Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Aralık 2013, 17:19   Mesaj No:1

enderhafızım

Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:38
Mesaj: 3.186
Konular: 1383
Beğenildi:166
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
evtx Sistematik Kelam [Ünit 05 Ders Özeti] (Dokuz Eylül)

Sistematik Kelam [Ünit 05 Ders Özeti] (Dokuz Eylül)

5. ÜNİTE / ALLAH’IN VARLIĞI

S: ALLAH’IN VARLIĞI HUSUSUNDA SELEF/ESKİ ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ NEDİR?
C: ALLAH’ın varlığına, Kuran’da ifade edildiği gibi, hiçbir delil ve vasıtaya ihtiyaç duymadan varılabilir; dolayısıyla marifetullah açık ve tabiidir.

S: ALLAH’IN VARLIĞI HUSUSUNDA HALEF/SONRAKİ ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ NEDİR?
C: ALLAH’ın varlığı konusunda bazı işaret ve delillere ihtiyaç vardır

S: MATURİDİLERE GÖRE ALLAH’I BİLME (MA’RİFETULLAH) NASIL OLMALIDIR?
C: Maturidilere göre ALLAH’ı bilme (ma’rifetullah) akıl ile vacib olur Kendisine vahiy ulaşmayan kimse, dini vecibelerden sorumlu değildir. Ancak, her ne kadar ilahi
emir ve yasakları bilemezse de kişi, etrafında cereyan eden olaylardan hareketle aklen ALLAH’ı bulabilir. Zira kâinat, düşünen kişiyi ALLAH’a götüren en açık işaret ve
delildir.

S: EŞ’ARİLERE GÖRE ALLAH’I BİLME (MA’RİFETULLAH) NASIL OLMALIDIR?
C: Eş’arilere göre ALLAH’ bilme (ma’rifetullah) şer’an vacip olur. Kişi ancak vahye muhatap olursa ALLAH’ı bilmekle sorumlu olabilir.

S: İBN RÜŞD’ÜN DE İFADE ETTİĞİ ÜZERE KUR’AN EN ÇOK HANGİ DELİL ÜZERİNDE DURMAKTADIR?
C: Kur’an İbn Rüşd’ün de ifade ettiği üzere, daha çok hikmet deliline vurgu yapmaktadır. Pek çok İslam bilginine göre de, varlıklar aleminde mündemiç olan
hikmet delili temel delildir.

S: ALLAH’IN VARLIĞI HUSUSUNDA KUR’ANDAKİ FITRİ DELİL AYETLERİNE ÖRNEKLER VERİNİZ?
C: Kur’an, insanın, ALLAH’ın varlığını fıtri olarak kabullenebileceğini, dolayısıyla bu fıtratın onda var olduğunu sık sık vurgu yapmaktadır. Bununla ilgili Kur’an’da
pek çok ayet buluruz.
“Yüzünü hanif (muvahhid) olarak dine çevir: ALLAH’ın yaratma kanununa ki insanları bunun üzerinde yaratmıştır. ALLAH’ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din
budur. Lâkin insanların çoğu bilmezler” (Rum,30/30)
“Yoksa kendileri, hiçbir şey (bir yaratıcı) olmadan mı yaratıldılar? Yoksa yaratan kendileri midir? Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar düşünüp de
inanmazlar.” (Tûr,52/ 35-36)

S: İSLAM ALİMLERİNE GÖRE ALLAH’IN VARLIĞI İLE İLGİLİ DELİLLER NASIL BİR KARAKTER ARZ EDER?
C: İslam alimlerine göre ALLAH’ın varlığı ile ilgili deliller bilimsel, felsefi ve ahlaki bir karakter arz eder

S: BİLİMSEL KARAKTERDEKİ DELİLLER FELSEFESEDE NASIL ADLANDIRILIR NASIL DELİLLERDİR?
C: Bilimsel karakterdeki deliller, felsefede kozmolojik deliller diye adlandırılır. Bunlar daha çok etrafımızdaki kainat ve orada cereyan eden olaylara bakmak
suretiyle ortaya konmaya çalışılan delillerdir. Bu deliller felsefe ve düşünce tarihi boyunca pek çok filozof ve din alimi tarafından savunula gelmiş delillerdir. Tabii
olarak pek çok İslam düşünürü kaniat hakkında tefekkür ederek bazı delillere ulaşmışlardır.

