Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23Haziran 2007, 23:55   Mesaj No:6

neslihan

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:neslihan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 138
Konular: 16
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: sünnet neden gereklidir(bir bakış açısı)

Allahû Teâla'nın (cc) en güzel misal (usvetûn hasenetûn) olarak vasıflanırdığı Resûl-i Ekrem'e (sav) itaat etmek farz, muhalefet ise haramdır.. İmam-ı Gazali "Küfrü" şöyle tarif etmiştir: "Resûl-i Ekrem (sav)'in getirdiği haberlere inanmamak, onları yalanlamak küfürdür"(48). Bu tarifte hem Kur'an-ı Kerim, hem de sünnet birlikte zikredilmiştir. Mütevatir sünnet'in inkârının "Küfür" olduğu hususunda; ehl-i sünnet ulemâsının ittifak ettiği malûmdur.(49)

Resûl-i Ekrem (sav)'in: "Şüphesiz ki bana bir kitap ve onunla birlikte bir benzeri verildi"(50) Hadis-i Şerifini esas alan İslâm ulemâsı; "Cebrail Kur'an-ı Kerim'i getirdiği gibi, sünneti de Resûl-i Ekrem (sav)'e ta'lim ettirmiştir"(51) hükmünü beyan etmiştir. Kur'an-ı Kerim'de "Kitap ve hikmet" bir arada zikredildiği sabittir. .(52)

İmam-ı Şafii (rha) kitap ve hikmet'in bir arada beyan edildiği ayet-i kerimeleri zikrettikten sonra şunları kaydediyor. [/color]
Hanefi fûkahası; adil, sikâ ve hadis rivayeti ile meşhur olan fakih bir ravi'nin, haber-i vahid durumunda olan (Yani sadece bir kimse tarafından rivayet edilen) hadisin de, kat'i bir hüccet olduğu hususunda ittifak etmiştir.(54) Fakih olan ashabın,tabiûnunu ve etba-ı tabiûnun; kimden aldığını belirtmeden yaptığı rivayetlerle (Mürsel hadislerle) amel edilir.

Kur'an-ı Kerim'de:
Meselâ: Kur'an-ı Kerim'de "Zekât" farz kılınmıştır. Ancak hangi mal'dan, hangi süre içerisinde ve ne miktarda verileceği zikredilmemiştir. Resûl-i Ekrem (sav) Zekâtla ilgili bütün hükümleri izah etmiştir. Yine "Hacc" ibadeti; Kur'an-ı Kerim'de mücmel bir ayet-i kerime ile farz kılınmıştır. Bu ibadetin bütün farzları, vacipleri ve nasıl edâ edileceği Resûl-i Ekrem (sav) tarafından izah edilmiştir. Yine "Cum'a Namazı" Kur'an-ı Kerim'de mücmel bir ayet-i kerime ile farz kılınmış; hangi şartlarda ve ne şekilde edâ edileceğini Resûl-i Ekrem (sav) öğretmiştir. Misalleri daha da çoğaltmak mümkündür.

Resûl-i Ekrem (sav) döneminde bir gurup kimse;
. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav):[color=purple]
Esasen Allahû Teâla (cc)'nın: "Bir de peygamber size ne verdiyse (her ne emir verirse) onu tutun, nehyettiğinden de sakının"(57) emrini verdiği malûmdur. İbn-i Huzeyme (rha) "Din hususunda Resûl-i Ekrem (sav)'e itaat etmenin farz , şahsi reyle karşı çıkmanın haram olduğunu" El Ahzab Sûresi'nin 36.ncı ayet-i kerimesini zikrederek beyan etmekteir..(58)

[/color]:
[hr] İmam-ı Şafii (rha) kitap ve hikmet'in bir arada beyan edildiği ayet-i kerimeleri zikrettikten sonra şunları kaydediyor: "Bu ayet-i kerime'lerde Allahû Teâla (cc) "Kitap ve Hikmet'i" zikretmektedir. Kitap'tan maksad Kur'an-ı Kerim'dir. Kur'an ilmine vakıf, itimad ettiğim alimlere göre hikmet ise Resûl-i Ekrem (sav)'in sünnetidir. Zira Kur'an-ı Kerim bir zikirdir. Hikmet ise ona tabi kılınmıştır. Allahû Teâla (cc) kitabı ve hikmeti öğretmekle kullarına verdiği nimeti hatırlatmaktadır. Bu husus dikkate alınırsa hikmetin Resûl-i Ekrem (sav)'in sünnetinden başka birşey olduğunu söylemek doğru değildir."(
[hr]Sünnet-i Müekkede (Müekked, kuvvetli sünnet)

Peygamber Efendimizin devam edip de pek az yapmadıkları ibadetlerdir. Sabah, öğle ve akşam namazlarının sünnetleri gibi...

