Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Arapça 1 (https://www.forum.medineweb.net/533-arapca-1)
-   -   Arapça I Fiil Cümlesinin Öğeleri (https://www.forum.medineweb.net/arapca-1/32501-arapca-i-fiil-cumlesinin-ogeleri.html)

nurşen35 22 Ekim 2015 00:48

Arapça I Fiil Cümlesinin Öğeleri
 
  • DİLBİLGİSİ FİİL CÜMLESİNİN ÖGELERİ
    Arapçada fiille başlayan cümleye fiil cümlesi denir. Söz konusu cümlenin
    ögelerine geçmeden önce Türkçe cümle yapısı hakkında kısaca bilgi
    vermemiz yerinde olacaktır.

    Türkçe Cümle Yapısı
    Türkçeden de biliyoruz ki bir cümlenin kurulabilmesi için iki temel ögeye
    ihtiyaç vardır: Özne ve yüklem. Bunlardan ilki olay ya da eylemi
    gerçekleştiren unsur, diğeri ise olay veya eylemin bizzat kendisidir. Anılan
    iki unsurun bir araya gelmesi bir söz öbeğine cümle diyebilmenin olmazsa
    olmaz koşullarıdır.
    Belirtilen temel ögeler yanında cümleyi anlam yönünden bütünleyici
    başka bir takım ögeler daha mevcuttur ki bunlara tümleyiciler anlamında
    tümleç adı verilir. Anılan ögeler, cümlenin kuruluşu için var olmaları zorunlu
    olmamakla birlikte, olay veya eylemin konusu, yeri, yönü, zamanı, şekli
    konusunda tamamlayıcı bir işlev görürler.
    Söz gelimi, “Ali okudu.” ifadesi bir cümledir. Çünkü gerek okuma
    ediminin kahramanı (Ali), gerekse eylemin bizzat kendisi (okudu) bir araya
    gelerek anlamlı bir bütün oluşturmuş durumdalar.
    Ancak “Ali, evde kardeşine uyku öncesi etkili bir sesle güzel bir masal
    okudu.” ifadesinde temel öge konumundaki “Ali okudu” cümlesi yan
    ögelerce yer, yön, zaman, nitelik ve konu olarak tamlanmıştır.
    Arapça Cümle Yapısı
    Sıkça değinildiği gibi Arapçada cümle ikiye ayrılır. Bu ayrım başlangıç
    sözcüğünün isim veya fiil olması ekseninde yapılabildiği gibi temel
    ögelerinin sıralanışına göre de yapılabilir. Buna göre “İsimle başlayan
    cümleye isim cümlesi, fiille başlayan cümleye fiil cümlesi denir” biçimindeki
    klâsik tanımı sürdürmek de “Öznesi yükleminden önce gelene isim cümlesi,
    yüklemi öznesinden önce gelene fiil cümlesi adı verilir” biçimindeki modern
    tanımı benimsemek de mümkündür.
    Geçen ünitede ele alınan isim cümlesinin özne-yüklem sıralamasına göre
    kurulan bir cümle tipi olduğunu öznesine mübtedâ, yüklemine de haber
    dendiğini hatırlattıktan sonra esas konumuz olan fiil cümlesine geçebiliriz.
    Fiil Cümlesi ve Ögeleri
    Fiil Cümlesi: Fiille başlayan, bir başka deyişle yüklemi öznesinden önce
    gelen cümlelerdir. Yüklemine fiil öznesine fâil denir.
    Örnek نَامَ الطِّفْلُ : 1 (Bebek uyudu). Görüldüğü gibi ifade eylem ile sahibini
    bir araya getiren bir söz öbeğidir. Eylemle sahibini yani yüklemle öznenin
    asgari varlığının söz konusu oldukları bu tip öbeklere cümle dendiğini
    biliyoruz. İlgili cümleye yeniden dönersek onun uyudu anlamına gelen نَامَ
    fiiliyle başladığını fark ederiz. Dolayısıyla fiille başladığı için bu cümleye fiil
    cümlesi, ilk ögesi ( نام )’ye fiil (yüklem), ikinci ögesi ( الطفلُ )’ye ise fâil (özne)
    adı verilir.
    Fiil cümlesinin yukarıda belirtilen temel ögeleri (fiil-fâil) yanında bir de
    tümleyici ögeleri vardır ki bunlara mef‘ûl adı verilir.
    Örnek شَرِبَ الطِّفْلُ اللَّبَنَ صَبَاحًا : 2 (Bebek sabahleyin süt içti) Cümlesinde içti
    anlamına gelen شرب fiil, bebek anlamına gelen الطِّفْلُ fâil, süt anlamına gelen
    اللَّبَنَ ile صَبَاحًا ise mef‘ûl’dür.
    Örnek قَامَ الطُّلاَّبُ اِحْتِرَامًا : 3 (Öğrenciler saygı için ayağa kalktı) Cümlesinde
    ayağa kalktı anlamına gelen قام fiil, öğrenciler anlamına gelen الطلابُ fâil,
    saygı için anlamına gelen احترامًا ise mef‘ûl’dür.
    Konunun bu kısmında fiil cümlesinin ögeleri hakkında ayrıntılı bilgi
    vermek istiyoruz.

