Konu Başlıkları: Kuranı tanıyalım dersleri-1
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Nisan 2014, 14:25   Mesaj No:2

bargiran

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:bargiran isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 42290
Üyelik T.: 29 Nisan 2014
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Min-RİCAL
Memleket:Şanlıurfa-Van
Yaş:32
Mesaj: 11
Konular: 2
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Kuranı tanıyalım dersleri-2

KUR’AN’I TANIYALIM DERSLERİ-2

BAKARA SURESİ:

-BAKARA suresi kuranın 2. Ve en uzun suresidir. 286 ayettir. Kur’an ın 1/12 sini oluşturur.
-Bakara kelimesi ‘’İNEK’’ anlamına gelmektedir.
-Bu sureye bu ismi resulullah vermiştir. (muslim,yolcu namazı)( (Müslim, musafirin 212)
-İçinde ayetel kursi olduğu için bazı sahabeler ‘’Suretul-Kursi’’ de demişlerdir.
-Sure bu adını, 67-71. ayetlerde bahsedilen “bakara” kelimesinden alır. Bu ayetler, bir sığır boğazlamaları emredilen Yahudilerin bu emir karşısındaki tutumlarını konu almaktadır. ÜSTAD SEYYİD kutuba göre Bakara suresi , bir bakıma Kur’an’ın ayrıntılı özeti durumundadır. Her sure onun bir parçasının açıklayıcısıdır.
-Bakara, Hicretten sonra Medine döneminde ilk nazil olan suredir.
-Surenin 281. ayeti Veda Haccında Mekke’de inmiştir.
-Allah resulu Bakara ve Ali İmran surelerine ‘’Zehraveyn” adı vermiştir. ‘’İKİ ÇİÇEK’’ anlamındadır.
-Bu sureye "Kur'an'ın otağı" yanı: "Kur'an'ın çadırı" adı da verilmiştir.
-Bu sure-i celilede "Bakara" hadisesi zikredilmektedir. Olay şöyle cereyan etmiştir; İsrailoğullanndan
birisi bir adam öldürmüş ve cinayeti işleyen kişi bulunamamıştı. Durum Hz. Musaya arzedilmiş o da
"Bir bakara" yani "Bir sığır kesin, kestiğiniz bu hayvanın bir parçasıyla ölüye vurun, O ölü dirilip
kendisini kimin öldürdüğünü haber verecektir." demişti. Ve İsrail oğulları bunda inada girerek inek şöyle mi olacak, boyu kaç olacak, rengi ne olacak, neresinde ne benek olacak gibi saçma bahaneler öne sürerek işi zorlaştırdılar. Olayı öğrenmek isteyenler ilgili ayetlere baksınlar (67-71. Ayetler)
Bu sure-i celile birçok konulan ihtiva eder. Bunlar, ana hatlarıyla şöylece özetlenebilir:
1.- Medine'de hicretten sonra meydana gelen İslam cemaatinin durumu:
Yerlerini yurtlarını, mallarını mülklerini Terkederek imanlarının sesine uyup Medine'ye göç eden İslam cemaatinin durumunu Kur'an-ı Kerim şöyle tavsif ediyor: "O, Allah'tan
korkanlar, gayba iman ederler, namaz kılarlar ve
kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcarlar.
Onlar, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Âhirete de kesinlikle onlar
iman ederler….İşte rablcrinin doğru yolunda olanlar bunlardır. Kurtuluşa erenler de bunlardır. (bakara ilk 5 ayet)
2- Kâfirlerin durumu:
Müminlerin vasıflarından bahseden âyetlerden hemen sonra, kâfirleri vasıflandıran âyetler geliyor. Aslında bu sıfatlar, genelde inkarcıların ortak sıfatlandır. Fakat aynı zamanda, gerek Mekke'de gerekse Medine'de İslam davetine karşı çıkan kâfirlerin de vasıflandır. Âyet-i kerimeler onları da şöyle anlatıyor: "Ey Muhammed, şüphe yok ki, kâfirleri uyarsan da uyarmasan da birdir. Onlar iman etmezler." "Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de perde vardır. Ve onlar için büyük bir azap vardır." (bakara ikinci sayfanın başı)
3- Münafıkların durumu:
Kâfirlerin umumi sıfatlarına işaret edildikten sonra, İslam toplumu için son derece tehlikeli olan münafıklar anlatılıyor:
Mekke döneminde, iman eden, imanını açıklıyor, inkarcılar da açıkça İslama karşı çıkıyorlardı. Fakat
İslamın, Medine'de güçlenip üstün duruma gelmesi üzerine, gerçekten iman etmediği hakle, iman etmiş gibi görünen bir başka gurup insan daha türedi ki bunlar da münafıklardı. Çeşitli sebeplerle inanmış gibi görünen fakat aslında iman etmeyen bu insanlann durumlarını ilerleyen ayetlerde uzun uzun anlatılıyor:
"Bir kısım insanlar vardır ki, "Biz, Allah'a ve ahiret gününe iman ettik." derler. Halbuki onlar, mümin
değillerdir." "Allah'ı ve iman edenleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar. Fakat
bunun farkında değillerdir." "Onların kalblerinde hastalık vardır. Allah, bu hastalıklarını daha da
artırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı, onlar için can yakıcı bir azap vardır. (sonraki ayetler)

