Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Ağustos 2015, 14:12   Mesaj No:8

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4415
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi Ders Özetleri

8. Ünite

TÜRK ÇİNİ SANATI


Türklerde ilk Müslüman Türk devletini kuran Karahanlılar'dan itibaren görülmeye başlayan çini tezyinat geleneği, Türk çini sanatının köklü bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir.
Kelime anlamı Çin'e ait (çini) günümüzde pişmiş topraktan yapılan sırlı duvar kaplamalarına verilen bir addır.Ayrıca buna sırça ve kaşi de denilmiştir. Pişmiş topraktan yapılan çanak çömleğe eskiden malzemenin cinsine göre toprak evani veya çini evani denilir. Günümüzde topraktan yapılan kullanım eşyasına seramik veya keramik denilmektedir.Seramiği meydana getiren kaolin (arı kil) , kuvars ve silika gibi bileşim miktarı ve pişirme derecelerine göre toprak evani, çini porselen (fağfur) veya cam gibi alt gruplar meydana gelir.

Yani bir veya birden fazla metalin , metal olmayan elementlerle birleştirilerek pişirilmesi sonucu oluşan inorganik bileşiğe seramik denir. Tümü killi topraktan yapılan veya yüksek oranda kil ihtiva eden ham maddelerden üretilmiş , yüzeyi parlakça ve sert seramik grubuna porselen adı verilir.
Pişmiş topraktan çanak çömlek yapma sanatının Asurlular zamanına kadar uzanmaktadır. Seramik sanatı, İslam öncesi Türk toplulukları arasında Göktürkler ve Kırgızlar'da görülmektedir. Levha halinde çini üretimi ilk defa Samerra'da gerçekleşmiştir. Çini kullanımı ilk Kayrevan'daki Sidi Ukbe Camii'nin mihrabında görülmüştür.

Perdahlı çinilerine Abbasi döneminde rastlanılmıştır.Timurlular döneminde seramik evani yapımında duraksama olurken, kaşi üretimine hız verilmiştir.Mimariye bağlı olarak gelişen çini sanatı Anadolu'da Selçuklularla hayat bulmuştur. Duvar kaplamalarında Selçuklular daha çok renkli firuze, lacivert , mor bazen dee krem ya da yeşil renkli kare , dikdörtgen , altıgen ve yıldız biçiminde çiniler kullanılmıştır. Beylikler döneeminde de bu sanat devam etmiştir.

Çelebi Mehmed Türbesinin mihrabında yer alan her iki yandaki şamdanların arasından kandil sarkan mihrabiyeli levhada içerisinden çiçeklerin fışkırdığı bir vazonun bulunması Çelebi Sultan Mehmed'in çinili sandukası gelişmekte olan Türk tezyinatının katettiği mesafeyi bundan sonra ki tezyinatın yönünü göstermesi bakımından önemli bir sıçrama tahtasıdır. XIV. yüzyılın ortalarından XVII. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlının çini üretim merkezi İznik şehri olmuştur. İlk seramikler kırmızı hamurludur. Rüstem Paşa Camii, Sokullu Mehmed Paşa Camii, Piyale Paşa Camii, Takkeci İbrahim Ağa Camii devrin en kaliteli çiniciliğine ev sahipliği yapmıştır.

Anadolu Selçukluların Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılan Kubadabad Sarayı, zengin figürlü çinilerle bezenmiştir. Çinilerde '' Türk Oturuşu '' diye adlandırılan bağdaş kurmuş insan gigürleri ve çift kartal, çift ejder , balık , tavus kuşu karışımından oluşan sembolik anlamlar ifade eden motiflerde bulunmaktadır.
Osmanlı çinicilik sanatı tarihteki en yüksek seviyesine XVI. yüzyılın ikinci yarısında erişmiştir. Bu tarihden itibaren İznik çinilerinde renkli sır tekniğinin yerini çok renkli sır altı tekniği almıştır. Millet işi denilen bazı kırmızı hamurlu çinilerde bu döneme rastlar. Dördüncü dönem İznik çini ve seramikleri Millet işi adlandırmasında olduğu gibi Şam'da üretildiği düşünülen Şam işi adı verilen mavi- beyaz çini grubu oluşturmaktadır.

Çini ve Seramik Yapımında Kullanılan Malzemeler

Hamur : Çini hamuru kaolin, kuvars ve feldspat hammaddelerinin karışımından meydana gelmiştir.

Boya : En sık rastladığımız firuze ( turkuvaz) Türklerin ismiyle bütünleşmiş ve her devirde en beğenilen renk olmuştur.

Sır : Seramik hamurunun üzerine sürülen , pişince eriyerek hamurun üzerini kaplayan ve ona cam veya camsı görünüm kazandıran koruyucu ince şeffaf tabakaya sır denilmektedir.

Çini Teknikleri : Sırlı tuğlanın ortaya çıkışı çini sanatının başlangıcı sayılır.

Renkli Sırlı Tuğla : İnşa malzemesi olarak kullanılan tuğlaların bir yüzü şeffaf , renksiz veya renkli sıra batırılarak pişirilmiş bina cephelerinde ışıltılı bir satıh elde edilmiştir.

Düz Çini (Kaşi ) ve Çini Mozaik (Kaşigeri): Türk çini sanatında yaygın olarak kullanılan en eski bezeme tekniği olan çini mozaik tekniği kaynağını sırlı tuğla süslemeden almıştır.

Perdahlı Çini (Luster Tekniği) : Bu teknik Samerra'da ortaya çıkmıştır. Çini üzerinde madeni pırıltı elde etmek için yararlanılan bir tür sır üstü uygulamasıdır.

Mertabani : Seladon adı verdikleri bu teknik, duvar kaplama çinilerinde değil, evani yapımında kullanılır. İlk olarak Mertaban'da yapılmış olduğu için mertabani diye isimlendirilen bu değerli çanak -çömlek türünün zehirli yiyeceklere karşı duyarlı olduğu söylenmiştir.

Sır Üstü Tekniği :

Sır Altı Tekniği :

Minai ( Heft - reng) : Sır altı ve sır üstü tekniklerinin birarada kullanılmasıyla çok renkli bir satıh elde etmeye yarayan tekniğe MİNAİ adı verilmiştir. Bu tekniğe sır altı ve sır üstüne yedi rengin birarada tatbik edilmesinden dolayı heft - reng adı da verilmiştir.

Renkli Sır (Lakabi) : Timurlular döneminde ortaya çıkmıştır. Lakabi tekniğinde iplik kullanılmadan desenlerin etrafı balmumu veya nebati yağ ve mangenez karışımıyla tahrirlenerek renklerin birbirinden ayrı tutulmasıdır.

Mavi Beyaz : Mavi beyazların hamuru porseleninki gibi serttir. XVII. yüzyılın sonlarına doğru bu mavi-beyaz çinilerde gerileme görülmüştür.

Çok Renkli (Elvan) Sır Altı Tekniği : Çağlar boyu gelişen çini sanatı tarihteki zirvesine çok renkli elvan sır altı tekniğiyle ulaşmıştır. Bu dönem çinilerinin önemli bir ayırıcı özelliği de yarım asır kadar varlığını sürdürecek olan mercan kırmızısının kullanılmasıdır.

Klasik Tarzda Sır Altı Çini Yapımının Safhaları : Birinci aşama , hamurun hazırlanıp şekillendirilmesi.
İkinci aşama , levha ve şekil verilmiş parçalar (1200 - 1300) derece ısıda ilk pişirme gerçekleşir. Üçüncü aşamada , pişirilmiş parçalar üzerine nakışlar fırça ile işlenip sonra dda sırlanmasıdır. Son aşamada , süslenen çiniler tekar fırınlanarak soğumaya bırakılmasıdır.

Çini Bezemeleri ve Kullanım Alanları

İlk önceleri Karahanlılar'da renkli sırlı tuğla ve çini mozaik tekniğiyle meydana getirilmiş kufi karakterli kitabeler ve sınırlı ölçüde bezemeler kullanılırken zamanla çini kullanımı yaygınlık kazanarak mimari tezyinatın ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Çini mozaik tekniği yapıların dış cephelerinde, minare gövdelerinde , yarı açık mekanlarda , eyvanları kemer ve tonozlarında , taçkapılarda, mihraplarda , sandukalarda , kubbe geçişlerinde ve tavanlarda belli program dahilinde kullanılmıştır.
Osmanlı son devir mimarlarının başlattığı milli mimari hareketi yapılarının dış cephelerinde , pencere alınlıklarında ve kemer koltuklarında çini kullanımı yüksek düzeyde olmuştur.

Çini Ustaları

Sivas'daki Keykavus I. Darüşşifasında bulunan İzzeddin Keykavus'a ait türbedir. Eski Malatya Ulucamii Yakub b. Ebubekir el- Malati, Musullu Abdullah , Mehmed b. Osman el-Benna et- Tusi, Mehmed el-Mecnun , Tebrizli Habib Usta , Hafız Emin Usta'nın yaptığı Eyüp'teki Sultan Reşit Türbesi. Çelebi Mehmet'in yaptırmış olduğu çinileriyle meşhur Bursa'nın iddialı yapılarından birisi olan Yeşilcami ve türbede Tebrizli ustalarla birlikte Ali b. İlyas Ali'nin isimleri dikkat çekmektedir.Bu ustalar rumi üslubu yanında hatayi üslubunu da kullanmışlardır.
Perdahlı çini tekniğine en erken Abbasiler döneminde Samerra'da rastlanılmıştır. Renkli sır çini tekniği Türk çini sanatında ilk defa Bursa Yeşilcami'dir.
Osmanlıda çini mozaik tekniği en son İstanbul Mahmut Paşa Türbesinde kullanılmıştır. Minai ve Luster olan çini teknikleri daha çok sivil mimaride kullanılmıştır.
Türk mimarisinde kullanılan yaygın duvar kaplama malzemeleri şunlardır; Elvan çini , mozaik , sırlı tuğla , kaşi'dir.





Bu hizmet medineweb.net ailesine mahsustur.alıntı yapılması halinde kaynak verilmesi zorunludur....
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla