Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Ashab-Kiram(r.a) (https://www.forum.medineweb.net/217-ashab-kiramra)
-   -   Hazreti Fatımatü'z-Zehra (https://www.forum.medineweb.net/ashab-kiramra/21791-hazreti-fatimatuz-zehra.html)

muallime 27 Nisan 2012 23:07

Hazreti Fatımatü'z-Zehra
 
HAZRETİ FATIMATÜ’ZZEHRA
İki cihan güneşi alemlerin seyyidi Peygamberimiz aleyhisselâtü vesselâm Efendimizin Kerîmei muhteremeleridir.

Rakîk ve şefik bir kalbe, müstesna bir asalet ve güzelliğe, cihan hanımlığıiçin numunei imtisal bir haya ve iffete mâlik idi. Mübarek yüzlerinden lemean eden nur, herkesi hayran ve mebhut bırakırdı. Bu sebeble kendileri ay yüzlü, nur vecheli manasına olmak üzere “Zehra” lakabıyla tavsif olunmuşlardır.


Hazreti Âişe validemiz bu hususu ifade sadedine:


“Ben Hazreti Fatıma’nın mübarek yüzlerinden lemean eden nur ile kapkaranlık bir gecede iğneme iplik geçirdim.” buyurmuşlardır.


Her an Hak ile bulunmaları, ömürleri boyunca bir vakit bile namaz geçirmemiş olmaları; iffetin, hayanın, edebin, faziletin İslâm’da numunei imtisali bulunmaları cihetiyle de kendileri “Betül” diye isimlendirilir.


Fahri âlem aleyhisselâtü vesselâm Efendimizin Hazreti Hadice validemizden olan altı evlâdından en küçükleri ve en sevgilileri idi. Yukarıda da beyan ettiğimiz vechile mücella bir ruh, müstesna bir güzellik, misilsiz bir haya ve iffet onun bariz sıfatlarıidi.



Rivâyet olunur ki;


Fatımatü’zZehra Mekkei Mükerreme’de Hazreti Muhammed Mustafa Efendimizin yanında bulunuyordu.





Hazreti Peygamber aleyhisselâtü vesselâm bir gün Mescidi Haram’da duvara dayanmış oturuyordu. Arap hatunlardan süslü elbiseler giymiş bir gürüh geldi:


“Yâ Muhammed! Bugün kadınlar arasında bir toplantımız var. Sizden ricamız topluluğumuzu şereflendirmesi için Fatımatü’z Zehra’ya müsaade ediniz. Kesilmiş olan ülfet bağımız yeniden bağlanmış olsun.”



Hz Peygamber aleyhisselâtü vesselâm bu dileği reddetmeyi caiz görmedi, ricalarını kabul etti.


İnşallah ben Fatıma’yıgönderirim” buyurdu.

Fatımatü’zZehra Hazreti Peygamberin aleyhisselâtü vesselâm huzuruna gelince:

