Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   NİYETİNE GÖRE ECİR VAR SANA (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/36241-niyetine-gore-ecir-var-sana.html)

Nebevi Sevda 21 Temmuz 2019 10:25

NİYETİNE GÖRE ECİR VAR SANA
 
Sözlükte “yönelmek, ciddiyet ve kararlılık göstermek” gibi anlamlara gelen niyet genellikle, “Allah’ın rızasını kazanmak arzusuyla ve O’nun hükmüne tabi olmak üzere fiile yönelen irade” şeklinde tarif edilmiştir. (Dönmez, İ. Kâfi, “Niyet”, TDV İslam Ans, XXXIII, 169)
İslam dininin en önemli hususlarından biri niyettir. Kişinin yaptığı işler niyete göre değer kazanır. Aynı işi yapan iki kişi niyetlerindeki farklılık sebebiyle birbirine zıt karşılık görebilirler. Bu sebepten gerek Kur’an’da gerekse hadislerde niyetin önemini belirten beyanlar gelmiştir. Nitekim Yüce Allah; “Kesilen kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat ona sadece sizin takvanız ulaşır.” (Hac, 37)
Örneğin oruç tutup bununla hem ibadet ve hem de perhiz niyet edenin hâli de böyledir. Sırf perhiz için tutulan orucun sevabı yoksa da, her ikisine niyet edene, niyetinin derecesine göre bir sevap vardır. Eğer perhiz niyeti galebe çalarsa, Gazalî’ye göre bunun sevabı yoktur. (el-Askalanî, İbn Hacer, Fethu’l-Barî, I, 25) İşte bütün ameller böyledir, niyetimizde Allah rızası galip olursa sevap alırız, değilse hiçbir sevap alamayız.
Allah Rasulü, “Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.” buyurmuştur.” (Heysemî, Mecmeu’z-Zevaid, I, 61, 109; Taberanî, VI, 185; Canan, İbrahim, Kütübü Sitte, XVI, 8) Bazen niyet amelin önüne geçebilir. Çeşitli sebeplerle işlenemeyen amel, niyet sebebiyle sanki işlenmiş gibi sevap kazandırır.(AMELİ İŞLEYEMESEDE DEĞİN)
hadis-i şerife göre kıyamet gününde ilk defa bir şehid hakkında hüküm verilecek. Allah Teala ona ne yaptığını sorduğunda:
- Senin uğrunda çarpıştım, sehid edildim, diyecek. Fakat Cenab-ı Hak ona:
- Yalan söyledin. Sana cesur adam desinler diye çarpıştın, buyuracak ve o adam yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Daha sonra ilim öğrenip öğreten ve Kur'an okuyan bir kimse getirilecek. Ona da ne yaptığı sorulacak.
- İlmi öğrendim ve öğrettim. Senin rızanı kazanmak için Kur'an okudum, diyecek. Allah Teala ona:
- Yalan söyledin. İlmi, sana alim desinler diye öğrendin. Kur'anı ise, güzel okuyor desinler diye okudun. Nitekim öyle de denildi, buyuracak. O adam da yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Hadis-i şerifin devamında zengin bir kimsenin huzura getirileceği, onun da malını Allah rızası için harcadığını söyleyeceği, ona, "cömert adam" desinler diye malını sarfettiği söyleneceği ve diğerleri gibi onun da cehenneme atılacağı belirtilmektedir.[2]