S: GENEL OLARAK ALLAH’IN VARLIĞI İLE İLGİLİ DELİLLER NASIL TASNİF EDİLMİŞTİR?
A. Dış Alemden Çıkarılan “Tabii-Fizik Deliller”:
1. Hudûs delilleri 2. İmkân delilleri 3. Hareket delili 4. İbdâ ve illet-i gâiyye (Hikmet) delili
B. Akıl Yoluyla Elde Edilen “Meta-Fizik Deliller”:
1. Nâ-mütenâhi tasavvuru 2. Kemâl delili
C. Beşer Tabiatından Çıkarılan “Ahlâki-Vicdani Deliller”:
1. Beşer tarihi 2. Nefs-i nâtıka kuvvetinden çıkarılan deliller

S: DIŞ ALEMDEN ÇIKARILAN ‘’TABİİ-FİZİKİ DELİLLER NASIL DELİLLERDİR?
C: Bu deliller, etrafımızdaki kâinat ve orada cereyan eden hadiselerle ilgili bilime de konu olan maddi/fiziki delillerdir. Bu deliller, eserden hareketle müessire
ulaşılmaya çalışılan özellikte delillerdir

S:HUDUS DELİLLERİ HAKKINDA KISA BİLGİ VERİNİZ
C: Bu deliller, bir mevcuttan Vacibu’l-Vucud olan ALLAH’a intikal için o mevcudun hudusuna, yani sonradan oluşuna bakılarak elde edilen delillerdir. Hudüs, bir
şeyin yokluktan (adem) sonra varlığını (vucud) gerektirir. Hadis olan da ancak bir fail ile mevcud olabilir.
Alemin hudusuna cisimlerin hudusu ile; cisimlerin hudusuna da arazların hudusu ile istidlal kılınmıştır. Arazlar, eser ve hadiseler mazide sonsuza doğru devam
edemez; mutlaka bir yerde son bulacaktır. Onlar son bulunca cisimler de son bulur; zira cisimler arazlardan ayrılmaz. Netice olarak cisim ve arazlar sonradan
(hadis) olunca bunlardan mürekkep olan alem de hadis olmak durumundadır.

S: HUDUS DELİLLERİ İLK DEFA KİMLER TARAFINDAN ORTAYA KONMUŞTUR?
C: Cehmiyye Selbiyye de bu yolla ALLAH’ın sıfatlarını nefyediyordu.

S: HUDUS DELİLLERİNİ NİÇİN SELEFİ ALİMLERİ KULLANMAYI PEK HOŞ KARŞILAMAMIŞLARDIR?
C: Çünkü ALLAH’ın sıfatlarını nefyediyorlardı

S: HUDUS DELİLİNDE KULLANILAN ÖNERMELER NELERDİR
C: - Her hadise bir muhdis lazımdır.
- Mevcudu ihdas eden mevcuttur.
Hudus delilinde şu önermelerle istidlal yapılmıştır:
- Alem hadistir (cüz’i)
- Her hadise bir muhdis lazımdır (külli)
- Öyle ise aleme de bir muhdis gerekir. (netice)

S: HUDUS DELİLLERİ KENDİ İÇİNDE NASIL TASNİF EDİLMİŞTİR?
C: a) İhtira’ ve İcad Delili: b) Terkib Delili: c) Tasvir Delili

S: İHTİRA’ VE İCAD DELİLİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ?
C: Bu delil, Kur’an’dan alınmış bir delildir. Kelamcılar tarafından şu şekilde ifade olunmuştur:
- Şu mevcudat icad olunmuştur.
- Her icad olunana bir icad eden lazımdır.
- Öyle ise şu mevcudattın da bir mucidi vardır.

S: TERKİP DELİLİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ?
C: - Alem bileşiktir (mürekkeb).
- Cüzler kül ve mürekkebten öncedir ve farklı şeylerdir.
- Daha önce başka bir şey olan varlık, zorunlu olarak hadistir.
Su (mürekkeb/bileşik haliyle), cüzlerinden sonra olup H2O’dan farklıdır. Kainattaki bütün varlıklar, böyle bir formülasyona tabidir. Kimyaya konu olan varlıkların
bu hali, bir kimyageri ihtiyaç duyduğu gibi alemde bir Yaratıcıya ihtiyaç duymaktadır. Tıpkı fizikteki kurallar gibi, varlıkların genetik şifreler/formülleri, her ne
kadar onu göremiyor isek de evrenin bir terkip edicisi olduğunu hatırlatmaktadır. Bunlar kendi kendine olabilecek formül ve kurallar bütünü değildir ve olamaz.

