Konu Başlıkları: Malcolm X
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27Haziran 2008, 02:02   Mesaj No:2

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:47
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:48
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Kara Kıtanın Özgürlük Savaşçısı: Malcolm X

Malkom X (El hac Malik El-Şahbaz)


Asıl adı Malcolm Little olan Malcolm X, 1925 yılında Omaha'da bir papazın altı çocuğundan birisi olarak dünyaya geldi. İlköğretimi, siyahlara ait bir mahallede okudu. Lisenin ardından Üniversiteye gitmek istemesine karşın, siyahların tplumdan dışlanmışlığı ve itilmişliği, Malcolm'u çalışmak ve kendi hayatını kazanmak zorunda bıraktı. Zaten A.B.D.'de yaşayan bütün siyahlar için Devletin arzu ettiği yaşam da tam olarak bundan ibaretti. Eğer siyahsanız, liseden sonra okumamalı, üst düzey görevlere talip olmamalı ve beyazların sizin için belirlediği çizgilerin dışına çıkmamalısınız. Afrika'dan sizi gemilere dolduran ve yeni kıtaya taşıyanların amaçlarına aykırı bir hayatı seçmemelisiniz. Malcolm, işte etrafında beliren bu çizgileri aşamadığı için kendisini Harlem'de buldu. Harlem, hayatının makas değiştirdiği yer olacaktı Malcolm'un.

Harlem'de vakit geçiren birçok siyah gibi Malcolm da uyuşturucu ticareti, otomobil hırsızlığı gibi kanundışı işlerle iştigal ediyordu. Hayatını da bu yolla kazanan Malcolm, bir işin ardından Polislerden kaçamadı ve yakalanarak hapsedildi. Harlem sokaklarında yakalanmış bir siyahın cezaevinde başına gelebilecekler sıkça konuşulan bir konuydu. Ancak siyahların birçoğu için dikenli bir yolun başı olan hapishane Malcolm için sonraki hayatına anlam katacak bir hikmet yolculuğuna dönüşür. Cezaevinde tanıştığı Müslümanların tebliğ çalışmaları sonucu İslam ile şereflendi.Müslüman olduktan sonra El hac malik el şahbaz adını aldı.Liseden sonra Üniversiteye gidemeyeşinin doğurduğu okuma açlığını cezaevinde sürekli ve düzenli bir okuma faaliyeti ile giderdi. Bu okuma faaliyeti öylesine yoğunlaşmıştır ki Malcolm, hapishanede bir de doktora tezi hazırlar. Hapishane yıllarının kendisine kattığı değerleri Malcol şöyle ifade eder: " Düşünmeye ihtiyacı olan bir insanın gidebileceği en iyi yerin Üniversite olduğu düşünülür ancak bana sorarsanız, düşünmek isteyen bir insan için en ideal mekan hapishanedir."

Evet, Malcolm büyük bir dönüşüm yaşıyordu, zalim ile mazlum arasındaki farkı anlayabilecek ve bu fark cennet ile cehennem arasındaki mesafe kadar olduğunu idrak edebilecek bir bilinç düzeyine erişmişti. Hapishanede geçen yedi yılın ardından, pek çok konuda büyük değişimlerin yaşandığı ancak baskının ve ezilmişliğin aynen kaldığı Harlem'e geri döner. Hayatına anlam katan değerleri insanlara anlatmaya, umutsuzluğa düşmeden insanlara köklerini hatırlatmaya adamıştı kendisini. Artık bir hırsız ve sabıkalı olarak girdiği hapishaneden bir özgürlük savaşçıcı olarak çıkan bir isim olarak Harlem'de farklı ses, özgün bir nefes halini almıştı. Adını değiştirmiş, Malcolm Little olan isminden "Little" kısmını çıkarmış ve yerine "Belirsizliği" ifade eden bir "X" harfi koymuştu. Ona göre bu harf kendi köklerinin artık kayıp olduğunun ve köleleştirilmiş siyahların kendi geleneklerinden koparılmışlığının simgesiydi. Elijah Muhammed öncülüğündeki "Siyah Müslümanlar Hareketi" içerisinde etkin bir konumda çalışmaya başlayan Malcolm, dört bir yanı geziyor,siyahların Amerikalı olmadıklarını ve Amerikan kültürünün de bir parçası olmadıklarını hatırlatıyordu. Ancak "Siyah Müslümanlar Hareketi" kendisini söylediklerinin sertliği ve sivriliği sebebi ile defalarca uyarıyor hatta A.B.D. Başkanı Kennedy'nin öldürülmesi üstüne söylediklerinden dolayı yetkileri elinden alıyordu.

