Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13Haziran 2015, 11:28   Mesaj No:6

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Omü islam hukuku 1-7.ünite özetleri

6.ÜNİTE

EVLİLİK (NİKÂH)


Örfümüzde istemek, söz kesmek, söz vermek ve nişanlanmak sürecinin hepsini kapsayan,husus hadis ve fıkıh kitaplarında “hıtbe” terimiyle ifade edilir. Hukuk-ı Aile Kararnamesi madde 1’ de bu durum açıkça belirtilmiştir.Nişanlanmakla veya va’d ile nikah münakid olmaz demektedir.

Nişanın Bozulması ve Sonuçları:

1-Mehirin iadesi gerekir. Alınan şey aynıyla durmuyorsa, kıymeti geri verilir.
2-Hediyeler hibe hükmünde olup, taraflar dilerlerse, verdikleri hediyeleri de geri isteyebilirler.
3-Nişanlanma ve nişanın bozulması nedeniyle, karşı taraf maddi bir zarara uğramışsa, diğer taraftan tazminat talebinde bulunabilir, aksi takdirde isteyemez. 3
- Nişanı karşı tarafa zarar vermek amacıyla bozan ve bu hareketi ile karşı tarafa zarar da veren taraf, mağdur tarafın bu süreçte olumsuz bir katkısının bulunmaması şartıyla, nişanı atan taraftan tazminat isteyebilir.

EVLİLİK AKDİ (NİKÂH):Sözlükte “birleştirme, bir araya getirme, evlenme, evlilik, cinsel ilişki” gibi anlamlara gelen nikah kelimesi, fıkıh literatüründe “şer’an aranan şartlar çerçeve-sinde aralarında evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının hayatını geçici olmaksızın birleştirmelerini sağlayan akdi ve bu yolla eşler arasında meydana gelen evlilik ilişkisini” ifade eder.

Evlilik Akdinin Unsurları (Rükünleri):

1-İrade Beyanı:Hanefîlere göre icab ve kabulün bu-lunması, nikah sözleşmesinin unsurlarındandır.Nikah meclisinde hazır bulunan tarafların ira-delerini sözlü olarak açıklamaları gerekir.Taraflardan birinin uzakta bulunması durumunda açık,imzalı veya mühürlü yazı ile de irade beyanında bulunmak mümkündür.Dilsizlerin işareti de yazı yerine geçer. Söz, yazı veya işaret dışında başka bir irade beyanı geçerli değildir. İra-de beyanında bulunulurken, halkın evlenme akdi için kullandıkları örfte yerleşmiş siga ve sözcüklerin, evlenme iradesinin tereddüde meydan bırakmayacak bir kesinlikte ortaya kondu-ğunun taraflar ve şahitlerce anlaşılmasına imkan veren ifadelerin kullanılması gerekir. Nikah esnasında, tarafların evlilik kararlarını, hiçbir baskı altında kalmaksızın, hür iradeleri ile açıklamaları gerekir.Baskı (ikrâh) altında açıklanan irade beyanları ile akdedilen nikah Şâfiî, Malikî ve Hanbelîlere göre geçersizdir.Hanefîler ise zorlanan kişinin nikahını geçerli saymış-lardır.Hukuk-ı Aile Kararnamesi çoğunluğun görüşünü kanunlaştırmıştır.

2-Taraflar:İslâm hukukuna göre, taraflar nikah akdi esnasında asaleten bulunabilecekleri gibi, nikah akdi yapma hususunda vekaletlerini verdikleri vekilleri ile de temsil edilebilirler. Vekalet esnasında, şahit bulundurmak şart değildir. Nikah Akdinin Gerçekleşmesi İçin Gerekli Olan Şartlar(in’ikad şartları):a-İcab ve ka-bulün birbiri ile her yönden kesişmesi/uyuşması,b- İcab ile kabulün aynı yer ve zaman içinde olması,c- Akde taraf olanların, akid esnasında birbirlerinin konuşmalarını duyuyor ve anlıyor olmaları,d- İcabdan sonra, kabulden önce, icabı iptal eden bir durumun olmaması,e- Tarafla-rın, asalet, vekalet veya velayet yollarından birisi bakımından, evlenme ve evlendirme ehliye-tini haiz bulunması.f- Evlenecek kadının Müslüman iken, erkeğin gayr-i müslim olmaması.

Evlilik Akdinin Sahih Olması İçin Gerekli Olan Şartlar (Sıhhat Şartları):

1-Taraflar Arasında Evlenme Engellerinin Bulunmaması
2-Nikah Esnasında Velinin Bulunması:Buluğ çağındaki normal erkeğin velisiz evlenebileceğinde görüş ayrılığı yoktur.

Aralarında Hz. Ömer, Hz. Ali,Hz. Aişe gibi sahabilerin de bulunduğu fukahâ çoğunluğuna göre, nikahta kız velisinin bulunması şarttır. Velisiz nikah sahih değildir.İmam Ebu Hanîfe ve Ebu Yusuf’a göre buluğ çağındaki erkekte olduğu gibi, buluğu çağındaki kızın velisiz nikahı da sahihtir. Velinin bulunması şart değildir. ancak velisinin rızasını alması müstehaptır.Kız, dengi olmayan bir erkekle evlenirse velinin, bu nikahı feshettirmek için hakime müracaat hakkı da vardır. Hane-filerden İmam Muhammed’e göre ise buluğ çağındaki kadın, velisinin iznini almadan evlene-meyeceği gibi, veli de rızasını almadan onu evlendiremez. 1917 tarihli Aile Hukuku Kararna-mesi ile (mad. 8) Suriye Medeni Kanunu da (mad. 20) Hanefî mezhebini tercih etmiştir.

3-Nikahta Şahitlerin Bulunması veya Nikahın İlan Edilmesi:İmam Malik, akit esnasında şahitlerin bulunmasını şart görmemiş, zifaftan (birleşme) önce nikahın ilanını şart saymıştır. Çoğunluğu oluşturan diğer müçtehitler ise nikah sırasında şahidin bulunmasını nikahın aleniyet kazanması için yeterli görmüş ve nikahta şahidin bulunmasını şart görmüşlerdir.

Nikah Şahitlerinde Aranan Özellikler:

a.Şahit akıllı ve ergen olmalıdır.
b.Tek şahitle nikah geçerli olmayacağı için Hanefilere göre şahitlerin iki erkek veya bir erkek iki kadın olması ge-rekir.
c.Fukahanın çoğunluğuna göre şahidin hür olması gerekir.
d.Her iki tarafın Müslüman olması durumunda iki şahidin de Müslüman olması gerektiği konusunda görüş ayrılığı yoktur. Ancak evlenecek kadının ehli kitab olması durumunda Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre şahit-ler de ehli kitaptan olabilirler.
e.Çoğunluğa göre şahidin işitmesi ve işittiğini anlaması şarttır ve bu yeterlidir. Görme engelli (âmâ) olmak, nikahta şahitliğe engel değildir.
f.Şahitler evle-nen kişilerin usûlünden, furûundan ya da diğer akrabalarından olabilirler. Ancak çoğunluğa göre, eğer kişi nikah akdinde veli olarak akde katılıyorsa aynı zamanda şahit sayılmaz.
g. Fukahânın çoğunluğuna göre şahit adaletli olmalıdır, fasığın şahitliğiyle evlilik akdi sahih olmaz.Ancak Hanefîler fasık kimsenin şahitliğinin de yeterli olacağını ve şahitlerin adaletinin şart olmadığını savunmuşlardır.

Nikahın Yürürlük (Nefâz) Şartları:

a.Nikahta velinin bulunmasını şart görenlere göre yakın veli varken uzak velinin evlendirmesi halinde nikah akdinin yürürlük kazanması yakın velinin icazetine bağlıdır.Ancak Şâfiî ve Hanbelilere göre yakın velinin akıl hastalığı veya kısıtlı bu-lunma gibi bir özrü yoksa uzak velinin evlendirmesi halinde nikah geçersizdir.

b.İmam Mu-hammed’e göre hür, akıllı ve ergin erkek ve kadının akdettiği nikah kadının velisi izin verin-ceye kadar askıda kalır (mevkuf). Mümeyyiz küçüğün nikahı da velisi izin verinceye kadar askıda kalır.Şafiî ve Hanbelîlere göre ise mümeyyiz küçüğün tasarrufları geçersizdir.

c. Nikah vekili yetki sınırını aştığında, vekalet verenin iznine kadar, nikah akdi askıda kalır.

d. Hanefî-lere göre yetkisiz temsilcinin (fuzûlî) akdedeceği nikah ancak adına nikah yapılan kişilerin ka-bul etmeleriyle geçerli olur.Şâfiî ve Hanbelîler ise fuzûlînin tasarruflarının geçersiz olduğunu söylerler.

