Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Mart 2015, 21:34   Mesaj No:16

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Sevgili Pisikoluğum Bediüzzaman 2

Bilmek ağır gelir, ihlâs olmaz ise!

Her Tıp'ı bitiren doktor olur ama sağlıklı neşter vurup, başarılı cerrahi müdahale yapamaz… Her lokanta kebap yapabilir ama her ustanın kebabı yenmez. Herkes âşık olabilir ama adam gibi sevmeyi, sadık olmayı beceremez vs. uzatılabilir… Bilmek, öğrenmek güzeldir, fakat asıl güzellik, bakınca duruşundan, tavrından bildiği anlaşılıyor olması çok daha güzeldir, güzelliğin devam etmesini de sağlar. Atomu keşfetmek güzel bir şeydi, lakin bilenlerin yanlış olması, anında yüz binlerce Japon’un buharlaşmasına, kül olmasına sebep oldu. Bütün bilimsel teknik buluşlar, ihlâssız, insan olma özelliklerinden uzak olanların elinde, milletin başına hep bela oldu...

Tam tersi, imanlı, ihlâslı ve kardeşliğe önem veren İslam âlimlerinin elinden, fikrinden ortaya çıkan eserler, tüm insanlığa fayda verdi... Allah korkusu olmayan, iyi niyetin ve kardeşliğin kırıntısı olmayan barbar batılılardan, ortaya konan ilimden, buluştan bütün insanlığın ocağı battı, yine istisnalar hariç. Bu demektir ki öğrenilen, elde edilen güzel bir şeyin fayda vermesi için, niyetin halis ve beşerin menfaati düşünülmesi lazım ki, insanlığa faydalı hale dönüşsün, zarar vermesin…

İhlâs ve uhuvvet olmadan bilmek, İman Hakikatlerine vakıf olmak, ağır gelir, yoldan çıkarır; bu bilmek kafayı zekâyı geliştireceği için hele birde kibir güçlü ise millete zarar vermeye başlar… Sadece başkalarını eleştirmek, kendi meşrebi dışındakine muhabbet etmemek, hizmetlerini küçük görmek gibi… İnsanlar yüksek enerjilerini, bilmelerini samimiyet çerçevesine oturtmaz ise, doğru ve hayırlı işlerin ortaya çıkma şansı azalır ve yok olur gider.

Risale-i nurlardaki hakikatler antibiyotik gibi yanında mutlaka vitamin alınmalı bu da ikili birleşim; ihlâs ve uhuvvettir. Güçlü motora sağlam kaporta gerekir, yoksa dağıtır randıman alınmaz. Ekran kartı zayıf olunca, Hard Disk geniş, işlemci yüksek olmuş önemli değildir; hepsinin sağlam olması lazımdır. Risale-i Nurlardaki aklı ıslah eden yüksek hakikatler, ancak ihlâs ve uhuvvet gibi, sağlam ekran kartı ile yansır. Bediüzzaman’ın ısrarla çok okunmasını tavsiye ettiği: İhlâs Risalesi ve mutlaka hayata geçmesi gereken Uhuvvet Risalesi, kendi eserinin gücünü bildiği için, yine kendi ifadesi ile “Yapan bilir, bilende konuşur” bu önemden dolayıdır. Evet, insana güçlü donanım sağlayan Risale-i Nurlar güçlü ekran kartı ister…

Bazılarından belki itiraz sesleri yükselecek: “ Yaşamak önemlidir” diyecekler... Elbette yaşamak çok önemli ama bildiklerini yaşarken, ihlâs ve uhuvvet olmadı mı, zarar verenler çok, sadece sanırım bir misal yeter: Gülen, eğer bildiklerini İslam âleminin kardeşliğini ve ihlâsı esas alarak yaşasaydı, milletimiz ve Müslümanlar zarar görmeyecekti... Onun bilgisini, hitabetini kullanarak, karanlık çevrelerin silahı olarak ülkemiz üzerine doğrulttular…

Bediüzzaman’ın döneminde, din düşmanı ve zındıka komiteleri yok muydu? Elbette en ağır ve yoğunlukta var idiler… Bediüzzaman’ın ihlâsı, kardeşliğe verdiği ehemmiyet, asla maşa olmayı, Müslüman zarar vermeyi aklına getirtmedi. Sadece fayda üretti, yalnızca Müslüman’a değil, tüm dünya insanlığına... Üstat daha çocuk denecek yaşlarda 90 önemli eseri ezberledi, bu bile o dönemin en iyi bileni olduğunu göstermeye yeter. Üstadın bu bilgisinin faydaya dönüşmesi, insanlığın kurtuluşuna sancılar çekmesi ihlâsındandır. Hiçbir şeye beş para ehemmiyet vermemesi, korkunun esrini yaşamaması, zındıka komitelerine oyuncak olmaması ondaki yüksek ihlâs ve İslam âlemine beslediği hayırlı düşünceleri, uhuvveti idi. Bugün Risale-i Nurları, ezbere denecek seviyede bilen kardeşlerimiz var ama asıl hizmeti sırtlanmış olan, ihlâs ve uhuvvete önem veren nur işçileridir... Ağızları pek laf yapmasa, sessizde kalsalar bile, onlar bize samimiyet ve kardeşlik adına çok şey anlatırlar… Hiçbir fesatlığa fırsat vermeden, dilleri sadece takdir etmeye, şevk vermeye alışmış kahramanlardır…

Son söz: demek ki öğrenmeden, bilginin derinliklerine vurmadan, hatta yaşamadan çok daha önemli olan ihlâs ve uhuvvettir, buda bütün insanlığa faydadır, Mevla’m, en önce bizlere bu ikiliyi nasip etsin… Bediüzzaman’ın Kur'ân'dan ilham alarak, İman rükünlerini farklı ispat etme buluşu, keşfettiği güçlü reçeteler, ihlâsı ve İslam kardeşliğine feda ettiği ömrü sayesinde halen tesirin artarak devam etmesini sağladı...

Hâsılı kelâm: İhlâssız ve kardeşliği esas almayan bilmelerimiz, fitnelere, bölünmelere bu yüzden dünya Müslüman’ına ve imana susamış tüm insanlığa zarar olacaktır… Cehenneme kütük kesmek yerine, cennete kardeş kazanmak bilmenin gereğidir. En önemlisi de bilmenin zehire dönüşmesine, başkalarının bizi kullanmasına ihlâs ve uhuvvet engel olacaktır… Yüce Allah (c.c.) cümlemize ihlâslı bilmeler ve kardeşlik nasip etsin, İslam düşmanları ile ittifak ettirmesin… Ha sahi, İslam’a zarar verenleri de tanımak, bilmek, zararlarını def etmekte, kardeşliği korumaktır.

alıntıdır

Selahattin GEZER

risale haber
Alıntı ile Cevapla