S: TASVİR DELİLİNDE KULLANILAN ÖNERME NEDİR?
C: - Bütün maddeler birer suretle musavverdir (şekillenmiş); mahduttur.
- Her mahdut-musavver olan hadistir.
- Öyle ise her madde bir musavvire muhtaçtır.

S: İMKAN DELİLİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ?
C: Bu deliller, bir mevcuttan Vacibu’l-Vucud olan ALLAH’a intikal için o mevcudun imkanına, yani o varlığın mümkün olup olmadığına bakılarak elde edilen
delillerdir. İmkan ise, bir şeyin ancak (ezeli) bir varlık ile mevcut olmasını gerektirir.
İmkan yolu, alemin yok iken var olmasından çıkarılan delildir. Bütün varlıkların ademden vucuda gelebilmesi için var edici bir “ilk sebep” olmalıdır. Onun varlığı
içinbaşka bir sebebe ihtiyaç yoktur. Zira bazı filozof ve bilim adamları tarafından kabul edildiği üzere, mutlak yokluktan yaratma (creation ex nihilo) imkansızdır:
Hiçbir şey kendinden önce bir varlık yokken ortaya çıkarılamaz. Bu sebeple her şeyin ilk kaynağı yaratıcı bir Sebep, filozofların deyimiyle “İlk İllet (illet-i ula)”
olmalıdır.

S: İMKAN DELİLİ ÖNERMELERİ NASILDIR?
C: - Alem mümkindir. (cüz’i)
- Her mümkin bir Vacibe muhtaçtır (külli)
- Öyle ise Alem de bir Vacibe muhtaçtır

S: İMKAN DELİLİ NASIL TASNİF EDİLMEKTEDİR?
C: a) Bu alemin mümkin olması: b) Mutlak Bir Mevcut Delili:

S: BU ALEMİN MÜMKÜN OLMASI ÖNERMESİ NASILDIR?
C: - Bu alem bir mümkinat mecmuasıdır.
- Her mümkin, varlığını bir müreccihe borçludur.
- Öyle ise, bu alem de böyle bir müessir/müreccihe muhtaçtır.

S: MUTLAK BİR MEVCUT DELİLİ ÖNERMESİ NASILDIR?
C: Hudus delili olarak da anılmaktadır
- Gerçekte bir mevcut vardır. (Bu mevcut ya Vacib, ya mümkin/hadistir.)
- Mevcudun hepsi hadis olamaz; çünkü her hadise bir Muhdis (fail) lazımdır. Hepsi Kadim/Vacib de değildir; bu da hiss ve duyularla (ilmen) sabittir. His ve
müşahede ile her mevcudun kadim olmadığı; akıl ve istidlal ile de her mevcudun hadis olmadığı sabit olunca;
- Neticede mevcudun bir kısmı hadis; diğer bir kısmı da Kadim olur. Çünkü her hadis bir muhdis-i kadime muhtaçtır.

S: HUDUS VE İMKAN DELİLİ ARASU-INDAKİ FARKLAR NELERDİR?
C: Hudus ve imkan delilleri arasında açık olup olmama açısından fark vardır. Kelamcıların özellikle kullandıkları hudus yolu, filozofların kullandığı imkan yolundan
daha açık ve anlaşılabilirdir. Çünkü mümkün varlığı, ancak hadis olmasıyla bilebiliriz.
Gizli olan, ancak açık olanla açıklanabilir. Eskilerin ifadesiyle bir şeyi bildiren (muarrif) bildirilenden (muarref) daha açıktır. Öyle ise her hadis, bir muhdis(-i
kadim)e; her mümkin, bir Vacib(-i mutlak)a muhtaçtır.
Hudus metodu, Selefiyye ile mutekaddimin Kelamcların; imkan yolu ise, ilk ve sonraki filozofların yoludur. Ayrıca bu yolu muteahhirin kelamcılar da
kullanmışlardır.

