Konu Başlıkları: Allah'a iman Etmek
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Mayıs 2014, 16:25   Mesaj No:4

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:339
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Allah'a iman Etmek

Burhân-ı İnnî
İnneli (elbetteli) delîl. Eserden müessire (o eseri yapana), san’attan san’atkâra ve netîceden sebebe götüren delîl. Kelâm (akâid) ilminde daha çok bu delîl kullanılır.
“Âlem hâdisdir (sonradan var olmuştur). Her hâdisin bir sânı’ı (yapanı) vardır” cümleleri, isbat edilmek istenen “Âlemin sânı’ı (yaratıcısı) Allahü teâlâdır” sözü için burhân-ı innîdir. (Teftâzânî)




Burhanı- limmî; müessirden esere, sebeplerden neticelere doğru yapılan istidlâl, yani delile dayanarak sonuca varma Usûlü/metodu... Mesela; merhametli bir zâtın şefkatinden, cömertliğinden söz ediyorsunuz ve böyle bir zât elbette fakirlere ve düşkünlere yardım elini uzatacaktır diyorsunuz. Burada, müessirden esere intikal etmiş oluyorsunuz.




Burhan-ı Temânu’…

Kelâm âlimleri, Kur'ân'dan, Allah'ın varlığıyla-birliğiyle ilgili birçok delil ortaya koymuşlardır. İşte bunlardan iki tanesi de burhan-ı temânu’ ve burhan-ı tevarüd adı verilen delillerdir. Mesela;

“Eğer yer ile gökte Allah'tan başka ilâhlar olsaydı, bunların ikisi de muhakkak fesada uğrar yok olurdu. O halde Arş'ın Rabbi olan Allah, onların vasfetmekte oldukları şeylerden (bütün noksanlıklardan) beridir, münezzehtir" (Enbiya suresi, 22) âyetinden çıkarılan burhan-ı temânu’ şöyle ifade edilir:

Muhal farz, kâinatta birbirine her bakımdan eşit iki ilah bulunsaydı, bunlardan biri bir şeyin hareketini, diğeri de durmasını irade edebilirdi/isteyebilirdi... Çünkü ilah hür iradeye ve tam kudrete sahiptir. Bu durumda ise ortaya şu üç ihtimal çıkardı:

1) Ya her iki ilahın da dediği olurdu... Ki, bu ihtimal bâtıldır; çünkü aynı zaman ve mekânda hareket etme ve durma gibi iki zıd şeyin birleşmesi (cem’-i zıddeyn) imkânsızdır.

2) Ya da her iki ilahın dediği de olmazdı... Bu ihtimal de bâtıldır; çünkü iradesi gerçekleşmeyen âcizdir, âciz ise ilah olamaz. Âcizlik, sonradan olma (hudûs) ve vacip değil mümkün olma belirtisidir.

3) Veya ilahlardan birinin iradesi gerçekleşir, diğerininki gerçekleşmezdi… Bu da bâtıl bir ihtimaldir. Çünkü iradesi gerçekleşmeyen âcizdir, âciz de ilah olamaz. Diğer ilah da, her bakımdan buna eşit olduğuna göre, onun da âciz olması, dolayısıyla ilah olmaması gerekir. Öyleyse Allah'ın bir ve tek olması zaruridir/zorunludur.

Bu maddeleri şöyle basit bir misalle de müşahhaslaştırabiliriz:

Mesela iki ilahtan birisi, Mehmed ismindeki insanın hareket etmesini, diğeri de o anda hareket etmeyip sükûnunu/hareketsizliğini dilese, ilah oldukları için her ikisinin kudreti birlikte Mehmed'e te'sir edeceğinden, cem'-i zıddeyn (iki zıddın bir araya gelmesi) gerekir. Bu ise, mümkün değildir. Çünkü cem'i zıddeyn, muhaldir/imkânsızdır. Yani Mehmed aynı anda hem hareketli, hem hareketsiz olamaz; ya hareketlidir, ya hareketsiz... O halde Allah tektir, O'ndan başka ilah yoktur. Her şeyi yaratan, durduran ve hareket ettiren, muvazenelerini/dengelerini sürdüren O'dur.
Alıntı ile Cevapla