Sosyal Medya Devrimi
 

Dünya genelinde akıllı telefon kullanım oranı 4.68 milyar.
Türkiye'de mobil abone sayısı yaklaşık 78,9 milyon.
Kısacası dünya genelinde sosyal platform çok güçlü.
O kadar güçlü ki bir çok ülkenin domino taşları gibi devrilmesine sebep oluyor.

Sözde Arap Baharı, Latin Amerika ve Türkiye de gezi olaylarını bu sosyal medya ağıyla yaptılar.
Bir-çok yazılı medya dijitale yenik düştü.
2019 da genel ve yerel olmak üzere çeşitli sebeplerle 100 gazete ve dergi kapandı.


Gelelim islami camialara;
Islami camialarin (bazıları) fikir adamları, ağabeyleri buraları lüzumsuz ve gereksiz insanların alanı görüp kendilerini burada göstermiyorlar.
Bu alanı kullananları da boşta gezen avare takımı görüyorlar.
Söylem dilleri malesef 90 lı yıllarda
Yapılar kendilerini yenilemiyor. Buna Ak parti dahil.
Solcular, Kemalistler söylem dillerini burada geliştiriyor ve güçlü bir kamuoyu olusturuyor

islami camialarin ilçe ve mah. temsilciliklerine bakıyorsun birçoğu tabela var lambaları sönük.
Sebebi kimse gelmiyor.
Peki Neden?
Çünkü söylem dili geliştiremiyoruz.
Genç ! sosyal medyada senin anlattıklarından fazlasını duyuyor.
Bir kurum çok güzel proje ortaya koyuyor. Ses getirecek o projenin reklamını yapıp kamuoyu oluşturmasını beceremiyor.
O güzelim projeler sönük havada geçip kayboluyor.

Kurumsal projeler malesef tek bir adreste toplanmıyor. Bu da dağınık ve sönük bir eylem oluyor.


#idlip olayı ve bir çok yaşanan trajedi de bizler çok güçlü ses getirememiz kamuoyu oluşturamamız eski aliskanliklarimizdandir.
Biz birlikte çok gucluyuz .
Ortak eylem diliyle büyük kitlelere ulaşırız

Sosyal medya sessiz bir devrim gerçekleştiriyor.
Islami camialar, vakıflar, ellerinde hangi araç varsa onlarla buna kayıtsız kalıyorsa; bilin ki o devrim sizin bahçenizde olacak.

Sosyal medya bazı konularda etkili olabilir,

Fakat çoğu müslümanları pasifleştirdi,
Evlilikleri bitirdi,
İmanı göçlü olmayan müslümanı başka yöne kaydırdı.
Aile hayatını bitirdi Anne Baba Kardeş Evlat İlişkileri bitirdi yerine robot aile bıraktı,
Ahlaksızlık dizboyu,

Yani 100 müslümandan 10 müslüman ancak sosyal medyayı doğru kullanabiliyor gerisi hep zarar,
Sosyal medya müslümandan çok batının işini kolaylaştırdı. müslümanı pasifleştirdi ahlakı elinden aldı aile hayatını yerle bir etti boşanmalar çoğaldı bunlarıda göz önünde bulundurmak lazım diye düşünüyorum,

Günümüz de sosyal medya güçlü bir hale geldi, çoğumuz bunu kullanıyoruz, nasıl ve ne için kullandığımız çok önemli,,
Sadece bir kaç kuru beğeni için mi
olmadık saçma sapan haraketlerle mi,
özel hayatımızın her alanını herkesin önüne haya etmeden sıkılmadan sergilemek mi
Her yediğini içtiğini insanların özellikle görmesini istemek mi
Yoksa olmadığı gibi görünüp son zamanların fenomen adıyla dünya şöhretine kavuşmak için mi
Bakın görün insanlar ne yiyip içiyor, nereleri geziyor denilmesi için mi
Evler dışarıdaki her insana durduk yere göstetilmez
Ama sosyal medya da gayet doğal biçimde herkes her an görebileceği şekilde resimler çekip yayınlanıyor
Normalleşiyor böyle şeyler ne varmış ki bunda denilebiliyor
Olduğu gibi olmak yerine olmadık kılıkkara girip evde ailesine sevgi göstermeyenler sosyal medya maşallah diller o biçim edebiyat döküyor
Kimisin de paylaşımlarımı beğensinler hastalığı var
Say say bitmez

Aslında madem bu sosyal medya hayatımızda var artık o zaman bunu yarara nasıl dönüştürebilirim olmalı
Her yayınladığın şeyler kim için yararlı olur az oturup düşünmek lazım

Sosyal medya kimsenin kafasına silah dayamıyor herkese Allah akıl fikir vermiş istediği yönde kullababilir
İster hayır ister şer yönde
Sosyal medyayı suçlamak kolaycılık, suçu hep bir şeye birisine, bir yere bağlama gibi bir şey var bu da bir hastalıktır aslında

İnternette ne ararsan onu bulursun aklını kullan Allah bize boşuna bu aklı vermedi

Yani düşünüyorum da aslında biz insanların içinde demek çok şey varmış ki sosyal medya bunları meydana çıkmasına vesile oldu,, bu da bizlerin ne kadar zayıf olduğumuzu gösteriyor

İş sosyal medyayı suçlamak yerine aynayı hep kendimize tutmalıyız
Bir şeye adım atarken Allah rızasını kazanmak için mi yoksa nefsimiz için mi hareket ediyoruz,,,,