Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05 Ağustos 2015, 16:55   Mesaj No:9

nurşen35

Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:61
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.476
Konular: 1144
Beğenildi:4415
Beğendi:3686
Takdirleri:14203
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Aöf İlahiyat 1. Sınıf İslam Sanatları Tarihi Ders Özetleri

9. Ünite


DİĞER SANATLAR


Ahşap Sanatı
Ağaç ve kereste anlamında Arapça '' haşeb'' kelimesinin çoğulu olan ahşap , sözlük anlamının dışında farklı ağaç cinslerinden seçilen malzemenin oyma kabartma, geçme gibi tekniklerle işlenmesi sonucunda ortaya çıkan bağımsız bir sanat dalının da adı olmuştur.

Tarihden günümüze kadar intikal etmiş cami, saray , kasır, köşk , türbe yapılarının iç mekanlarında önemli birer mimari eleman durumundaki pencere kanatları, mahfil şebekeleri, minberler, vaaz kürsüleri, rahleler gibi Türk ahşap işleme sanatının öne çıkan örnekleridir.
Ahşap sanatında kullanılan ağaç cinsi ceviz, sedir, abanoz ,gül ağacı, ıhlamur , kestane , meşe , çam ve benzerleri başta gelir.
Genelde oyma , kabartma olarak geleneksel ağaç işleme teknikleri arasında şunları sayabiliriz:
Düz satıhlı ve yuvarlak satıhlı derin oyma , eğri kesim, şebekeli oyma (ajur) , düz satıhlı ve kabartmalı kakma.
Berlin İslam Eserleri Müzesinde teşhir edilen Müşetta Sarayı kabartmalı taş duvarlarındaki akantus ve asma yaprakları, erken müteakip dönem ahşap eserlerinde oyma tekniğiyle uygulanmıştır. el- Ezher Camii buna örnektir.

Selçuklularda ahşap işlerde daha çok oyma / kabartma , şebekeli oyma , çatma (kündekari) ve boyama teknikleri kullanılmış, mimari eserlerdeki kapı ve pencere kanatları dışında minberden rahleye, kürsüden sandukaya pek çok güzel eserler meydana getirilmiştir.
Türk İslam Eserleri Müzesinde Sultan Keykavus b. Keyhüsrev'in adının bulunduğu rahle ile Konya Mevlana Müzesindeki rahle Selçuklu dönemi ağaç oyma işçiliğini yansıtmak açısından önemlidir.
Kündekari tekniğiyle bir ahşap iskelet üzerinde yan yana getirilen geometrik mahiyetteki ahşap parçalarla bunları birbirine bağlayan oluklu ahşap kirişler tutkal ya da çivi kullanılmaksızın iç içe geçirilmek suretiyle eser tamamlanır. İklim şartları ve zamanın getirdiği eskime ile bu parçalar kuruyup ufalsa da yerinden düşüp ayrılmaz, bu tekniğe kündekari denir.
Örnek olarak , Divriği Ulucamii, Siirt camii, Konya Alaeddin camii , Ödemiş Birgi Ulucamii verilebilir.

Motiflerini altıgen ve üçgen yıldızlarla bazı stilize çiçek ve kuşların oluşturduğu desenlerin ahşap sütun başlıklarında kiriş ve konsollarla boyama tekniği ile uygulandığı dönemin bazı ahşap camileri arasında Afyon Ulucamii, Beyşehir Eşrefoğlu camii, Kastamonu Candaroğlu Mahmud Bey camii örnek verilebilir.
İstanbul'un fethinden sonra inşa edilen Topkapı Sarayında ahşap atölyelerinin de kurulduğu ve önemli ahşap sanatçısının
( nahhat , sedefkar) yetiştirdiği bilinmektedir.

Maden Sanatı
Savaşlarda kullanılan toplar , giyilen zırhlar , kılıç, kalkan, miğfer gibi korunma araçları , kapı ve pencere kanatlarında kullanılan kulp, kilit , tokmak, köşebend , sürgü gibi öğeler şamdanlar, kandiller , şebekeler , bayrak , sancak, kubbe alemleri, tas , ibrik, kazan, tepsi, mutfak eşyaları, kemerden fincan ve bardak, bilezikten küpeye takı malzemeleride maden işçiliğinin ilgi alanına girer.
Osmanlı öncesinden kalma üzerinde işçilik olan metal eşya, altın ya da gümüş olmayıpp daha çok tunç veya pirinçtendir.
Maden eşyasının yapımında dökme ve dövme teknikleri kullanılır. Osmanlı döneminde oyma , kakma, çalma, kazıma , vidalama , altın kaplama, savatlama, zincir işi, telkari ve mine gibi teknikler söz konusudur. Bu teknikleri uygulamasında ayak çarkı, mengene, demirci makası, pense , eğe ve kalem gibi aletler kullanılmıştır.


Halı Sanatı
Halı kelimesi Farsça olduğu da söylenen '' kali'' den gelme bir kelime olup yaşama mekanlarını taş, toprak, ahşap zeminden ayıran dokuma tekniğine dayalı bir sanat alanıdır. Rus arkeolog Rudenko tarafından 1947-1949 kazılarında bulunmuş olan MÖ. V-III. yüzyıllara ait Pazırık halısı Doğu Türkistan'da ortaya çıkarılmıştır. Pazırık halısı Leningrad Ermitaj Müzesinde teşhir edilmektedir. Türk İslam Eserleri ve Sultan Ahmed Halı Müzelerinde Türk halı sanatının Türkiye'deki en güzel örneklerini görebiliriz. XIV. yüzyılda bazı hayvan motiflerinin biraz stilize edilerek Avrupalı ressamların tablolarından çıkardığımız bu halılardan sonra XV. yüzyılın sonuna doğru daha çok geometrik desenlerin hakim olduğu '' Holbein'' halıları karşımıza çıkar. Türk halıcılığının bir başka zengin alanını seccadeler oluşturur.
Osmanlı seccadeleri Uşak civarı dışında sarayda da üretilmiştir.

Taş İşçiliği
Büyük Selçuklulardan Anadolu Selçuklularına , Beyliklerden Osmanlı asırlarına dek ortaya konan mimari anıtlar yoluyla Türkler daima taş işçiliği alanında önemli eserler ortaya koymuştur. Anadolu Selçuklu mimarisinde ana malzeme taştır. Erzurum Çifte Minareli Medresesinde ve Selçuklu taş yapılarında insan ve hayvan figürlerine de rastlanmıştır.
Kullanılan bu tür motifler arasında sırt sırta vermiş kartal, kuş resimleri, kadın ve erkek insan başları bulunmaktadır.
Kayseri Döner Kümbet'te ise aslan resimleri vardır.
Taş işçiliğinin yazı sanatıyla buluştuğu iki önemli alan, hat sanatının gelişim seyrinin üzerlerinden izlenebildiği önemli birer alan olarak mezar taşları ile yapı kitabeleridir.
Bunlardan genelde zemin oyularak harflerin kabartma biçiminde ortaya çıkarıldığı bir yöntemle üretirler.








HAZIRLAYAN=nurşen35

Bu hizmet medineweb.net ailesine mahsustur.alıntı yapılması halinde kaynak verilmesi zorunludur....
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla