Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Ocak 2009, 04:23   Mesaj No:3

Şuara

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Şuara isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 686
Üyelik T.: 27 Aralık 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 90
Konular: 52
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Adet günlerinin değişmesi

Kadınların adet günleri değişir mi, hep aynı düzende mi devam eder?
Adet günlerinin düzeni değişebilir İki ay aynı şekilde değişiklik olursa adet günleri değişmiş demektir Mesela sekiz gün adet gören bir kadın ayda dört gün adet görmeye başlar ve bu iki ay bu şekilde olursa adet günü değişmiş demektir
Adet günü bir defa ile değişir iki defa ile yerleşir Kan kesilince hemen yıkanır ve namaza başlar ama ihtiyaten cinsel ilişkiye girmez Eğer sekiz gün içinde yeniden kan gelirse kanın kesilmediği ve adetin devam ettiği anlaşılır
__________________________
Hayızın sona ermesi için kesilmesi esastır
10 günden fazla olan adet günleri özür sayılır İki adet halinin arasında 15 gün geçmişse ondan sonra gelen kan hayız kanı olarak değerlendirilir Kadınlar adet hallerine çok dikkat etmelidirler Çünkü bu haller, onların birçok din görevleri ile ilgilidir Bu konu ile ilgili başlıca meseleler şunlardır:
Kadınlar en az dokuz yaşlarında buluğ çağına erer ve adet görmeye başlarlar Elli veya elli beş yaşlarında da "Sinn-i İyas" denilen adet görmeme devresine girerler Bu yaştan daha önce adetten kesilen kadınlar da vardır
Adet müddetinin en azı üç gündür (yetmiş iki saattir) En çoğu da on gün, (iki yüz kırk saat) Bu iki zaman arasında görülecek kanlar, adet kanı sayılır Bu zaman içinde devamlı olarak kanın gelmesi gerekmez, ara sıra kesilebilir Örnek: Bir kadın üç gün kan gördükten sonra iki gün kanı kesilse ve arkasından üç gün daha devam etse, bu sekiz günün hepsi adet gününü teşkil etmiş olur
İki adet arasındaki temizlik haline Tuhr (Temizlik) hali denir Bunun müddeti on beş günden az olamaz Fakat bundan çok olabilir Tuhr hali aylarca ve senelerce devam edebilir Böyle temizlik hali devam eden kadına Münteddetü't-Tuhr (Temizliği devamlı) denir
Bazı kadınların adet günleri, sayılan belli günlerdir Örnek: Her ay beş veya yedi veya dokuz gün adet görürler Böyle bir kadına "Mu'tade" denir Bir adet, bir kez meydana geldiği üzre kararlaşmış olabilir Şöyle ki: Henüz adet görmeye başlayan bir kız, ilk kez sekiz gün kan görse, sonra yirmi iki gün temiz olsa, bu şekilde adeti kararlaşmış olur Ondan sonra devamlı olarak kendisinden bir hastalık sebebiyle kan gelecek olsa, onun hem adet günleri, hem de temizlik günleri her ay o şekilde hesab edilir
Bazı kadınlarda adet günleri değişik olur Şöyle ki: Bir ay beş gün diğer ay altı gün adet görebilirler Bu durumda ihtiyatlı hareket etmek gerekir Böyle bir kadın, altıncı gün oldu mu yıkanır, namazlarını kılar ve eğer ramazansa orucunu tutar; çünkü bu altıncı gündeki kanın illet (istihaze) kanı olması muhtemeldir Fakat bu altıncı gün çıkmadıkça, cinsî münasebette bulunamaz, boşanmışsa iddeti dolmuş sayılmaz Çünkü bu altıncı günün kanı, hayız kanı olmak ihtimali vardır
Bir adetin değişmiş olması için, ona aykırı iki adet hali görülmelidir Örnek: Her ay beş gün adet gören bir kadın, sonra iki kez dört gün veya iki kez altıgün kan görse, onun adeti beş günden dört güne veya altı güne geçmiş olur
Sonuç: Adet, bir defa ile yerleşir, iki defa ile değişebilir Bununla beraber İmam Ebû Yusuf'a göre, adet bir defa ile değişmiş sayılabilir Buna yeni adetin eskisini bozup onun yerini alması anlamında "Fesh-î adet" de denilmektedir
Belli günler devam eden bir adete aykırı olupda on günden fazla devam etmeyen kanlar, adet kanı sayılır Bu halde adet değişmiş olur Örnek: Her ay yedi gün kan gören bir kadın, sonra on gün kan görse, hepsi hayız kanı sayılır Bu halde adeti yedi günden on güne geçmiş olur Fakat belli günlerden sonra gelen kan, belli günlerle toplandığı zaman on günden fazla olursa, yedi günden ziyade olan kanlar hayız kanı sayılmaz, İstihaze (illet) kanı olur Şöyle ki: Böyle yedi gün kan gören bir kadın sonradan on bir veya on iki gün kan görmeye başlarsa, bunun adet edinilmiş yedi günlüğü hayız kanı olur Sonraki dört veya beş günü istihaze (illet) kanı olur