    1. Fiil: Tek başına bir anlam ifade eden kelimelerden olup, geçmiş, şimdiki
    ve gelecek olmak üzere üç zamandan birine bağlı olarak bir oluş veya bir
    eylem bildirirler.
    Söz gelimi, ( فَهِمَ ) “anladı”, ( ذكََرَ ) “andı”, ( يَنْظُرُ ) “bakıyor/bakar”, ( (يَسْمَعُ
    “duyuyor/duyar”, ( اُخْرُجْ ) “çık”, ( اِشْرَبْ ) “iç” kelimelerinden her birinin bir oluş
    veya bir eylem bildirdiği görülüyor. Anılan sözcüklere fiil diyebilmemiz için
    anlam içeriklerini üç zamandan birine bağlı olarak ifade edip etmediklerini
    denetlemek durumundayız. Bu denetim sonrası onların anlam içeriklerini
    teşkil eden oluş veya eylemleri bir zamana bağlı olarak ifade ettiklerini tespit
    edersek onlara fiil diyebiliriz. Aksi takdirde fiil değil isim olarak
    değerlendiririz.
    Örneklerimiz içerisinde ilk iki sözcük “anlama” ve “anma” eylemlerinin
    geçmiş zamanda gerçekleştiğini; peşi sıra gelen iki sözcük “bakma” ve
    “duyma” eylemlerinin şimdi yapılmakta olduğunu veya geçmiş, şimdi ve
    gelecek tüm zamanlarda meydana gelme potansiyeli taşıdığını; son iki sözcükmise “çıkma” ve “içme” eylemlerini yakın veya uzak gelecekte yerine
    getirmesini muhataptan istemeyi ifade etmektedirler.
    Görüldüğü gibi sözcüklerin tamamı bir oluş, bir eylem bildirmesinin yanı
    sıra onları geniş veya sınırlı bir zaman dilimiyle ilişkilendirmektedir. İşte bu
    tip sözcükler Arap dilbilgisi otoriteleri tarafından fiil adıyla anılmıştır.
    Zamandan bağımsız oluş veya eylemler mastar olup, fiil değil, isim olarak
    değerlendirilirler. Söz gelimi قِرَاءَة (okumak), خُرُوج (çıkmak), طَلَب (istemek)
    kelimeleri her ne kadar iş, oluş veya eylem bildirseler de zamandan bağımsız
    oldukları için fiil değil isim olarak kabul edilirler.
    Aşağıdaki cümlelerde fiil olan sözcükleri bularak, ifade ettikleri zamanı
    söyleyiniz.
    1. بَلَغَ عَدَدُ السُّكَّانِ فِي الْمَدِينَةِ مِلْيُونَ نَسَمَةٍ.
    2. نَسْتَعْمِلُ السِّكِّينَ والشَّوْكَةَ فِي تَنَاوُلِ الْكَبَابِ.
    3. قُلِ الحَْقَّ وَلَوْ عَلَى نَفْسِكَ.
    Yukarıda anlatılanlardan da kolayca anlayabileceğiniz gibi fiiller zaman
    bakımından üç kısma ayrılır: Mâzî, muzâri ve emir.
    a. Mâzî: Türkçemizdeki dili geçmiş zamanın karşılığıdır.
    كَافَأَ الأُسْتَاذُ خَالِدًا) ) “Hoca, Halit’i ödüllendirdi” cümlesindeki ( (كَافَأَ
    “ödüllendirdi” sözcüğü, ( ضَحِكَ عَلِيٌّ ) “Ali güldü” cümlesindeki ( ضَحِكَ ) “güldü”
    kelimesi ve ( خَرَجَ الطُّلاَّبُ مِنَ الْمُخْتَبَرِ ) “Öğrenciler laboratuardan çıktı”
    cümlesindeki ( خَرَجَ ) “çıktı” kelimesi birer mâzî fiildir.
    Başlıca Mâzî Kalıpları: Mâzî fiile özgü ve onu gerek isimden, gerekse
    diğer fiil çeşitlerinden (muzâri ve emir) ayırt edebilmemizi sağlayan
    özellikler 1. Ünitede verildiği için burada bir kez daha tekrarlamaya gerek
    duymuyoruz. Yalnız en çok karşılaşılan mâzî fiil kalıplarını birer örnekle
    tanıtmakta yarar görüyoruz.

    BAŞLICA MAZİ KALIPLARI
    ANLAM ÖRNEK KALIP
    Yardım etti فَعَلَ نَصَرَ
    Güzel oldu فَعُلَ حَسُنَ
    Anladı فَعِلَ فَهِمَ
    Çıkardı أَفْعَلَ أَخْرَجَ
    Doğruladı فَعَّلَ صَدَّقَ
    Tartıştı فَاعَلَ نَاقَشَ
    Öğrendi تَفَعَّلَ تَعَلَّمَ
    Tanıştı تَفَاعَلَ تَعَارَفَ
    Kırıldı اِنْفَعَلَ اِنْكَسَرَ
    Toplandı اِفْتَعَلَ اِجْتَمَعَ
    Kullandı اِسْتَفْعَلَ اِسْتَعْمَلَ
    Aşağıdaki mâzî fiillerin kalıplarını belirtiniz.
    حَكَمَ – أَكْرَمَ – دَرَّسَ – قَاتَلَ – اِنْصَرَفَ – اِبْتَلَعَ – تَصَادَفَ – تَنَزَّلَ – اِسْتَغْفَرَ
    b. Muzâri: Türkçemizdeki şimdiki, geniş ve gelecek zamanların karşılığı
    olup gelecek zaman anlamına geldiğini gösteren bir delil yoksa şimdiki ve
    geniş zaman karşılığında kullanılır.
    Başlıca Muzâri Kalıpları: Muzâri fiile özgü ve onu gerek isimden,
    gerekse diğer fiil çeşitlerinden (mâzî ve emir) ayırt edebilmemizi sağlayan
    özellikler 1. Ünitede verildiği için burada bir kez daha tekrarlamaya gerek
    duymuyoruz. Yalnız en çok karşılaşılan muzâri fiil kalıplarını birer örnekle
    tanıtmakta yarar görüyoruz.

