02 Ekim 2014, 13:55
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 21422 Üyelik T.:
08 Kasım 2012 Arkadaşları:36 Cinsiyet: Mesaj:
3.299 Konular:
784 Beğenildi:131 Beğendi:34 Takdirleri:141 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Müslümanların Birbirini Rakip Gibi Görmesindeki Sır Müslümanların Birbirini Rakip Gibi Görmesindeki Sır Bir çok insanın Dünyada yaşanan hadiseler karşısında aklına gelen ilk sorulardan birisidir bu. İşte bu sorulara Bediüzzaman hazretleri cevap vermiş, dikkatlice okuduğunuzda Müslümanlar olaraka nerede hata yaptığımızı çok net göreceksiniz. Yedi bölümden oluşan cevapların dördüncüsünü buraya aktarıyoruz.
Mühim ve müdhiş bir sual:
Neden ehl-i dünya, ehl-i gaflet, hatta ehl-i dalalet ve ehl-i nifak rekabetsiz ittifak ettikleri halde; ehl-i hak ve ehl-i vifak olan ashab-ı diyanet ve ehl-i ilim ve ehl-i tarikat, neden rekabetli ihtilaf ediyorlar?
İttifak ehl-i vifakın hakkı iken ve hilaf ehl-i nifakın lazımı iken, neden bu hak oraya geçti ve şu haksızlık şuraya geldi?
Elcevab; Ehl-i hidayetin rekabetkarane ihtilafı, akibeti düşünmemekten ve kasr-ı nazardan olmadığı gibi; ehl-i dalaletin samimane ittifakları, akibet-endişlikten ve yüksek nazardan değildir.
Belki ehl-i hidayet; hak ve hakikatın tesiriyle, nefsin kör hissiyatına kapılmayarak; kalbin ve aklın dur-endişane temayülatına tabi' olmakla beraber, istikameti ve ihlası muhafaza edemediklerinden, o yüksek makamı muhafaza edemeyip ihtilafa düşüyorlar.
Ehl-i dalalet ise: Nefsin ve hevanın tesiriyle, kör ve akibeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti bir batman ilerideki lezzete tercih eden hissiyatın mukteziyatıyla, birbirine samimi olarak, muaccel bir menfaat ve hazır bir lezzet için şiddetli ittifak ediyorlar.
Evet dünyevi ve hazır lezzet ve menfaat etrafında aşağı, kalbsiz nefisperestler samimi ittifak ve ittihad ediyorlar. Ehl-i hidayet, ahirete ait ve ileriye müteallik semerat-ı uhreviyeye ve kemalata, kalb ve aklın yüksek düsturlarıyla müteveccih oldukları için, esaslı bir istikamet ve tam bir ihlas ve gayet fedakarane bir ittihad ve ittifak olabilirken; enaniyetten tecerrüd edemedikleri için, ifrat ve tefrit yüzünden, ulvi bir menba-ı kuvvet olan ittifakı kaybedip, ihlas da kırılır ve vazife-i uhreviye de zedelenir. Kolayca rıza-yı İlahi de elde edilmez.
Bu mühim marazın merhemi ve ilacı:
"El-hubbu fillah" sırrıyla, tarik-ı hakta gidenlere refakatla iftihar etmek ve arkalarından gitmek ve imamlık şerefini onlara bırakmak ve o Hak yolunda kim olursa olsun kendinden daha iyi olduğunun ihtimaliyle enaniyetinden vazgeçip ihlası kazanmak ve ihlas ile bir dirhem amel, ihlassız batmanlar ile amellere racih olduğunu bilmekle ve tabiiyeti dahi sebeb-i mes'uliyet ve hatarlı olan metbuiyete tercih etmekle o marazdan kurtulur ve ihlası kazanır, vazife-i uhreviyesini hakkıyla yapabilir.
ihlas risalesi
alıntıdır
risale ajans |
| |