Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14 Temmuz 2008, 10:33   Mesaj No:6

Muhteşem

Medineweb Kıdemli Üyesi
Muhteşem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Muhteşem isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2004
Üyelik T.: 25 Mayıs 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:ürgüp..
Yaş:41
Mesaj: 303
Konular: 99
Beğenildi:8
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart iman artmaz eksilmezmi

İMAN ARTMAZ VE EKSİLMEZMİ
SIĞINIYORUM ALLÂH’A TAŞLANMIŞ ŞEYTANDAN
ADIYLA ALLÂH’IN, MERHAMETİYLE KUŞATANIN, GEREĞİNCE MERHAMET EDENİN
“Övgü allâh’a düzenleyeni evrenlerin” (1 fatiha, 1) . Salat ve selam alemlere rahmet olarak gönderilen yüce allâh’ın elçisi muhammede.
kuranın herhangi bir ayetini veya salat ve selam ona yüce allahın elçisinin sözü olduğu şüphesiz belli olan bir sözü inkar allaha ve elçisine iman etmemektir , küfürdür , kafir olmaktır.
buna rağmen tarih boyunca oluşmuş sözde büyük , çok büyük alimlerin sözü olarak nakledilen pek çok söz kuran ve kurana uygun sahih sünnete aykırı, yani küfür, kafirliktir. Bu nasıl bir büyüklük ki allaha ve elçisine aykırı oluyor. Eğer bu bir büyüklük ise hiç şüphesiz büyük bir çukur olmak anlamında bir büyüklüktür.
Bu sözümü ağır söz söylemek yada hakaret etmek kabul edenlere gelince , allah ve elçisinin sözünü inkar küfür olduğu halde en hafif ifade ile çukur olmakla tarif edişime karşı çıkanlar , aslında küfür olan bu sözleri savunan şeytanın işbirlikçileridir. Bu sözleri söyleyen islamı bilenlerin kafir olduğunda şüphesiz emin olacak kadar kuran ve hadis delilini sunacağım inşaellah . İslamı iyi bilmeden bu kişilerin alim olduğuna güvenerek onların sözünü kabul edenlere gelince öğrenmeye çalışan için bilmemek mazeret olduğu için bu gibiler küfür bir inanca sahip olmalarına rağmen gerçeği öğrenene kadar kafir sayılmazlar. İslamı bilmediği ve öğrenmeye çalışmadığı halde bu tür küfür sözlere inananların ise mazereti olmaz. İlim bayan ve erkek her müslümana farzdır çünkü. Âyet ile de müslümanlar bilmedikleri şeyin ardına takılmamaları konusunda uyarılmışlardır. Âyet : “ve ardına takılma neyin (ki) (var) değil senin için onunla (ilgili) bilgi, elbette işitme ve görme ve gönül, hepsi işte (onlar)ın oldu ondan mes’ûl” (17 isrâ 36).
bu tür sözlerin hiç bir alimin kabul edemeyeceği açık küfür sözler olmasına rağmen bu kadar çok olmasının sebebi, hiç şüphesiz bu tür sözleri islamı bildiği halde savunan kişilerin aslında müslüman olmayan fakat müslüman görünen kişiler yani münafıklar olmasındandır. Bunların küfür sözlerinin müslümanlar arasında bu kadar çok yayılmasına sebep olanlar ise muaviye ile başlayan islama aykırı kafir yönetimlerin islamı değiştirmek bozmak ve haksız egemenliklerini, saltanatlarını korumak için islamı değiştirme gayretleridir. Çünkü eğer islamı değiştirmezlerse islamın küfre ve saltanatına baş kaldırmayı emreden emirlerine göre , islama aykırı yönetimlere itaat etmemeyi emreden emirlerine uyan müslümanlar islama aykırı olan , şeytanın egemenliği olan tağut devletini, saltanatı , demokrasiyi, laik dinsizliği kabul etmeyecekleri için şeytanın egemenliği sona erecek ve tek varlıkları olan dünyaları ellerinden gidecektir. Bu uğurda çabaları sonucu kuran ve sünnete aykırı sözleri ve şeytanın egemenliğini tağutu koruyan , karşı çıkmayan mezhepler kurdular .
