Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Arapça 2 (https://www.forum.medineweb.net/577-arapca-2)
-   -   Arapça 2.sınıf 1. Ünite 3. Metin (https://www.forum.medineweb.net/arapca-2/27225-arapca-2sinif-1-unite-3-metin.html)

Medineweb 02 Kasım 2013 20:11

Arapça 2.sınıf 1. Ünite 3. Metin
 
İMANA DAVET ( BAKARA SURESİ 13. AYETİN TEFSİRİ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
1-(“Onlara: İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit "Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!" derler.) Bu söz önceki ayette geçen sözün tamamlayıcısıdır. Bunu hükmü söyleyen ve atıf açısından önceki ayetin hükmüdür. Bu sözü söyleyenin önceki ayette olduğu gibi münafıklardan bir taife olması caizdir. Nifaktan kökten kurtulmaya işaret ediyorlar. Çünkü münafıklar rahatsız olmuş, usanmış, sakınıp çekindikleri şeyin külfetinden (rahatsız olmuşlardı). Hileler üretmekten ve çirkin sözlerle hakaret etmekten zihinleri yorulmuştu. “eminu” kelimesinin mefulu atılmıştır. “insanların iman ettiği gibi” sözüne benzetilerek istiğna edilmiştir. (yani sizde insanların Allaha iman ettiği gibi iman edin demek istenmiştir.) ya da o meful (Allah) işitenlere malumdur. “keme emenennesü-insanların inandığı gibi” sözündeki “kaf” teşbih yada sebebiyet içindir. (yani insanlar iman ettiği için, onlar gibi Allaha iman edin demektir.) “ennesü” deki “el” takısı cins (insan) yada örfi olarak (tüm) insanları kapsaması içindir. Burada “insanlardan” maksat muhataplarının (münafıkların) dışındaki insanlardır. Bu söz Arapların bir fiile heveslendirmek yada yeşvik için söylediği bir sözdür. Çünkü insan nefsi, kendisinden önce birisi bir işe başlamışsa, o işi taklit etmede, (o işi yapmaya başkalarıana) uymada acelecidir. Bunun için (Araplar) bu (“keme emenennesü) sözü heveslendirmek, teselli etmek yada örnekedinmek makamında (manasında) kullanırlar.
2-”Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz?” Bu söz inkâr için bir istifham (soru) dur. Bu söz ile en açık bir şekilde inanmayacaklarını kastetmişlerdir.Uzak durdukları o imanı, kötülemek, Müslümanları üzmek için sefihlerin imanına benzetmişler. Ki Müslümanları iman etmeye akıllarının sefihliği yönlendirmiştir. (münafıklar, iman eden) insanlardan kastedilenin Müslümanlar olduğunu da biliyorlar. “Süfehe” kelimesi “sefih”in çoğuludur. O da sefihlikle nitelenmiştir. “sefehet” de, az akıllılık kendi işlerinde muvaffak olmada zayıflıktır.
3- Araplar zayıf görüşlülere ve mal hususunda tedbirsiz olanlara “sefih” derler. Allahu Teala buyurur ki: “mallarınızı sefihlere vermeyin” nisa 5 ve “….(Borçlu) akılsız biriyse, yahut aklı azsa….” Bakara 282 ( ayetlerde böyle der). Çünkü bu zayıf görüşlülükten ileri geliyor. Münafıkların müninleri sefihlikle vasfetmesi bir iftiradır. Münafıklar zannediyorlarki müminlerin onlara muhalefeti (münafık olmamaları) akıllarının hafifliği sebebiyledir. Bu (münafıkların bu zanları) onları (Müslümanları) hakir gördükleri için değildir. (!?) Çünkü Müslümanlar içinde Araplardan ileri gelenler de vardı.