Bu süreç içerisinde Malcolm Elijah Muhammed'i de iyice tanımış ve Elijah'ın ırkçı fikirlerinin İslam ile ne derece örtüştüğünü araştırmaya koyulmuştu. Zaten özel hayatında da ciddi gariiplikler ve ahlak dışı ilişkiler olan bir adamın, masumiyetin simgesi olan Afrikalıları temsil edemeyeceğini düşünüyordu. Ancak özellikle o dönemin şartlarından dolayı bunu ifade edemiyordu. Yurt dışında yaşayan Müslümanlardan aldığı sürekli davetler alan Malcolm, 1964 yılında Hacc amacıyla çıktığı yolculukta pek çok İslam Ülkesini ziyaret ediyor ve Elijah Muhammed'in beyazların Müslüman olamayacağı yönündeki fikrini İslam ile uzaktan yakından alakası olmadığını anlıyordu. Siyahlarla beyazların omuz omuza saf tuttuğu Mescid-i Haram'ın, Bilal ile Ebuzer arasındaki kardeşliğin hala varlığını koruduğu Medine'nin İslam'ın asli yönünü yaşattığını düşünmeye başlamıştı artık. Bunu şu cümlelerle ifade ediyordu:

"Dünyanın dört bucağından onbinlerce hacı ile birlikteydim. Mavi gözlü sarışınlardan siyah derili Afrikalıya kadar bütün renkler kaynaşmıştı. Fakat hepsi insanların birlikteliğinin, tek bir ruh halinin ibadeti içinde idiler. Bu benim Amerika'da siyah ile beyaz arasında göremediğim, fakat görülmesi kaçınılmaz olan ve olanaklı olan bir manzaraydı. Amerika, İslam'ı tanımalı, anlamalı ve bilmelidir. Çünkü sadece bu din toplumdaki ırk, renk, insanlar arasındaki ayırımı kökten reddetmektedir. İslam ülkelerine yaptığım gezilerde konuştuğum insanlar ve hatta beraber yemek yediğim beyaz Amerikalılar kafalarındaki beyaz ayırımcılığın İslam ile tanıştıktan sonra yok olduğunu söylediler. İnsanların renklerine bakılmaksızın birlikte iç içe oldukları böylesine içtenlikli ve gerçek bir kardeşlik bir manzarasını bundan önce hiç görmemiştim. Kutsal yerlerde geçirdiğim günlerde Müslüman kardeşlerimle Tek ve aynı Allah'a ibadet ve dua ederken onlarla birlikte aynı tabaktan yedim, aynı bardaktan içtim, aynı kilimin üstünde uyudum.

Gözleri mavilerin en mavisi, saçları sarıların en sarısı ve derileri beyazların en beyazı idi. Biz gerçekten kardeşlerdik, kardeştik. Çünkü inançlarımız Tek Allah'a idi ve aramızda renkler kalmamış ve Beyaz renk, Amerika'da var olan tutum ve davranışlarıyla düşüncelerimizden sökülüp atılmıştı. Bu kutsal topraklarda geçen her saat bana Amerika'daki siyah-beyaz çatışmasına yaklaşımda çok daha güçlü bir iç zenginliği kazandırıyor."


Öğrendiği gerçekleri ve İslam'ın kardeşlik hukukunu, evrensel sömürü düzenine karşı direniş mesajını kitlelere ulaştırmak istiyordu. Bu sebeble gitmek istediği bir çok ülke olmasına rağmen geziyi kısa tutarak Amerika'ya döndü. İlk iş olarak adını Malik El Şahbaz olarak değiştirdi. Hemen ardından Afro-Amerikan Birliğini temiz ve ırkçılıktan uzak, bütün dünya tağutlarını devirmeye adanmış bir hareket haline getirdi. İnsanlara, İslam'ın pak mesajını taşıyan bir mübelliğ olmuş ve Elijah Muhammed'in İslam'ı yanlış tanıyan ve tanıtan bir isim olduğunu ifade etmeye başlamıştı. Ona öre en siyahından en beyazına kadar insanlara "Allah'a Kul Olma" potasında toplanmalıydılar.

Ancak, her ülkede olduğu gibi Malcolm'un ülkesinde de İslam'ın mesajından rahatsız olan odaklar kendisini hedef olarak seçmişler ve sesini kısmak için planlar yapmaya başlamışlardı. Nitekim Afro-Amerikan merkezinde yapacağı konuşma ile ilgili uyarılar almasına karşın konuşmayı yapmama tekliflerini reddetmiş ve kürsüde
vücuduna isabet eden kurşunlarla Rabbine kavuşmuştu. Geride kalanlar ise İslam'ı kendilerine anlatan bu adamın, siyahlarla beyazların birbirine üstünlükleri olmadığını ancak her birisinin kulluktaki dereceleri yönüyle olacağını söyleyen bir önderi kaybetmenin şokuyla salonda donakalmışlardı. Malcolm Little, Malcolm X ya da Malik El Şahbaz... Nasuh bir tevbenin üstüne bir yıl dahi yaşamadan çekip gitmişti bu dünyadan... 25 Şubat 1965, Amerika'daki Müslümanların hayatına bereket katan bir adamın bereketi daha da arttıran bir ölümle, şehid olduğu tarihi olarak dünya hafızasına kaydedilmişti.

Şimdi, İstanbul sokaklarında kağıt toplayan siyah adamlar, A.B.D.'de her polis kontrolünde bir jop darbesine maruz kalan siyah adamlar ve Afrika'da açlığa mahkum edilen siyahlar Malcolm gibi öndere ne kadar muhtaçlar! Yeryüzünün çirkefliğinde mazlumlarında durmayı dahi doğru düzgün beceremeyen bizer Malcolm'un mesajına ne kadar da muhtacız! Malcolm, büyük düşündü, büyük işler yaptı, büyük bir ölümle gitti! Hayatı bizlere örnek, şehadeti ise Rabbimiz katında makbul olsun!
Alıntı ile Cevapla