Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13Haziran 2015, 10:56   Mesaj No:2

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Omü islam hukuku 1-7.ünite özetleri

2.ÜNİTE



İSLAM HUKUKUNA GENEL BAKIŞ

Din:
yol, inanç, âdet, kulluk. din, akıl sahiplerini, kendi tercihleriyle bizzat hayırlı olan şeylere götüren ilâhî bir kanundur.

Şeriat: Doğru yol, suyolu. Allah ya da Peygamberi tarafından belirtilen, akait, ibadet, ahlak ve hukuka ait normlar; Allah ya da Peygamberi tarafından ortaya konan hukukî normlar; naslar ile belirtilenler ve bunlar üzerinden içtihatla tespit edilmiş normlar.
Fıkıh ve İslam Hukuku:Fıkıh:bilmek, derinlemesine anlamak, bir şeyin bütününe vakıf olmak. Ebu Hanîfe’nin fıkhı: Kişinin leh ve aleyhindeki (şer’î hüküm)leri bilmesi’dir der.

İmam Şâfiî fıkhı, “ tafsilî delillerinden elde edilmiş, şer’î amelî hükümleri bilmek”der. Mecelle’nin fıkıh tarifi :“İlm-i fıkıh, mesâil-i şer’iyye-i ameliyeyi bilmektir.” İslâm hukuku ifadesi, hem Kur’an ve Sünnet kaynağında mevcut olan hukukî naslar (tafsilî deliller) ile bunlardan açıkça anlaşılan hükümleri, hem de bu naslardan değişik yöntemlerle, uzmanların (müçtehitlerin) çıkardıkları kural ve hükümleri kapsayacak şekilde anlaşılmalıdır.


İSLAM HUKUKUNUN BAZI ÖZELLİKLERİ.

1. İlâhî Hukuk Olması:

İslam hukukunu diğer hukuklardan ayıran meziyetler:

(1) Akîde-hukuk-ahlak bütünlüğünden kaynaklanan hukuka saygı.
(2) Arzu ve hevadan, tarafgirlikten
uzak olma.
(3) Tenakuz ve aşırılıktan uzak olma.
(4) Değiştirilemez temel kaynaklara sahip olma. (5) Bütün insanlığın ihtiyaçlarına cevap verebilme.

2. Fıtrat Hukuku Olması:Yaratılış, karakter, tabiat, huy, kabiliyet gibi anlamlara gelen fıtrat, terim olarak Allah Teala’nın mahlukatını kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hal, bir kabiliyet üzere yaratması demektir.

3. Evrensel Hukuk Olması: İslam hukuku belli bir bölgenin veya milletin hukuku olmayıp, tüm insanların hukukudur. İslam hukuku belli bir zamanın hukuku olmayıp, tüm zamanların hukukudur. İslam hukuku aslî yapısını değiştirmeden, tüm zamanlarda bütün insanlığın bireysel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak yapı ve kurumlara sahip evrensel bir hukuk sistemidir.


*Hakkında emredici veya yasaklayıcı ayet ya da hadis nassı bulunmayan her hukuksal alan, çağın ihtiyaçları doğrultusunda değişime açık bırakılmıştır.Yapılacak düzenlemelerin, naslara dayanması değil, yasaklayıcı naslarla çelişmemesi önem arz etmektedir. Bu itibarla sübut ve delalet açısından sahih-kat’î naslarla çelişmeyen her hukukî düzenleme, baştan meşrû olduğu gibi, aynı şartlarla gerçekleştirilen her değişim de İslâm hukukunda meşruiyet kazanmaktadır.


*İslâm hukukunun gayeleri, yani Şari’in maksatları;

(1) adaletin temini
(2) zulmün defedilmesi
(3) maslahata itibar
(4) kolaylaştırma
(5) sıkıntıyı giderme
(6) zarurete itibar etmek


*İslâm hukukunda değişmez gaye kavramlar bulundurmakla birlikte, bu kavramların içeriğini oluşturma ve bu kavramlara ulaşmada kullanılacak teknik ve yöntemleri belirleme işi, ayrıca bu kavramları koruma tedbirleri, bütünüyle toplumların idrakine bırakılmıştır. İslâm hukukunda aklın müstakil olarak bir hukuk kaynağı olduğu, genellikle,kabul edilmemiş, aklın daima nasların çizdiği çerçevede işlemek durumunda olduğu benimsenmiştir.


*İslâm hukukunun ilahî kaynakları, Kitap ve Sünnet; beşerî olanları ise, icma,kıyas, maslahat, örf-adet, istihsan, sedd-i zerai gibi kaynaklardır. Beşerî olan bu kaynaklara, toplumsal kaynaklar dendiği gibi, daha hassas bir ifadeyle bunlar, hüküm çıkarma yöntemleri olarak da anılmaktadırlar.


