Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15 Temmuz 2007, 20:46   Mesaj No:2

KalbinNûru

Medineweb Sadık Üyesi
KalbinNûru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KalbinNûru isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 25
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:41
Mesaj: 549
Konular: 49
Beğenildi:8
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz (devam)

Koku Kullanması
Konuşması
Gülmesi
Uykusu
Mühürü
Oturuşu


Hz. Peygamber (s.a.s.) rengi görünmeyen ve başkalarını rahatsız edecek derecede ağır olmayan güzel kokular ikram edilince severek kullanır, reyhan çiçeği gibi güzel kokulu çiçekler ikram edilin*ce de geri çevirmezdi. Koku kullanması konusunda sahabenin rivayetleri vardır. Yine ashâb-ı kiramın nakline göre Hz. Peygamber (s.a.s.)’in mübarek bedeni ve teri Yunus Emre’nin “Gül Muhammed teridir” mısraında kastettiği mânâya uygun bir şekilde güzel bir koku gibi kokuyordu.

Hz. Aişe’nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) yavaş yavaş konuşur, her sözün arasını ayırt ederdi, hatta dinleyen onu ezberleyebilirdi. Çok çok iyi anlaşılması gereken sözleri üçer defa tekrarlardı. Böylece dinleyenler arasında konuyu anlamayan kalmazdı.

Peygamberimiz (s.a.s.) konuşurken muhata*bının akıl ve anlayış seviyesini gözetirdi. Hz. Aişe diyor ki: “Rasûlüllah (s.a.s.) sözü, sizin birbirinize zincirlediğiniz gibi oyalayarak söy*lemek itiyadında değildi. O, sözü, ayıra ayıra söylerdi, dinleyenlerin gönüllerine sinerdi.”

Cabir b. Semure (r.a.)’dan rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.s.), rahatsız edici ölçüye varan bir aşırılıkta gülmezdi. Onun gülmesi tebessümdü. Hind b. Ebi Hale’nin verdiği bilgiye göre, Peygamberimiz (s.a.s.) her tebessüm edişinde dişleri inci tanesi gibi görünürdü. Abdullah b. Haris Hazretleri de Peygamberimizin (s.a.s.) sevimliliğini ve güler yüzlülüğünü şöyle anlatır: “Rasûlullâh’tan daha çok tebessüm eden kimse görmedim.”

Peygamberimiz (s.a.s.) sağ tarafına, sağ yanı üzere yatarak uyurdu ve şu duayı yapardı: “Ya Rabbi! Beni, kullarını tekrar dirilteceğin günde azabından koru!”

Yatarken şu dualardan birini yaptığı da söylenir: “Allah’ım! Senin adınla uyur, senin adınla uyanırım.” “Allah’a hamd olsun. Bize yedirdi, içirdi, ihtiyaçlarımızı giderdi, evlerimize sığındırdı. Nice yaratıklar vardır ki, istedikleri ölçüde yiyecek içecekleri ve akşam olunca barınacak meskenleri yoktur.”

Uykudan uyandığında ise şöyle dua ederdi: “Allah’a hamdolsun ki, bizi uyuttuktan sonra uyandırdı, dönüş O’nadır.”

Hz. Peygamber (s.a.s.) komşu devlet hükümdarlarına göndermiş olduğu mektupların altını mühürlemek gaye*siyle üzerinde üç satırda “Muhammed Rasûlullâh” yazılı bir mühür kullanmaktaydı. Yazı akik taşı üzerine işlenmiş olup mühürün maddesi gümüştendi. Yüzük şeklinde olup Peygamberimiz (s.a.s.) onu parmağına takıyordu. Yazdırdığı resmî evrakı mühürlemek için parma*ğından çıkarır, mühürledikten sonra tekrar takardı.

Sahâbe-i Kiram’ın anlattığına göre Hz. Peygamber (s.a.s.) vakar ve teenni üzere sanki iniş aşağı vuruyormuş gibi dikkatle yürürdü. Ayaklarını yere sürtmez, sürüyerek gürültü çıkarmazdı. Gereksiz yere güçlük verecek tarzda sür’atli yürümekten de kaçınırdı.

Diz üstü oturur, bağdaş kurar, bazen da uyluklarını karnına çekip ellerini dizlerinin üstüne bağlardı. Sırtüstü istirahat ederken edep mahallinin açılmamasına özen gös*terirdi. Otururken -yemek yeme durumu hariç- sağ veya sol tarafına yastık koyup dayanırdı. Yemekte bundan ka*çınmasının sebebi bu tür oturuşun gurur ve kibir işareti sayılmasıydı. Peygamberimiz (s.a.s.) gururlu değil, aksine mütevazı idi.

Prof. Dr. Hüseyin ALGÜL
Alıntı ile Cevapla