Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Ekim 2013, 23:46   Mesaj No:2

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Din Bilimleri-Ünite2: Dinin Bireysel-Toplu

Din ve Sağlık

Dindarlık ve kendini sağlıklı hissetme arasında olumlu bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Araştırmalardan elde edilen genel sonuca göre;

- Toplumsal ibadetlere katılım seviyeleri yüksek bulunan bireyler arasında, kalp hastalıklarından ve benzeri nedenlerden kaynaklanan ölüm oranları daha düşüktür.
- Ayrıca, sindirim ve solunum sistemine ilişkin kanser türlerinin, dini etkinliklere katılım düzeyleri yüksek olan bölgelerde, diğer yerlere kıyasla daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Din ile genel sağlık durumu arasındaki ilişkide rol oynayan faktör, dinî geleneklerin, özellikle beslenme alışkanlıklarını da içerecek şekilde, bireylere önerdiği sağlıklı yaşama yönelik davranışlardır denebilir.

Bir başka açıklama ise, zor anlarda sağlık açısından ihtiyaç duyulan ruh ve zihin dinginliğinin dini inançlar tarafından karşılanıyor olmasıdır. Dua ve ibadet gibi dinsel davranışların, olumlu duygusal tecrübeler ve düşünceler kanalıyla, bireyin bağışıklık sistemini faaliyete geçirerek onu söz konusu olumsuzluklara karşı koruduğu da düşünülmektedir.

Ruh sağlığını korumada dinin rolü ve önemi nedir?

Din ile ruh sağlığı arasındaki ilişki bilimsel açıdan ele alındığında, ilişkinin niteliği konusunda çok net bir tablo ortaya çıkmasa da, sağlıklı, tutarlı ve içtenlikli bir dini hayatın, bireyin ruh sağlığını olumlu yönde desteklediğini söylemek mümkündür.

Bilhassa, dinin içselleştirilmiş, bir bakıma, birey tarafından kavranarak özümsenmiş biçimi diyebileceğimiz manevi yaşam ile ruh sağlığının birçok göstergesi arasında olumlu yönde ilişkiler bulunduğunu ortaya koyan araştırmalar vardır.

Tutarlı ve dengeli bir dinî yaşam sürdüren bireylerin, hayatla daha barışık oldukları ve anlamlı bir yaşam sürdürdükleri, ayrıca yalnızlık duygularının düşük olduğu anlaşılmaktadır. Aynı şekilde, manevi açıdan kendilerini daha iyi hissedenlerin aynı zamanda hayattaki amaçlarının da üst düzeyde olduğu ve dini inançlarını bir başka şey için araç olarak kullanmadıkları bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu bir başka sonuçtur.

Aynı şekilde, dengeli bir manevi yaşamın, ruh sağlığının günümüzde en yaygın göstergesi kabul edilen depresyonu önlemede ve etkisini azaltmada önemli bir etken olduğu kabul gören bir bulgudur.

Aşırıya kaçan ve kişilik yapısıyla uyuşmayan dini bir yaşamın ruh sağlığı açısından olumlu bir sonuç vermesi beklenemez.
Alıntı ile Cevapla