Konu Başlıkları: Lütfen cevabı bilen yazsın
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04 Ocak 2015, 18:25   Mesaj No:3

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.108
Konular: 546
Beğenildi:1003
Beğendi:221
Takdirleri:9161
Takdir Et:
Standart Cevap: Lütfen cevabı bilen yazsın

Alıntı:
zekovicxyz Üyemizden Alıntı Mesajı göster
değerli arkadaşlar bir sorum olacaktı.cevabını bilen varsa çok memnun olurum.mesela bir kadın evlenmeden önce evleneceği kişiye seninle evlenirim ancak beni başka yere götürmeyeceksin.burada yaşayacağız(yani kızın bulunduğu memleket)dese.erkekte bunu kabul etse.daha sonra evlendikten sonra bu sözünden dönse ne olur.yani kadın ne yapar.
Bu konu şartlı nikah bahsine girer.
Bu konuda şöyle bir hadis rivayeti vardır:
Bir adam bir kadınla evlenir, nikah sırasında kadını kendi memleketinden dışarı çıkarmama şartını kabul ederse, bilahare kadın razı olmadıkça, onu dışarı çıkaramaz.(Tirmizi, Nikah 31)

Hanefi mezhebine göre şartlı nikah şu şekildedir:

a) Eğer şart sahih olup akdin gereğine uygun düşüyorsa ve şer'in hükümlerine ters değilse yerine getirilmesi vacib olur. Kadının, kocasına ailesiyle ya da kumasıyla beraber oturmak yerine yalnız başına oturmayı veya ailesinden izin almaksızın uzak bir yere götürmemeyi şart koşması gibi.
Kocası kendisiyle mehr-i musemma ile evlenip başka bir şeyi şart koşarsa; örneğin memleketinden çıkarmamak veya üstüne evlenmemek kaydıyla onunla belli bir miktara (meselâ bin'e) evlenirse, şartı yerine getirmesi halinde kadın mehr-i musemmaya hak kazanır; çünkü mehir geçerlidir ve kadının rızası da buna uygundur. Şartı yerine getirmemesi halinde ise başka bir kadınla evlenip ya da memleketinden çıkardığı takdirde kadına mehr-i misil verilir, çünkü kendisine yararlı olacak bir şey kararlaştırılmıştı; bunun verilmemesi halinde kadının rızası gerçekleşmemiş olacağından mehr-i misil verilmesi vacibdir.
b) Eğer şart fasit olursa, yani akdin gereğine uymuyor veya şer'in hükümleri ona cevaz vermiyorsa akit sahih, şart batıl olur. Bu da eşlerden biri veya her ikisine belli bir müddet içinde evlilikten vazgeçebilme hakkının verilmesi şartını koşmak gibidir. Oysa bu, "malî bedellerde fasit olan şart -alışverişte olduğu gibi- akdi ifsat eder" genel kaidesine aykırı düşmektedir.
Kumasını boşamayı şart koşmak gibi şartın yasak olduğuna dair bir hüküm varsa "Kumasının boşanmasını isteyen kadına nikâh helâl değildir" hadîsinden dolayı şartı yerine getirmek mekruhtur.
Maliki Mezhebi :
Evlilik akdiyle ilgili şartlar iki çeşittir:
Sahih olan şartlar, fasit şartlar.

Sahih şartlarda mekruh olan ve olmayan şeklinde iki çeşittir:

Mekruh olmayan sahih şartlar, akdin muktezasma uygun olan şartlardır.
Kadının maddi ihtiyaçlarını gidermek, kadına iyi muamelede bulunmak, kadının erkeğe itaat etmesi veya izni olmadan evden çıkmaması gibi şartlardır.
Kadının evliliğin bozulmasını gerektirmeyen ayıplardan arınmış (salim) olmasını şart koşmak da sahih şartlardandır. Bu da kadının iki veya tek gözünün kör, sağır, dilsiz olması; bakire veya beyaz olmaması gibi şunlardır.

Mekruh olan sahih şartlar:

Akde bağlı olmayan veya akidden kasdolunana aykırı düşmeyen ancak bu şartlarda erkeğe zorluk bulunan şartlardır. Bu da memleketinden başka yere götürmemesi, onu yolculuğa çıkarmaması, falanca yerden nakletmemesi, üzerine evlenmemesi şartı gibi şartlardır. Bu şartlar kocayı bağlamaz. Ancak boşanma ya da köle azad etme yemini olursa şart bağlayıcı olur.