Yine: Her ay başından itibaren beş gün adet görmekte olduğu farz edilen bir kadın, bu adeti üzere kan gördüğü gibi, bundan iki gün veya üç gün veya beş gün önce de kan görmüş olsa, bunların hepsi adet sayılır; çünkü adet sayısı on günü geçmemiştir Fakat kan görme günlerinin tümü bu şekilde on günden fazla olursa, yalnız adeti olan o beş günde gördüğü kan hayız kanı sayılır, adet edindiği günlerden fazla olan bütün kanlar istihaze (illet) kanı sayılır
Adet görmekte olan bir kadından bir hastalık sebebi ile devamlı olarak kan gelecek olsa, onun hayız ve temizlik hallerindeki belli günlerine göre hüküm verilir Örnek: Her ay başından itibaren on gün kan gören bir kadın, ondan sonra yirmi gün veya altı aydan noksan olmak üzere şu kadar ay ve gün temizlik üzere olsa, onun adeti böyle kararlaşmış olur Sonra böyle bir kadından devamlı olarak kan gelse, yine eski şekli üzere her ayın ilk on günü hayız, diğer yirmi günü veya şu kadar ay ile günü de temizlik hali sayılır Fakat temizlik müddeti tam altı ay veya daha ziyade bulunmuş olursa, temizlik müddeti altı aydan bir saat noksan kabul edilir ki, bu müddet, gebelik halinin en az zamanıdır
Yine: Yeni hayız görmeye başlayan bir kızın adeti kararlaşmaksızın kanı akıp devam etse, her aydan on günü adetine sayılmış olur Diğer yirmi günü de temizlik müddeti kabul edilir
Bir hastalık veya önemsememe neticesi adet günlerini unutmuş olan bir kadına "Mütehayyire" denir Böyle bir kadının gördüğü akıntı kesilmeyecek olsa, onun adeti hakkında kuvvetli olan görüşü ile işlem yapar Kuvveti fazla olan bir görüşe sahib değilse, ihtiyat olan yolu benimser Boşanmış ise, iddeti için on gün, temizlik müddeti de altı aydan bir saat noksan olmak üzere takdir edilir Diğer bir görüşe göre: Temizlik müddeti iki ay kabul edilir Bunun namaz ve oruçları üzerinde ayrıntılı bilgi vardır Bu konu ile ilgili geniş bilgi, İmam Sarahsî'nin "Mebsûd" isimli kitabında vardır
Adet görme çağına gelen bir kız, ilk kez görmeye başladığı kandan dolayı hemen namazını bırakır ve oruçlu ise, orucunu kaza etmek üzere sonraya bırakır Evli ise, cinsi ilişkide bulunmaz Böyle bir kıza "Mübtedie" denir Bu kan üç günden az bir zaman içinde kesilirse, hayız kanı olmadığı anlaşılır O zaman bırakıp kılmadığı namazları kaza etmesi gerekir İmam Azam'dan nakledilen bir görüşe göre, ilk başlayan bu kan üç gün devam edip de hayız kanı olduğu bilinmedikçe, namazı terk etmez ve orucuna da devam eder
Hayız müddeti içinde gelen kan tamamiyle kesilmedikçe, adet son bulmuş olmaz Bu kan, siyah, kırmızı, yeşilimtrak veya sarı olabileceği gibi bulanık ve toprak rengi de olabilir Adetini tamamlamış olan bir kadından gelecek akıntı bembeyaz bir renkte bulunur
Bir kadının görmekte olduğu adetini, kocasına karşı inkar etmesi veya gerçeğe aykırı olarak adet gördüğünü söylemesi helal değildir
Adet görmekte olduğunu söyleyen bir kadın, iffetli ve saliha bir kadın ise, sözü kabul olunur; değilse kabul olunmaz Ancak doğru söylediğine inandırıcı bir hal olursa, kabul edilir Mesela, söylediği söz, adetinin başlangıç zamanına rasgelmişse, o halde dediği kabul olunur
Hayız ve nifas müddetleri dışında, rahimden akan kana istihaze yani, hastalık kanı denir İstihaze kanı, hayız ve nifas kanından farklıdır Bu kan, damardan geldiği için, ince ve kokusuzdur Tıpkı burundan vesaire âzalardan akan kan gibidir Bir özür ve hastalık kanıdır
İstihaze kanı, ne oruca, ne de namaza engel değildir Cinsî münasebete de mâni olmaz Ancak istihaze hâlindeki kadınlar, özürlü hükmünde bulunurlar Özürlülerin tâbi olduğu hükümlere uygun olarak ibadetlerini yaparlar Asr-ı Saâdette bir gün bir kadın Peygamberimize gelerek:
"Benden devamlı kan gelir, namazı bırakayım mı?" diye sormuştu Peygamberimiz de cevaben:
"Hayır, o damardaki bir hastalıktandır, hayız değildir Âdet vaktin gelince namazı bırak, âdet hâlin geçince guslederek temizlen ve bundan sonra her vakit namazı için ayrı abdest alarak namazlarını kıl Tekrar âdet hâli gelinceye kadar böyle yapmaya devam et" buyurmuşlardı Bu rivayet, istihaze hâlinin özür hâline ait hükümlere tâbi olduğunu açıkça göstermektedir
SİE
Alıntı ile Cevapla