Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Temmuz 2013, 23:08   Mesaj No:5

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Hz.Muhammed ve evrensel mesajı(İbrahim Sarıçam) özeti

Bey'atürrıdvân
Peygamberimiz sadece umre için geldiklerini, Kâbe'yi tavaf edip geri döneceklerini, yanlarında kurbanlıkların bulunduğunu ve kimseyle savaşmak istemediklerini bildirmek üzere Hırâs b. Ümeyye'yi Mekke'ye gönderdi. Fakat müşrikler ona çok kötü davrandılar. Hatta öldürmek istediler. Daha sonra Hz. Ömer'i göndermek istedi oda kendi kabilesinden kimsenin olmadığını kendisinede kötü davranacaklarını söyleyerek Hz. Osman'ı önerdi. Bunun üzerine Peygamberimiz Hz. Osman'ı elçi olarak Mekke'ye gönderdi. Akrabasından o zaman henüz Müslüman olmayan Ebân b. Saîd, Hz. Osman'ı karşılayarak himayesine aldı. Müşrikler bu ziyarete izin vermeyeceklerini Hz. Osman'a da bildirdiler ve şayet isterse sadece kendisinin Kâbe'yi tavaf edebileceğini söylediler. Hz. Osman bunu kabul etmedi; bunun üzerine ona da kızdılar ve kendisini tutukladılar. Bu arada Hz. Peygamber'e, Hz. Osman'ın öldürüldüğü şeklinde bir haber ulaştı. Bu gelişme üzerine yeni bir savaş ihtimali belirmiş oluyordu. Peygamberimiz, müşriklerle savaşmadan oradan ayrılmayacaklarına dair sahâbeden bîat almaya karar verdi. Hudeybiye'deki konaklaması esnasında gölgelendiği ağacın altında sahabeden, bir rivayete göre "ölüm üzerine", bir başka rivayete göre ise "savaştan kaçmamak üzere" bîat aldı. Orada bulunmayan Hz. Osman'ın yerine de, kendi sağ elini sol elinin üzerine koyarak bîat etti. , Müslümanların Hz. Peygamber'e bağlılıklarını ve onun yolunda ölümü göze aldıklarını ortaya koyan bu bîat hakkında Mekke'ye haber ulaştığında, müşrikler telaşa kapılarak Hz. Osman'ı serbest bıraktılar. Ardından Süheyl b. Amr, Huveytıb b. Abdüluzzâ ve Mikrez b. Hafs'tan oluşan elçilik heyetini barış yapmak üzere Hudeybiye'ye gönderdiler. Ve Hudeybiye barış antlaşması imzalanmış oldu.
Hudeybiye Barış Antlaşması (6/628)


Antlaşma aşağıdaki şartları içeriyordu:
  1. Müslümanlar bu yıl Mekke'ye giremeyecekler ve Kâbe'yi ziyaret edemeyecekler, gelecek yıl bu ziyareti yapabileceklerdir. Ertesi yıl ancak üç gün Mekke'de kalabilecekler, bu süre zarfında hiçbir Mekkeli onlarla görüşmeyecektir. Kâbe ziyaretine gelirken yanlarında sadece yolcu kılıcı bulundurabileceklerdir. Peygamber, Mekke'den çıkarken kendisiyle birlikte gitmek isteyenlerden hiç kimseyi yanına alamayacaktır; kendisiyle birlikte Mekke'ye girenlerden burada kalmak isteyenler olursa onlara engel olmayacaktır.
  2. Arap kabilelerinden, isteyen kabile iki taraftan birisiyle birlik kurabilecektir.
  3. Kureyş'ten birisi bu arada İslâm'ı kabul eder ve Müslümanlara sığınırsa, bu kişi Müslümanlar tarafından kabul edilmeyecek; fakat Mekke'ye iltica eden hiç bir Müslüman iade edilmeyecektir.
  4. Hac ve umre maksadıyla Mekke'ye gelen veya Yemen ve Tâif'e gitmek üzere buradan geçenlerle, Suriye'ye veya doğuya gitmek üzere Medine'ye gelenler emniyet içinde olacaklardır.
  5. Bu antlaşma on yıllık bir süre için geçerlidir. Bu süre zarfında ne Kureyş Müslümanlara, ne de Müslümanlar Kureyş'e saldıracaktır. Buna her iki tarafın müttefikleri de dahildir.
Fetih Sûresi'nin nâzil oluşu Hayberin Fethi (7/628)


Kurayza Gazvesi sonunda Medine şehri Yahudi tehdidinden büyük ölçüde kurtulmuş olmakla beraber bir bütün olarak Hicaz'da bu tehlike henüz sona ermemişti. Çünkü Benî Kaynukâ1 ve Benî Nadîr ile işbirliği içinde bulunan pekçok Yahudi, Hayber'de bulunuyordu. Hayber Yahudileri, bir yıllık hurma mahsulü karşılığında Gatafanlıları kendileriyle birlikte Hz. Peygamber'le savaşmaya davet ettiler. Gatafanlılar dört bin askerle kendilerine destek olacaklardı. Hudeybiye Barışı Hz. Peygamber'e Hayber'de gittikçe büyüyentehlikeyi bertaraf etme fırsatı verdi. Münafıkların başkanı Abdullah b. Übey, Hayber Yahudilerine meydan savaşı yapmalarını, korkmamalarını, ancak tedbirli olmalarını tavsiye etti. Simak adında bir Yahudi İslâm karargâhına gelerek, kendisine eman verilmesi karşılığında şehrin zayıf noktaları hakkında bilgi verdi. Netât bölgesine yoğunlaştırılan hücum sonunda önce buradaki kaleler, onun ardından Şıkk ve sonra da Ketibe bölgesindeki kaleler peşpeşe fethedildi. En sonunda Kamûs kalesinin düşmesiyle Hayber'in fethi sonuçlandı. Hayber'in fethinde Hz. Ali'nin büyük kahramanlıkları görüldü. Hayber'inFethi'yle Yahudilerin Arap Yarımadası'nda siyâsî bir güç olmaları sona erdi; ekonomik güçleri de zayıfladı.Yahudi liderlerinden Sellâm b. Mişkem'in karısı Zeyneb bint Hâris zehirlemeye teşebbüs etti. Bir koyun keserek kızartıp güya ikram etmek maksadıyla Hz. Peygamber'i davet etti. Yanına Bişr b. Berâ'yı da alarak bu davete giden Hz. Peygamber daha ilk lokmada yemeğin zehirli olduğunu farketti ve lokmayı yutmadan geri çıkardı. Fakat aynı sofrada bulunan Bişr b. Berâ, Hz. Peygamber'e saygısızlık olurdüşüncesiyle ağzına aldığı lokmayı zorla yuttu ve zehirlenerek vefat etti. Hz. Peygamber Hayber'in fethinde Yahudi liderlerinden Huyey b. Ahtab'ın kızı Safiye'yi (asıl adı Zeyneb ) başkomutan hakkı olarak kendisi aldı. İki gemi ile Necâşî'nin yanınından gelen ve içlerinde Câfer b. Ebû Tâlib'in de bulunduğuHabeşistan muhacirleri de Hayber'e ulaştılar. Peygamberimiz "Hangisine sevineceğimi bilemiyorum.Câfer'in gelişine mi, yoksa Hayber'in fethine mi?" diyerek sevincini açıkladı.
Alıntı ile Cevapla