Konu Başlıkları: Ruhun terazisi vicdan
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16 Mart 2013, 13:42   Mesaj No:4

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Ruhun terazisi vicdan

Vicdan kaybediliyorsa...
Vicdanın işlevselliğini artırmak üzerine ailelerin çaba sarf etmesi gerektiğinden bahsetmiştik. Bunun gündelik hayat pratiklerine nasıl dönüştüğüne gelince… Mesela ailecek hasta ziyaretleri yapılabilir (7 yaşından küçüklerin çok kanlı veya ölümü yakınlaşmış bir hastayı ziyareti uygun değil). Yine hastanelerin acil servisleri de bu konuda biçilmiş kaftan.
Mezarlık ziyaretleri de vicdan gelişimini destekliyor. Yalnız ziyaret edilen mevta, çocuğun duygusal yakını, yani anne ya da babası değilse... Klinik Psikolog Reyhane Dağlar, önemli bir uyarıda bulunuyor: “Çocuğun duygusal bağ kurduğu kişiyi mezarın içine koyarken gösterenler dahi var. O hâller 7 yaşından önce çok zararlı. Ama mezarlık ziyaretleri her yaşta yapılabilir. Ama ‘Dedeni bak buraya koyacağız, sonra da üstünü toprakla örteceğiz’ derseniz travmatik olur.”
Günümüz anne-babaları büyük şehirlerde trafik, kalabalık, iş stresi derken çok yoruluyor. Birçokları akşamlarını televizyon seyrederek, hafta sonlarını da alışveriş yaparak geçiriyor. Ahbap ziyaretleri, akraba toplantıları her geçen gün biraz daha nostaljikleştiği için çocukların farklı insanlarla farklı ortamlarda bulunma lüksü kalmıyor. Oysa vicdan gelişimi için bu da büyük ihtiyaç. Yani manevi değerleri özümsemiş kanaat önderleriyle aynı ortamı paylaşmak çok etkili. Bu kişilerle çocuğun özellikle bir şey yapması gerekmiyor. Psikologlar sadece çocuğun gözlemlemesini, aynı ortamda oturup kalkmasını dahi ruhsal kopyalama için yeterli buluyor.
Eskiden annelerimiz çiçeklerle, hayvanlarla konuşur, hepsine farklı farklı isimler takardı. O zaman bu durumu tebessümle karşılasak da hayvan ya da eşyayla bütünleşmenin faydalı olduğunu öğreniyoruz bugün. Hatta uzmanlar vicdanlı ebeveyn rehberliğinde evcil hayvan bakımının da (özellikle kedi) önemine dikkat çekiyor. ‘Ne kadar da küçük, masum değil mi?’, ‘Karnını doyuralım, biz vermezsek aç kalır’, ‘Üşümüş. Onu sıcak bir yere koyalım mı?’, ‘O bize emanet. İlacını verelim de çabuk iyileşsin’ gibi yönlendirmelerse bu süreçte çok işe yarıyor.
Vicdan, duymayla çok alakalı. Dolayısıyla duyarsızlığın beraberinde hissedememe, empati kuramama, acımama, damak tadı ile koku hissinin yok olması şeklinde belirtiler sizde ya da çocuğunuzda varsa vicdanınızın sesi artık kısılmış demektir. Klinik Psikolog Reyhane Dağlar, çocuk üzerindeki değişikliklerin basit bir gözlemle bile anlaşılacağı kanaatinde: “Çocuk vicdanının kaybolma süreci önemlidir ve bunun hissi muhakkak anneye ulaşır. Vicdansızlığa doğru giden birinin göz teması kaybolmaya başlar. Görmek hissetmeyi de beraberinde getirir çünkü. Hissetmemek için bakmaz. Anne ‘Bu çocukta bir şeyler var; bakışı, konuşması değişti, saygısızlaştı, hiç yanıma gelmiyor’ diyerek hisseder. Bahaneler başlar. Ardından da kardeşine, arkadaşına, hayvanlara, eşyaya zarar verir, pişmanlık duymaz, acıya tepki vermez, etrafındaki herkese kendini kapatır.”
Vicdan aslında insanı insan yapan birçok mekanizmanın da kalbi hükmünde. Onda çıkan bir aksaklık beraberinde önemli problemleri de getiriyor. Hans Zullüger vicdanın teklemesiyle birlikte kişilik bozukluklarının da ortaya çıktığını söylüyor. Hatta toplumun yüzde 2-3’ünde görülen Borderline kişilik bozukluğu “Vicdanın üzerine beton dökmektir.” şeklinde tanımlanıyor.
