Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Temmuz 2018, 00:12   Mesaj No:12

Abdulkadir Seven

Medineweb Acemi Üyesi
Abdulkadir Seven - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Abdulkadir Seven isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 59513
Üyelik T.: 01 Mayıs 2018
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 44
Konular: 31
Beğenildi:55
Beğendi:1
Takdirleri:214
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

Emine
- Rüveyda sen yeterki bu yolda mücadele et. Ben senin yanında olacak elimden gelen ne varsa yapacağım. Bugüne kadar kendimi dindar zannederdima am artık bu yolun hizmetkarıyım. Sana ne kadar minnet etsem azdır kardeşim.

Doktor günlük kontroller için hastaları gezerken Rüveyda'ya yaklaşarak;
- Nasıl oldunuz Rüveyda hanım. Sizi oldukça iyi gördüm. Hala size yapılanları anlatmıyacakmısnız?


Rüveyda

- Teşekkürler doktor bey! anlatacağım bir şey yok. Sağlığıma kavuştuysam kalkabilirmiyim.Yapacak daha çok işlerim var. Uğrayacak ve gidecek yerlerimi düşündükçe acele etmem şart oldu. Kaybettiğim her saniye boşa verdiğim nefes gibidir.
Emine doğrulmam için yardım edermisin.

Doktor

-Rüveyda hanım malesef birgün daha bizim misafirimizsiniz.

O gün nasıl geçmişti hiç bilmiyordu.
Hastane odasında yatarak geçirdiği her an işkence gibiydi.
Yusuf'u,Sevdesi...acaba ne haldeydi yavruları..?
Ya İsmail?
İsmaile çok acıyordu.Ah ne güzel olurdu sevgili eşine kendi içinde kopan fırtınaları his ettirebilseydi,ona imanın güzelliğini gösterebilseydi,gözünün önünde ki perdeleri yırtabilseydi.Birden bir ayeti hatırladı: "Gerçek şu ki sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin,ancak ALLAH dilediğine Hidayet verir."

Yine ellerini duâ'ya açıp sessiz sessiz duâ etmeye başladı Ruveyda. Rabbinden Hidayet diliyordu hem eşi hemde 'yoldaşları' için.

Yanıbaşından hiç ayrılmayan Emine hanım ise kâh kendisi için kâh Ruveyda için hüzünleniyor ve duâlar ediyordu.

Her ikisi müezzinin 'ALLAHUEKBER!' sesiyle kendi iç dünyalarından koparak toparlanmaya çalıştılar,hüzünlü simalarında ezanın verdiği huzurla bir tebessüm belirmiş,ezanı bitincede huşu içinde namazlarını kılmışlardı.

Namazdan sonra Ruveyda:

"Emine,beni şimdiye kadar yalnız bırakmadığın için çok teşekkür ederim.Fakat çok yoruldun,lütfen evine git ve biraz dinlen.Gördüğün gibi ben iyiyim."

"Olmaz.Ben burada,senin yanında kalacağım."

"Lütfen kardeşim,gitmelisin.
Hem gidince çocuklara da bir bakarsın? Napıyordur acaba benim canlarım."

Emine hanım Ruveydayı anlamış ve gitmeye ikna olmuştu.

* * *

Ertesi sabah Ruveyda doktorla görüşmüş,doktor da ona çıkabileceğini söylemişti.
Eşyalarını toplarken evini arayıp İsmaili çağırmayı düşünmüş sonra yine vazgeçmişti.Gelirmiydi,gelmezmiydi bilmiyordu.
Çaresiz bir şekilde tek başına Hastaneden çıkarken kapıda Sabiha hanım ve eşiyle karşılaşmıştı,onları görünce öyle mutlu olmuştu ki kendini tutamayarak Sabiha hanımın boynuna sarılmıştı.
Sabiha hanım Ruveydanın başına gelenleri işitince çok üzülmüş,
Hastaneye Ruveydayı ziyarete gidemeyince bari yalnız gelmemesi için eşiyle birlikte onu almaya gitmeye karar vermişti.

Ruveydanın kararlılığı karşısında ona büyük hayranlık duymaya başlamıştı.

Sabiha hanım Ruveydanın ellerinden tutmuş:
"Geçmiş olsun can kardeşim!",diyordu.

Ruveyda gülümseyerek ondan duyduğu bir cümleyi tekrarlayarak Sabiha hanımı çok duygulandırmıştı:

"ALLAH yolunda çekilen çileler kutsaldır..."

"Evet...
Öyledir Ruveyda'm..."

* * *

Eve varınca pencerenin önünde bekliyen Sevde ve Yusuf hemen kapının önüne koşarak annelerinin boynuna atladılar.

"Annem..Annem..hoşgeldin..
Çok korktuk.."

