Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GÜNCEL.::. > Üyelerimizin Tanışma Bölümü > Anket'ler-Röportaj'lar

Konu Kimliği: Konu Sahibi NUR,Açılış Tarihi:  18Haziran 2009 (21:29), Konuya Son Cevap : 18Haziran 2009 (21:29). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 18Haziran 2009, 21:29   Mesaj No:1

NUR

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:NUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 127
Üyelik T.: 10 Eylül 2007
Arkadaşları:4
Cinsiyet:
Memleket:ankara
Yaş:31
Mesaj: 1.805
Konular: 527
Beğenildi:30
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart 6 Ayda hâfız olan Seda Levent ile röportaj

6 Ayda hâfız olan Seda Levent ile röportaj

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

1985 İstanbul doğumluyum. İlköğretim ve liseyi İmam Hatip Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1 yıl üniversiteye hazırlandım. Fakat başörtü yasağından dolayı sınava giremeden bu serüvenden koptum. O zamanlar bunun için derinden üzülmüştüm. Eğitim gören her genç üniversitede okumak isterdi tabiî olarak… Oysa ki bu kopma hayatıma emsalsiz bir soluk getirecek olan bir dönemin başlayacağının sinyallerini veriyormuş. Sınav hezeyanından sonra okuldan birkaç arkadaşla birlikte Aziz Mahmud Hüdâyî Kız Kur’ân Kursu’na başladım. Röportajı yapmanıza vesîle olan hâfızlığımı “cennet bahçesi” tâbirini lâyık gördüğüm bu kursta ikmal ettim. Şu an öğrendiğim ilmi infak etmek için -Mevlâ’mın inâyetiyle- bir çaba içerisindeyim. İlmiyle amel edip ilmini lâyıkıyla infak eden kullarından olabilmeyi Rabbimden niyaz ediyorum.

Kur’ân-ı Kerîm’le ilk tanışmanız nasıl oldu?
Soruyu Kur’ân-ı Kerîm’i ilk kez görmek okumayı öğrenmek olarak anladığımda pek geçmişimle bağlantı kuramadığımı fark ediyorum. Siz de bilirsiniz ki İslâmî yaşayışı âilesinde gören her çocuk gibi Kur’ân-ı Kerîm’in yüce Yaratıcımızın kelâmı olduğu saygıda kusur edilmeden muhafaza edilmesi ve mutlaka öğrenilip tertîl üzere güzel bir okuyuşa sahip olunması gerektiğinden ibaretti bütün bildiğim…
Dirsek çürüttüğüm İmam-Hatip yılları çokça görülen Kur’ân-ı Kerîm dersleri beni yine de Kur’ân-ı Kerîm’e fiilen saygı duymanın ötesinde ilerletmedi. Kur’ân’a karşı duyacağım aşkın tohumlarının atıldığı ona muhtaçlığımı hissedip âcizlikle huzuruna durmanın zevkini tatmaya başladığım zaman dilimi yine evimden sonra kendimi en huzurlu hissettiğim Kur’ân kursuma başladığım zamanlara rastgelir. Kur’ân-ı Kerîm’e gönülden bağlı ona karşı sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan değerli hocalarımın en başta ise kendi hocamın katkısıyla gönül bağım ve sorumluluk bilincim artmaya başladı. Kurstayken her gün sınıflardan gelen toplu Kur’ân nidâlarının verdiği haz Kur’ân-ı Kerîm’i güzel okumaya yönelik aşır derslerinin yapılması sürekli Kur’ân-ı Kerîm’le haşır-neşir olunan bir ortamda olmak beni Kur’ân-ı Kerîm husûsunda daha hassas düşünmeye teşvik ediyordu. İşte böylece kursumuzda verilen hâfızlık eğitimine başlayarak hayat çizgimin değiştiği gönül ufkumun geliştiği yeni bir döneme girdim.