eğer müslümanlar imanın arttığını blirseler imanı artıran şeylere daha çok gayret ederler ve onları islamdan uzaklaştırmak zorlaşır yada imkansız olur. Eğer islamı bilmek imanı artırıyor ise müslümanlar daha çok bilgilenmeye çalışırlar ve onları aldatmak zorlaşır. Eğer islamı bildiren anlatan sözler söylemek imanı artırıyor ise onların islamı tebliği artar cehalet kalmaz ve müslümanlar aldatılamaz, daima birbirini uyaran hatırlatan unutmaya fırsat vermeyen unutana unuttuğunda hatırlatan bir toplumsal tebliğle birbirinin yardımcısı olarak imanda ve amelde kuvvetli aldatılamaz bir topluluk olurlar. Eğer müslümanlar islama uygun işlerin , amellerin imanı artırdığını bilirseler onları bu amellere gayretli daima yükselen bir toplum olarak tüm diğerlerinden üstün güçlü , aldatılamaz ve yenilmesi zor bir topluluk olarak görürdünüz. Şüphesiz bu hal üzere olan müslüman toplum yüce allahın zafer vadine layık olarak dünyaya egemen adil, rahmet devleti ile tüm dünyayı yönetirlerdi. Şeytan ve kullarının en büyük korkusu olan bu duruma çare bulunmalıydı ve bulundu, böylece kuran ve kurana uygun sahih sünnete aykırı bir sahte islam oluşturuldu ve adına mezhepler denildi.
öyleyse yüce allâh’ın âyetlerine karşı inkâra çâğıran, şeytânın âyetlerindendir “îmân artmaz ve eksilmez” sözü. Bu şeytan âyetini kimlerin savunduğu ise çok iyi bilinmektedir. İslamın düşmanı şeytanın kurduğu , sahte islam üretim çabalarının ürünü olan , tağutun islamının mezhepleridir savunucuları. Bu durumu farkeden islama inanan kişiler bilgisizlikleri ile binlerce milyonlarca fikir ve aldanış arasında yalnızmı kalacaklar. İslamı bilmeyen öğrenmeye çalışan biri kimin yol gösterişine güvenebilir. Elbette bu yanlışa ortak olmayan , kuranın ve kurana uygun sahih hadislerin bildirdiğini söyleyen kişiye uymak gerekir. Asla , hiç bir zaman müslüman , dinini islamı öğrenişini sorgulamadan , delil bulmadan , delilini öğrenmeden kimseye emanet edemez. Müslüman kendisine sunulanları daima kuran ve sünnet delilleri ile sorgulamak zorundadır. “ve ardına takılma neyin (ki) (var) değil senin için onunla (ilgili) bilgi, elbette işitme ve görme ve gönül, hepsi işte (onlar)ın oldu ondan mes’ûl” (17 isrâ 36).
öyleyse kuran ve kurana uygun sahih hadis delilleri ile bildirilene uyun
kuranda îmânın artması ile ilgili olan ve îmânın arttığını bildiren 6 âyet var.
KUR’ÂN’DA ÎMÂNIN ARTTIĞINI BİLDİREN ÂYETLER
1- “(Onlar) ki dedi onlar için insanlar “elbette insanlar muhakkak topladılar sizin için”, böylece ürperdiler onlardan , böylece arttı onlara güvence (îmânca) ve dediler “yeterli olan bize allâh ve ne hoş bir (kendisine) ısmarlanan”” (3 âli imrân 173).
2- “başka değil güvenenler (mü’minler) (onlar) ki anıldığında allâh , (heyecanla) çarptı kalpleri (onların) ve okunduğunda onlara belirtileri (âyetleri) onun arttı onlara güvence (îmânca) ve düzenleyenlerine (rablerine) (onların) (her şeylerini) ısmarlarlar” (8 enfâl 2).
3- “ve indirildiğinde bir sûre böylece onlardan kimi der hanginize , arttı ona bu güvence (îmânca) , böylece gel gelelim (onlara) ki güvendiler (îmân ettiler) böylece arttı onlara güvence (îmânca) ve onlar sevinirler” (9 tevbe 124).
4- “ve gördüğünde güvenenler (mü’minler) (askerî) güçleri dediler bu ne (ki) vâdetti bize allâh ve elçisi ve doğru dedi allâh ve elçisi ve ne arttı onlara ancak bir güven (îmân) ve bir teslîmiyet” (33 ahzâb 22).
5- “o ki indirdi dinginliği kalplerine güvenenlerin (mü’minlerin) , artmaya devâm etsinler diye güvence (îmânca) , berâberinde güvenlerinin (îmânlarının) ve allâh’ın , askerleri gökler ve yeryüzünün ve oldu allâh çok iyi bilen çok iyi karar veren” (48 fetih 4).
6- “ve ne kıldık arkadaşlarını ateşin ancak melekler ve ne kıldık sayılarını ancak (tehlikeli) bir sınav (onlara) ki küfrettiler (kâfir oldular) , yakînen bilmeyi isterler diye (onlar) ki getirildiler kitaba ve artmaya devâm ederler diye (onlar) ki güvendiler (îmân ettiler) güvence (îmânca) ve (doğruluğunda) şüphelenmeye devâm etmez diye (onlar) ki getirildiler kitaba ve güvenenler (mü’minler) ve der diye (onlar) ki kalplerinde hastalık (var) ve kâfirler, ne (demek) istedi allâh bununla örnekçe, şunun gibi saptırır allâh kimi diler ve (gerçeğe) iletir kimi diler ve ne bilir askerlerini düzenleyeninin (rabbinin) ancak o ve ne o (sayı) ancak (bir) hatırlatıcı beşere” (74 muddessir 31).

ÎMÂNIN ARTTIĞI VE EKSİLDİĞİ KONUSUNDA HADİSLERDEN ÖRNEKLER
1- Îmânın azı çoğu vardır.
bunun ötesinde îmândan hardal tohumu kadarı yoktur”
Kaynak : (muslim – îmân – 80)
îmândan , hardaldan bir tohum ağırlığında” Kaynak : (buhârî - îmân – 15 ; rikâk – 35 , 51 ; fiten (fitneler) – 13 ; tevhîd – 24 , 36 )
(muslim – îmân – 148 , 185 , 230 , 304 , 326 ; îmâret (emirlik, memurluk) – 176 ; fiten (fitneler) – 52 , 116)
(ebû dâvûd – libâs (giyim) – 26)
(tirmizî – birr (iyilik) – 60 ; fiten (fitneler) – 17 ;cehennem – 10)
(neseî – îmân – 18)
(ibni mâce – mukaddime – 9** ; fiten (fitneler) – 27 ; zühd – 16)
(dârimî – mukaddime – 8**)
(ahmed bin hanbel – 1 – 296 , 399 , 412 , 416 ; 2 – 166 ; 3 – 12 , 17** , 56 , 94 , 144 , 248** , 326 ; 5 – 43 , 383 )
ammâr kemik ucuna kadar îmânla dolduruldu” (neseî – îmân – 17)
(ibni mâce – mukaddime – 9)
mü’minlerin îmânca en tamam olanı huyca en güzel olanıdır” (ebû dâvûd – sünnet – 14 , 15 ; cihâd – 5)
(buhârî – îmân – 1)
(tirmizî – rada’ (emzirme) – 11 ; îmân – 6 ; kıyâmet – 60)
(dârimî – rikâk – 74)
(ahmed bin hanbel – 2 – 250 , 472 , 527)
“elbette o cebrâîlin îmanı üzeredir
(buhârî – îmân – 36)
2- Îmân artar ve eksilir.
“böylece artmaya devâm ettik îmânca”
(ibni mâce – mukaddime – 9)
îmân artar (veyâ artmaya devâm eder) ve eksilir
(ibni mâce – mukaddime – 9)
(buhârî – îmân – 33)
(tirmizî – îmân – 6)
(neseî – îmân 18)
Öyleyse deyin “…düzenleyenimiz (rabbimiz) güvendik (îmân ettik) böylece ört bize günahlarımızı ve koru bizi azabından ateşin” (3 âli imrân 16). Ve deyin “düzenleyenimiz (rabbimiz) güvendik (îmân ettik) neye (ki) indirdin ve uyduk elçiye (peygambere) böylece yaz bizi birlikte tanıklarla” (3 âli imrân 53)
âyet : “ve ardına takılma neyin (ki) (var) değil senin için onunla (ilgili) bilgi, elbette işitme ve görme ve gönül, hepsi işte (onlar)ın oldu ondan mes’ûl” (17 isrâ 36)
âyet : “…ve (hatâdan) dönün allâh’a toptan ey güvenenler (îmân edenler) olurki siz kurtulursunuz” (24 nûr 31)
âyet : “…ve sağ olsun kim uydu (gerçeğe) iletene” (20 tâhâ 47)
âyet :“övgü allâh’a düzenleyeni evrenlerin” (1fatiha 1)
__________________
Bende 1 yumurta var, sende 1 yumurta var. Ben sana 1 yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, bende 1 yumurta sende 1 yumurta olur.Bende 1 bilgi var, sende 1 bilgi var. Ben sana 1 bilgi versem, sen bana 1 bilgi versen, bende 2 bilgi, sende de 2 bilgi olur.
Alıntı ile Cevapla