Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Mart 2016, 02:37   Mesaj No:3

AlimOğlu

Medineweb Usta Üyesi
AlimOğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:AlimOğlu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15399
Üyelik T.: 24 Aralık 2011
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Mesaj: 265
Konular: 59
Beğenildi:189
Beğendi:36
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Anne ve baba çocuğa farklı davranmamalı

Anne-babalar, özellikle disiplin konusunda görüş birliğinde olmaya ve çocuğun yanında tartışmamaya özen göstermelidir. Aileden biri çocuğa sert davranırken, diğeri yumuşak davranmaya yeltenirse, çocuğun kişiliği dengeli gelişemez. Çift yönlü davranış çocuğu yalancılığa ve iki yüzlülüğe iter. Kendine güvenini azaltır ve başarısını düşürür. Onun için verdiğimiz seminerlerde mutlaka Anne-babaların birlikte gelmesini isterim ve bunu gideceğim yerlere önceden bildiririm. Çünkü şu bir gerçek ki çocuklarının okul durumlarıyla %80 anneler ilgileniyor. Kendi okulumuzdaki verdiğimiz seminerlerdeki katılımlarda bunun böyle olduğunu gördüğüm gibi, diğer okullardaki arkadaşlarıma sorduğumda da katılımın aynı şekilde olduğunu öğrendim. Ama şu bir gerçek ki babanın daha ilgili olduğu öğrencilerin ders başarısı ve sosyal uyumu hemen fark edilmektedir.
Genelde anne babalar çocuğa davranışta tek bir çizgiyi tutturmakta zorlanırlar. Elbette ki anne babanın farklı kişilik yapıları , yetişme tarzları , anlayışları ve değişik farklılıkları olacaktır . Bu çocuğun yetişme ve zeka gelişiminde iyi yönde katkılar sağlayacaktır. Tabii anne-babanın bu farklılıklarını, çocuğun eğitimi ve davranışlarının yönlendirilmesinde anne babanın birbirinden habersiz veya tamamen farklı yaklaşımları çocukların psikososyal gelişiminde büyük sıkıntılar oluşturabilmektedir.
Genelde çocuğun gelişim aşamalarından uygun bir şekilde geçmesi ve onun yaşa özgü eğitiminin tamamlanmasında anne babanın yaklaşımları ve çocuğu yönlendirmeleri önem kazanır. Bütün bunları şu şekilde örnek vererek açıklayabiliriz ; Bir anne aşırı hoşgörülü olabilir, baba ise tam tersi disiplin yönü ağır basabilir. Bu durumda çocuğun davranışları , konuşması , hal ve hareketleri tamamen iki farklı kutup tarafından yönlendirilmeye çalışılırsa çocukta davranış problemleri ve bazı psikolojik sorunlar yaşanabilir. Babanın koyduğu kuralı annenin bozması veya tam tersi babanın hoşgörü gösterdiği bir davranışa annenin sınır koyması genelde çocuğun davranış olarak kararsız , çekingen , çelişkili ve tutarsız bir hale gelmesine neden olabilir. Çünkü çocuk gelişimini ve davranırlarını anne babasından iyi yönde veya kötü yönde aldığı uyanlar ite şekillendirir. Bu çocuğa yansıyan çelişkili ve tutarsız durum çocukta değişik kaygı belirtilerinin ( tırnak yeme , tik . konuşma zorlukları , uyku ve yeme bozuklukları vb.) ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.

Anne babaların mümkün olduğu kadar;
a-Birbirlerini desteklemeleri ,
b-Tutarsız davranmamaları ,
c- Çocuğun yanında birbirinin uygulamalarını eleştirmemeleri gerekir.
Bazı görüş farklılıkları olsa bile çocuğun olmadığı zamanlarda konuşularak ortak görüşün çıkması ve ortak söz birliğinin sağlanması gerekir. Çocuğun sağlıklı gelişiminde anne babaların birlikte , çelişkisiz ve tutarlı olmaları çok önemlidir. Aksi takdirde bu farklılıklar ve anne babanın çelişkili davranışları çocuk tarafından kullanılabilir. Çocuğun anne babayı yönlendirmesi bu farklı tutumlardan dolayı kolaylanabilir. Anne babaların ortak fikir ve görüş birliği ile çocuklarını yönlendirmeleri gerekirken , tam tersi olarak çocuk , anne babayı yönlendirebilir.
Bir başka noktada anne baba harici bir başka kişinin ( genelde büyükanne , büyükbabanın) anne babanın koyduğu kuralları ihlal eden veya zayıflatan yaklaşımlarda bulunarak çocukların kurallara uymasını ve davranışlarının şekillenmesini engellemesidir. Anne baba arasındaki iletişim ve ortak karar alma mekanizması ne kadar iyi isler ve çocuğa yansıtılan davranışları ne kadar birbiri tarafından desteklenirse o kadar sağlıklı ve normal psikososyal gelişimli çocuklar olacaktır.
Üçüncü kişilerin çocuk üzerindeki etkisini yansıtan iki olayı sizlerle paylaşmak istiyorum;
Torun sevgisi bambaşka oluyor, İnanın babam beni "oğlumu sevdiği gibi" hiçbir zaman sevmemiştir. Babamlara gittiğimde kesinlikle oğlumun dokunulmazlığı olur ve oğlum bunu müthiş kullanır. Babamlardan ayrılınca bir haftada huysuzluğunu ve şımarıklığını zor atıyor. Hemen "Ben dedemlere gideceğim" demeye başlıyor.

6 sınıfta okuyan öğrencim aşırı derecede uyumsuz ve şımarıktı. Bütün öğretmenler ve sınıf arkadaşları, ondan rahatsızlık duyuyorlardı. Laf dinlemez, kendi bildiğine hareket eden, çalışmayı sevmeyen bir yapıdaydı. Onun neden böyle davrandığını araştırınca bir teyzesi olduğunu ve teyzesinin Onu çok sevdiğini, onun yanında büyüdüğünü ve Onu aşırı derecede şımarttığını öğrendim. Evet üçüncü kişilere dikkat edelim, çocuk arada kalmasın.
Burada şunu da belirtmek yerinde olacaktır , çocuklara yansıtılan davranışların zaman aşımına uğrayarak değişikliklere uğraması uygun değildir. Yani anne bugün koyduğu kuralı bir hafta sonra bozuyor veya tam tersi bir tutum izliyorsa ( sebepsizce gerekli bir neden olmadan ) bu durum da çocukların gelişimini kötü yönde etkiler, çünkü çocuk bir hafta önce tepki almadığı bir davranıştan bir hafta sonra tepki aldığını görürse bu onun kendine güvenini azaltır, onu çekingen . tedirgin ve kaygılı birisi haline getirir. Yani çocuğun çevresinden ( aile , arkadaş , okul ve öğretmen , sosyal çevre ) devamlı tutarlı davranışları görmesi önemlidir.
Alıntı ile Cevapla