Nikahın Bağlayıcılık (Lüzûm) Şartları:

a.Zorlayıcı velayet altında bulunup baba veya dedesi dışındaki bir veli tarafından evlendirilen çocuk büluğ çağına ulaştığında akıl hastası, bunak (ma’tuh) şifa bulduğunda akdi bozma hakkına sahip olur. Bunlardan ilkine bulûğ muhayyer-liği (hıyâru’l-bulûğ) ikincisine iyileşme muhayyerliği (hıyâru’l-ifâka) denir. 1917 tarihli hu-kuk-ı Aile Kararnamesi de bu görüşü kanunlaştırmış ve 9 yaşından küçük kız çocukları ile 12 yaşından küçük erkek çocuklarının hiçbir kimse tarafından evlendirilemeyeceği, erginlik ça-ğından itibaren kızda 17 ve erkekte 18 yaşa kadar ise hakimin velilerin iznini alarak evlendi-rebileceği esasını getirmiştir.

b.Kadının dengi olmayan biriyle evlenmesi de veliye fesh dava-sı açma yetkisi sağlar. Evlilikte denklik konusuna fıkıhta “kefâet” denir ve bu “erkeğin karı-sının ailesine dinî, ekonomik ve sosyal seviye bakımından denk veya yakın olmasını ifade eder.Kefâet şartına Hasan el-Basrî, Süfyân es-Sevrî, Kerhî, Tahâvî gibi fakihler, İslam’ın getirmiş olduğu eşitlik anlayışına aykırı olduğu düşüncesiyle karşı çıkmışlardır.

c.Layık olduğu mehri şart koşmadan bizzat evlenen kadının nikahı da bağlayıcı değildir (gayr-ı lâzım). Böyle bir nikahta velinin nikahın feshini talep hakkı söz konusudur.

d. Kocadaki ruhsal ve cinsel bazı hastalıklar da kadına fesh davası hakkı sağlar.

Şarta Bağlı Evlilik:Nikah akdinin geciktirici (ta’lîkî) veya bozucu (infisâhî) bir şart içerme-mesi gerekir. Diğer bir ifadeyle nikah akdinin kurulması veya bozulması ileride olacak (müs-takbel) bir hadiseye bağlanamaz. Hanefiler, akdi yapanlara fayda sağlayan, fakat akdin icabı olmayan akde uygun(mülâyim) düşmeyen, cevazı hakkında nass bulunmayan, örfte de yeri olmayan şartları fasit şart olarak değerlendirmişlerdir.

Bu bağlamda onlara göre evlilik akdin-de ileri sürülen şartlar, şu kısımlara ayrılır:

1-Evlilik düzeni, evliliğin tabiatı icabı meydana getirdiği sonuçlara aykırı olan şartlar geçerli değildir ve bu şartlara riayet de gerekmez.
2. Ye-rine getirilmesi şeriatın ruhuna aykırı düşmeyen şartlar. Bu tür şartlara uyulmasında dini açı-dan bir sakınca yoktur. mesela kadının üzerine bir daha evlenmemek, onu başka bir yere gö-türmemek ve kadının, boşama hakkını elinde bulundurmak gibi şartlar bunlardandır.
3. Yerine getirilmesi mekruh olan şartlar. Bir kadının, kumasını boşaması şartıyla bir erkekle evlenmesi gibi şart, bu tür bir şarttır.Şâfiîler evlenme akdinin gereği olan şartların muteber olduğunu, bunların dışında kalanların ise batıl bulunduğunu, fakat “muvakkat evlilik” dışındaki batıl şartların akdin sıhhatine dokunmadığını ileri sürmüşlerdir.

Sahih Evlilik ve Sonuçları:

1-Eşlerin İslâmi ölçüler içerisinde, birbirlerinden cinsel yönden faydalanmaları caiz olur.
2-Sahih nikâh sonrasında, kadın belirlenen mehre, mehir belirlen-meden nikah yapılmışsa kendi emsalleri için belirlenmiş mehre (mehr-i misil) hak kazanır.
3- Kadın nafaka hakkına sahip olur.
4-Kadının şart koştuğu mehiri almak şartıyla kocasının ken-disi için hazırladığı, kendi statüsüne uygun olan eve gitmesi gerekir.
5- Sahih nikah evlilik ak-rabalığı (sıhrî hısımlık) oluşturur.
6-Çocukların baba bakımından nesebi sahih olur.
7- Eşler arasında miras hakkı doğar, geride kalan, ölene mirasçı olur.
8- Birden fazla kadınla evli olan erkeğin eşleri arasında adaleti gözetme yükümlülüğü doğar.
9- Dinin emir ve yasaklarına uygun olan hususlarda kadının kocasının isteklerini yerine getirme sorumluluğu oluşur.
10-Eşlere birbirlerine karşı iyi davranma ve aralarında iyi geçinme sorumluluğu getirir.
11-Erkek, eşine karşı her türlü şiddet uygulamadan uzak durmak, buna karşılık kadın da dinin yetki verdiği yer ve ölçülerde kocanın tedip hakkını kabul etmek durumundadır

Fasit Evlilik ve Sonuçları:

Fasit evlilik; rükünleri ve in’ikad şartları tam olmakla birlikte, sıh-hat şartlarında eksiklik bulunan evliliktir. Fasit evlilikte eşlerin evliliği sürdürmeleri caiz de-ğildir, derhal ayrılmaları gerekir. Eşler kendiliğinden ayrılmadıkları taktirde hakim onları ayırır. Cinsel birleşmeden önce bozulan fasit nikah hiçbir sonuç doğurmaz.

Fasit nikah sonra-sında cinsel ilişkide bulunulmuşsa, hukuken şu sonuçlar doğar:

1- Kadın mehir alma hakkı ka-zanır. Ancak, emsal mehir (mehr-i misil) ile, belirlenmiş mehirden (mehr-i müsemmâ) hangisi az ise, onu talep edebilir. Hiç mehir belirlenmemişse,mehr-i misil hak eder.

2- En az altı ay, en çok bir yıl içerisinde doğacak çocuğun nesebi sahih olur.

3- Evlenenler arasında evlilik akraba-lığı (hısımlığı) doğar.

4- Kadının iddet beklemesi gerekir.

5- İddet içinde kadına nafaka alma hakkı doğar.Bu ayrılık boşanma olmadığı için, eşlerin boşanma hakları eksilmiş olmaz.

Batıl Evlilik ve Sonuçları:Rükünlerinde veya meydana gelmesi (in’ikad) şartlarında bir eksiklik bulunan evliliğe batıl evlilik denir. Batıl olan nikah, hukuken yok hükmündedir, böyle bir evlilik hukuken tanınmamakta ve bu tür bir nikah akdi, birleşme olsun veya olmasın hiçbir hukuki sonuç doğurmamaktadır.

*Ebu Hanife, bir kimsenin, mahremlerinden biriyle evlenmesini, batıl nikah kapsamında değil, fasit nikah kapsamında değerlendirmiş, doğacak çocuğun babasız kalmamasını tercih etmiştir. Hukuk-ı Aile kararnamesi de Ebu Hanife’nin görüşünü kanunlaştırmıştır.

Mut’a Nikahı:Mut’a nikahı, “aralarında dinen evleme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının, erkeğin kadına vereceği bir bedel karşılığında belirli bir süre karı-koca hayatı yaşamaları hususunda anlaşmaları manasına” gelir. Şia’nın Caferiyye kolu dışındaki mezheplere göre mut’a nikahı İslam’ın yasakladığı bir evlilik türüdür ve haramdır. Mut’a nikahı, bazı alimlerce batıl evlilik içinde telakki edilirken, bazılarınca fasit evlilik içinde mütalaa edilmiştir. Burada, doğacak çocuğun nesebinin sahih kılınma gayreti dikkat çekmektedir.


ALINTIDIR
Alıntı ile Cevapla