Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Mart 2009, 18:13   Mesaj No:1

TıLSıM

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:TıLSıM isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6118
Üyelik T.: 09 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 53
Konular: 21
Beğenildi:5
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hoşgeldin yüreğimize pişmanlık!!

Hoşgeldin yüreğimize pişmanlık!!

Tenimizdeki çizik olmadan nasılanlamıyorsak canımızın incinebilirliğini, pişmanlığın sızısı olmadanfark edemiyoruz içimizde saklı masumiyetin kırılganlığını.
Sessizceakıp giden suyun önüne çıkan bir çağlayan yahut kaya gibi suçlarımız;vicdanımızın sessiz bekçiliğini hatırlatırlar bize, girdaplar,fırtınalar katarlar masum sandığımız hayatımıza. Kendimizi masum vegünahsız, hatasız ve kusursuz bildiğimizde kalınlaşıveren,kalınlaştıkça da ruhumuzu sağırlığa hapseden demir perdeyi yıkargünahlar. Dokunulmazlığımız üzerine kurduğumuz sırça sarayın yıkılışınıhaber verir içimizde yükselen “ah!”lar. Gururun kalesinin yangınaverilişine denk düşer hatamızın utancını kıpkızıl yüzümüze taşıdığımızanlar. Pişmanlığın o kekremsi tadı, o akrepsi sokulganlığı utançlatanıştırır bizi. Utançla tanıştığımızda da, utanabilen yanımızla,içimizde suskunca bekleyen vicdanımızla buluşuruz ilk defa. Film gibihani… Sevdiğimizle çarpışmak gibi köşe başında; defterler kitaplardağılırken havada, kalpler buluşur, gözler el ele tutuşur ya. O hata; osakarlık, o dikkatsizlik, o sürçme, o ayak kayması, o kaza, utanabilenyanımızla tanıştırır bizi. “Ah!” ettiren her günah, bağışlanmanın veaffın, rahmetin ve gufranın serin pınarlarına susatır bizi.

Hiçistemeden olmuş gibi, kaza ile değmiş gibi sokulur günah ve kirlerruhumuzun billur sularına. Paslı bir bıçak gibi bulandırıverir kalbinduru ayazmalarını. Sular üzerinde rüzgâr ürpertisi gibi, dudaklarımızdaiçli yakarışların kıpırtısını başlatır hatalar. Yağmurun çöllerinkumunu yarması gibi, içimizin de içinde sancılı itiraflara kuytularaçar günahların darbesi. Vicdanımızın kulağının dibinde fısıltılıhesaplaşmalara çağırır bizi pişmanlıkların nefesi. Utandırır bizi.Utandırdığı gibi, utanabilir olduğumuzu da hatırlatır bize. Yüzümüzkızarır, başımız öne eğilir, mahcubiyetle kısılır gözlerimiz, belkigözyaşı dökeriz. Müşfik bir baba gibi teselli eder bizi pişmanlığımız:“Ağlıyorsun ya işte; o işi yapmayı yakıştıramadın kendine. Sen elinleettiğinden fazlasısın. Sen bile isteye ettiğin günahtan dahayukarıdasın…”

Kucağımızda hiç durmadan ağlayan bebek gibi,habire sızlanan bir hasta gibi buluruz pişmanlığı. Ne inkar edebilir,ne unutabilir ne acısını dindirebiliriz. Bırakalım öyle kalsın! Acısın.Kanasın. Ağlasın. Sızlansın. Dağlasın göğsümüzü. Yırtsın yüzümüzü.Kendi gözlerimizin içine baktığımızda, hemen yüzünü gösterip utandırsınbizi. Bizi bize gammazlasın. Acısına ihtiyacımız var pişmanlığın. Yahiç acıtmasaydı günah kalbimizi? Ya pişmanlığın sızısı hiç yapışmasaydıyakamıza? Kurtulmak için çırpındıkça üzerimize atılıvermeseydipıtraklar gibi? Kıvrandıkça, kıvrandıkça yine yeniden yakalamasaydıbizi bileklerimizden?

