Eş Seçimi:Bir Oyun Değil,Ebedi Hayat
“ Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetim ile amel etmezse benden değildir.
Evleniniz. Zira ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile iftihar edeceğim…”
“ Yeryüzünde en zor seçim hangisi?” diye sorsalar nerdeyse bütün insanların verecekleri ortak bir cevap var: Eş seçimi.
İnsan pazardan elma, armut seçer gibi, vitrinde etek, gömlek bakar gibi eş seçemez, eş bakamaz.
Geri iadesini düşünerek rahat bir seçim de yapamaz. Değiştiririm düşüncesi ise evliliğin tabiatıyla uyuşmaz.
Her ne kadar günümüzde “ bu olmazsa başkası olur, hele bir deneyeyim, tanıyalım da bakalım,
birkaç yıl görüşelim sonrası olursa olur, olmazsa olmaz”
mantığına sahip bir çoğunluk varsa da aramızda, evlilik kurumunun gayesine bu mantık uymaz.
Sağda solda tanışmak, görüşmek, görüşür gibi yapıp aynı anda birkaç kişiyi denemek de
bir ömür yaşamaya niyetlenmek anlamına gelen evliliğe aykırı bir durumdur.
Bu tarz bir görüşme ile yapılan evliliklerin sonu hüsranla bitmektedir.
Devamlı bir evlilik sağlam temellerle kurulur.
Ebedi saadeti sağlayacak evlilikler elbette İslam dininin kurallarında mevcuttur.
Son zamanlarda eşler üzerine düzenlenen televizyon programları,
dini yaşamlarında hassas olanlara, toplumumuzun evlilik bilinci hususunda ciddi endişeler yaşatmaktadır.
Eşlerini beğenmeyip falan programa katılma noktasında zorlayanlar,
saçlarından, giyim tarzlarından rahatsız olup kırkından sonra manken haline getirmeye çalışanlar var.
Hâlbuki eş, her ne kadar tercih edilebilir gibi dursa da işin içinde Allah’ın takdiri, halkın tabiriyle “ alnımıza yazdığı kader” kısmı da var.
Eşler buraya kadar söylediğimiz cümleler ışığında hem lütuf, hem tercih, hem de kaderimiz oluyor.
Lütuf ve kader kısmının dışında eş seçiminde ayet ve sünnet ile ortaya konulmuş esaslar vardır.
Dinimiz evleneceğimiz kişinin dindar olması hususunda ısrarlıdır.
Resûlullah aleyhissalâtu vesselam byurdular ki:
“ Güzellikleri sebebiyle kadınlarla evlenmeyin. Çünkü güzelliklerinin onları ( kibir ve gurur sebebiyle ) alçaltacağından korkulur.
Onlarla mal ve mülkleri sebebiyle de evlenmeyin, zira mal ve mülkün onları azdıracağından korkulur.
Fakat onlarla diyaneti esas alarak evlenin. Yemin olsun, burnu kesik, kulağı delik siyahi dindar bir köle
( dindar olmayan hür kadınlardan ) efdaldir.”
Akılda kalacak tabiriyle evlilikler de dört dörtlük bir uyum gerekir. Bu dört dörtlük uyum, sahabeden birine Peygamberimiz tarafından hanımını seçerken dikkat etmesi gereken özelliklerin ne olduğu biçiminde açıklanmıştır. Ebu Hureyre ( r.a.) anlatıyor:
“ Resûlullah aleyhissalatû vesselâm buyurdular ki; Kadın dört hasleti için nikâhlanır;
Malı için, haseb ve nesebi için, güzelliği için, dini için. Sen dindar olanı seç de huzur bul.”
Bu hadis sadece hanımını seçen beylere değil aynı zamanda eşini seçen hanımlara da yöneliktir. Hadis doğrultusunda insanlar eşlerini,
dindarlıklarına göre seçmelidir.
Dini emir ve yasaklara uyan kadın veya erkek evliliklerinin bereketi huzuru ve mutluluğu için dindar olan eşlerle evlenmelidir.
Eşlerin maddi bakımdan da eşit olmaları, eş seçiminde maddi uçurumların dikkate alınması gerekir.
Şöyle ki, fakir bir erkek, zengin bir kız ile evlendiğinde bu erkek tabiatı için külfet olacaktır.
Yahut kız bakımından eşinin zenginliği bir baskı unsuru olabilecektir.
Güzellik hususunda ise nefisler daima kıyas yoluna gidecektir.
Bu sebeple eşlerin sıfat itibariyle de denklikleri dikkate alınmalıdır.
Ancak bu denk olması uygun görülen dört özellik içinde en öncelikli ve mühim olanı dindir.
Çünkü bu özelliklerin ahirete bakanı dindir. Kişinin dünya dışında ahireti ile ilgili olan dini hayatında kendine denk bir insanla yürümesi,
aynı secdeye baş koyması,
aynı oruca niyeti, aynı iman gücü ile omuz omuza durması kendisinden bir şey eksiltmeyecektir.
Tam aksine din bakımından eş seçen kişi, eşi ile dini hayatını takviye edip daha emin adımlarla yolunda yürüyecektir.
Rabbimiz kendi rızası için evlenip, evliliğini dini üzerinde tamamlayan bir gençlik nasip eylesin. Amin.