S: HAREKET DELİLİ FELSEFE TARİHİNDE İLK DEFA KİM TARAFINDAN KULLANILMIŞTIR?
C: Aristo tarafından kullanılmıştır

S: HAREKET DELİLİ İSLAM DÜŞÜNCESİNDE KİM TARAFINDAN KULLANILMIŞTIR?
C: Farabide görülmektedir

S: HAREKET DELİLİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ?
C: Bu delil, maddeden ve kendisinde bulunan hareketten yola çıkarak ortaya konmuş bir delildir. ilk muharrik olan ALLAH’tan kaynaklanmaktadır. Her hareket eden
(müteharrik) şeyin bir hareket ettiricisi (muharrik) vardır. Aksi halde bir hareketten söz edilemez. Bu husus, herkes tarafından açıkça müşahede edilmektedir.
Bilindiği gibi, hareket, bir mekandan (hayyiz) diğer bir mekana intikal etmek anlamına geldiği için zaruri olarak hadistir.

S: HAREKET DELİLİ ÖNERMELERİ NASILDIR?
C: a) - Alemde hareket eden bir müteharrik vardır. b) - Hareket hadistir.
- Her hareket edene bir muharrik lazımdır. - Her hadise bir muhdis lazımdır.

S: GAYE VE HİKMET DELİLİ (İBDA VE İLLET-İ GAİYYE) HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ?
C: Bu delil; hikmet, inayet ve itkan gibi bazı isimlerle anılmaktadır. Bu delil, varlıklar üzerinde görülen hikmet ve maslahatlardan hareketle ortaya konmuştur.
Ayetler, sık sık bu hikmetlerden bahsettiği için, en çok dikkati çeken ve herkes tarafından anlaşılabilen Kur’an delillerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle
de deliller arasından en şerefli delil olarak zikredilmektedir
ALLAH’ın varlığına götüren en açık delildir.

S: İSLAM FELSEFESİNDE GAYE VE HİKMET DELİLİ KİMLER TARAFINDAN KULLANILMIŞTIR?
C: KİNDİ FARABİ ve İBN RÜŞD tarafından kullanılmıştır

S: İBDA NE DEMEKTİR KISACA AÇIKLAYINIZ?
C: İbda’, kelime olarak bir şeyin en güzel şekilde eşsiz yaratılmasıdır. Kainattaki nizam, düzen ve tertip, onun ilim, irade ve hikmet eseri olduğuna açık bir şekilde
delalet etmektedir. Mahsus bir maksadın ortaya çıkması için irade edildiğini gösterir; ve yaratıcısının yüce bir hikmet sahibi “hakim-i müteal” olduğuna açık bir
delildir. Dolayısıyla kainat kitabı akıl sahiplerine ALLAH’ın hakim olduğuna delalet eden mesajlarla dolu bir sanat eseridir.

S: GAYE VE HİKMET DELİLİ ÖNERMELERİ NELERDİR?
C: 1. Bütün mevcudat, insan/yaratıkların vucuduna uygundur (Herşey birbirine uygundur).
2. Bu uygunluk zaruri olarak bir kasdedici fail tarafından, tesadüfen değil, bir maksatla ortaya çıkmıştır.

S: GAYE VE HİKMET DELİLİ KUR’ANDA NASIL ÖZETLENMEKTEDİR?
- Tabiat gaye ve vesileler manzumesidir. (Bilimsel bulgular-belgeseller..)
- Gaye ve vesileler şuurlu bir illetin (sebep) eseridir. (Aklın verdiği bir hüküm)
- Öyle ise tabiat da şuurlu bir illetin eseridir.
Kainatta her şeyin bir sebep ve gayesi vardır. Bilim bunları ortaya koymaya çalışmaktadır. Bütün bunlar ancak şuurlu bir varlığın eseri olabilir; aksi halde
tesadüfen olmuş olacak ki bu imkansızdır. Zira bilimde her şeyin bir sebebi vardır ve dolayısıyla olayların ortaya çıkışında tesadüfe yer yoktur. Bu bilimsel gerçek,
alemin Alîm bir varlık tarafından yaratıldığını ispatlar.

S: AKIL YOLUYLA ELDE EDİLEN ‘’META-FİZİK DELİLLER’’ NASIL TASNİF EDİLMİŞTİR?
C: 1-Na-mütenahi tasavvuru 2-Kemal delili

S: FARABİ NA-MÜTENAHİ TASAVVURU HAKKINDA NELER SÖYLEMEKTEDİR?
C: Zihnimde ekmel varlık düşünüyorum. Kemal vasıtalarından biri de gerçekte var olmaktır. O halde ekmel varlık olan ALLAH’ın mevcut olması zaruridir

S: NA-MÜTENAHİ TASAVVURU DESCARTES TARAFINDAN NASIL FORMÜLE EDİLMİŞTİR
C: Na- mütenahi (sonsuz) bir varlık düşünüyorum. Bu tasavvur sonsuz bir illete muhtaçtır. Bu düşünce bir eserdir ve benden kaynaklanamaz. Çünkü ben
mütenahiyim (sonlu)

S: NA-MÜTENAHİ TASAVVURU HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ
C: Aziz Anselme tarafından kullanılmıştır. “Her illet, eserin ihtiva ettiği şeyi ihtiva eder” prensibine göre mütenahinin eseri gayr-i mütenahi olamaz. Bu sebeple bu
na-mütenahi tasavvuru bana onu telkin eden bir mevcud-u gayr-i mütenahiden gelmektedir. O da ALLAH’tır.

S: KEMAL DELİLİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.
C: Nefsimde bir kemal fikri var; bu düşünce benden kaynaklanamaz. Çünkü ben noksanım. Ancak kamil bir mevcuttan gelir. Öte yandan varlığımın gerçek sebebi
ben olamam. Şayet olsa idim, kendimi kemal sıfatlarıyla muttasıf kılardım.

S: BEŞER TABİATINDAN ÇIKARILAN ‘’AHLAKİ-VİCDANİ DELİLLER’’ NASIL TASNİF EDİLMİŞTİR?
C: 1 Beşer Tarihi 2- Nefs-İ Natıka Kuvvetinden Çıkarılan Deliller 3-Vazife Duygusu-Ahlak Kanunundan Çıkarılan Delil

S: BEŞER TARİHİ HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ?
C: Tarihi ve sosyolojik araştırmalar, fıtraten insanların ALLAH’ın varlığına inandıklarını gösterir.

S: NEFS-İ NATIKA KUVVETİNDEN ÇIKARILAN DELİLLER HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ?
C: Bizim nefsimizde, fıtraten hayra, doğruya ve en güzele doğru bir temayül vardır. Bu temayul, genetik yapımızda mevcuttur. Her yaratık, doğal olarak kendinde
bir yaratıcı tarafından yaratılmış olduğu fikrini duyar, hisseder. Psikologların, din duygusu fıtridir, dolayısıyla insanlar, yüce bir varlığa doğuştan inanma ihtiyacını
hisseder, şeklindeki düşünceleri bu hususa işaret eder.

S: İ.KANT’IN ALLAH’IN VARLIĞI HAKKINDA GÖRÜŞLERİ NELERDİR*
C: “ALLAH’ı bilim ve akıl yoluyla (ilmen-bürhanen) ispat imkânsızdır. Nazari akıl, ALLAH’ı ispat noktasında acizdir; pratik akıl (hareketlerimizin müdebbiri) ise bizlere
ahlaki bir vazife emreder ki buna vicdanen kani bulunuyoruz.”

S: KUR’ANDA ALLAH’IN BİRLİĞİ HANGİ KELİMELERLE İFADE EDİLİR?
C: Vahid ahad vahde kelimeleri ile ifade edilir

S: KELAMCILAR ALLAH’IN BİRLİĞİ ‘Nİ TEMELLENDİRMEK İÇİN HANGİ DELİLİ KULLANMIŞLARDIR?
C: Temanu delilini kullanmışlardır

S: TEMANU DELİLİN KAYNAĞI HANGİ AYETLERE DAYANMAKTADIR?
C: “Göklerde ve yerde, ALLAH’tan başka tanrılar olsaydı, gökler de yer de bozulurdu.” (Enbiya, 21/22)
“Eğer dedikleri gibi, ALLAH’la beraber başka tanrılar da bulunsaydı, o takdirde bu ilahlar arşın sahibi olmaya yol ararlardı.” (İsra, 17/42)
“ALLAH çocuk edinmemiştir. Onunla beraber hiçbir tanrı da yoktur. Eğer olsaydı, her tanrı kendi yarattığı ile gider ve mutlaka biri diğerine galip gelmeye çalışırdı.”
(Mü’minun, 23/91)

S: TEMANU DELİLİNİN TEMEL HAREKET NOKTASI NEDİR?
C Temanu delilinin temel hareket noktası, iki ilah farz ederek bunun alemde ne gibi sonuçlara yol açacağını gösterip “Tevhid” fikrini akli ve hissi yönden
sağlamlaştırmaktır.

S: KUR’ANDA ALLAH’IN HANGİ SIFATLARI ZİKREDİLMEKTEDİR?
C: Kur’an’da ALLAH’ın “ilmi” (Bak. Nisa 4/166; Fatır 35/11) ve “kudret”i açık zikredilmektedir.

S: ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANMAK NE DEMEKTİR?
C: ALLAH’ın isim ve sıfatlarını bilmek ve bunların bizlerdeki tecellilerini düşünmek ve bu tecellilere layık olmaya çalışmak demektir.

S: ALLAH’IN HALİFESİ OLMAK NE DEMEKTİR?
C: ALLAH’a yaklaşmak, bu sıfatları bilmek ve onları kendimizde canlandırmaktır

S: ERKEN DÖNEMDE ALLAH’IN SIFATLARI NASIL TASNİF EDİLMİŞTİR?
C: 1. Zati sıfatlar: ALLAH hakkında zıddı düşünülemeyen sıfatlardır. İlim, Hayat, Kudret, İrade, Kelam, Sem’, Basar, Tekvin.
2. Fiili sıfatlar: ALLAH hakkında zıddı düşünülebilen sıfatlardır. Bu sıfatlar ALLAH’ın sonradan yarattığı varlıklar ve tecellisiyle ilgilidir. İnşa, İbda ve Yaratma (halk),
Rızıklandırma (terzik), İhya, İmate, Ba’s ve Haşr.

S: SONRAKİ DÖNEMDE ALLAH’IN SIFATLARI NASIL TASNİF EDİLMİŞTİR?
C: 1. Nefsi sıfat: Vücud, ALLAH’ın varlığını ifade eder. (Çoğunlukla Kelamcılara göre böyledir.)
2. Selbi sıfatlar: Vucud,Kıdem, Beka, Muhalefetun li’l-havâdis, Kıyam bi-nefsihi, Vahdaniyet.
3. Subuti sıfatlar: Hayat, ilim, irade, kudret, tekvin, semi’, basar, kelam.
4. Haberi Sıfatlar: ALLAH’ın yed, vecih, meci (inişi/gelişi) ve istiva gibi özellikleri.

S: KERRAMİYYE’NİN ALLAH’IN SIFATLARI HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ NEDİR?
C: Sıfatları, ALLAH’ın zatından ayrı olarak kabul ederler

S: EHLİ SÜNNETİN ALLAH’IN SIFATLARI HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ NEDİR?
C:Sıfatları, ALLAH’ın zatına zait ne aynı;ne gayri bulunduğunu ifade ederler

S: MUTEZİLE’NİN ALLAH’IN SIFATLARI HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ NEDİR?
C: Mutezileye göre ALLAH’ın sıfatları zatına racidir. Yani zatından ayrı bir sıfatı yoktur. Bu yüzden kendisine ALLAH’ın sıfatlarını iptal edenler anlamında “muattıla”
denmiştir. Fakat mutezile bu konudaki düşünceleri kabul etmemekte ve bu konuyu Usulu’l Hamse denilen Beş İlke’sinin Tevhid başlığı altında incelemektedir.

S: KELAM İLMİ’NDE EN ÇOK TARTIŞMA KONUSU OLAN SIFATLAR HANGİLERİDİR?
C: Kelam ve Tekvin sıfatları

S: TEKVİN SIFATININ KELAMCILARA GÖRE TERİM ANLAMI NEDİR?
C: Mevcut olmayanı o konumdan varlık alanına çıkarma (yaratma)dır.