İslâm dininde önemle benimsenen ezan, ikamet ve cemaate devam gibi sünnetlere "Sünen-i Hüda" denir. Bunlar da birer müekked sünnettir.


Gayr-i Müekked Sünnet

Peygamber Efendimizin ibadet maksadı ile bazan yapmış oldukları şeylerdir: Yatsı ve İkindi namazlarının ilk sünnetleri gibi...

Peygamber Efendimizin yiyip içmeleri, giyinip kuşanmaları, oturup kalkmaları gibi, kendi öz hallerine ait işlere de, "Sünen-i Zevaid" adı verilmiştir. Bunlar da birer gayr-i müekked sünnet demektir.

Müekked sünnetlerle "Sünnet-i Hüda" adı verilen sünnetlerin yapılmaşında sevab vardır. Kasden terk edilmelerinde azab yoksa da, ayıplama vardır. Gayr-i müekked ile "Zevaid" sünnetlerin yapılması çok güzeldir. Sevgili peygamberimize uymanın bir nişanı olduğundan, bunları yapmak sevaba ve Peygamberimizin şefaatına kavuşmaya bir yoldur. Bunların yapılmaması azarlanmayı gerektirmez. İşte bunlar sünnetlerin hükümleridir.

Ashab-ı Kiram´ın hal ve tutumlarına, onların izledikleri zühd ve takva yollarına da, biz Hanefilerce sünnet denir.
[hr] Peygamber efendimiz bu yaptıklarını ya ibadet olarak veya âdet olarak yapardı. Âdet olarak yaptıklarına sünnet-i zevaid denir. Uzun entari giymesi, saçlarını uzatması veya kısaltması, sakal bırakması gibi. Bir kimse, (Peygamberimiz, kadınlar gibi entari, uzun gömlek giyermiş) diyerek alay etse, imanı gider. Yahut sakalı beğenmeyen veya sünnete uygun sakalı olana çember sakallı, top sakallı diye hakaret eden kâfir olur. Çünkü Peygamber efendimizin yaptığı işleri yani sünnetini, beğenmemiş olur. Halbuki Allahü teâlânın bütün insanların en üstünü olarak yarattığı ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberini beğenmemek, Allah'ı beğenmemek olur. (Niye böyle Peygamber gönderdin) demek olur. Allah'ı beğenmeyenin de kâfir olacağı pek açıktır. Kur'an-ı kerimde, Peygamber efendimizin emrettiğini yapmak, yasakladığından kaçmak gerektiği bildiriliyor. (Haşr 7)

İbadete ait hükümler zamanla değişmez. İbadetleri değiştirmek, dini değiştirmek olur, dinsizlik olur. Bir kâfir, bir söz ile [kelime-i şehadet getirerek] müslüman olur. Bir müslüman da küfre düşürücü bir söz ile kâfir olur. Dinimizin herhangi bir hükmünü beğenmeyen, mesela, (tesettür lüzumsuzdur) diyenin imanı gider. Resulullah efendimize uymanın önemi büyüktür. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Resule itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

Peygamber efendimiz de aynı mealde buyuruyor ki:
(Bana itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur, bana isyan eden de Allah'a isyan etmiş olur.) [Buhari]

Kur'an-ı kerimde, Resulullaha itaatin Allah'a itaat olduğu, Ona isyan edenin Allah'a isyan etmiş olduğu bildirilmekte, (Allah'a ve Resulüne itaat), (Allah ve Resulüne isyan) ifadeleri çok yerde geçmektedir. (Nisa 13-14)

........

Herkese hayırlı geceler, baya yazı okudum soru sayesinde...
Alıntı ile Cevapla