Sizin için “hâfızlık” ne mânâya geliyor?
Hâfızlığın benim için taşıdığı mânâya geçmeden önce size hoş bir anekdot sunmak isterim. Daha doğrusu bir sırrımı paylaşmak isterim. Hüdâyî Kursu’nda hâfızlığa başlayana kadar hâfızlığın ne mânâya geldiğini çok da bilmediğimi itiraf etmeliyim. Bence hâfızlık İmam-Hatip yıllarında edindiğim tecrübelere nazaran okulda hocaların ayrı bir ilgi gösterdiği birtakım âyetleri sormak için müracaat ettiği Kur’ân-ı Kerîm’i güzel okuyan kimselerden ibâretti. Evet onlar saygıdeğer ve hürmete lâyık kimselerdi fakat bu kadar… Hatta hâfız olmak için Kur’ân-ı Kerîm’in tamamının ezberlenmesi gerektiğini bile bilmiyordum. Bu büyük cehâletimi ve küçük sırrımı da bu vesileyle okuyucularımızla paylaşmak istedim.
Tekrar sorunuza geri dönecek olursak şu an hâfızlık deyince aklıma tek bir kelime geliyor: “cansuyu”…
Allah Teâlâ Hicr Sûresi 29. âyette buyurduğu üzere her kuluna kendi rûhundan üflemiştir. Esma-i Hüsnâ’dan “el-Hâdî” isminin tecellisi gereği kalbimizde Rabbimize karşı derin bir saygı ve ümit duygusu O’nu râzı etme ve O’nun sevgisine lâyık olma temâyülü mevcuttur. İçimizdeki mânevî boşluğu doldurmak geçici olarak geldiğimiz ve aslında tamamıyla kendisine ait olmadığımız bu dünyanın verdiği gurbet hissini en asgariye indirmek için çok büyük bir enerjiye ihtiyaç duyarız.
Ben de kendimi bildiğimden beri bu enerjiye kavuşma isteğiyle yaşayarak hayatımı devam ettirdim. Âilem çevrem aldığım eğitim girdiğim ortamlar son olarak kurs hayatı her şey beni mânevî açıdan kuşatacak şekilde gelişti çok şükür… Dünyanın zevklerini nîmetlerini yaşayıp mahrumiyet duygusuyla imtihan edilmediğim bir hayat sürdüm hamdolsun. Tâbiri câizse “canım cennette” diye düşünüyordum. Fakat durum hiç de öyle değilmiş. Aslında rûhum kurak topraklarda suya hasret kıvranıp duruyormuş. İşte hâfızlığa “cansuyum” demem bundandır.
Nasıl anlatsam bilemiyorum. “Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemek anlatılmaz yaşanır.” denilecek bir seviyede Mevlâmın nimetleriyle karşılaştığım bir dönemdi. Kelâmullâh’ı ezberlerken sanki bulunduğum ortamda değil de zihnim ve ruhum dünyadan ayrılıyor bambaşka bir ortama girer gibi oluyordum. Zihnim yoruluyor muydu? Onu tam anlayamıyorum. Fakat bu okuyuşlarım esnasında Allâh’ın gözetiminde olduğumu Rabbimin azametini haşyetini ve kelâmını okuyan kuluna olan eşsiz merhametiyle kuşatıldığımı kalbimin derinliklerinde hissediyordum. Tarif edemediğim bir duygu ise Kur’ân okurken hoş bir râyihanın etrafımı çevrelemesidir.
Hâfızlıkla ilgili duygularımı ne kadar anlatmaya çalışsam sözlerimin her daim eksik kalacağına inanıyorum. Günün her saatinde uyku hâlinde bile insanın Kur’ân-ı Kerîm’le hemhâl olması mecburi ihtiyaçlar dışında herhangi bir şeye vakit ayırmaması beyni karıncaların top oynadığı bir alana dönüştürüyor gibi olsa da o haz her şeye değer inanın!..
Ezberi bitirdikten sonraki ruh hâli tam bir memnuniyetten ibarettir. Hâfızlık yaparken yaşadığım sıkıntıları şimdi değerlendirdiğimde birer hediye yağmurundan ibaret olduğunu anlıyorum. Ve bu hediye yağmurları ömrüm boyunca “cansuyum” olan hâfızlığı getirecekmiş bana... Kur’ân-ı Kerîm benim can yoldaşım uzun süre yolunu gözlediğim hasretini duyduğum mânevî enerji… Şimdi düşünüp geçmişe baktığımda Kur’ân-ı Kerîm’i ezbere bilmeden akıcı bir şekilde okuyarak satırların arasında kaybolmanın hazzını yaşamadan her gün Kur’ân’ın huzurunda durmadan nasıl geçirmişim günleri diyorum.
Hâfız olanlar hâfızlığa çalışanlar bilirler ki her gün düzenli olarak Kur’ân-ı Kerîm tilâvet edilmelidir. Ben de hâfız olduğumdan beri sorumluluğundan gayet memnun olduğum bu nîmetle hayata tutunuyorum. Cüzlerimi okumadan önce ruhum kafestedir ancak okuduktan sonra rûhum esenliğe kavuşur. Naz makamının en üstünde tuttuğum Kur’ân-ı Kerîm rûhumun ilâcı gönlümün devası herkesten ayrı herkesten ve her şeyden farklı can yoldaşım.
İhlâs Sûresi’nin son âyet-i kerîmesinde Mevlâm kendisine hiçbir şeyin denk olmadığını söylediği gibi O’nun kelâmıyla meşgul olmak da bu dünyadaki tatlardan hiçbirinde bulunmayan tasviri imkânsız dengi bulunmayan bir hazla kuşatıyor insanı...
Kalbimi her gün felâha çıkartan daraldığımda neşelendiğimde hep en yakınımda beni şefkatle saran gözlerime nefesime bedenime rûhuma şifâ olan bu yüce kitapla lütuflandırıldığım için ne kadar hamd etsem az değil mi? Ben ve benim gibi hâfızlıkla ikramlandırılmış herkes için ettiğim duâm şudur:
“Allâh’ım hâfızlığa lâyık olabilmeyi okuyup zihnimize Sen’in inâyetinle kazınan âyetlerle amel edebilmeyi bu şerefin ağırlığını lâyıkıyla taşıyabilmeyi ömrümüzü Kur’ân-ı Kerîm’e hâdim olarak geçirmeyi huzuruna vardığımızda:
«–Dünyadayken kelâmımı yüceltip Ben’i râzı etmeye çalışan hâfız kulum!.. Seni cennetime girmekle Habibime komşu olmakla ve cemâlimi görmekle şereflendirdim!..» buyurduğun kullarından olmayı hepimize nasip eyle!..”
Cenâb-ı Hak bu nîmete gerektiği gibi lâyık olamamaktan ve onun hakkını zâyî etmekten muhafaza buyursun hepimizi… Âmin.