Nebevi Sevda 21 Temmuz 2019 10:27

Muhacir, Allah'ın yasakladığı şeyleri bırakan kimsedir" buyurur.[3] "Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını çoğaltırız. Dünya kazancını isteyene de dünyalık veririz; ama onun ahirette bir nasibi olmaz".[4]
Bu hadis-i şerifin söylenmesine şöyle bir olayın sebep olduğu anlatılır:
Sahabîlerden biri, Ummü Kays adlı bir hanımla evlenmek ister. Fakat o günlerde Ümmü Kays Medine'ye hicret etmeyi düşünmektedir. Kendisiyle evlenmek isteyen sahabîye, niyeti ciddi ise Medine'ye hicret etmeyi ve orada evlenmeyi teklif eder. Mekke'deki kurulu düzenini terketmeyi henüz düşünmeyen o sahabî Ümmü Kays'la evlenmek arzusuyla Medine'ye hicret etmek zorunda kalır. Bu durumu bilen sahabîler, Ümmü Kays'ın muhaciri anlamında "Muhaciri Ümmü Kays" diye takıldıkları o zatın, hicret sevabı kazanıp kazanmadığını tartışmaya başlarlar. İşte o zaman Peygamber Efendimiz, bu hadis-i şerifle meseleye açıklık getirerek herkesin niyetine göre sevap kazanacağını belirtir.
Buhârî ve Müslim’in Hz. Ömer (r.a.)’den rivayet etmiş oldukları ve “niyet hadisi” diye meşhur olmuş olan hadis-i şerifte Allah Rasulü şöyle buyurmaktadır: “Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin hicreti Allah’a ve Rasulüne ise, onun hicreti Allah ve Rasulünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikâhlayacağı bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir.” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1, Eyman, 23; Müslim, İmaret, 155; Ebu Davud, Talak, 11; Tirmizî, Fedailu’l-Cihad, 16)
[2] Müslim, İmare 152
[3] bk. 1569 nolu hadis
[4] Şura süresi (42), 20
Efendimizin dayısının oğlu Sad b. Ebi Vakkas ve halasının oğlu Abdullah b. Cahş arasında geçen bir konuşma. Bir defasında Rasulüllah, Sad b. Ebi Vakkas’a: “Senin duan Allah katında makbuldür.” demişti.
Abdullah b. Cahş, Sad b. Ebi Vakkas’ın duasının Allah katında makbul olduğunu bildiği için Uhud Savaşı öncesi ona, “Gel kardeşim, birbirimize dua edelim.” der. Bunun üzerine Sad b. Ebi Vakkas ellerini açarak:
- Ya Rabbi! Savaş başlayınca benim önüme güçlü bir düşman askeri çıkar, onunla çarpışayım, ben onu öldüreyim, neyi varsa her şeyini ganimet olarak alayım. Rasulüllah’ın önüne getireyim ve böylece Allah Rasulünü bununla memnun edeyim, der.
Sonra da Abdullah b. Cahş, elini kaldırır söyle dua eder:
- Allah’ım! Benim önüme de güçlü bir düşman askeri çıkar, o benimle savaşsın, ben de onunla savaşayım. Sonra o beni öldürsün, benim kulağımı, gözümü, burnumu, elimi, ayağımı ve bütün uzuvlarımı birer birer kessin. Hesap gününde Allah Teâlâ bana: “Ey Abdullah, uzuvlarını ne yaptın?” deyince ben de, “Ya Rabbi, o uzuvlarımı sana getirmeye utandım, günahlarıma kefaret olarak Uhud’da bıraktım.” diyeyim şeklinde dua eder.

Nebevi Sevda 21 Temmuz 2019 10:29

Sad b. Ebi Vakkas:
- Ben bu duaya âmin diyemedim. Ama Abdullah b. Cahş beni eliyle şöyle bir itti.
“Hani seninle anlaşmıştık, niçin âmin demiyorsun?” diyerek zorla bana âmin dedirtti, diyor.
Hz. Peygamber (s.a.s.), Uhud’da düşmanla çarpışmakta olan yiğitlerini bir grup sahabeyle beraber seyretmektedir.
Sahabelerden biri der ki:
- Ya Rasulallah! Şu askeri görüyor musun ne yiğitçe savaşıyor! O senin halanın oğlu Abdullah’tır, der.
Allah Rasulü (s.a.s.):
- İnşallah o cennetliktir, der.
Bir de öbür tarafa bakarlar ve başka bir sahabe de:
- Şu da Haris’in oğlu Kuzman’dır. Dokuz kâfiri yere sermiş ve yaralı bir şekilde hâlâ çarpışmaktadır. Bu da ne yiğitçe çarpışmaktadır ey Allah’ın Rasulü, der.
Ama Rasulüllah (s.a.s.)’ın yüzünün rengi değişir, kaşlarını çatar:
- O cehennemliktir, der.
Sahabeler birden bu söz üzerine şok olurlar. Bu sözün manasını anlamazlar. Sahabelerden biri savaş sonunda yaralı olan Kuzman’ın yanına varır:
- Ey Kuzman! Müjdeler olsun sana Allah ve Rasulü için bu meydanda kılıç salladın, ne mutlu sana eğer ölürsen cennetliksin, der.
Ama Kuzman, o ana kadar içinde sakladığı niyeti açığa vurur:
- Ey İbn Katade, beni buraya getiren ne Allah’ın dini ne de Muhammed’in şerefiydi, beni buraya getiren Medine’nin hurmalıklarıydı. Ben buraya Medine’nin hurmalıklarını savunmak için geldim, der.
Sonunda çektiği acılara dayanamaz. Bir ok alıp kalbine saplar ve oracıkta ölür. İbn Katade koşup Rasulüllah’ın yanına gelerek olayı anlatır. Sahabeler o zaman Peygamberimizin sözünün anlamını idrak ederler. (Buhârî, Cihad, 77; İbn Hişam, Sire, III, 93, 94