Haberi okuyan anne-babalar muhakkak hem kendilerini hem de çocuklarını vicdani açıdan değerlendirmiştir. Eğer sonuç istediğiniz gibi değilse umutsuzluğa kapılmayın. Vicdan elbette ki tekrar canlanabilir. Yeter ki kısık da olsa bir ses duyun, herhangi bir ‘an’ın farkına varın. Devamı muhakkak gelir…
Vicdanla duyarlılık birbirine karıştırılmamalı
Çevrenizde çok ahlaklı, varlık karşısında büyük saygıyla eğilen, kainatı okuma yeteneğine sahip, dil, din, ırk farkı gözetmeksizin herkesi sevebilen insanlar vardır. Çoğumuz onların ‘vicdanlı biri’ gibi yaşadıklarını düşünürüz. Fakat herhangi bir dine mensup olmadıklarını öğrendiğimizde de şaşırırız. Dolayısıyla dinle vicdan arasındaki ilişki kafamıza bir kez daha takılır. Dosyamızda dinin vicdanla bağlantısını zaten anlattık. Peki, bahsettiğimiz kişiler herhangi bir dinden beslenmeksizin nasıl bu kadar derinleşebiliyor dersiniz? Psikolog ve din adamlarına göre bu kişilerin vicdanları değil, hissetme mekanizmaları çok gelişmiş. Çünkü vicdanın çalışabilmesi için kişinin elinde bir terazi bulunması şart. Eğer ölçü birimi (din) yoksa Kurban Bayramı geldiğinde hayvanların kesiliyor olmasına itiraz etmeleri muhtemel.
Klinik Psikolog Reyhane Dağlar: Vicdan iradeyle desteklenmeli
“Vicdan irade ile desteklenmediğinde kişi hayatta çok acı çeker. Ebeveynler yeni nesle hayatı çok güllük gülistanlık gösteriyor. Yaşamın acısını görmeyen çocuğun iradesi gelişmez. Böyle biri de her şeye sürekli ağlar. Daha da önemlisi vicdanın sesini duyar ama iradesini gösterip iyi ve doğrudan yana hareket edemez. Dünyada vicdansızlar, ahlaksızlar, ölümler, öldürmeler var ve bunlar gerçek. Aslında Allah cebrî bir güçlendirme sistemini insan için hazırlamış. Sisteme dâhil olmak yeterli. Yaradan evlatlarımıza ölümü de tattıracak, kazaları da, anne-baba tartışmasını da, hastalıkları, yalnızlığı, çaresizliği de. Her şeyi kontrol etmeye, çözmeye çalışmak doğru değil.”
Ali Bulaç (sosyolog, ilahiyatçı): Vicdanı körelten modern eğitim
“Fert kadar toplumun da vicdanını körelten unsurlar var. Birincisi kültür ve eğitim. Çünkü modern eğitim-kültür; vicdan, fıtrat, nefs ve nefsin hâlleri gibi kavramları hesaba katmıyor. İnsanı bunların dışındaki bir organizma gibi tanımlıyor. Eğitim serüvenimizde vicdan ve fıtrat dışı kalmayı öğreniyoruz. İkincisi siyasi sistemler vicdanı köreltiyor. Çünkü hepsi laiktir, dini referans almaz. Hâlbuki vicdanı ayakta tutan, harekete geçiren, kişiyi vicdanlı davranmaya sevk eden dindir. Vicdan denince derin kavramlar ortaya çıkmıyor. Özel alan ve bireyselliğe bırakılıyor. Hâlbuki vicdan tezahürlerini toplumda gösterir. Bu özelliğini ortadan kaldırdığınız zaman fonksiyonsuz hâle gelir. Aslında vicdana en çok zararı liberalizm verdi. Çünkü düzeni rekabete ve çatışmaya dayalıdır. Güçlünün ayakta kalmasını öngörür. Sürekli rekabet edeceksin, yükseleceksin, başaracaksın. Bunun ilköğretimdeki yansımasına baktığınızda çocuklar birbirini sınavda geçmeye çalışır. Aynı sırayı paylaştığı kişi arkadaşı değil, rakibidir. Büyümek, rekabet çatışmayı çıkarır. O da vicdansızlığı getirir.
Toplumun dine bakış açısı da vicdansızlığı pekiştiriyor. İktisadi, siyasi ve kültürel boyutlar hesaba katılmadan bir dil geliştiriliyor. Hâlbuki insan bu kadar soyut bir varlık değil. Sosyal çevre, iktisadi hayat, eğitim onun vicdanını etkiliyor. Dini sadece vicdana hapsettiğimiz zaman fonksiyonunu gösteremez, onu politikalarla beslemek lazım. İnsanların birbirine yardımı teşvik ediliyor ama sistem eleştirisi yapılmıyor. Komşuna, fakire, yetime yardım et, kömür-yiyecek dağıt, para ver ve her sene umreye git, kurtul. Sistem hep aynı. Bu, dine güveni de sarsıyor. Hâlbuki gelir bölüşümünü adil hâle getirip yardımlaşmayı teşvik etmek lazım. Beşerî ve evrensel bir vicdan hareketi başlatmak gerekiyor. Fakat bu liberal iktisat ve siyaseti teyit ederek değil, ona meydan okuyarak yapılabilir. Bu da ancak dindarların yapabileceği bir şey. Fakat onlar da son yıllarda vicdanlarını kaybetti. Dini vicdanlarına indirgeyip sisteme dâhil oldular. Sorgulamadan ondan istifade etmeye başladılar, yoksulları ve ezilenleri unuttular. Dindarlar vicdanlı hareket etseydi sistem içinde bir dönüşüm gerçekleşebilirdi. Toplumda statü farkı çok fazla. Gettolar hayatın her yerinde. İnsanlar kitleler hâlinde, iç içe yaşıyor ama birbirleriyle temasları yok. Her şey rasyonalize edilmiş. Sürpriz yok hiç. Aynı iktisadi gelir seviyesine mensup çocuklar aynı ortamı paylaşıyor. Belki de ilk yapılması gereken toplum arasındaki temasın sağlanması.”
alıntıdır
Alıntı ile Cevapla