    BAŞLICA MUZARİ KALIPLARI
    ANLAM ÖRNEK KALIP
    Anlıyor, anlar يَفْعَلُ يَفْهَمُ
    Güzel oluyor, güzel olur يَفْعُلُ يَحْسُنُ
    Dönüyor, döner يَفْعِلُ يَرْجِعُ
    Çıkarıyor, çıkarır يُفْعِلُ يُخْرِجُ
    Doğruluyor, doğrular يُفَعِّلُ يُصّدِّقُ
    Tartışıyor, tartışır يُفَاعِلُ يُنَاقِشُ
    Öğreniyor, öğrenir يَتَفَعَّلُ يَتَعَلَّمُ
    Tanışıyor, tanışır يَتَفَاعَلُ يَتَعَارَفُ
    Kırılıyor, kırılır يَنْفَعِلُ يَنْكَسِرُ
    Toplanıyor, toplanır يَفْتَعِلُ يَجْتَمِعُ
    Kullanıyor, kullanır يَسْتَفْعِلُ يَسْتَعْمِلُ
    Aşağıdaki muzâri fiillerin kalıplarını belirtiniz.
    رُ◌َ يَنْصُرُ – يُكْرِمُ – يُدَرِّسُ – يُقَاتِلُ – يَنْصَرِفُ – يبْتَلِعُ – يَتَصَادَفُ – يَتَنَزَّلُ – يَسْتَغْفِ
    c. Emir: Bir işin olmasını veya yapılmasını istemek için kullanılan fiil
    kipidir. ( اكُْتُبْ ) “Yaz!”, ( اِجْلِسْ ) “otur!”, ( اُدْخُلْ ) “gir!” kelimeleri emir
    örnekleridir.

    BAŞLICA EMİR KALIPLARI
    ANLAM ÖRNEK KALIP
    Anla اِفْعَلْ اِفْهَمْ
    Güzel ol اُفْعُلْ اُحْسُنْ
    Dön اِفْعِلْ اِرْجِعْ
    Çıkar أَفْعِلْ أَخْرِجْ
    Doğrula فَعِّلْ صَدِّقْ
    Tartış فَاعِلْ نَاقِشْ
    Öğren تَفَعَّلْ تَعَلَّمْ
    Tanış تَفَاعَلْ تَعَارَفْ
    Kırıl اِنْفَعِلْ اِنْكَسِرْ
    Toplan اِفْتَعِلْ اِجْتَمِعْ
    Kullan اِسْتَفْعِلْ اِسْتَعْمِلْ
    Aşağıdaki emir fillerin kalıplarını belirtiniz.
    اُنْصُرْ – أَكْرِمْ – عَلِّمْ – بَالِغْ – تَسَلَّمْ – تَعَاوَنْ - اِجْتَمِعْ – اِنْصَرِفْ – اِسْتَغْفِرْ




    Etiketler: [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]






  • 2. Fâil: Olmak anlamlı fiillerde olan, etmek-eylemek bildiren fiillerde ise
    eden, eyleyen konumundaki ögedir. Türkçedeki öznenin karşılığıdır.
    Arapçada fâil daima merfudur. 5. Üniteden de hatırlanacağı üzere merfû‘,
    tesniye (ikil) ve cem-i müzekker sâlim (düzenli eril çoğul) isimler hariç sonu
    zammeli anlamına gelir. Tesniyelerde sondan bir önceki “elif” ile cem-i
    müzekker sâlimlerde aynı özellikteki “vâv” ref alâmeti (merfû‘luk belirtisi)
    olan zammeye eşdeğerdir.
    Aşağıdaki cümlelerde altı çizili fâillerle onların merfû‘luklarına delil
    teşkil eden ref alâmetlerini dikkatle inceleyiniz.
    (Çocuk bahçede oynuyor) . 1. يَلْعَبُ الْوَلَدُ فِي الحَْدِيقَةِ
    (Anne baba çocukların eğitimiyle ilgilenirler) . 2. يَهْتَمُّ الأَبَوَانِ بِتَرْبِيَةِ أَوْلاَدِهِمَا
    (Müslümanlar güneş doğmadan önce kalkarlar) . 3. يَنْهَضُ الْمُسْلِمُونَ قَبْلَ الْفَجْرِ
    Çeşitleri: Fâiller yukarıda görüldüğü biçimde açık isim olarak gelebildiği
    gibi, gizli veya açık zamir ya da başlı başına bir cümle halinde gelebilir.
    Bunlar üzerinde ayrı ayrı durmak konunun zihinlerde netleşmesi açısından
    yararlı olacaktır.

    a. Zahir İsim: Cümlede açıkça belirtilen, yerine herhangi bir zamir
    getirilmemiş isimlerdir.