6 ay gibi kısa bir sürede Kur’ân hâfızı olmak muhteşem bir şey olmalı herhâlde… Neler hissediyorsunuz?
İnanın hâfız olmak muhteşem bir duyguyken bir de kısa sürede tamamlayabilmekle daha bir lütuflandırıldım hamdolsun. Allah Teâla’nın bu lütfu karşısında mütevâzi olabilmek hususu en çok hassasiyetle üzerinde durulması gereken nokta… Ben de özellikle bu hususta çok tedirginim. Kısa sürede hâfızlığı tamamlayabilmem Allâh’ın ihsan ettiği kabiliyet ve meziyetler sâyesindedir. Şâyet O böyle bir ezberleme kabiliyeti ve hâfıza melekesi vermemiş olsaydı böyle bir şey mümkün değildi. Şükürler olsun.
Mevlâm kimi kullarına zekâyı kimi kullarına hâfızayı daha güçlü bir şekilde nasip ediyor. Kimilerine de bambaşka kabiliyet ve nîmetler… Herkes kendisine verilen istidat ve kabiliyetleri O’nun rızâsı istikametinde kullanmaya mecbur…
Cenâb-ı Hakk’ın bana da hâfıza gücü verdiğini ve bunu O’nun rızası istikametinde kullanmam gerektiğini düşünerek hâfızlığa niyet ettim. Allah Teâlâ da beni bu hayırlı işe muvaffak kıldı.
Şimdi bir hâfız olarak hep toplum tarafından izzet ü ikram görüyoruz. Aslında bu bizim şahsımızda Kur’ân-ı Kerîm’e gösterilen hürmet ve muhabbet… Ama eğer biz bu hürmet ve muhabbetin sadece şahsımıza gösterildiğini düşünmeye başlarsak Allah korusun kibir ve gurura kapılmış oluruz. Bu da insanı çok büyük hatalara sürükleyebilir. Allah muhafaza eylesin. Âmin.

Hâfız olmak hayatınızda neleri değiştirdi ve şimdi geleceğe dair neler umut ediyorsunuz?
Hâfız olmak bana taze bir kan verdi. Rûhuma huzur gönlüme ferahlık verdi. Onunla nefes almak hayatı yaşamak çok anlamlı ve huzur verici… Onun verdiği mesajları idrak etme yolunda daha gayretli olmak hayatımı ve hayata bakışımı değiştirdi. Gerek sünnet-i seniyyeye tâbî olmak gerek güzel ahlâkın gerektirdiği vecîbeleri kazanmak açısından hâfızlığın bana çok olumlu tesirleri oldu. Hâfız olduktan sonra insan olmanın ne büyük bir şeref olduğunu sık sık düşündüm. Bu büyük şerefe layık olma iştiyakım eskiye nazaran kat kat arttı. Şimdi kendimi daha çok muhasebeden geçiriyor nefsime ve onun tuzaklarına karşı daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Bu elbette çok zor… Artık istesek de istemesek de insanların gözleri önündeyiz. Her hareketimiz fark etmediğimiz pek çok göz tarafından devamlı inceleniyor. Tabiî en önce Cenâb-ı Hakk’ın murâkabesi altındayız. O yüzden bembeyaz bir elbise giydiğimizi ve bunu hiçbir zaman en küçük bir leke ile bile kirletmememiz gerektiğini düşünüyorum. Bir de çevremizdeki insanların her hâlinden sorumlu olduğumuzu hissediyorum. Onların bilmediklerini öğretmek yanlışlarını düzeltmek bizim vazifelerimiz arasında…
Hâfızlığın bana kazandırdığı bir diğer nîmet de Peygamber Efendimiz’e olan sevgimin artması bilinçli olarak O’nu anabilmenin tadına varabilmek oldu. Bilindiği gibi Kur’ân-ı Kerîm’de Mevlâm Habîbini o kadar çok zikretmiştir ki bende de zamanla bu çokça zikretmenin nasibiyle Allah Rasûlü’nün sevgisi ziyâdeleşti.
Hâfızlıkla ilgili en büyük umudum daha doğrusu sürekli niyazım ve biricik duâm ise bu nîmetin kadrini bilebilmek ve nihayet bu sayede Allâh’ın rızâsını kazanabilmektir. Bir kul için bundan büyük sevinç bundan büyük gaye ve bahtiyarlık olabilir mi? Cenâb-ı Hak bütün hâfızlara böyle ilmiyle âmil olmayı ve rızâsına kavuşmayı nasip eylesin inşâallâh.

