Konu Başlıkları: Namazda Okuduğumuz Et-Tehiyyatü
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01 Şubat 2015, 16:07   Mesaj No:2

Allahın kulu_

Medineweb Emekdarı
Allahın kulu_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Allahın kulu_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 33478
Üyelik T.: 09 Kasım 2013
Arkadaşları:29
Cinsiyet:
Memleket:sıratı mustakım
Yaş:48
Mesaj: 2.632
Konular: 164
Beğenildi:1153
Beğendi:1570
Takdirleri:5244
Takdir Et:
Standart Cevap: Namazda Okuduğumuz Et-Tehiyyatü

Alıntı:
FECR Üyemizden Alıntı Mesajı göster
NAMAZDA OKUDUĞUMUZ ET-TEHIYYATÜ :

Geçen Cuma namazından önce,camide Hasan Kalyoncu üniversitsinden sn.prof. Dr.M.Uçar beyefendi vaaz-ı nasihat etti.
Kendisi öğrenci dekanıymış.Güzel.kendisine ve mesleğine bir diyeceğim elbette olamaz.
Konu "Et-tahıyyatü" duasıydı.sn.Prof. konuşmasında bu duanın miraçta geldiğini,peygamberin Allah ile konuşması ve buna da Cebrailin eşlik ettiğini anlatmağa çalıştı.

Güya peygamber,Allah'a hitap ederek söze başlamış
,Allah da O'na selam sana olsun demiş,peygamber de yok sadece bana değil salih kulların üzerine olsun demiş ve bunu da
Cebrail şehadet getirerek tamamlamış ve böylece bu dua oluşmuş der.

Daha sonra da Tayyip hoca da ,bunu hutbede tasdik etti.
Yahu bu kadar da hurafe,sakat,uydurma bir anlayış ve rivayet olmaz ki.
Eğer bu konuşma Allah katında ve Allah ile olmuş bir konuşma olsaydı,bunun Kur'anda yeri olması veya geçmesi gerekirdi.
Çünkü Allah'a ait bütün konuşmalar ayet olarak Kur'anda geçer.
Mesela Allah Musa ile,İbrahim ile,Adem atamızla konuşmuş ve bu konuşmalar da
Kur'anda vardır.Hele hele son peygamberi Hz.Muhammed a.s ile arasında bir konuşma geçecek ve bunu da
Kur'anda ayet olarak anlatmayacak,olur mu böyle bir şey
.Velhasıl hoca,yani prof.Uçar,yanıldı,yanlış bilgiyi cemata aktardı.
Hem de dini bir günde ve dini bir konuda.Din adına bu hatayı yaptı.
Namaz sonunda bunu kendisine aktarayım dedim.Söze kendimi tanıtarak başladım ve Et-tahıyyatü ayet mi dua mı diye sordum.
Ayet değil dedi.peki Allah'ın sözleri,konuşmaları ayet değil mi,madem Allah burada konuştuysa bunun Kur'anda geçmesi gerekmez mi?
diye sorunca.
Kusura bakma,ben ilahiyatçı değilim dedi ve ben bunu böyle öğrendim,değiştirmek de istemem dedi ve noktayı koydu.

Hani biz de bir söz vardır:"yarım doktor candan yarım hoca da dinder eder" diye.

Hem ilahiyatçı değilsin,hem de dinde olmayanları bir ilahiyatçı gibi anlatırsın.

Şimdi seni dinleyen cemaat bu hurafeyi din adına doğru kabul ederse ne olacak...

Hani bizde doktor olmadığı halde koca-karı ilaçlarıyla tedavi edenler var ya,işte bu da böyle.
Gelelim bu duanın özüne.

Bu duayı,peygamber eshabına,yani o zamanki müslümanlara sadece dua olarak,onların konuşup ve anladığı dil olan arapçayla öğretmiş.manası da çok yerinde ve anlamlı bir duadır.

Bu dua da müslüman namaz sonunda," ey Allahım, her türlü hürmete,duaya,ibadete,saygıya layık olan sensin.

