Kuşburnu Hikayesi/İbrahim İnecik
Kuşburnu içer ''Albeni '' yerim...
Hava Zaten Beleş..
Güneş desen ; Bu aralar Cimri...
Muhabbetimle ısıtırım Gönlünü ; Merak etme..
Geriye ne kaldı..
düşün biraz..
Mekanı Sorma boşuna..
Biliyorsun işte..
Köprüyü Geçtikten sonra Hemen Sağda..
İstanbul Kenarında.. Kule'nin Karşısında..
Bırak işi gücü Bahaneyi; Çık gel işte
)
- Aradan Saatler geçer...
Halen Cevap bekliyorum ..
Kulenin dibinde.. bak yağmur başlayacak Şemsiyemde yok..
Islak saçla Yakışıklı Görünürüm .. Ona Göre..
Sakın geç kalma .. Kapıp Götürürler beni bilinmeze ..
yukarıda Kuşburnu Demiştim ; Vazgeçtim...
Canım Çikolata Çekmişti.. Oda Geçti..
Şimdi Demlesek Diyorum Elmalı Bir Nargile..
yanında Gözlerinin kahvesi gibi; Ahududulu bir Kek ile..
Bu kadar Dil döktüm ; gelirsin artık..
Yazılıyorum sana anla işte ..
Korkma Zarar gelmez şahsımdan sana ..
Niyetim ciddi.. Hislerim halis ;
Aşk ; değilse nedir bu söyle ..
Gelirken Çantanda ''Oklava'' olmasın..
Kafama Aldığım Darbelerden Zaten Bedbahtım..
))
- Bir ay sonra...
Ve Çıkıp geldi.. Bir Öğlen vakti..
Elinde ''Albeni'' yüzünde Tebessüm...
Kuşburnunu Unutmuştum ..
gözleri Çelmişti beynimi..
Aklıma Geldi ; Çantaya baktım ..
Oklava getirmemişti..
))
Öyle İşte
)
ibrahim inecik
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]