S: EŞARİLERİN TEKVİN SIFATI HAKKINDA GÖRÜŞLERİ NELERDİR?
C: Tekvin ile mükevveni bir ve aynı şey olarak gören Eş’ariler, mükevven olan bu alem hadis ise demek ki bununla ilişkisi olan tekvin sıfatı da hadistir ve bu sıfat
kudret sıfatına racidir, diye bir açıklama yapmışlardır.

S: MATURİDİERİN TEKVİN SIFATI HAKKINDA GÖRÜŞLERİ NELERDİR?
C: Matüridiler de ise tekvin ile mükevven(yaratılan) bir ve aynı şeyler olmayabilirler, yani siyahı yaratan siyah olması gerekmediği gerekçesiyle kudret sıfatından
ayrı ezeli ve ebedi bir sıfat olarak tekvin sıfatını kabul ederler.

S: HALKU’L KUR’AN TARTIŞMASINI İLK ORTAYA ATAN KİMDİR?
C: Ca’d b.Dirhem

S: KUR’AN’IN YARATILMIŞ OLDUĞUNU KABUL EDEN MEZHEPLER HANGİLERİDİR?
C: Cehmiyye, Hariciler,Mu’tezile ve Şia

S: SELEFİYYENİN HALK-I KUR’AN MESELESİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ NEDİR?
C: Kur’an’ın hem lafzen hem de manası itibarıyla ALLAH’ın zâtıyla kâim olduğunu benimsemişlerdir

S: EHLİ SÜNNETİN HALK-I KUR’AN MESELESİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ NEDİR?
C: Lafız ile manayı birbirinden ayırarak “kelam-ı nefsî”nin mahluk olmadığını ileri sürmüşlerdir.

S: HALK-I KUR’AN MESELESİNİN ORTAYA ÇIKMA SEBEPLERİ NELERDİR?
C: 1. Tevrat’ın yaratılmışlığından hareket eden görüş (Yahudi etkisi);
2. Hz. İsa’nın ulûhiyetini kanıtlamak için Kur’an’da Hz. İsa’nın “kelimetullah” olarak nitelendirilmesinden hareketle ilahi kelimelerin yani Kur’an’ın mahluk
olmadığı görüşünü ortaya atan Hıristiyan ilahiyatçı Yuhanna ed-Dımeşkî’nin görüşüne karşı çıkış;
3. Yunan felsefesindeki “logos” kavramına bağlı olarak çıktığını iddia eden görüş (bu görüş, bir önceki maddedeki problemle iç içedir);
4. İlahî sıfatların ezelî veya hâdis kabul edilişine bağlı olarak yapılan tartışmalardan kaynaklandığını belirten görüş.

S: KUR’AN’IN YARATILMIŞ OLMA MESELESİ İLK NE ZAMAN ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
C: Halife Me’mun 827 yılında Kur’an’ın mahluk olduğuna inandığını açıkladıktan sonra çıkmıştır

S: KUR’AN’IN YARATILMIŞ OLMA MESELESİNİ KABUL ETMEYEN ALİMLER KİMLERDİR?
C: Ahmed b. Hanbel, Nuaym b. Hammad, Muhammed b. Nuh, Ahmed b. Nasr el-Huzaî

S: KUR’AN’IN YARATILMIŞ OLMA MESELESİ NE ZAMAN SONA ERMİŞTİR?
C: Halife Mütevekkil Alellah (232-47/847-61) döneminde sona ermiştir

S: MUTEZİLE’NİN HALK-I KUR’AN MESELESİNE KARŞI MÜCADELE EDEN SELEF AKİDESİNİ BENİMSEYEN İSLAM ALİMLERİ KİMLERDİR?
C: Ebu Abdillah Muhammed Said b. Küllab,Ebu Abdillah el-Haris el-Muhasibî ve Ebu’l-Abbas Ahmed el-Kalanisî
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
En Pratik Sağlık Bilgileri Pratik / Faydalı Bilgiler enderhafızım 0 68 14 Ekim 2023 13:10
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... Serbest Kürsü su damlası 3 2308 24 Kasım 2016 14:16
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 1911 23 Kasım 2016 12:06
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... İlahiler/Ezgiler Esma_Nur 1 2662 23 Kasım 2016 11:44
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2208 23 Kasım 2016 11:10