İyilikler de sana mahsustur der ve ardından da,bizi Allah ile tanıştıran,buluşturan ey nebi ( ey peygamber) sana da selam olsun,bize ve bizim gibi salih kulların üzerine de selam olsun der ve bütün bunları tasdik ederek ,kelime-i şehadeti de söyleyerek
adeta bir mühür gibi ibadetinin sonunu tasdikler.Olay budur.Bunu Allah'ın konuşması yapmak,Allah'a iftira olmaz mı? Allah sizden eksik mi biliyor ki,siz O'nun adına bunu söylüyorsunuz.

Olmaz böyle şey.Din uydurulmak için değil,uyulmak için gelmiş Allah'ın mesajlarıdır.Kimse kendini Allah yerine koyup Allah adına din koymasın, olmaz mı?
------------
Et-tahıyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayyibât.
Esselâmü aleyke eyyühen-Nebiyyü
ve rahmetullâhi ve berakâtüh,
Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis-sâlihîn.
Eşhedü en lâ ilâhe illAllâh
ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlühü.

Anlamı
Her türlü hürmet, salavât (dua) ve bütün iyilikler
Allâh-ü Te'âlâ'ya mahsustur. Ey Nebî ! Allah'ın selâm,
rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selâm, bizim ve
Allah'ın sâlih (doğru hareket eden) kullarının üzerine de olsun.
Şahâdet ederim ki, Allâh-ü Te'âlâ birdir ve yine şahâdet
ederim ki, Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) O'nun kulu ve Rasûlüdür.

-------------------
İşte herşey ortada iken,bunu,Allah'ın ,peygamberin ve hatta Cebrailin konuşması diye aktarmak ,onlara iftiradan başka birşey değildir.
Akıllı olalım.
Ayrıca şu bizim camilerde veya sohbetlerde din adına konuşanlar,
Allah'ın anlatmayıp da eksik bıraktığı birşeyler mi varki,kendi heva ve hevesleriyle bunu tamamlama gayretine düşüyorlar.

Halbuki Allah:"Artık dininizi tamamladım,size din olarak da islamı seçtim" demiyor mu? Hatta :"Biz anlatacağımız herşeyi bu Kur'anda açık açık anlattık " demiyor mu?

Neden Kur'anı gereği gibi anlayıp da anlatmak yerine kendi uydurulmuş din bilgilerimizi din diye anlatıyoruz ki.
Yapmayın ey müslümanlar,bu yol Allah'ın "SIRAT-I MÜSTAKIYM=doğru yol" olan doğru yolu değildir
.Kendi heva ve hevesimizden uydurduğunuz,hatta çoklarına kalben bile inanmadığınız saçmalıklardır.Etiketlerinizin arkasına saklanarak gerçekleri çarpıtmayın lütfen.
Peygamber bile ümmetine,eshabına Kur'andan başka birşey anlatmamıştır.Eğer öyle olsaydı,Allah'ın uyarısına muhatap olurdu.Allah: "eğer o peygamber,kendi heva ve hevesinden birşeyler katsaydı,biz O'nu şah damarından tutar,daha oracıkta canını alıverirdik" demiyor mu?

Peki siz kime güvenerek bu hatanın içine düşerek kendi kafanıza göre,dinde olmayanları din gibi anlatıyorsunuz

.Unutmayın yolunuz HAK yol değil.Şeytan bazen sağdan (iyi taraftan) gelerek sakın sizi aldatmasın.Allah ve peygamber adına birşeyler uydurmayın.

Dinin tek sahibi vardır,o da Allah'tır.Peygamber bile kendi kafasına göre dini hükümler koyamaz unutmayın.O ,sadece bir elçidir.

Elçiler kendilerine verilenden başkasını aktaramazlar,değiştiremezler.O bunu yapamazken ,siz nasıl yaparsınız.!

Hamza SARI
__________________

Vakit namazinizi kildiniz mi?
Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz.
Alıntı ile Cevapla