Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Arapça 2 (https://www.forum.medineweb.net/577-arapca-2)
-   -   Arapça 2.sınıf 1. Ünite 2. Metin (https://www.forum.medineweb.net/arapca-2/27226-arapca-2sinif-1-unite-2-metin.html)

Medineweb 02 Kasım 2013 20:13

Arapça 2.sınıf 1. Ünite 2. Metin
 
KURANI NÜZÜL SIRASINA GÖRE TEFSİR ETMENİN ÖNEMİ
1-Tefsiri; sürelerin nüzul sırasına uygun olarak tertip etmeyi uygun bulduk. Buna gö­re, ilk tefsir edilenler; Alak, Kalem, Müzzemmil ve sırasıyla diğer Mekki süreler bitene kadar, sonra Bakara, Enfal ve takip eden Medeni sûreler son bulana kadar (bu sıraya göre) olmalı. Çünkü bizim (nüzul sırasına gö­re tertip etme) düşüncemiz, Kur'an'ı anlamak ve ona hizmet etmek için en üstün yol olduğuna inandığımız metoda daha uygun düşmektedir. Zira böylece, Kur'an'ın iniş dönem ve merhalelerini daha açık ve net bir biçimde izlemek mümkün olduğu gibi, aynı şe­kilde nebevi siret sürecinin izlenmesi sağlanmış olmakta; şöyle veya böyle okuyucu Kur'an'ın nazil olduğu ortama, onun karşılaştığı şartlar, ilişkiler, boyutlar ve kavramla­rının atmosferine girmekte, kendisi için tenzilin hikmeti berraklaşmaktadır.”

2- Bu tarz etrafında görüşümüzü şekillendirdik. Bu metod etrafındaki farklı görüşleri araştırdık ve (nüzul sırasına göre yazıldığında] mevcut mushafın kutsallığına zarar verme ihtimalini soruşturduk. Bu soruşturmamız bizi bu metot üzerinde karar kılmaya götürdü. Çünkü, bir açıdan bakıldığında tefsir, tilavet edilen bir mushaf de­ğildir. İkinci açıdan da tefsir fennî (teknik-edebî) ve ilmî bir çalışmadır. Zira her bir sürenin tefsiri.mushafın tertibi ile ilişkisi olmadan bizzat bağımsız bir çalışma olabilmektedir. Üçün­cü olarak bu metodun, mushafın tertibinin kutsallığına zarar verecek bir hali de yok­tur.

3- Eski ve yeni seçkin alimlerden, bazı surelere dokunmadan bazı surelere ait (yazdıkları husu­si) tefsir örnekleri nakledilmiştir. Ali b. Ebî Tâlib (r) 'in Kur'an'ın nüzulüne göre bir mus­haf yazdığı rivayet edilmektedir, ki ne yukarıdakini ne de bunu tenkit veya inkar ede­ni görmedik. Bundan dolayı bu metod üzerinde devam etmeyi uygun bulduk. Özellikle burada amaç, en fazla yararı olacak metodla Kur'ana hizmet etmektir. Bu ise sapma ve muhalefet etme değildir. Allah niyetleri daha iyi bilir. Kişi için niyet et­tiği vardır.

4- Buna rağmen benimsedimiz görüşün doğruluğunu belgelemeyi uygun bul­duk ve muhterem Suriye müftüsü Şeyh Ebü Yusr Abidin ile Halep şehri müftülerinden Şeyh Abdul-Fettah Ebû Gudde'den fetva istedik. Bunlardan destekleyici cevaplar aldık ki, ilk (alim] cevap yazısında söyle demiştir: "Telif ve yazım, kendilerinin uygun gördük­leri şekillerde, bildikleri bazı yararlı noktaları göstermeleri için müelliflerin amaçlarına tabidir. Tefsir, ayet ve sûrelerin tertibinin gözetildiği tilavet edilen bir Kur'an kitabı değildir. Müfessir bazen herhangi bir ayeti tefsir eder ve bunun anlamı­nın ortaya çıkması için, o ayetin yanındaki ayeti bırakabilir. Bir sureyi tefsir eder sonraki sureyi manasının anlaşıldığını düşünerekten tefsir etmeyi terkeder. Belirtilen şekilde (nüzul sı­rasına göre) bir tefsir kitabı yazmanın sakıncası yoktur." Allah daha iyi bilir.

5-ikinci alim (Ebû Gudde) de şöyle demiştir. "Bu metodun sakıncalı olma kuşkusu; o-nun, üzerinde icmâ edilen ve nesilden nesile ümmete tevatürle ulaşan bugünkü terti­be ters olması (endişesinden) kaynaklanmaktadır. Bu kuşku şu şekilde giderilebilir: Nüzule göre tefsir yazılması, tilavet mushafı yani sizin izlemiş olduğunuz tarza göre insanların Kur'an'ı tilavet etmeleri için yapılmış bir iş olmasına mani olunursa. (sakınca ortadan kalkar) Oysa müfessir ve okuyucunun birlikte amacı bundan başkadır ve kesin­likle onun takip ettiği tarzın sakıncası yoktur. Geçmiş­teki birçok büyük âlimin bu yolda yürümesi bu yolda yürüyenlere cesaret verir. … Bu âlimlerin yapmış oldukları çalışmaları reddeden hiçbir kimseye rastlanılmamıştır.
6- Şimdi onlardan biri hatırım da, o da 276 h. senesinde vefat etmiş olan imam İbn Kuteybe'dir. O, "Tevilu Müşkili'l-Kur'an" adıyla basılmış kitabında tefsir etmiş olduğu ayetleri ne nüzul sırası ve ne de şu an tilavet edildiği biçimde ele almamıştır. Bu durum Kuranda 240-339. sayfalarda açıkça görünmektedir. Dar görüşlülükten kaynaklanan "sakınca" düşüncesinin, bu tarzı kullanan Şeyh Celaluddin el-Mahalli sonra da Celâleddin es-Suyütinin (Tefsîru'l-Celâleyn) adıyla bilinen tefsirlerini de kapsaması gerekir. Zira ilki (el-Mahallî) tef­sire Kur'an'ın sonundan başlamış ve Kehf sûresine kadar (ilerlemiş) gelmiş, sonra vefat etmiş ve bilahare es-Suyûti, selefinin yaptığı gibi Kur'an'ın baş tarafına doğru süre­lerin tefsirini tamamlamıştır. Her ikisi de izlemiş oldukları yöntemlerinde, baştan sona Kur'an'ın tertibine göre tefsire başlamaya riayet etmemişlerdir.


SAAT: 06:36

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306