*Kur’an’da hukuksal alanla ilgili olarak 500 kadar ayet bulunup, bunların da çoğunluğu, küllî kaideler ve genel tavsiyeler niteliğindedir.Bu ayetlerin çok azı ise, fer’î çözümler şeklinde sevk edilmişlerdir.

*Hukukun sosyal hayata uyumunu sağlayacak, toplumsal değişimler sonucu işlevini kaybetmeden ayakta kalabilmesini temin edecek olan birçok yeni fıkıh kaynakları/yöntemleri oluşturulmuştur. Bunların en meşhurları; istihsan, mürsel maslahat, örf-adet şeklinde edille-i şeriyye arasında yer alan kaynaklardır

İstihsan: İslâm hukukunda tespit edilmiş temel genel kural, bazı anormal şartlarda ya da bazı toplumsal değişimler sonucunda, hak ve adaleti temin etmekte yetersiz kalıp, böyle bir hüküm verme, müçtehidin vicdanını rahatsız ettiğinde, bu genel kurala aykırı
olarak, ancak hak ve adaleti temin maksadıyla, hukukun bütünlüğünden ayrılmadan duruma ve şartlara uygun hüküm verilmesine istihsan denir. Malın peşin para ile satımı demek olan “selem”ve sipariş demek olan “istısna” akitlerine cevaz vermesi; yırtıcı kuşların artığı olan sularla dini temizliğin yapılabilmesi; Peygamber sonrası dönemlerde Haşimoğulları’na zekat verilebilmesi, istihsan metoduna dayanılarak verilen hükümlerin örnekleridir.

*Mürsel maslahat;lehinde ya da aleyhinde, naslarda herhangi bir hüküm bulunmayan maslahattır.Maslahat olduğu için benimsenecek bir olay veya hukuki tasarrufdaki faydanın, yalnızca şahsi olmaması,benimsenecek olan bu yeni şeyin yakın ya da uzak gelecekte herhangi bir nasla sabit emir ya da yasağın ihlaline sebep olmaması, kendisindeki maslahatın varlığından emin olunması gibi özellikleri taşıyıp taşımadığı önem arz etmektedir.


İslâm Hukukunun Diğer İlahî Hukuklarla İrtibatı:

(1) Kaynak birliği vardır.
(2) Asıl ve gaye birliği vardır.
(3) İslâm dini, kendinden önceki şeriatları yürürlükten kaldırmıştır.
(4)İslâm hukukundaki hükümler, önceki şeriatlardan alınmayıp, tamamı Allah tarafından Hz. Peygambere, ya doğrudan Kur’an hükümleri şeklinde ya da dolaylı olarak
Sünnet hükümleri şeklinde vahiy yoluyla gönderilmiştir.
(5) Kur’an ve Sünnet’te inkar ve ikrar etmeksizin yer alan, önceki şeriatlara ait hükümler biz Müslümanlar için teşri değildir.


*Roma hukuku ile İslâm hukuku dikkatle incelendiğinde kaynak, kavram,kaide ve müesseseler bazında, birbirinden ayrı iki hukuk sistemi olduğunu söylemek mümkündür. 1937 yılında Lahey’de toplanan Uluslararası Hukuk Konferansında, İslâm hukukunun nevi şahsına has (özgün), ilahî bir hukuk olduğu, vahiy orijinli olmakla birlikte,Müslüman ve zeki İslâm hukukçuları sayesinde, mükemmel bir sisteme kavuştuğu, bu haliyle orijinal bir hukuk olduğu kabul edilmiştir.


Bu konferansta öz olarak İslâm hukukunun şu özellikleri teslim edilmiştir:

(1) İslâm hukuku, mukayeseli hukukun kaynaklarından biridir,
(2) İslâm hukuku canlıdır ve gelişmeye elverişlidir,
(3) İslâm hukuku başlı başına bir hukuktur, başka hukuklardan alınmış değildir.


*Prof. Dr. Orhan Çeker’e göre:

• Bazı kiliseler mahalli örf, adet ve özellikle İslâm hukukundan istifade etmiş, günlük hayata tatbik etmiştir.
• Nasturi kilisesi yargı konularında İslâm hukukundan aynen iktibaslarda bulunmuştur.
• Mısır Hıristiyanları, İslâm’ın vakıf müessesesini taklit etmiş, kiliseleri için vakıflar kurmuşlardır.
• Endülüs Emevîleri, Avrupa’yı İslâm hukukunun tesirinde bırakmışlardır.
• Akdeniz ticaret hukukunda İslâm hukukunun payı vardır.
• Fransız Medeni hukuku özellikle Maliki mezhebinden istifade etmiştir.
• Haçlı seferleri, Avrupa medeniyetinin doğmasında, onlar için bir rahmet olmuştur


ALINTI
Alıntı ile Cevapla