Konu Başlıkları: Islamî şahsiyet
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Mart 2015, 20:38   Mesaj No:1

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Islamî şahsiyet

Islamî şahsiyet



Sahâbe-i Kirâm efendilerimizden Süfyân b. Abdillah es-Sakafî (r.a.), Hz. Peygamber efendimizle ilgili bir hâtırasının şöyle anlatıyor: “Bir gün, Hz. Peygamber’in huzuruna geldim ve şöyle bir istirhamda bulundum:

“-Ey Allah’ın elçisi! Bana, sarılıp yapışacağım bir hakikati söyler misiniz?” Bu isteğim üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu
“-Rabbim Allah’dır.” de, sonra da yaşamakla emrolunduğun İslâmî düsturlara göre hayatını düzenleyerek dosdoğru ol.”

Bu güzel açıklamayı dinledikten sonra Hz Peygamber’e şöyle bir soru sordum:

-Ey Allah’ın elçisi, Allah’ın azabına uğratılabileceğim endişesi ile benim için en fazla korktuğunuz şey nedir?

Hz. Peygamber, bu sorumu cevaplandırmak için dilinin ucunu tuttu ve sonra da şöyle buyurdu:
“-İşte budur.”

Allah’ın yarattığı insan, O’nun koyduğu tek ve yegâne nizâm olan İslâm’la gerçek şahsiyetini bulur, kimlik ve kişilik sahibi olur. Gerçek kişiliğini İslâm’la kazanan Müslümanlar bu kimliklerini İslâm’la korumalıdırlar. Yani, İslamî şahsiyeti kazanmak yetmiyor, esas olan onu korumaktır. Hz. Peygamber, soruyu soran Süfyân’ın şahsında bütün ümmete bir mesaj sunmakta ve şahsiyetin hem kazanılmasının hem de korunmasının yolunu öğretmektedir. O da, “Rabbim Allah’tır.” dedikten sonra “dosdoğru olmak” ve bir de “ağızdaki dile sahip olmak”tan geçer.

Zamanımız Müslümanlarının en büyük problemi kimlik problemidir. Şahsiyetini kazanamamış, bir türlü kendisi olamamış, özüne yabancı ve özenti içerisinde marka Müslümanlarından nedir çektiğimiz? Ne zamana kadar daha çekeceğiz bunlardan. Kendisini İslâm’a değil çağın şartlarına uymaya uyarlamış, özenti içerisinde ki bu kimliksiz Müslümanlar kendilerine demiyorlar mı? Her gün, her an, niçin kulak vermiyoruz Yüce Allah’ın sözlerine ve O’nun elçisinin sözlerine. Şimdi hep birlikte asr-ı saâdete gidelim. Hz. Peygamber ile Ebû Zer birlikte oturuyorlar ve aralarında şu konuşmalar geçiyor. Kulak verelim. Olayı Hz. Ebû Zer anlatıyor:

“Allah’ın elçisinden şöyle bir istirhamda bulundum:

Ey Allah’ın elçisi, bana öğüt verir misiniz?

Ey Ebû Zer, sana , Allah’ın emirleri ve yasaklarına uyarak yaşamanı tavsiye ederim. Zirâ, böylesine takvâ üzerinde yaşamak senin bütün işlerini güzelleştirir.

Benim için öğütlerinizi artırır mısınız? Yâ Rasûlallah.

Kur’an oku ve Allah’ı çokça zikret, hatırla. Zirâ, Kur’an okuyup Allah’ı anman, senin göklerde yücelmene ve yer yüzünde nurlanmana sebep olur.
Ey Allah’ın elçisi, biraz daha nasihat eder misiniz?

Çok az konuşmaya bak. Zîrâ az konuşmak Şeytan’ı kovman ve ciddî bir Müslüman olarak yaşaman konusunda sana yardımcıdır.
Yâ Rasûlallah, biraz daha öğüt verir misiniz?

