Tekil Mesaj gösterimi
Alt 03 Aralık 2008, 22:43   Mesaj No:1

NUR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:NUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 127
Üyelik T.: 10 Eylül 2007
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Memleket:ankara
Yaş:31
Mesaj: 1.805
Konular: 527
Beğenildi:30
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İslâm’da bedduanın yeri nedir? Haksız bile olsa ana-babanın bedduası tutar mı?”

İslâm’da bedduanın yeri nedir? Haksız bile olsa ana-babanın bedduası tutar mı?”

“İslâm’da bedduanın yeri nedir? Haksız bile olsa ana-babanın bedduası tutar mı?”

Cevap:

Beddua kelimesi, Farsça “kötü” anlamına gelen bed ile, Arapça “isteme, dileme” anlamına gelen dua sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Bir kimsenin kendisi veya başkası hakkında, “Allah kahretsin, Allah ona lânet etsin, belâsını versin!” gibi sözlerle kötü dilekte bulunmaktır.

Böyle kötü bir temennide bulunmak hoş karşılanmasa da, zulüm ve haksızlıkla karşılaşan kimsenin bundan bir sorumluğunun bulunmayacağını bildiren bazı âyet ve hadisler vardır.

Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:

“Allah -zulme maruz kalınmadıkça-çirkin sözün açık söylenmesini sevmez.”


İbn Abbas yukarıdaki âyet için şöyle demiştir:

“Allah, bir kimsenin başkası aleyhine beddua etmesini sevmez. Ancak zulme uğrayan müstesnadır. Çünkü ona, bu âyetle beddua etmesi konusunda ruhsat verilmiştir. Ancak bununla birlikte, sabretmesi kendisi için daha hayırlıdır.”

Hz. Peygamber (s.a.v)’in Müslümanlara işkence etmek, İslâm dinine baskı ve şiddet uygulamak isteyen kimi müşriklere beddua ettiğine dair örnekler vardır.

Nitekim müşriklerin önde gelenlerinden yedi kişi hakkında yaptığı beddua kabul edilmiş ve bu kişilerin hepsi Bedir Savaşı sırasında öldürülmüşlerdi.

Hicretin 4. yılında Necid bölgesine irşad için gönderilen 70 kadar sahâbenin şehid edildiğini Cebrail (a.s)’den öğrenen Allah’ın elçisi, ertesi sabah namazının ikinci rekâtının rukûundan doğrulunca şöyle beddua etmişti:

“Allah’ım! Mudar kabilelerini sana havale ediyorum. Onları perişan et! Onların yıllarını Yusuf Peygamber’in kıtlık yılları gibi yap, başlarına darlık getir.”

Bu beddua okuma, beş vakit namazlarda bir ay süreyle devam etmişti. Ancak daha sonra Hz. Peygamber, Cebrail (a.s)’in uyarısı üzerine bedduayı bırakmıştır.


Özellikle mazlumun bedduasından sakınmak gerekir.


Nitekim Allah’ın elçisi,
Muaz İbn Cebel (r.a)’i Yemen’e vali olarak gönderirken, bazı görevlerini sıralamış, arkasından da “Mazlumun bedduasından sakın! Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur.” buyurarak, zulüm ve haksızlık konusunda onu uyarmıştır.
Ana-babanın çocukları ile ilgili yapacağı duanın kabul edileceği konusunda en yaygın hadis Ebû Hüreyre’den rivayet edilmiştir. Bu hadiste şöyle buyurulur:

“Üç duanın kabul edileceğinde şek ve şüphe yoktur: Bunlar; mazlumun duası, yolcunun duası ve babanın çocuğu için yapacağı dua.”

Burada “vâlid” anneyi de içine alır.

Çünkü Tirmizî, bab başlığını, “Ana-babanın duası hakkında gelen rivayetler” şeklinde koymuştur.

Diğer yandan bazı rivayetlerde yalnız “da’vetü’l-vâlid (babanın duası)” denilirken, bazılarında yukarıdaki hadisteki gibi “da’vetü’l-vâlid li veledihi (babanın oğlu için duası)” şeklinde, Ahmed İbn Hanbel’de ise üç yerde, “da’vetü’l-vâlidi alâ veledihi (babanın çocuğu aleyhine duası yani beddua etmesi)” şeklinde ifade edilmiştir.


Sonuç olarak hadis, ana babanın çocukları lehine yapacağı duayı ifade ettiği gibi, yapacakları bedduayı da kapsayacak şekilde nakledilmiştir.
Diğer yandan bedduanın tutması ve sonucunun ortaya çıkması için beddua edenin önemli bir haksızlığa uğraması da gerekir.

Üstelik haksızlığa uğrama durumunda bile, sabredip haksızlık yapanı bağışlama İslâm’ın tavsiye ettiği bir ahlaktır.

Âyette, “Kim sabreder ve bağışlarsa işte bu, büyüklere yaraşır üstün bir davranıştır.” buyurulur.

Özellikle tasavvuf ilminde, bedduanın tasavvufî ahlâkla bağdaşmadığı belirtilir.

Nitekim İmam Gazalî, tevekkül ehlinin uyması gereken kurallardan söz ederken, malı çalınan kimsenin bile hırsıza beddua etmekten kaçınması gerektiğini, haksızlık yapana beddua etmek yerine ona acımanın ve ıslahı için Allah’a dua etmenin edebe daha uygun olduğunu belirtmiştir.


Prof. Dr. Hamdi Döndüren


Yeni Dünya Dergisi
__________________
EN GÜZEL AŞK: ALLAH!
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi NUR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hadîsi anlamak için nelere dikkat etmeli Hadis-i Şerif NUR 0 2472 10 Ağustos 2009 20:09
Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar/Medineweb Hadis-i Şerif Mihrinaz 1 2866 10 Ağustos 2009 20:07
18.HAFTANIN KONUSU:Çocuklar Dünya Hayatının Süsü... Hafta'nın Konusu NUR 1 2874 09 Ağustos 2009 23:05
35.Haftanın Misafiri Elifzişan Hafta'nın Misafiri kurtmehmet 11 6239 09 Ağustos 2009 22:35
Çocuklar Ümmetin Geleceğidir! Çocuk ve Aile Sağlığı NUR 0 2469 07 Ağustos 2009 22:03