"Nerdeydin sen? Çok korktuk Anne..gelmiyecekşin hiç sandık"

Ruveyda ağrılarına aldırmadan onları bir bir bağrına basıyor,öpüp kokluyordu.

"Geldim işte canlarım.Korkulacak birşey yok.Ben buradayım işte,iyiyim çok şükür...
Ben sizi hiç bırakırmıyım?
Canlarımm.."

O sırada Emine Hanım'da kapıda belirdi.İsmail birşey yokmuş gibi sabah kalkıp işe gidince Emine Hanım'da çocukları yalnız bırakmamıştı.Ruveyda çocukları bırakıp Emine Hanım'a yöneldi ona da sarılarak tekrar tekrar teşekkür etti.

Ruveyda evine girince Emine ve Sabiha hanımlarda dinlenmesi için onu yalnız bırakıp evlerine çekildiler.

Emine hanım evi pırıl pırıl etmişti,kan izlerinin hepsini silmişti.

Evin herbir köşesinde Ruveydanın gözlerinin önünde anılar beliriyordu.Sanki yıllar sonra evine yeni gelmiş gibiydi,içinden "Keşke Emine kanımı silmeseydi" diye geçirdi,"Benim ALLAH yolunda akan kanlarımdı."
Çok yorgun olduğunu his etti, çocuklarını da alıp biraz uzanmaya karar verdi,yapacak çok şey vardı daha ama yapabilmek için güçlü olmalıydı.

Başını yastığa koyunca başının sert bir şeye değdiğini fark etti.
Annesi yokken küçük Yusuf Annesinin telefonunu kurcalamış,kapıya koşarken de öylece yatağa atmıştı.
"Annem..Annem..hoşgeldin..
Çok korktuk.."

"Nerdeydin sen? Çok korktuk Anne..gelmiyecekşin hiç sandık"

Ruveyda ağrılarına aldırmadan onları bir bir bağrına basıyor,öpüp kokluyordu.

"Geldim işte canlarım.Korkulacak birşey yok.Ben buradayım işte,iyiyim çok şükür...
Ben sizi hiç bırakırmıyım?
Canlarımm.."

O sırada Emine Hanım'da kapıda belirdi.İsmail birşey yokmuş gibi sabah kalkıp işe gidince Emine Hanım'da çocukları yalnız bırakmamıştı.Ruveyda çocukları bırakıp Emine Hanım'a yöneldi ona da sarılarak tekrar tekrar teşekkür etti.

Ruveyda evine girince Emine ve Sabiha hanımlarda dinlenmesi için onu yalnız bırakıp evlerine çekildiler.

Emine hanım evi pırıl pırıl etmişti,kan izlerinin hepsini silmişti.

Evin herbir köşesinde Ruveydanın gözlerinin önünde anılar beliriyordu.Sanki yıllar sonra evine yeni gelmiş gibiydi,içinden "Keşke Emine kanımı silmeseydi" diye geçirdi,"Benim ALLAH yolunda akan kanlarımdı."
Çok yorgun olduğunu his etti, çocuklarını da alıp biraz uzanmaya karar verdi,yapacak çok şey vardı daha ama yapabilmek için güçlü olmalıydı.

Başını yastığa koyunca başının sert bir şeye değdiğini fark etti.
Annesi yokken küçük Yusuf Annesinin telefonunu kurcalamış,kapıya koşarken de öylece yatağa atmıştı.

Ruveyda telefonu eline alınca Zeyneb'in numarası üzerinde durduğunu gördü.

Bir an duraksadı,Zeyneb'i hatırlamaya çalıştı.

Birden boğazı düğüm düğüm oldu,gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.

Gözlerinin önünde yıllar önce ki bir sahne canlandı...

Ruveyda ve Zeyneb sık sık yaptıkları gibi yine Kız Kulesi'nde oturmuş bir yandan martılara simit atarken diğer yandan da sohbet ederek İstanbulu seyrediyorlardı.O gün Ruveyda çok mutluydu,aylardan beri ilgilendiği Zeyneb daha önceleri örtülü ve tertemiz bir kızdı,o gün ilk defa başını açarak Ruveydayla buluşmaya gelmişti,Ruveydanın sevincine ise diyecek yoktu:

"Zeyneb..! Senin ne kadar akıllı bir kız olduğunu biliyordum,ama bu kadar çabuk doğruyu bulacağını ben bile düşünmemiştim doğrusu! Seni tebrik ediyorum.O kocakarı kiyafetlerinden kurtulman da çok iyi oldu,çok güzel olmuşun! Keşke biraz makyaj da yapsaydın,belki seninle biryerlere gider,seni birileriyle tanıştırırdık!"
Alıntı ile Cevapla