Hanbelî Mezhebi :
Şartları Şafii'lerde olduğu gibi ya sahihtir, ya da fasittir ve üç çeşittir:

a) Sahih olan şartlar:
Bunlar akdin gerektirdiği veya gerektirmediği fakat akdi yapanlardan birine yaran olan ve akdin asıl amacına zarar vermediği müddetçe şer'an yasaklanmayan akillerdir.

Hükmü:
Yarar ve faydanın olması durumunda yerine getirilmesi gerekir. Mesela, kadının erkeğe ihtiyaçlarını gidermesini, kendisine iyi muamelede bulunmasını, başka bir kadınla evlenmemesini, memleketinden çıkarmamasını veya kendisiyle yolculuğa çıkmamasını şart koşması gibi. Ya da erkek, kadının bakire, güzel, eğitim görmüş olması veya körlük, dilsizlik, topallık ve benzeri evliliğin feshini isteyebilme hakkı sabit bulunmayan noksanlardan uzak bulunmasını şart koşması gibi. Bu şartların yerine getirilmesi zorunludur.
Bunun delili ise Rasulullah (a.s.)'ın "Şartların en önde yerine getirilmesi gerekeni, kadınları o sebeple kendinize helal kıldıklarınız (şartlar) dır, " (Cemaat, Ahmed ve Kutub-i Sitte musannifleri ve Said b. Mansur, Ukbe b. Amir'den rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, VI, 142) hadîsi ile "Müslümanlar şartları üzeredirler." (Amr İbni Avf el-Meznî'den "sahihtir" diyerek Tirmizî rivayet etmiştir. Subulu's-Selâm, III, 59) hadîsidir.
Bir de el-Esram'ın rivayeti vardır:
"Adamın biri bir kadınla evlendi ve kadının memleketini değiştirmeme şartını kabul etti, sonra da onu bir başka yere götürmek istedi.
Durum Ömer'e bildirilince o, "şartı yerine getirilecektir", deyince adam da, "O zaman bizi boşarsın" dedi.
Bunun üzerine Ömer de, "Haklar şartlarla belirlenmiştir" dedi.
Bu şartta kadına yarar olduğu ve evlilikten beklenen maksada mani olmadığı için şartın yerine getirilmesi gerekir. Kadının mehirle fazlalık veya memleketinin parasından başka bir parayı şart koşması durumu gibidir.
Fakat Rasulullah (a.s.)'ın sözü; "Allah'ın kitabında olmayan her şart batıldır." yani Allah'ın şeriatınde ve hükmünde bulunmayan anlamındadır. Bu şart ise şer'îdir.

b) Sahih olmayan şartlar:

Şer'an yasaklanan veya akdin muktezasına ters düşen şartlardır.


Sonuç olarak:

Fakihler, akdin muktezasına uygun düşen şartların sahih,
evliliğin amacına aykın düşen veya şeriatın hükümlerine muhalif olan şartların da batıl olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.

Hanefîler, Malikîler ve Hanbelîler, istenilen bir vasfın gerçekleşmesine sebep olan şartlar veya evliliğin feshedilebilmesi hakkının bulunmadığı noksanlardan kadının uzak olması gibi şartların sahih olduğu üzerine ittifak etmişlerdir.
Ama akdin muktezasından olmayan, fakat evliliğin hükümlerinden herhangi birine aykın düşmediği gibi akdi yapanlardan birine yararı olan şartlar hakkında (başka bir kadınla evlenmemek, kendisiyle yolculuğa çıkmamak veya kendisini evinden ya da memleketinden çıkarmamak vb. gibi) ihtilâf etmişlerdir.

Hanbelîler bunların sahih şartlar olup yerine getirilmesi gerektiğini söylerler.

Hanefîler ise şartların geçersiz, akdin sahih olduğunu söylerler.

Malikîlere göre ise şartlar mekruhtur, yerine getirilmesi gerekli olmayıp sadece muslehabdır.

Şafiilerde, şartlar batıldır, evlilik onların dışında gerçekleşir.
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla