazgirt
Yaş:47
Mesaj: 151
Konular: 93
Beğenildi:17
Beğendi:0
Takdirleri:32
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Neden Muhtaçları Doyurmaya Birbirinizi Teşvik Etmiyorsunuz!/ Mevlüt Hönül

Neden Muhtaçları Doyurmaya Birbirinizi Teşvik Etmiyorsunuz!/ Mevlüt Hönül

Ama hayır, hayır, (ey insanlar, bütün yaptıklarınızı ve yapmadıklarınızı bir düşünün siz yetime karşı cömert değilsiniz,

Muhtaçları doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz,

(başkalarının) mirasını açgözlülükle yiyip bitiriyorsunuz,

Ve sınırsız bir sevgiyle malı mülkü seviyorsunuz!
( Fecr 17-18-19-20 )

Bu asra ‘’Ebu Zerr’lermi lazım! Kapitalizme kul olanlar ve Muaviye ruhlular her köşede Saltanat kurmuş yapıp ettikleri ibadetlerden mükâfat bekleyen mürailere dönüşmüşlerdir.

Allah adını dillerinden düşürmeyen, beş vakit camilerde ibadet etmekten geri durmayan, Kur’an ayetleri okunduğu zaman hüngür-hüngür ağlayan, ne manaya geldiğini dahi idrak etmeden tekrarladığı salavattan sevap bekleyen, her namazdan sonra otuz üç kere tekrarladığını isimlerin hayata aktarılması hususunda sessiz kalan, rahatım bozulmasın kimse bana dokunmasın mantığı ile suya sabuna dokunmayan zihniyet yapısının bugün en büyük köleleri Müslüman ismi taşıyanlar olmuştur.

Bugün adı Müslüman olanların servet yığma yarışı, Allah tarafından ilahi iradenin yerine getirilmesi için emanet edilmiş olduğunun unutulmuş olması hususunda kınamaları tekrar dillendirmemiz gerekiyor.

‘’Zenginlerin Allah’ın melekûtuna girmesi bir devenin iğne deliğinden girmesinden daha zordur. Matta. 24

Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'a aittir ve hepsi (asıl kaynağı olan) Allah'a döner.
(A’li İmran-109)

‘’İşte gökler ve göklerin gökleri, yer ve onda olan her şey Allah’ın olan Rabbin'dir’’
(Tevrat Tesniye,10-14)

Mülk sahibi yalnızca Allah’tır. Yaratılanlar ise bu mülkü evirip çevirmede Allah yolunda mükelleftirler. Mülkü tekellerine alanlar ise Allah’tan ziyade kendi adlarına ve menfaatlerine dayalı bir sistem ile yürütmektedirler. Mülkü elde edenler keyiflerince kullanmaları hak sahiplerini görmemeleri Allah’a ve topluma karşı en büyük hırsızlıktır.

Nehc-ül Belağa’da Resulullah’ın Şöyle Buyurduğu Rivayet edilmektedir:

‘’Kendi içindeki zayıfların, fakirleri güç sahibi zorbalarda olan haklarını, hiç bir tereddüt göstermeden alamayan bir toplum refaha, saadete erişemez.’’

İslam dinine göre Allah’a, Ahiret gününe, Allah resulüne inanmış insanların mallarından, canlarından önce, yoksul miskin ve yetimleri doyurması onların hayati iaşelerini temin etmesi mecburidir. Çünkü İlahi nizama göre İnsanların emekleri ile elde etmiş oldukları her şey Allah’a aittir ve İnsan yaşamı için emanet olarak verilmiştir.

Müslüman’ların ihtiyaçları dışında sahip oldukları mallar o insanların imtihanlarına vesile olarak verilen emanettir. İlahi nizamım emirleri doğrultusunda ‘’İnfak’’ etmek ile bu imtihan aşılabilir.

Ama ne yazık ki günümüz İslam âleminde büyük çoğunluk zekât ve fitre vermek ile Allah’ın malları üzerindeki hakkını ödediklerini zannetmektedirler. Yalnız İlahi emirler sahip olunan mallardan zekât miktarının verilmesinden sonra özellikle İhtiyaç fazlası olanın Akraba, Fakirler, Miskinler, Yolda kalmışlar, Yetimlere verilmesini emretmektedir. Zekât ve Fitre ile bitmemektedir.

Allah Resulü Muhammed’e sorulan bir soru ve verilen cevap.

‘’Zekât’tan başka fakirin malda hakkı varmıdır?’’ Sorusuna.

‘’Evet, Fakirin başka malda da hakkı vardır’’ cevabı vermiştir.

O zaman Bir Müslüman’ın malı zekât, fitre ile etrafındakilerin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra bu verilen malda hakkı olanlara kendi ihtiyacından fazla kalanı verdikten sonra kalan kısmıdır. Allah’u Teâlâ bu görevi yerine getirebilenlere büyük mükâfatlar vaat etmektedir Allah’ın vaadi haktır ve zerre şüphe yoktur.

İslam denge eşitlik ve adalet dinidir. Cimriliği ve savurganlık (israfıda) reddetmektedir.

İmam Ali’nin yönetimi döneminde çözüm bekleyen onca sorun varken, sosyal adalet, fakir ve mazlumların hakkının korunmasına yönelik sorunları öncelik olarak görmesi bu konu hakkında Malik Bin Eşter’e yazmış olduğu emirnamede açıkça ifade edilmektedir.

Malik Bin Eşter’e göndermiş olduğu Emirnamesinin bir başka bölümünde şöyle buyurmaktadır:

‘’Allah için Allah için O ezilen alt tabaka var ya işte onların hakkı en çok onların hakkında Allah’tan kork/Onlar ki, ne bir sığınacak yerleri var, ne de başka bir şeyleri, Yokluktan çeşitli eziyet ve zorluklar içinde kıvranıyorlar. Onların içerisinde ihtiyaçlarını gizlemeyen olduğu gibi, onuruna yediremeyip, sırını kimseye açmayanlarda vardır.

Bu sözü Ayeti kerime ile karşılaştıralım.

(Ve) Allah yoluna kendilerini tamamen adamış oldukları için yeryüzünde (rızık aramak niyetiyle) gezip dolaşamayan muhtaçlar(a yardım edin). (Onların durumunun) farkında olmayan, onları zengin zanneder, çünkü (istemekten) çekinirler; (ancak) sen onları (bazı) özelliklerinden tanıyabilirsin: insanlardan arsız bir şekilde istemekten kaçınırlar. Ve onlara ne iyilik yaparsanız, doğrusu Allah hepsini bilir.
(Bakara 273)

Müslümanların içinde geçim şartlarını sağlayamadıkları için, yanlış yollara düşenleri bu ümmet kollayıp desteklemedikçe vahdet tevhid ve benzeri kavramları dillerine dolamaları söylemden öteye gitmez. Allah resulüne saldırıların en yoğun hal aldığı dönem Müşriklerin Mülküne dokunduğu dönemdir.

Yalnız sana inandığımız için Yalnız sana kulluk ederiz. Ayetini namazlarda tekrarlayan diller, eylemsel boyuta gelince kime kul olduklarını ortaya koymaktadırlar. Sözde Allah iken amelde Mülk putuna secde edenler, kopmayacak sağlam kulp olarak yapışanlar, Allah yolunda harcamayıp biriktirdikçe biriktirenler azab ile müjdelenmektedir.

Fakat bütün o altın ve gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanlar var ya, (işte) onlara (sonraki hayat için) çok çetin azabı müjdele:
(Tevbe-34)

Şimdi şu sözleri duyar gibiyim. Efendim bu ayet ehli kitaba yöneliktir ‘’ahbari ve ruhbanilerin’’ haksız uygulamalarına yöneliktir sözleri Kuran’ı anlamamak isteyen zihniyetlerin kendilerini bu ayet’ten muaf tutma anlayışından başka bir şey değildir. Ey Adı Müslüman olanlar sizde Altını ve Gümüş’ü biriktirip Allah yolunda harcamadığınız vakit aynı azaba müstahak olursunuz. Kimsenin haddine değildir kendini hakikat damlalarından muaf tutmak.

Çok zeki görünen insanlar vardır. Onların nezdinde en önemli olan şey paradır! Ulu put paraya sahip oldukları müddetçe sayılır ve sevilirler adam muamelesi görürler. Bu görünümlerini, durumlarını kaybetmeme adına tek ilahları olan paradan başka dört elle sarılacak bir şeyleri olmadığını iyi bildiklerinden dolayı. Doyasıya eğlenir, yer içer beyinlerini kullanma alanları olarakta fitne üretmeyi tercih ederler. Mekke Bankerlerinin oğlu Muaviye gibi. Kendilerini sağlama almak adına ise kendilerinden başkalarına güvenmezler.

Çağımızın temel sorunu batılı emperyalistlerin geliştirmiş olduğu büyüme modeli adı altında sömürü düzenleri faydalı ve faydasız bir rekabete dönüşerek. Ne yazık ki Müslüman adını taşıyan, insanları kendi çarkları içerisinde öğüterek insanlığın iflasına yok olmasına maddiyatın tanrılaştırılmasına tek amaç haline dönüştürülmesine sebep olmuştur.

Allah’ın sünnetinin değişmez kurallarının anlatılması, yaşatılması hususlarında Allah ne hukukçu ne profesör ne de zengin birilerini seçme anlayışına gitmemiş. Bilakis Musa gibi bir çoban, İsa gibi bir marangozu, Muhammed gibi ümmi bir kervancıyı tercih etmiştir. Bu vasıflarda ve iş alanlarında olan bu Peygamberler zenginlerin, kendi toplumlarında saygın ve güçlü sayılan insanların öfkelerini üzerlerine çekecek kadar muhteşem bir tebliğ metodu ortaya koymuşlardır.

Tebliğ esaslarının temelinde ‘’ La ilahe illallah ’’ esası olduğu için her daim zorbalığa, zulme, sürgüne ve hatta ölümlere varan neticelere katlanmış ve asla Allah’ın olan mülk hususunda taviz vermemişlerdir. Zenginlerin sözde saygınların düşmanlığının temelinde. Mülk esasının yattığını Kuran’ı az çok okuyan hemen herkes idrak etmektedir. Allah Resulü Muhammed’in Ebu lehebin ellerine dokunması ile birlikte sürgün hayatına zorunlu kılınması tesadüfü bir olay olmayıp bizzat Mülk putuna dokunmasıdır.

Ey Müslümanlar! Mustazaflara, yoksullara, yetimlere, borçlu olanlara ve dünyalık hayatta geçim sıkıntısı çekenlere duyarsız kalmayalım. Onları destekleme adına kendi çevremizde toplumumuzda teşvik hareketlerini başlatalım sessizliğe bürünerek uyumakta olduğumuz uykudan uyanalım uyandıralım.

MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
“...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”
İmam HÜSEYİN (a.s)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik Makale ve Köşe Yazıları AlimOğlu 47 17901 16 Eylül 2016 00:11
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 2455 18Haziran 2016 02:59
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Yitiksevda 4 2051 22 Şubat 2016 23:34
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL Makale ve Köşe Yazıları Mevlüt HÖNÜL 0 1734 26 Ocak 2016 23:38
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül Makale ve Köşe Yazıları 'Yolcu' 3 2123 10 Mayıs 2015 23:35