Sizin gibi Kur’ân hâfızı olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Hâfız olduğumdan beri çevremdeki insanları hâfızlığa teşvik ediyorum. Çünkü bu nimete sahip olmak o kadar güzel ki bütün kardeşlerimin de benim yaşadığım duygu ve düşünceleri tatmasını istiyorum. Onların da ruhları neşe gönülleri huzur ile dolsun. Kalpleri Kur’ân-ı Kerîm’e onun sâhibi Allah Teâlâ’ya ve ilk hâfızı Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e karşı muhabbetle dolsun taşsın!.. Kur’ân’ın emir ve yasaklarını candan öte bilsinler. Her fermanına gönülden teslim olsunlar.
Kendi adıma bunu başardım demiyorum diyemem de zaten… Ama hâfızlık bütün bu saydıklarıma ulaşmak için çok büyük bir fırsat kapısı... Hâfız olmak isteyenlere bu isteklerine nâil oluncaya kadar çalışmalarını tavsiye ediyorum. Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Hıfzlarını tamamladıktan sonra gayretlerinin kat kat karşılığını almış olduklarını yakînen görecekler…
Sözlerime son verirken hâfızlığın Mevlâ’mın katındaki kıymetine binâen Peygamber Efendimiz’in şu hadîs-i şerîfini nakletmek istiyorum:
“Kim Kur’ân’ı okur onu güzelce ezberler helâlini helâl haramını haram kabul eder ve bunlara uyarsa Allâh bu sâyede o kimseyi cennetine koyar. Âilesinden hepsi cehennemi hak etmiş on kişiye şefaat etme hakkı verir.” (Tirmizî Fedâilü’l-Kur’ân 13/2905; Ahmed I 148; İbn-i Mâce Mukaddime 27)

Fatma Aladağ
__________________
__________________
EN GÜZEL AŞK: ALLAH!
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi NUR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Hadîsi anlamak için nelere dikkat etmeli Hadis-i Şerif NUR 0 2459 10 Ağustos 2009 21:09
Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar/Medineweb Hadis-i Şerif Mihrinaz 1 2850 10 Ağustos 2009 21:07
18.HAFTANIN KONUSU:Çocuklar Dünya Hayatının Süsü... Hafta'nın Konusu NUR 1 2860 10 Ağustos 2009 00:05
35.Haftanın Misafiri Elifzişan Hafta'nın Misafiri kurtmehmet 11 6172 09 Ağustos 2009 23:35
Çocuklar Ümmetin Geleceğidir! Çocuk ve Aile Sağlığı NUR 0 2453 07 Ağustos 2009 23:03

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
67 Yaşında 5 Buçuk ayda Hafız Oldu/ Mihrinaz Kişisel Gelişim ve Psikoloji 0 04 Aralık 2018 14:11
Hafız Olmak Yada Hafız Ölmek ya siz ne dersiniz hafız olmakmı kolay hafız ölmekmi? yahyadogan Hafızlık 10 27 Ağustos 2015 23:45
İki ayda hafız olabilirsiniz MERVE DEMİR Hafızlık 30 30 Ekim 2014 00:54
Ağzı Olan Konuşuyor (B.Akyürek İle Röportaj) FECR Anket'ler-Röportaj'lar 0 22 Temmuz 2012 12:22
Asıl zor olan hafız olduktan sonra onu koruyabilmek talibetün Hafızlık 3 27 Ocak 2012 23:44

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.