    Örnek:
    (Mümin Allah’a tevekkül eder) . 1. يَتَوَكَّلُ الْمُؤْمِنُ عَلَى اللهِ
    (Anne konuklar için sofra hazırlıyor) . 2. تُجَهِّزُ الأُمُّ الْمَائِدَةَ لِلضُّيُوفِ
    (İki öğrenci başarıda yarışıyor) . 3. يَتَنَافَسُ الطَّالِبَانِ فِي النَّجَاحِ
    (Mühendisler projeyi tamamlamaya çalışıyorlar) . 4. يُحَاوِلُ الْمُهَنْدِسُونَ إِكْمَالَ الْمَشْرُوعِ
    Yukarıda görüldüğü gibi fâiller açık isim oldukları takdirde sayıları ne
    olursa olsun fiil hep tekil gelir. Bu durumdaki fiil cümlelerinde fiilin fâile
    uyma zorunluluğu bir tek cinsiyet yönündendir.

    b. Bariz Zamir: Fiillere bitişen çekim ekleri fâil konumunda bulunan
    zamirlerdir. Söz konusu zamirler açıkça görüldüğü için kendilerine bariz
    zamir adı verilir.
    Fiillere bitişen bariz zamirler şunlardır:
    Elifu’l-isneyn: İkillik bildiren elifi demektir. Fâil olarak üç fiil tipinde de
    yer alır.
    Anlamı Fiil
    Kim hakkında?
    Kime hitaben?
    Zamanı
    Mâzî İki erkek hakkında Anladılar فَهِمَا
    Mâzî İki bayan hakkında Anladılar فَهِمَتَا
    Muzâri İki erkek hakkında Anlarlar, anlıyorlar يَفْهَمَانِ
    Muzâri İki bayan hakkında Anlarlar, anlıyorlar
    تَفْهَمَانِ
    Muzâri İki erkeğe hitaben Anlarsınız, anlıyorsunuz
    İki kişiye hitaben Anlayın اِفْهَمَا
    (Cinsiyet farkı yok) Emir
    Vâvu’l-cemâ‘a: Çoğulluk bildiren vâv demektir. Fâil olarak üç fiil tipinde
    de yer alır.
    Anlamı Fiil
    Kim hakkında?
    Kime hitaben?
    Zamanı
    Anladılar فَهِمُوا
    Üç veya daha fazla sayıda erkek
    hakkında
    Mâzî
    Üç veya daha fazla sayıda erkek Anlarlar, anlıyorlar يَفْهَمُونَ
    hakkında Muzâri
    Anlarsınız, تَفْهَمُونَ
    anlıyorsunuz
    Üç veya daha fazla sayıda erkeğe
    hitaben Muzâri
    Üç veya daha fazla sayıda erkeğe Anlayın اِفْهَمُوا
    hitaben Emir
    Nûnu’n-nisve: Dişilik ve çoğulluk bildiren nûn harfidir. Fâil olarak üç fiil
    tipinde de yer alır.
    Anlamı Fiil
    Kim hakkında?
    Kime hitaben?
    Zamanı
    Anladılar فَهِمْنَ
    Üç veya daha fazla sayıda bayan
    hakkında
    Mâzî
    Üç veya daha fazla sayıda bayan Anlarlar, anlıyorlar يَفْهَمْنَ
    hakkında Muzâri
    Anlarsınız, تَفْهَمْنَ
    anlıyorsunuz
    Üç veya daha fazla sayıda bayana
    hitaben Muzâri
    Üç veya daha fazla sayıda bayana Anlayın اِفْهَمْنَ
    hitaben Emir
    et-Tâu’l-muteharrike: Harekeli tâ demektir. Mâzî fiile bitişen ikinci şahıs
    ile birinci tekil şahıs zamirleridir.
    Anlamı Fiil
    Kim hakkında?
    Kime hitaben?
    Zamanı
    Mâzî Tek erkeğe hitaben Anladın فَهِمْتَ
    Mâzî Tek bayana hitaben Anladın فَهِمْتِ
    İki kişiye hitaben Anladınız فَهِمْتُمَا
    (Cinsiyet farkı yok) Mâzî
    Mâzî Üç veya daha fazla sayıda erkeğe hitaben Anladınız فَهِمْتُمْ
    Mâzî Üç veya daha fazla sayıda bayana hitaben Anladınız فَهِمْتُنَّ
    Anladım فَهِمْتُ
    Tek kendisi hakkında
    (Cinsiyet farkı yok)
    Mâzî
    Yâu’l-muhâtaba: Muhataba yâ’sı demektir. İkinci tekil dişil kişi
    zamiridir. Mâzîde bulunmaz. Sadece muzâri ve emirde bulunur.
    Anlamı Fiil
    Kim hakkında?
    Kime hitaben?
    Zamanı
    Muzâri Tek bayana hitaben Anlarsın, anlıyorsun تَفْهَمِينَ
    Emir Tek bayana hitaben Anla اِفْهَمِي
    Nâ el-fâilîn: Özne konumundaki “Nâ” anlamına gelir. Birinci çoğul kişi
    zamiridir. Sadece mâzî fiillerde kullanılır.
    Anlamı Fiil
    Kim hakkında?
    Kime hitaben?
    Zamanı
    Mâzî Başkaları ile birlikte kendisi hakkında Anladık فَهِمْنَا


    “Nâ” zamiri hem fâil hem de mef‘ûl konumunda kullanılmaya elverişli bir
    zamirdir. Öncesi sakinse fâil (özne), öncesi harekeli olduğu takdirdeyse nesne
    işlevi görür. Adı geçen zamir, فَهِمْنَا (Biz anladık) / فَهِمَنَا (Bizi anladı) örneklerinin
    ilkinde fâil, ikincisinde mef‘ûlün bihtir.