5- Yahudilerin durumları:

İslam dininin gelmesinden evvel Medine'de bulunan Yahudiler, ehl-i kitap olmaları sebebiyle, müşrik Araplardan, dini, ticari, içtimai vb. bakımlardan üstün durumdaydılar. Fakat Allah'ın son dini İslamiyet gelip te onları Müslüman olmaya çağırınca, bu üstünlüklerinin ellerinden gitmesi sebebiyle, gelen dinin gerçek din olduğunu, bile bile, inatla inkâr ettiler Onların bu inatçı ve mânâsız tutumları sonraki ayetlerde anlatılıyor
- Bir kaç madde halinde özetlemeye çalıştığımız bu konulardan başka, cenab-ı hak, bu sure-i celilede,
bütün insanlan, Hz. Muhammed (s.a.v.)e nazil olan Kur'ana inanmaya davet ediyor ve bu Kur'an
hakkında şüphe edenleri, aynı kitabın bir benzerini yapmaya davet ediyor.

-Surede, Hz. Âdemle Şeytan arasında cereyan eden çetin mücadele anlatılıyor. Ve mevzu, Hz. Âdemin, yeryüzünde Halife olduğu beyan edilerek bitiriliyor.

-Allah yolunda savaşarak öldürülenlere "Ölüler’’ denemeyeceği, onların gerçekte diri oldukları bildiriliyor.

-Sure-i celile, yenilecek ve içilecek şeylerin haram ve helal olanlarını açıklıyor. Haksız yere adam öldürmenin ve vasiyetin hükümlerini beyan ediyor.
-Sure-i celile Oruç, cihat ve Hac hükümlerini, aile hukuku meselelerini açıklıyor, sadaka, borç alıp verme ve ticari meselelerin prensiplerini beyan ediyor.

-Faizin haram olduğunu açıklıyor.
Surenin sonunda, rabbimizden nasıl istek ve duada bulunacağımız beyan edilerek sure sona erdiliyor.
buyuruluyor ki:
"Rabbimiz, eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bizden önccklilcrc
yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Rabbimiz bize gücümüzün yetmediğini de taşıtma.
Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen, bizim mevlamızsın. Kâfir topluluğa karşı bize yardım et (bakara son ayet)

hakkındaki hadisler:

“Kur’an’ı okuyunuz. Çünkü o, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçı olacaktır. İki Zehra’yı (Bakara ve Al-i İmran sureleri) okuyunuz. Çünkü bu ikisi kıyamet gününde iki bulut kümesi veya iki gölgelik, yahut da gökyüzünde kanatlarını açmış saf saf uçan iki alay kuş gibi gelecek ve okuyucularını koruyacaktır. Bakara suresini okuyunuz. Çünkü onu iyice öğrenmek bereket, öğrenmemek ise büyük ziyandır.” (Müslim, Müsafirin 252; Tirmizi, Fezailu’l-Kur’an 4; Müsned IV/ 361)
“Her şeyin bir zirvesi vardır. Kur’an’ın zirvesi de Bakara suresidir. Kim onu evinde bir gece okursa oraya üç gece şeytan girmez; kim onu evinde gündüz okursa oraya üç gün şeytan girmez.” (Dârimi, Fezâil 10, 27; Müslim, Müsafirin 254-256)

***BARGİRAN****
Alıntı ile Cevapla