4-Bu sefih ve fesat ehlinin adetidir ki onlar ıslah ehline kötülük yapar iftira atarlar. Ki kötü halleri araştırılıp ortaya çıkarılmasın. Bunun için Ebu tayip el mütenebbi demiştir: Nakıs (kötü) birisinden benim kötü halim (haberim) sana gelirse, bu benim mükemmel olduğumun bir delilidir. Bu ayette zındığın hükmü ile ilgili zındıklığı açığa çıkar ve bilinirse müspet veya menfi hali için bir delil yoktur.Çünkü münafıklara “insanların inandığı gibi inanın diyenler onların akrabaları yada müminlerden arkadaşlarıdır. Ol müminler ki o münafıkların münafıklığını ifşa etmemişlerdir. Bu ayet peygamber yanında münafıkların hallerinin mutat bir yönle açık olduğuna delil değildir. Ancak münafıkların hallerine (Allah izniyle) nebi muttali olmuştu. Aslolan (münafıklığın) gizliliğidir. Bazı müminler de onlarla içli dışlı oldukları için münafıkların hallerini biliyorlardı. Peygamberimizden nifakın yayılmamasını öğrenmişlerdi (o müminler). Bu ayet nifak ve zındıklıkla ilgili bir hükme delil değildir.
5- “Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).” (Bakara 13) Münafıkların kötü sözlerine mükabil, müminlere nusret olsun (diye Allah da onları bu sefih sıfatıyla sıfatlandırır.) eğer o münafıkların “o sefihlerin imanı gibi mi iman edeceğiz” bu ağır sözü olmasaydı, kuranda olara kötü söz söylemez, (sefih sıfatını vermezdi). Allahın adeti cahillerle muhatab olmamaktır. Ancak münafıkların (müminlere “sefih” demesine karşılık, kuranın da onlara asıl “sefih” sizlersiniz demesinin) durumu şu darbı mesele benzer, osöz “sen söyledin sen hak ettin” çünkü burası hakkı batıldan ayıretme açıklama yeridir. Hitabet adabında yerini bulduğu gibi orada kesinlik ve açıklık güzeldir. Allahu teala bunu “elê” kelimesiyle ilan etmiştir. Ki bu kelime ile yüklemin durumuna dikkat çeker. Kasr sigasıyla gelmiştir. Nasıl ki aynı şey “dikkat edin, haberiniz olsun ki, asıl fesatçılar onlardır” cümlesinde olmuştur. Sefihlik sadece ve sadece onların üzerine gasr olunmuştur müminlerde yoktur. bu izafidir yani, yalnız ve yalnız, hiç şüphesiz müminler değil münafıklar “sefihtir”. Sefihlik onlarda sabit olunca halimlik onlarda yoktur. Çünkü bu ikisi (“halim” ve “sefih”) akıllılarda bulunan iki zıt sıfattır. Buradaki “inne”haberi pekiştirmek içindir. Bu gasr’ında ifade ettiği şeydir. Zamirul fasl (innehüm hüm …) (ikinci hüm) gasr ı pekiştirmek içindir. Biraz önce geçtiği gibi. “ele” de (“ele” innnehüm hümül müfsidündeki “ele” gibidir.
6- Ve “fakat bunu bilmezler” sözü: Allah ilmi, sefih olma bilgisini, onlardan nefy etmiştir. Önceki iki ayetin muhalifi olarak “yeşurun” kelimesiyle değil yalemun” kelimesiyle. Çünkü onların sefihlikle nitelenmesi gizli olan bir durum değildir. Onların bu halini bilmek için şuura gerek yoktur. bunu bilmemek şuursuzluktur. Bilakis sefihlikleri gizli değil zahirdir. Çünkü onların her bir fırkayı bir yüzle karşılamaları, bu iki sıfattan birini seçmekte zorlanmaları, dinlerinde iyice sebat etmemeleri, Müslüman olmamaları… Çünkü onların bu sefahat” sıfatı gizlenemeyen bir durumdur. Onların küfrü bir erdem zannetmeleri, müminlerin taklit ettikleri imanı da sefih bilmeleri onların ilminin olmadığına delalet eder.


SAAT: 00:32

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306