    c. Müstetir Zamir: Üçüncü tekil mâzî ve muzâri çekimleri açık özneleri
    olmadığı takdirde, ikinci tekil eril muzâri ve emirlerle, birinci tekil ve çoğul
    muzâri fiillerin fâilleri gizli zamirdir. Şimdi sayıları beşi bulan bu zamirleri
    tanıyalım.
    هُوَ : Müfret müzekker gâib (üçüncü tekil eril) kişi zamiridir. Herhangi bir
    nedenle açık özne alamamış benzer şahıstaki mâzî ve muzâri fiillere gizli
    özne (müstetir fâil) olur. Açık öznenin yokluğunda arandığı için gizli özne
    oluşu zorunlu (vücûben) değil şarta bağlı (cevâzen) olarak değerlendirilir.
    (Kendisine merhameti farz kıldı) . -1 كَتَبَ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحمَْةَ
    (Gizlinizi ve açığınızı bilir) . -2 يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهْرَكُمْ
    Cümlelerinde öznesi açık olmayan كَتَبَ ve يَعْلَمُ fiillerinin fâili müstetir
    هُوَ ’dir.
    هِيَ : Müfret müennes gâibe (ikinci tekil eril) kişi zamiridir. Herhangi bir
    nedenle açık özne alamamış benzer şahıstaki mâzî ve muzâri fiillere gizli
    özne (müstetir fâil) olur. Açık öznenin yokluğunda arandığı için gizli özne
    oluşu zorunlu (vücûben) değil şarta bağlı (cevâzen) olarak değerlendirilir.
    (Ölene dek onurlu biri olarak yaşadı) . -1 عَاشَتْ شَرِيفَةً حَتَّى الْمَوْتِ
    (Günlerini dizileri izleyerek geçirir) . -2 تَقْضِي أيَّامَهَا بِمُشَاهَدَةِ الْمُسَلْسَلاَتِ
    Cümlelerinde öznesi açık olmayan عَاشَتْ ve تَقْضِي fiillerinin fâili müstetir
    هِيَ ’dir.
    أَنْتَ : Müfret müzekker muhatab (üçüncü tekil eril) kişi zamiridir. Benzer
    şahıstaki muzâri fiillere gizli özne (müstetir fâil) olur. Bu çekim kipindeki
    muzâriler hiçbir zaman açık özne almadıkları için gizli özne oluşu zorunlu,
    yani vücûbendir.
    (Dilediğini hesapsız rızıklandırırsın) . -1 تَرزُقُ مَنْ تَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
    Cümlelerinde تَرْزُقُ ve تَشَاءُ fiillerinin fâili müstetir أَنْتَ ’dir.
    أنَا : Nefsu’l-mutekellim vahdeh (birinci tekil) kişi zamiridir. Benzer
    şahıstaki muzâri fiillere gizli özne (müstetir fâil) olur. Bu çekim kipindeki
    muzâriler hiçbir zaman açık özne almadıkları için gizli özne oluşu zorunlu,
    yani vücûbendir.
    (Allah’tan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederim) . -1 أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إلَيْهِ
    Cümlelerinde أَسْتَغْفِرُ ve أَتُوبُ fiillerinin fâili müstetir أَنَا ’dir.

    نَحْنُ : Nefsu’l-mutekellim ma‘a’l-gayr (birinci çoğul) kişi zamiridir. Benzer
    şahıstaki muzâri fiillere gizli özne (müstetir fâil) olur. Bu çekim kipindeki
    muzâriler hiçbir zaman açık özne almadıkları için gizli özne oluşu zorunlu,
    yani vücûbendir.
    (Rahmetini umar, azabından korkarız) . -1 نَرْجُو رَحمَْتَكَ وَنَخْشَى عَذَابَكَ
    Cümlelerinde نَرْجُو ve نَخْشَى fiillerinin fâili müstetir نَحْنُ ’dür.
    Zamirler mebni (sonu değişmeyen) isimlerden oldukları için fâil (özne)
    konumunda olduklarında merfû‘luklarını açıkça gösteremezler. Konum
    itibariyle (mahallen) merfû‘ sayılırlar.

    d. Cümle: Bazen bir cümle bir bütün olarak başka bir fiil cümlesinin fâili
    olabilir. Bir bütün olarak başka cümlenin ögesi olan söz konusu cümle isim
    cümlesi ise başına أنَّ ; fiil cümlesi ise başına أَنْ gelir.
    بَلَغَنَا أَنَّ الْبَرْنَامَجَ مُتَأَخِّرٌ Programın ertelendiği (haberi) bize ulaştı.
    يَسُرُّ الجَْمِيعَ أَنْ تَنْجَحُوا في الاِمْتِحَانِ Sınavda başarılı olmanız herkesi sevindirir.
    Görüldüğü gibi ilk cümle içerisinde yer alan (Program ertelenmiştir /
    البرنامج متأخر ) biçimindeki isim cümlesi başına gelen أنّ aracılığıyla bağımsız bir
    cümle olmaktan çıkıp bir bütün olarak öncesindeki fiilin fâili haline
    gelmektedir.
    Aynı şekilde (Sınavda başarılı olursunuz / تنجحُون في الامتحان ) biçimindeki
    fiil cümlesi başına gelen أنْ aracılığıyla bağımsız bir cümle olmaktan çıkıp bir
    bütün olarak öncesindeki fiilin fâili haline gelmektedir.
    Başka bir cümleye öge olan tüm cümleler gibi fâil durumundaki cümleler de,
    bu konumlarının gerektirdiği i‘râb alâmetini açıkça gösteremezler. Mahallen
    merfû‘ olduklarına hükmedilir.

    e. Câr-mecrûr: Cer harfi ile devamındaki isimden oluşan söz öbeğine
    câr-mecrûr adı verilir. Başlarında cer harfi bulunan mecrûr kelimeler de fâil
    verya nâibu’l-fâil konumunda bulunabilmektedir. Fâil pozisyonundaki kelime
    lafzan cer harfi dolayısıyla mecrûr, mahallen merfû‘dur.
    وَكَفَى بِاللهِ وَكِيلاً (Vekil olarak Allah yeter) cümlesinde ;بِاللهِ
    لَمْ يَنَمْ مِنْ طِفْلٍ حَتَّى يُشَاهِدَ الْمُبَارَاةَ (Maçı seyretmeden hiçbir çocuk uyumadı)
    cümlesinde مِنْ طِفْلٍ ifadeleri mahallen merfû‘ fâildir.












  • e. Câr-mecrûr: Cer harfi ile devamındaki isimden oluşan söz öbeğine
    câr-mecrûr dendiğini öğrenmiştik. Söz konusu öbek tümleç olarak
    kullanıldığında dolaylı tümleç anlamında mef‘ûlün bih gayru sarih adını alır
    ve lafzan mecrûr, mahallen mansûb olur.
    (Koca hanımına çiçek getirdi) . -1 أَتَى الزَّوْجُ زَوْجَتَهُ بِالأَزْهَارِ
    (Hüseyin köye gitti) . -2 ذَهَبَ حُسَيْنٌ إِلَى الْقَرْيَةِ
    (Askerler vatanı savundu) . -3 دافَعَ الجُْنُودُ عَنِ الْوَطَنِ
    Kurallara uygun bir fiil cümlesinde diziliş “Fiil – Fâil – Mef‘ûl”
    biçimindedir.
    Söz gelimi ( يُحِبُّ اللهُ الْمُؤْمِنَ ) “Allah mümini sever” cümlesinde ( يُحِبُّ ) fiil, ( (اللهُ
    fâil ve ( الْمُؤْمِنَ ) mef‘ûldür.
    Türkçe devrik cümlelerde olduğu üzere, Arapça fiil cümlelerindeki Fiil+Fâil+
    Mef‘ûl dizilişi ( إيَّاكَ نَعْبُدُ ) örneğinde olduğu gibi mef‘ûlün öne geçmesi suretiyle
    bozulabilir. Öne geçen mef‘ûl isim olsa da cümle yine fiil cümlesi olarak kalır.
    Ancak fâil hiçbir zaman için fiilin önüne geçemez. Şayet geçerse cümle fiil
    cümlesi olmaktan çıkar ve isim cümlesine dönüşmüş olur. Bu durumda öne
    geçmiş olan fâile artık mübteda denir.







    Alıntı..





nurşen35 22 Ekim 2015 00:51

Cevap: Arapça I Fiil Cümlesinin Öğeleri
 
Kitabımızın ilk ünitesinde kelime türlerine ilişkin bilgi verirken, cümle
çeşitlerine kısa da olsa değinilmiş, başlangıçtaki sözcüğün niteliği
çerçevesinde isim ve fiil cümlesi olmak üzere iki farklı cümleden söz
edilmişti. Öğrenilenler bağlamında isimle başlayan cümleye isim cümlesi,
fiille başlayan cümleye de fiil cümlesi dendiğini hatırlıyoruz.
Devamında bir kelime türü olarak isim, farklı görünümleriyle ele alınmış,
geçtiğimiz üniteden itibaren de cümle üzerinde ayrıntılı olarak durulmaya
başlanmış ve bu çerçevede isim cümlesi ve ögeleri çeşitli yönleriyle ele
alınmıştı.
Bu ünite kapsamında ise fiil cümlesi; tanımı, ögeleri, ögelerin birbiriyle
uyum problemleri ile i‘râb özellikleri üzerinde durulacak, çok sayıda seçilmiş
örnekle ünitenin hedefindeki zihinler ilgili konularda lekesiz bir berraklığa
kavuşturulacaktır.
Öncekilerde olduğu gibi bu ünitenin işlenişi esnasında da bir “Okuma
Parçası” ve söz konusu parçayı anlama ve kavramaya yönelik alıştırmalar
verilerek, hem kelime dağarcığı anlamında bir zenginleşme, hem de ünite
konusuna ilişkin zihnî bir hazırlık öngörülmektedir. Sonrasında
gerçekleştirilen dilbilgisi anlatımının ardı sıra, seçilmiş çok sayıda örnek
aracılığıyla hedef kitle tarafından yazılı ve sözlü anlatımda kullanılabilecek
ölçüde konunun içselleştirilmesi sağlanmaktadır. Anılan hedefe yönelik ve
nicelik ve nitelik yönünden zengin alıştırmalar, konunun geri dönüşü zor bir

biçimde belleklere kazınmasına hizmet etmektedir.
Hep söylendiği gibi dil öğreniminde amaç dilbilgisi değil dilin kendisidir.

