Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Ekim 2013, 22:48   Mesaj No:3

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Din Bilimleri-Ünite6: Din Eğitimi Bilimi

Din eğitimi biliminde aşağıdaki yöntemler kullanılmaktadır:
1.Normatif-Dedüktif Yöntem: (tümden gelim) Normatif-dedüktif yöntem, eğitimde ve din eğitiminde kullanılan en eski yöntemdir. Konu ve öğretmen merkezli eğitim anlayışının yöntemidir de denilebilir. Öğrenen ve hedef merkezli eğitim anlayışının yaygınlaşmasından sonra, önemini tam anlamıyla yitirmemekle birlikte, yerini büyük ölçüde diğer yöntemlere bırakmış gözükmektedir.
Bu yöntem, adından da anlaşıldığı gibi, belli normları esas alan ve bu normlardan tümdengelim yoluyla sonuca ulaşmaya çalışan bir yöntemdir. Din ve din eğitimi araştırmaları açısından bu yöntem, inanç, fikir ve davranış normlarını bir üst değer olarak kabul eden yaklaşımdır. Bu anlayışa göre, din eğitiminin bütün boyutlarında o dinin kutsal metinlerinde ve geleneğinde yer alan normlar esas alınmalıdır. Din eğitiminin konusu, amacı, ilgili bilimleri ve teorik boyutları ilgilendiren din dersinin hedefleri, konuları, muhtevaları ve metotları, üst değer olarak kabul edilen bu normlardan çıkarılır.

2.Manevî Bilimsel- Hermenötik Yöntem: (Anlama ) Bu yöntemin merkezinde “anlama” kavramı yer almaktadır. Din eğitimi açısından bakıldığında yine metne bağlılık söz konusudur. Normatif dedüktif yöntemden faklı yanı ise, metnin, günün insanı tarafından günün şartları ve birikimi doğrultusunda anlaşılmasının esas alınmış olmasıdır. Manevî bilimsel anlayışın yaygınlaşmasıyla birlikte, eğitimde ve din eğitiminde hermenötik yaklaşım ağır basmaya başlamıştır. Hermenötik anlayışa geçildiği zaman normatif-dedüktif yaklaşımın yukarıda belirtilen sıkıntılarından önemli bir kısmı aşılmıştır. Ancak norm problemi tam olarak aşılamamıştır. Çünkü yine merkezde kutsal metin ve normlar bulunmaktadır. Getirilen yenilik, o metin ve normların zamana göre kendi tecrübeleri çerçevesinde anlamak olmuştur. Bu durumda, hermenötik anlayışın, uygulamadan hareket ediyor olmasının teori ile pratik arasındaki dengeyi kurması beklense de teorinin ağırlığı hissedilmeye devam edilmiştir. “Anlama”nın merkeze alındığı bu yaklaşımda, kişisel anlayışların değil, empirik bulguların varlığına ihtiyaç duyulması beklenir. Ancak, kişisel anlayışların bu noktada önemli sıkıntıya sebep olduğu bilinmektedir.Bu yöntemin önemli bir unsuru da sorudur. Bilimsel araştırmada soru, merkezi bir konumdadır. Soru vasıtasıyla gerçeklik hakkında yeni bilgiler edinilir ve yeni boyutlara kapı açılır.
3.Empirik-Analitik Yöntem:(Öğrenci merkezli anlayış )Eğitim ve din eğitiminde normatif-dedüktif ve manevî bilimsel-hermenötik yaklaşım ve yöntemlerin tek başlarına yetersiz kaldıklarının anlaşılmasından sonra, empirik-analitik yöntemler gündeme gelmeye ve ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bunun arkasındaki itici güç ise öğrenci merkezli anlayış olmuştur. Hedef, eğitim olgusunun, öğrencinin, toplumun, zamanın ve çevrenin ihtiyaçlarına göre şekillendirilmesi ihtiyacını karşılamaktır. Bu anlayışın temelinde alan araştırmaları ve bunlara ilişkin yöntem ve teknikler bulunmaktadır. Ancak, tek başlarına kullanıldıklarında, yukarıdaki bütün eleştiriler hemen hemen empirik-analitik görüş için de geçerli hale gelmektedir. Çünkü bu kez de muhtevayı belirleyecek olan metinler göz ardı edilmiş duruma düşmektedir.
4.Dialektik-İdeoloji Eleştirel Yöntem: (Akıl yürütme) Eğitim ve din eğitimi alanında, yukarıda verilen üç yöntemin yanında, dialektik-ideoloji eleştirel yöntemi teklif edenler vardır. Dialektik-ideoloji eleştirel yöntem, diğer üç yönteme alternatif olarak değil, aksine bu üçünün yanında tamamlayıcı bir yaklaşım olarak doğmuş gözükmektedir. Dialektik metod, zıtlıkların kaldırılması için akıl yürütme ilkesine dayanmaktadır. Bu ilkeye göre, ulaşılan her sonuç yeni bir başlangıç olarak kabul edilir. Sürekli tez anti-tez vardır. Bu anlamda düşünme “tecrübe ile gerçeklik arasındaki zıtlığı akıl yürüterek çözme denemesidir.”Din eğitimi araştırmalarında, normatif, hermenötik ve empirik yaklaşımların tek başlarına yeterli olamadıkları anlaşılmıştır. unların, gerektiğinde birlikte ve iç içe kullanılması gereği ortaya konulmuştur.
Alıntı ile Cevapla