Nebevi Sevda 21 Temmuz 2019 10:30

Niyet muhasebesi yapılırken şu beş temel ilkeye dikkat edilmesi gerekir:
1. Niyet, ne yaptığını bilmek olduğu gibi, kimin için ve ne için yaptığını da bilmek demektir. Namaz kılıyoruz, kimin için kılıyoruz? Farz namazlara riya girmez. Ama nafile namazlara riya girer, dolayısıyla nafile namazlarımızı evde kimsenin görmediği yerde kılmalıyız. Amellerimize bakıp neyi, kimin için yaptığımıza çok dikkat etmeliyiz. Yaptığımız amelleri bilinçli ve şuurlu yapmalıyız. Bilinçli ve şuurlu yaşayan insana Allah iki şey verir: Bunlardan ilki firaset ve ikincisi de basirettir.
2. Niyette, yüzün sadece Allah’a ve ahirete dönük olması gerekir. Eğer böyle yaşarsak Allah yâr, cennet diyar olur. Eğer böyle yaşamazsak şeytan yâr, cehennem diyar olur. Allah muhafaza etsin.
3. Müminin niyeti amelinden hayırlıdır. Niyeti yüce olan, o ameli işlemeye güç yetiremese bile niyetinin karşılığını alacaktır. Mesela her sabah evinden çıkan bir kişi, “Ben bugün bu canımı Allah yolunda feda edeceğim.” diye niyet ederek çıksa, akşam evine bu amacına kavuşamadan dönse bile, yine o gün Allah yolunda cihat etmiş gibi sevap alarak evine dönecektir. Her sabah dükkânının kapısını selim bir niyetle açan bir kişi, dükkânında yaptığı alışveriş sonunda sevap kazanarak evine döner.
4. İnsan, niyet okumalıdır. Ama okuyacağı niyet sadece ve sadece kendi niyeti olmalıdır. Başkalarının niyetini okumaya kalkışmak doğru değildir. Çünkü başkalarının niyetini ancak Allah bilir. Başkalarının niyetini okumaya kalkan kişi, Allah’ın alanına müdahale etmiş, Allah’ın işine soyunmuş demektir.
5. Niyetin selimiyeti gayretullahı harekete geçiren en önemli vesiledir. Eğer niyet selimse, Allah az amele çok sevap verir ve o işe rahmet, bereket katar. Eğer niyet selim değilse, çok amel yapılsa dahi hiçbir karşılık alınamaz. (Kay:Diyanet Avrupa Aylık Dergi Ocak 2010 sayısı)