Ey Ebû Zer, çok gülmekten sakın, çünkü çok gülmek kalbin mânevî hayatını öldürür. Yüzün nurunu giderir.
Ey Allah’ın elçisi, benim için biraz daha nasihat eder misiniz?

Ebû Zer, nefsin için acı da olsa doğruyu söyle. Allah’ın emirleri ve yasakları doğrultusunda yaşarken kınayanın kınamasından korkma.
Son bir nasihat daha istiyorum, yâ Rasûlallah.

İnsanların kusurları ile meşgul olma, kendi kusurlarına bak ve onları düzeltmeye çalış.”

Her taraftan günahlarla kuşatıldığımız bu zamanda, böyle bir nasîhata ne kadar da muhtacız, değil mi? Ebû Zer’den Allah razı olsun. Allah razı olsun ki, sormuş ve Hz Peygamberi konuşturmuş; dinlediklerini de ezberlemiş ve kendinden sonrakilere nakletmiş. Hz. Peygamberin bu nasîhatlerine dikkat ettiyseniz, hepsi de kimlik ve kişiliğimizin inşâsı için gerekli nasîhatlerdir. Bize düşen, dinlemek, kulak vermek ve gereğini yapmaktır. Öyle ise haydin, hep birlikte, her birimiz bulunduğumuz yerlerde, İslâmî şahsiyeti kazanmış ve korumaya azimli , kararlı Müslümanlar olalım. İnanın ki, kurtuluşumuz buna bağlıdır.

Şahsiyet, Arapça bir kelimedir. Bu kelimeyi Türkçeye “kimlik, kişilik” olarak tercüme edebiliriz. “Yüksek olmak, cismi iri olmak, görünmek, belli olmak…” manalarına gelen bu kelimeyi biz, daha çok kimlikli ve kişilikli insanları ifâde etmek için kullanırız. İslâmî şahsiyet derken de, Müslüman bir kişide görmek istediğimiz ağırlığı, olgunluğu ve dolgunluğu kastederiz. Evet, Müslüman bir kişi olgun, dolgun, ağır ve efendi olmalıdır. Onun üzerinde, imânın ve amelin verdiği güzellik görülmelidir. Olayların verdiği sıkıntılara karşı direnmesini bilmeli, kendisini her durumda izhâr etmeli, yani ortaya çıkarmalıdır. İslâmî şahsiyeti kazanmış bir Müslüman, hiçbir zaman gizlenmez; arazi olmaz. Onun boyu uzun ve cüssesi büyüktür, her yerden görünür; İslâm’ın her derdine koşar. O, korkmaz; çünkü bir insanın elde edebileceği en kıymetli değer olan îmân onun kalbinde yer etmiştir. O, İslâm’ın dar günlerinin adamıdır. İslâm üzerinden menfaat temin etmez, kendinde olanı İslâm için harcar. Şöhret budalası değildir, isminin ön plana çıkmasını istemez; onun için önemli olan dâvâsının yürümesidir.

İslâmî şahsiyeti kazanmış bir Müslüman izzetlidir, İslâm düşmanlarına boyun eğmez. Onlardan gelebilecek küçük bir menfaat için dînini, îmânını satmaz. Müslüman kardeşini ve dâvâ arkadaşını da satmaz. Din düşmanlarının baskılarına boyun eğerek dînini tağyîr ve tahrîf de etmez. İnandığı gibi yaşar ve yaşadığı gibi inanır. O, demirden bir leblebidir; onu yemek isteyenlerin dişleri kırılır, kendini yedirmez kimseye. Bu asırda bize de, İslâm’a ve kendine sahip olan işte böylesi Müslümanlar lazım. Siz de böylesinizdir inşâallah.


alıntıdır

Doç. Dr. Mustafa AĞIRMAN
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 6018 14 Temmuz 2015 12:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4073 14 Temmuz 2015 12:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4919 14 Temmuz 2015 12:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2663 14 Temmuz 2015 11:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2364 14 Temmuz 2015 11:03