Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Mart 2009, 14:47   Mesaj No:21

NUR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:NUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 127
Üyelik T.: 10 Eylül 2007
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Memleket:ankara
Yaş:31
Mesaj: 1.805
Konular: 527
Beğenildi:30
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Sevgili Peygamberim( 2.cilt)

Anneye Veda

GECE-GÜNDÜZ DİLİMDE SALATÜ SELAM,

O MUBAREK RUHUNA, EY FAHR-UL ENAM!

Halime anne, yüreciğine kor ateşler düşe düşe nur çocuğu, Amine Hatun'a getirdiğinde sevgililerin en sevgilisi dört yaşında idi.

Yer küze, erişilmez ve ulaşılmaz kıymetteki emanet ağuşunda olduğu halde feza boşluğunda turlar atarak zamanı sonsutzluk harmanına elemeye devam ediyordu.

Şimdi, beşiğinde olduğu halde, ayla gönül iklimlerinde geçen oyunlar bir hatıra.

Ve O Sultan altı yaşında...

Sultan ki, sultanların bir kerecik ayaklarına kapanmak uğruna tac ve tahtlarını faydaya hazır oldukları Sultan. Sultan ki O'nu Allah seçti.

Şefkati kadife yumuşaklığında Amine anne, cennet kokulu yavrusunu iki sene sevip okşuyor.

Abdülmuttalib'in kartal kanatları altındalar. Dul bir anne ve yetim bir çocuk.. bu anne ve bu çocuk, ilahi lütufla cihanın en huzurluları. Yavrusunun sevgisinde erimiş bir anne, bütün anneleri baş tacılığına yükselten emirleri getirecek evlad.

Amine annede bir seyahat arzusu.

Medine'ye gitse, dayıları Adiy bin Neccaroğulları ile kocasının mezarını ziyaret etse... yetimi için de ne iyi olur. Anneyi çeken bir şey var. Bir şey koparıyor O'nu evinden, Mekke'den, Mekke'nin, suyundan havasından...

Annelerin annesi, gül yavrusu ve O'na dadılık yapan cariyesi Ümmü Eymen'i de alarak, iki deve ile Medine yolundalar. Develer, sabır gibi güzel, bir susuş kadar ölçülü adımlarla ufuklara doğru akıp giden yollarda aziz yolcuları yorup incitmeden taşıyorlar.

Güneş, bakır renkli çöl, salınan hurmalar, şurada burada tek tük ağaçlar ve arada bir kocaman gölgeleri ile ürpertili kayalar.

Nihayet Medine'de ve Naccaroğullarından Nabiga'nın evindeler. Sevgili Peygamberimizin babası Abdullah da bu evde... bu evde ama nerede?

Evin bahçesinde bir kaç kürek doprağın altında.

Dünya gözü ile bir saniyecik bile bir araya gelemeyen baba Abdullah, anne Amine ve bir tanecik yavruları, şimdi bu bahçenin kıyıcığında; içlerinden biri ötelerde olduğu halde buluşuyorlar.

Dokunaklı bir manzara.

Amine'nin kalbi bir kaç parça. İzdırabını içine gömüyor ve yetimine belli etmemeye çalışıyor. Ya efendimiz? Derin bir sessizlik ve acısını gizleyen vakur yüz ifadesi.

............

Sonraki günlerde Resulullah efendimiz, küçüklerle beraber Medine'yi gezip dolayor ve "Beni Naccar Kuyusu" denilen havuzda yüzmeyi öğreniyor.

Bu sırada...

Yine bir yahudi, yine şüphe, yine dikkat, yine telaş. İşaretlerden ahir zaman Peygamberinin gelmekte olduğunu çıkaran bir yahudi bilgin, oradan geçmekte iken, arkadaşlarıyla olan Habibulalh'ı görür görmez mıhlanmış gibi yere çakıldı ve bir müddet pür dikkat baktı, baktı ve düşünceli düşünceli yürüyüp kayboldu.

Yahudinin içine kurt düşmüştür... "acaba O Peygamber bu çocuk mu?" Ertesi gün efendimizin yalnız bir anını kollayarak yanına sokuluyor ve eğilip yavaşça soruyor:

-Adın ne?

-Ahmed...

Yahudi bu cevabı bekliyordu. Çocuğun "Ahmed" olduğu yolundaki tahmini doğru çıkmıştı. Haykırdı:

-Bu ümmetin peygamberi işte burada!!! Sanki şuurunu kaybetmişti.

Bir kaç gün sonra da iki yahudi Ümmü Eymen'i bularak;

-Ahmed'i istiyoruz. Ne olusursun? Bir defacık görmemiz kafi! dediler...

Mübarek dadı, ısrarlar üzerine Peygamberimizi getirdi. Ama gayet dikkatli ve uyanık. efendimizi yakından gören ve nebilik alametlerini inceleyen yahudileri adeta göz hepsine almış. Adamlar aralarında fısıldaşıyor.

-Son Peygamber... bu şehir de O'nun hicret edeceği Medine olduğuna göre...

İşittiklerinden huylanan Ümmü Eymen, olup bitenleri Amine annemize aktarınca aziz anne tedirginleşir. Zaten geldikleri de otuz günü bulmuştu. Ev sahiblerine teşekkür, Abdullah'a mana aleminden veda ederek Mekke'ye dönmek üzere yola çıktılar.

Mekke'ye dönmek...

Mümkün mü?

Evba'ya gelene kadar, böyle bir sual akla bile gelmezdi. Yolcularımız, ziyaretlerini yapmış olmanı manevi hazzı ile neşe içinde uzaklıkları aşıyorlar.=

Fakat beklenmeyen bir şey oldu. Ebva denilen yere vardıklarında, cihan serverinin annesi, anemiz, yola devam edemez şekilde hastalandı.

Develerden inmişler.

Ümmü Eymen ve Sevgili peygamberimiz Amine'nin başındalar. O ise, yerde, kendinden geçip geçip toparlanıyor. hastanın yüzünde büyük keder; efendimizle Ümmü Eymen'de üzüntü ve çaresizlik...

İşte yine kendine geldi. yaşlı gözleri; canı, kanı, her şeyi güzelinde. her övgüye layık olanı, belagatlı bir ifade kudreti ile mısra mısra methediyor;

-Ey Çekilen ölüm okundan yüz deve ile kurtulanın oğlu! Allah, mübarek ismini ebedi kılsın. Hakikat olan rüyama göre sen celal ve sayısız ikram sahibi olan Allah tarafından ceddin İbrahim Peygamberin dinini yerleştirmek, insanlara helal ve haramı tebliğ için Peygamber olarak görevlendirileceksin. Rabbil, seni putlardan ve putperestlerden koruyacaktır...

Ve ciğeri kavrulan annenin dudaklarında, insanlık kaldıkça ışıltısı devam edecek
__________________
EN GÜZEL AŞK: ALLAH!
Alıntı ile Cevapla