Kurallar ancak öğrenilen dilin hatasız kullanımına yardımcı olur. Dolayısıyla
diğerlerinde olduğu gibi bu ünitede de kelime hazinesini artırmak, cümle
kurma ve farklı anlatım becerilerini geliştirmek hadisenin merkezindedir.
Gerek başta verilen “Okuma Parçası, gerekse devamındaki örnek ve
alıştırmaların bu amaca hizmet etmesi düşünülmektedir.


Fiil Cümlesinin
Ögeleri
عَناصِرُ الجُمْلَةِ الفِعْلِيّةِ (الفِعْلُ والفاعِلُ والمفَْعُولُ)

DİLBİLGİSİ
FİİL CÜMLESİNİN ÖGELERİ
Arapçada fiille başlayan cümleye fiil cümlesi denir. Söz konusu cümlenin
ögelerine geçmeden önce Türkçe cümle yapısı hakkında kısaca bilgi
vermemiz yerinde olacaktır.
Türkçe Cümle Yapısı
Türkçeden de biliyoruz ki bir cümlenin kurulabilmesi için iki temel ögeye
ihtiyaç vardır: Özne ve yüklem. Bunlardan ilki olay ya da eylemi
gerçekleştiren unsur, diğeri ise olay veya eylemin bizzat kendisidir. Anılan
iki unsurun bir araya gelmesi bir söz öbeğine cümle diyebilmenin olmazsa
olmaz koşullarıdır.
Belirtilen temel ögeler yanında cümleyi anlam yönünden bütünleyici
başka bir takım ögeler daha mevcuttur ki bunlara tümleyiciler anlamında
tümleç adı verilir. Anılan ögeler, cümlenin kuruluşu için var olmaları zorunlu
olmamakla birlikte, olay veya eylemin konusu, yeri, yönü, zamanı, şekli
konusunda tamamlayıcı bir işlev görürler.
Söz gelimi, “Ali okudu.” ifadesi bir cümledir. Çünkü gerek okuma
ediminin kahramanı (Ali), gerekse eylemin bizzat kendisi (okudu) bir araya
gelerek anlamlı bir bütün oluşturmuş durumdalar.
Ancak “Ali, evde kardeşine uyku öncesi etkili bir sesle güzel bir masal
okudu.” ifadesinde temel öge konumundaki “Ali okudu” cümlesi yan
ögelerce yer, yön, zaman, nitelik ve konu olarak tamlanmıştır.
Arapça Cümle Yapısı
Sıkça değinildiği gibi Arapçada cümle ikiye ayrılır. Bu ayrım başlangıç
sözcüğünün isim veya fiil olması ekseninde yapılabildiği gibi temel
ögelerinin sıralanışına göre de yapılabilir. Buna göre “İsimle başlayan
cümleye isim cümlesi, fiille başlayan cümleye fiil cümlesi denir” biçimindeki
klâsik tanımı sürdürmek de “Öznesi yükleminden önce gelene isim cümlesi,yüklemi öznesinden önce gelene fiil cümlesi adı verilir” biçimindeki modern
tanımı benimsemek de mümkündür.
Geçen ünitede ele alınan isim cümlesinin özne-yüklem sıralamasına göre
kurulan bir cümle tipi olduğunu öznesine mübtedâ, yüklemine de haber
dendiğini hatırlattıktan sonra esas konumuz olan fiil cümlesine geçebiliriz.



Fiil Cümlesi ve Ögeleri

Fiil Cümlesi: Fiille başlayan, bir başka deyişle yüklemi öznesinden önce
gelen cümlelerdir. Yüklemine fiil öznesine fâil denir.
Örnek نَامَ الطِّفْلُ : 1 (Bebek uyudu). Görüldüğü gibi ifade eylem ile sahibini
bir araya getiren bir söz öbeğidir. Eylemle sahibini yani yüklemle öznenin
asgari varlığının söz konusu oldukları bu tip öbeklere cümle dendiğini
biliyoruz. İlgili cümleye yeniden dönersek onun uyudu anlamına gelen نَامَ
fiiliyle başladığını fark ederiz. Dolayısıyla fiille başladığı için bu cümleye fiil
cümlesi, ilk ögesi ( نام )’ye fiil (yüklem), ikinci ögesi ( الطفلُ )’ye ise fâil (özne)
adı verilir.
Fiil cümlesinin yukarıda belirtilen temel ögeleri (fiil-fâil) yanında bir de
tümleyici ögeleri vardır ki bunlara mef‘ûl adı verilir.
Örnek شَرِبَ الطِّفْلُ اللَّبَنَ صَبَاحًا : 2 (Bebek sabahleyin süt içti) Cümlesinde içti
anlamına gelen شرب fiil, bebek anlamına gelen الطِّفْلُ fâil, süt anlamına gelen
اللَّبَنَ ile صَبَاحًا ise mef‘ûl’dür.
Örnek قَامَ الطُّلاَّبُ اِحْتِرَامًا : 3 (Öğrenciler saygı için ayağa kalktı) Cümlesinde
ayağa kalktı anlamına gelen قام fiil, öğrenciler anlamına gelen الطلابُ fâil,
saygı için anlamına gelen احترامًا ise mef‘ûl’dür.
Konunun bu kısmında fiil cümlesinin ögeleri hakkında ayrıntılı bilgi
vermek istiyoruz.
1. Fiil: Tek başına bir anlam ifade eden kelimelerden olup, geçmiş, şimdiki
ve gelecek olmak üzere üç zamandan birine bağlı olarak bir oluş veya bir
eylem bildirirler.
Söz gelimi, ( فَهِمَ ) “anladı”, ( ذكََرَ ) “andı”, ( يَنْظُرُ ) “bakıyor/bakar”, ( (يَسْمَعُ
“duyuyor/duyar”, ( اُخْرُجْ ) “çık”, ( اِشْرَبْ ) “iç” kelimelerinden her birinin bir oluş
veya bir eylem bildirdiği görülüyor. Anılan sözcüklere fiil diyebilmemiz için
anlam içeriklerini üç zamandan birine bağlı olarak ifade edip etmediklerini
denetlemek durumundayız. Bu denetim sonrası onların anlam içeriklerini
teşkil eden oluş veya eylemleri bir zamana bağlı olarak ifade ettiklerini tespit
edersek onlara fiil diyebiliriz. Aksi takdirde fiil değil isim olarak
değerlendiririz.
Örneklerimiz içerisinde ilk iki sözcük “anlama” ve “anma” eylemlerinin
geçmiş zamanda gerçekleştiğini; peşi sıra gelen iki sözcük “bakma” ve
“duyma” eylemlerinin şimdi yapılmakta olduğunu veya geçmiş, şimdi ve
gelecek tüm zamanlarda meydana gelme potansiyeli taşıdığını; son iki sözcük ise “çıkma” ve “içme” eylemlerini yakın veya uzak gelecekte yerine
getirmesini muhataptan istemeyi ifade etmektedirler.
Görüldüğü gibi sözcüklerin tamamı bir oluş, bir eylem bildirmesinin yanı
sıra onları geniş veya sınırlı bir zaman dilimiyle ilişkilendirmektedir. İşte bu
tip sözcükler Arap dilbilgisi otoriteleri tarafından fiil adıyla anılmıştır.
Zamandan bağımsız oluş veya eylemler mastar olup, fiil değil, isim olarak
değerlendirilirler. Söz gelimi قِرَاءَة (okumak), خُرُوج (çıkmak), طَلَب (istemek)
kelimeleri her ne kadar iş, oluş veya eylem bildirseler de zamandan bağımsız
oldukları için fiil değil isim olarak kabul edilirler.


fiiller zaman
bakımından üç kısma ayrılır: Mâzî, muzâri ve emir.
a. Mâzî: Türkçemizdeki dili geçmiş zamanın karşılığıdır.
كَافَأَ الأُسْتَاذُ خَالِدًا) ) “Hoca, Halit’i ödüllendirdi” cümlesindeki ( (كَافَأَ
“ödüllendirdi” sözcüğü, ( ضَحِكَ عَلِيٌّ ) “Ali güldü” cümlesindeki ( ضَحِكَ ) “güldü”
kelimesi ve ( خَرَجَ الطُّلاَّبُ مِنَ الْمُخْتَبَرِ ) “Öğrenciler laboratuardan çıktı”
cümlesindeki ( خَرَجَ ) “çıktı” kelimesi birer mâzî fiildir.
Başlıca Mâzî Kalıpları: Mâzî fiile özgü ve onu gerek isimden, gerekse
diğer fiil çeşitlerinden (muzâri ve emir) ayırt edebilmemizi sağlayan
özellikler




Alıntı..

nurşen35 22 Ekim 2015 09:25

Cevap: Arapça I Fiil Cümlesinin Öğeleri
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

nurşen35 22 Ekim 2015 09:27

Cevap: Arapça I Fiil Cümlesinin Öğeleri
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Allahın kulu_ 22 Nisan 2017 19:09

Feale seni hic sevmedim gitti ne zormus cozemedim seni:):)

nurşen35 22 Nisan 2017 19:20

Alıntı:

Allahın kulu_ Üyemizden Alıntı (Mesaj 408915)
Feale seni hic sevmedim gitti ne zormus cozemedim seni:):)

Pes etmek yok :):) zamanla daha iyi anlayabilirsin..

Allahın kulu_ 22 Nisan 2017 19:23

Mazi fiil icin hikaye olusturdum
Ketebe markete elifle karsilasmis
Beraber aliveris yaparken vavi gormusler ketebe vav elife seker vermis
Sonra vav elif kusmusler
Ketebe durumu teye anlamis
Te ile elif samimiymis fakat elif cok kizmis teye
nun da cok sasirmis
Ketebe te ile fethayi gormusler el sallamislar
Ketebe Te mim elif cay icelim demis
Ketebe te mim cay icmisler
Ketebe te esreyi gorunce
Hadi teyi mim elife gidelim demis
Te de nun ve seddelere gidelim demis
Te otreye biz te mim elif iyi anlasiyoruz demis
Teyi duyan nun da fethaya bakismislar:)

Allahın kulu_ 22 Nisan 2017 19:26

Muzariyi hec sormayin:):)

Allahın kulu_ 22 Nisan 2017 19:57

Yektubu cok sakin biridir
elifle nun ise iki kafa dengi
Vav ve nun ise arada bir gorusuler
Tektubu ise mesafelidir tektubani elif ve nun severdi
Yektubne de nunu
Tektubu sakindir
Tektubani elif nur hep aynidir sorsan
Tektubune vav nun sever
Tektubiyne ye nun yemek yaparlar
Tektubani elif nun hep ayni
Tektubne ne ile kahve icer
Uktub ve nektubu ise karizmadir


SAAT: 03:03

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306