Nebevi Sevda 21 Temmuz 2019 10:31

Abdullah b. Ömer (Radıyallahu Anh), Resulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) 'in şöyle söylediğini işittim dedi:
“Sizden önceki ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıktılar. Geceyi geçirmek üzere bir mağaraya girince dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine (birbirlerine) şöyle dediler:
"Bizi bu kayadan ancak iyi amellerimizi dile getirerek Allah'a yapacağımız dua kurtarabilir."
Birincisi şöyle dua etti:
"Allah'ım! Benim çok ihtiyar anne ve babam vardı. Onları doyurmadan çoluk çocuğumu ve hayvanlarımı doyurmazdım. Bir gün, odun toplamak için uzaklara gitmiştim. Geç vakte kadar da dönemedim. Akşam içecekleri sütü, sağıp getirdiğimde anne ve babam uyuyorlardı. Onlara sütlerini içirmeden önce çoluk çocuğumun ve hayvanlarımın karınlarını doyurmayı hoş görme- dim. Elimde tas, tanyeri ağarıncaya kadar anne ve babamın uyanmalarını bekledim. Çocuklar açlıktan ayaklarımın dibinde ağlıyorlardı. Uyandılar ve akşam sütlerini içtiler. Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bu kayadan bizi kurtar" dedi. Bunun üzerine kaya biraz açıldı. Ancak açılan yerden çıkmak mümkün değildi.
İkincisi şöyle dua etti:
"Allah'ım! Amcamın bir kızı vardı. Onu çok seviyordum. Kendisini bana teslim etmesini istedim, kabul etmedi. Kıtlığın hüküm sürdüğü bir yılda bana başvurdu. Kendisini teslim etmesi şartıyla ona yüz yirmi dinar verdim. Teklifimi kabul etti. Ona yaklaşmaya imkan bulduğum bir sırada bana; "Dini nikah olmadan bana yaklaşman helal olmaz" deyince yaklaşmaktan vazgeçtim ve yanından ayrıldım. Halbuki onu herkesten çok seviyordum. Verdiğim altınları da geri almadım. Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam bizi buradan kurtar." Bunun üzerine kaya biraz daha açıldı. Ancak açılan yer çıkabilecekleri kadar değildi.
Üçüncüsü şöyle dua etti:
"Allah'ım! Ücretli işçiler tutmuştum, hepsinin ücretini öde-dim. Ancak biri ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını çalıştırdım. Öyle ki, bundan birçok mal meydana geldi. Bir müddet sonra bana gelerek: "Ey Allah'ın kulu! Ücretimi ver" deyince ona; "Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve kölelerin hepsi senin ücretinden üremiştir, al götür" dedim. O da; "Ey Allah'ın kulu! Benimle alay etmiyorsun ya?" dedi. Ben de: "Hayır, alay etmiyorum" deyince, malların hepsini alarak götürdü. Bana hiçbir şey bırakmadı." "Allah'ım! Bunu senin rızan için yapmışsam, içinde bulunduğumuz şu beladan bizi kurtar." Bunun üzerine kaya tamamen açıldı. Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler. (Buhari, Müslim, Nesai)
Burada Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bu üç kişinin niyetlerinin sadece Allah-u Zülcelal'in rızası olduğu için Allah'ın onlara yardım ettiğini ve kurtardığını bize anlattı. Bu bütün insanlar için bir işarettir.
Ebu'd-Derda (Radıyallahu Anh)'dan Resulullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in şöyle buyurduğu rivayet edildi:
"Bir kimse; 'gece kalkar namaz kılarım' deyip yatağına yatsa, şayet kalkamayıp sabaha kadar uyusa amel defterine niyet ettiği namazın sevabı yazılır. Uykusu da kendisine Rabbi tarafından bir sadaka olur." (Nesai, İbn Mace, İbn Hıbban)

Nebevi Sevda 21 Temmuz 2019 10:32

Makale uzun ama okumanızı tavsiye ederim.

Nebevi Sevda 21 Temmuz 2019 10:39

Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını çoğaltırız. Dünya kazancını isteyene de dünyalık veririz; ama onun ahirette bir nasibi olmaz.
Şuara 20

Nebevi Sevda 22 Temmuz 2019 18:09

Niyetin iyi olacak arkadaş.
Samimi olduğun gibi düzgün olacaksin.
Şahsiyetini getirmeden davana sadık olacaksin . O zaman ömrün mutlu huzurlu olur

Nebevi Sevda 23 Temmuz 2019 10:42

'Rabbine kavuşmayı uman kimse, yararlı işler yapsın ve Rabbine kullukta hiç ortak koşmasın.'
(Kehf, 110)

Nebevi Sevda 24 Temmuz 2019 21:13

Bizim ruhbanlığımız CIHAD dır.

Sorun ney aslında.. Sürekli kendimize haramlar koymamız.
Halbuki IRADE EGITIMINI ÖNCELERSEK HAYATIMIZI IZZETLI YAŞARIZ.


SAAT: 13:25

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306