Konu Başlıkları: Namaz Platformu...../medineweb
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04Haziran 2009, 09:41   Mesaj No:8

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.108
Konular: 546
Beğenildi:1003
Beğendi:221
Takdirleri:9161
Takdir Et:
Standart RE: ___ HAYDİ, NAMAZ SEFERBERLİĞİNE ! ___

NAMAZ GÖNÜLLÜLERİ PLATFORMU
MÜKERREM BULUT
Namaz, taguta isyanın, pratik hayatta Allah(cc)'dan başka tüm otoritelerin reddinin eylemsel bir ifade biçimi olmakla beraber, kulun rabbi ile devamlı bir irtibatınn ifadesidir aynı zamanda. Bir tevhid eylemidir. Mescidde Allah'a eğilen başın mescidin dışındada bu secde eylemini devam ettirmesidir kulun. Tıpkı diğer kavramlarımızda olduğu gibi bu kavramımıza da şeytan ve dostları müdahale etmiş, onu asli işlevinden uzaklaştıracak anlamlar yükleyerek halklara önüne sunmaktadırlar. Elbette bu kavramın rabbani boyutunu diğer kavramlarda da olduğu gibi vahyin gölgesinde sorgulamalı tekrar asliyetine kavuşturmalıyız. Tüm islam dünyasında da olmakla beraber ülkemizde de namazla ilgili yüzlerce belkide binlerce makale yayımlanmış, birçok kitapta kaleme alınmıştır.

Tevhidi dünya görüşü; vahyin kavramlarının Kur'an bütünlüğünde vahyin ortaya koyduğu eğitim ve talim metoduyla uygulanmasını esas alır. Bir kavramı kuran butunluğünde ele almak başlı başına çözüm olmamakta, bu kavramın insan hayatındaki işleyiş süreci noktasındada vahiyden bagımsız bir süreç işlemek kavramın sadece düşüncede adeta entellektüel bir bilgi birikimi olmaktan öte geçirmemektedir. Misal olarak bir sabır kavramını irdelersek; tevhidi mücadelenin hareketleşmemiş henüz oluşum asamalarında olduğu süreçte "onların yanından güzellikle ayrıl" "onlara selam de" "onlar rabbin rızası için sabrederler" şeklinde devam eden ayetler zinciri irdelenmeli, sabrın Kur'an bütünlüğündeki ele alınış biçimi fert veya topluluklarca bu sureç izlenerek pratize edilmelidir. Vahyin hayata taşınması beşerin tasarrufuna bırakılmış değildir. Allah rasulu bile bu tasaruufu kendinde görmemiş ve "Ben kendisine vahyedilen bir beşerden başkası değilim" demiştir. Abese suresinde biz bu gerçeği daha derin görmekteyiz. Yine vahyi hayata taşımada beşeri tecrübelerden de faydalanmak gibi bir yetkiyle donatılmış değiliz. Bu din rabbanidir. Metoduda rabbanidir. Ve ancak rabbani olan metod uygulandığında Allah'ın vaad ettiği gayb pencereleri açılır. Müzzemmil suresinde geçen tedricen , tertil üzere Kur'an okuma eylemi kuran butunluğunde ele alınmalı, hayata aktarılmalıdır ki, beşerin muhtaç olduğu fıtrat inkılabı gerçekleşmiş olsun.

Mustazaf insanların içerisinde yaşadıkları zulüm düzenlerinde ki (biz bunu cahili toplumlar şeklinde ifade ediyoruz) diriliş hareketleri esasen küresel güçlerin, iblislerinde mercek altına aldığı bir olgudur. Küresel iblisler ki bunların başında ABD ve İsrail gelmektedir. Vahyin ortaya koyduğu kavramlara müdahale etmekte, ellerinde bulunan görsel ve yazılı medya ile beraber, bazende sözde alim kisvesindeki kalem sahiplerini de kullanarak bu kavramların içlerini bosaltıp, kendi meşruiyetlerini esas alan söylemlerle doldurmaktadır. Vahyin kavramlarını bir tesbihdeki boncuk taneleriyle ifade edersek; esasen kavramlar bir butunluk içerisindedir. Tesbih tanelerinden birini çıkardığınızda ahenk bozulacak; orijinal butunluk kaybolacaktır. Nasıl ki tesbihatın çekilmesinde bile bir ahenk düzen disiplin varsa vahyin hayata taşınmasında da bu sureç uygulanmalı, kainatla butunluk içerisinde olan bu süreç izlenmelidir. Bu ise bedel ödemeye hazır muvahhidi bir tavırdır. Ancak bu sureç bedel ödemeye azmetmiş gönüllerin eylemidr.

Namaz gibi tevhidi bir eylem noktasında uzunca bir süredir yaşadığınız coğrafyada bir çoğu kalem sahibi muvahhid gönüllerce ortaya konulan bir uğraşı, hatta seferberlik adıyla ifade edilen çalışmaların platform seviyesinde son şeklini aldığını görmekteyiz. Hatta bu noktada görsel ve yazılı çalışmalar ortaya konulmakta, yarışmalar organize edilmektedir. hatta namazladirilis.com adı altında bir site düzenlenerek yapılan çalışmalar adeta raporlanmakta insanımızın önüne konulmaktadır. Bu kalem sahipleri hemen bir çoğumuzun ismini tanıdığı bir şekilde yazılarını okuduğumuz hatta kimileri cemaat ve toplulukların en önunde duran yönlendirici kimliğe haiz şahsiyetlerdir. Vahyin butunluğünde ele alınan süreci irdelediğimizde başlı başına insanımızın önüne Namaz kavramını taşımak beraberinde bir çok sıkınrtılarıda hayata taşıyacaktır. bahse konu olan internet sitesinde şöylesi tesbitlerde bulunuluyor; coğrafyamızda 17 milyon insanın namaz kıldığı ancak 6 milyonunun sabah namazına kalkabildiği istatistiki bilgisinden yola çıkılmakta bu seferberlikle amaçlanan gerçekte adeta ortaya konulmaktadır. Yine şimdiye kadar 3 milyon insana namazı anlatabildiklerini, bunun yetersiz olduğunu tüm ülke insanına anlatılmasının hedeflendiği belirtilmekte. Dostlar birilerinin yada birilerimizin böylesi bir sıkıntısı olabilir ama muvahhidin böylesi bir sıkıntısı olması, tüm ceht ve gayretleri kurumsallaşarak bu cepheye ayırması kabul edilebilir değildir. Asıl üzüntü verici kalem sahibi olsun veya olmasın bu coğrafyanın muvahhidi kimlikleri bu seferberlik noktasında duygu ve düşüncelerini ortaya koymamakta bu seferberliğin beraberindeki sıkıntıları ifade etmemektedir. Unutmayalım ki belki bir çoğu dost ve kardeşimiz olan bu seferberlik platformundaki kardeşlerimizin hatırı bir tarafa Allah'ın hatırı bir tarafa olmalı değilmi? Rabbin hatırı alidir. Ölçü bir kitabın 600 bin adet basması değildir. Teşhisi dogru koymak gerekmektedir. Pansuman tedbirler yaranın iyileşmesi için çözüm olamaz. Ve bu din beşerin hayatında pansuman tedbirler vaaz eden bir dinde değildir. Platform üyelerinden birinin ifade ettiği "-Namazsız insan şarzı bitmiş cep telefonu gibidir"benzetmesi ise oldukça düşündürücüdür.

-----------------devamı var--------------------
Alıntı ile Cevapla