İyi ki öyle... Kaynağı saptanamayanağrılarda hastalara, kural gereği, ağrı kesici verilmez. Çünkü ağrısıolmazsa, hasta çare aramaz. Kıvranmazsa, ağrının odağını bulmayayönelik zahmetlere katılmaz, katlanmaz.

Pişmanlığın da soğuksert taşlar gibi vurması beklenir ayaklarımıza. Hiç bitmeyen kışlargibi soğuk buzlar düşürmesi gerekir alnımıza. Firari mahkûmlar gibiköşe bucak tedirginliklere mahpus etmesi istenir bizi. İlk fırsatta,saati geri alma telaşına düşmek, takvim yapraklarını yerine yapıştırmatelaşıyla yanıp tutuşmak gerek. Günahı, ömrünün son deminde ak örtüleresarılmış adamı/kadını acı bir sırla kirletmek diye bilmek gerek.

“Kimaklar beni?” diye bütün kapılardan eli boş döndüğümüzde, “illâ O”diyecek çaresizliğin dizi dibine oturtmalı bizi pişmanlığımız. Rahmetinve gufranın dergâhında kusurluluğumuzu ve günahkârlığımızı şefaatçibilip öylece ümitlenmeliyiz Allah’tan. Hiç koşulsuz affedileceğimizkapının eşiğinde umutla ve gözyaşıyla oturabilmeyi öğretmeli bizepişmanlık. Kimselere diyemediğimiz sırlarımızı kabuğunda sızlanan birinci gibi rahmetin kucağına itiverme ihtiyacını tir tir titreyerekhissetmeliyiz pişmanlık göğsümüze sarıldığında. Ne kadar çok hataetmişsek etmiş olalım, sonsuz serin bir okyanusun maviliğinde kirpasımızı kimselere göstermeden yıkayıverme umudunu göğsümüzde cılızpınarlar gibi biriktirmeyi vaat eder bize pişmanlığımız.

Sevapçahiçbir şey edemediğimizi, ettiklerimizin de bize ait sayılmayacağınıaniden görebilmek demektir günahların “ah!”ları. O’ndan korkup yineO’na kaçacak denli anaç ve müşfik olan rahmeti acıyan dudaklarımızlaiçmeyi sadece pişmanlığımız öğretir bize..

O tatlı ŞebnemFerah şarkısı gibi, “Sil baştan başlamak gerek bazen. Hayatısıfırlamak. Sil baştan sevmek gerek bazen. Her şeyi unutarak, yenibaştan sevmek gerek.”

Sil baştan başlama telaşıyla affınboynuna sarılırız pişmanlığımızla. Sil baştan sevildiğimizi ummak adınarahmetin kucağına bırakırız gözyaşımızı. Sancıyan vicdanımızla, utananyüzümüzle, ağlayan gözümüzle, titreyen dudağımızla içten bir özür,mahcup bir tövbe fırsatı sunar bize pişmanlığımız. Ya hiç olmasaydıpişmanlığımız? Hiç yakmasaydı canımızı? Ağrı hissedemeyen hastalar gibiyakardık rahmete yürüyen ayaklarımızı, kırardık affı avuçlayanellerimizi.
SENAİ DEMİRCİ
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi TıLSıM 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hoşgeldin yüreğimize pişmanlık!! Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler su damlası 1 1504 23 Mart 2009 18:13
Evlilikte istihare ne zaman yapılmalı? Evlilik-Nikah Konuları TıLSıM 0 1746 20 Mart 2009 18:17
İnci(t)memek, İnci(n)memek ! Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler TıLSıM 0 1584 20 Mart 2009 11:59
İsimlerdeki Kişilik Analizi Komik Paylaşımlar su damlası 19 7852 20 Mart 2009 11:56
Dünyanın en Mutlu Çifti Hangisidir? Evlilik-Nikah Konuları Kara Kartal 1 1750 20 Mart 2009 11:48