“Ey gözümün nuru. Cefa gördükçe vefalı davranmamız, yabancılık gördükçe aşinalık etmemiz için bize kaza divanından emir gelmiştir. Ey Fatıma! Arap hatunları benden topluluklarına gitmekle feyz ve şeref vermeni istediler. Ben de bunu kabul ettim. Şimdi ahde vefa şartının yerine getirilmesi senin rızana kaldı.”
Fatımatü’zZehra dedi ki:
“Ey sevgili babacığım, senin ahde vefanı ben de isterim. Yalnız oraya hangi kıyafetle gideceğimden dolayı hayretteyim. Üzerimdeki elbiseden dolayı Ebu Süfyan’ın karısı Hind’in benimle istihza etmesinden endişe ediyorum.”
Hazreti Peygamber aleyhisselâtü vesselâm:
“Ey gözümün nuru, onların nazarları kısadır. Mânâ âlemini göremezler. Bu suret aleminden başka alem olduğunu bilemezler.”
Bunları söylerken mübarek gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Hazreti Peygamber devamla:
“Ey ciğerparem! Üzülme ki bizim süslü elbisemiz takva libasıdır. Mücevherli tacımız ise ilim ve rızadır. Madde, hazan kasırgasının hücumu ile darmadağın olacaktır.”
Bu konuşma esnasında Cebrail nüzul edip şunları bildirdi:
“Ya Rasûlallah! Hüküm odur ki, Fatıma’yıo topluluğa gönderesin. O’nun o toplantıya ayak basışındaki bereket sayesinde bazı gizli sırlar açığa vurulacaktır”
Hazreti Peygamber aleyhisselâtü vesselâm bunun üzerine:
“Ey Fatıma! Cebrail senin oraya gitmen için ferman getirdi.” buyurdu.
Fatıma dedi ki:
“Ya Rasûlallah! Allah ve Rasûlünun emrine canım feda olsun. Canım sana feda olsun mademki CenâbıAllah’ın hükmü fermanıvar o toplantıya gideceğim.”
Bunlarısöylerken örtüsünü sarılarak o topluluğa gitmek üzere evden çıktı.
Arap kadınları mağrurâne gözlerini açmış onu bekliyorlar ve kendi kendilerine:
“Fatıma şimdi parça parça olmuş örtüsü ile ve yama yama dikilmiş elbisesi ile bizim yüksek sedirlerimizi ve şevketli taçlarımızı görünce haset ateşi vücudunu kimbilir nasıl yakacak ve gözyaşı haytı mamuresini nasıl yıkacak?” diye düşünüyorlardı.
Bir de ne görsünler…İlâhî lütuflara mazhar Fatıma bütün heybetiyle bu muazzam kadın topluluğuna öyle bir saadet gölgesi bıraktıki, güzelliğinin pırıltısından gözleri kamaşıyor, haşmetinin debdebesinden akıllar hayrete dalıyor. Mübarek başımücevherli bir tac ile süslenmiş, latif vücuda renkli kumaşlarla zinetlenmiş, ayın ondördüne benzeyen alnıinci dizileriyle parıldamakta, selviyi andıran boyu sırmalıhamaylılarla kaplıdır. Sağında, solunda yıldıza benzeyen cariyeler ve gül yanaklıhizmetçiler, kimi ismet örtüsünün ete‐ğini tutmuşki dünya toprağına değip kirlenmesin. Kimi gideceği yola gül suyu döküp, öd ağaçlarıyakardı.
Bu ilâhî şevketle toplantıya ayak basınca, bu hali gören haris Kureyşkadınlarıbu ihtişam ve zinet karşısında hayrete düştüler. Ve meclisin başsedirini ona teslim ettiler. Kureyşkadınlarının gururu kalktı, düşünceleri darmadağın oldu.
Birbirlerine:
“Bu hangi şâhın kızıki, hali, tavrı, güzelliği eşsizdir?”
Öğrendiler ki bu; ‘Rasûlüllah’ın kızıFatımatü’zZehra’dır.’
Nasibi olanlar ona sokuldular.
“Hoşgeldin, sefa geldin” dediler.
Ve ikramda bulundular. Nasibi olmayanlar hasetlerinden çatladılar, meclisi bırakıp gittiler.
Kadınlara Hazreti Fatımatü’zZehra:
“Ey Kureyşin sevgililileri! Bizim manevî gıdamız tesbih ve tehlildir. Bundan Hakk’a ta’zim ve tebcil doğar. Babamın getirdikleri dünya ve ahiret saadetini sağlar. Bize yakın olmak isterseniz, Allah’a ve Rasûlüne iman edin.” buyurdu.


Ve oradaki kadınların ekserisi İslâm’la şerefyab oldular.








kaynak:fuzuli,Hadika-tüsSüeda





talibetün 02 Mayıs 2012 22:06

Cevap: Hazreti Fatımatü'z-Zehra
 
Yaşıtları Çeyiz telaşında iken O, "Ahlaktan ve iffetten daha güzel çeyizmi olur" demişti.. Hz.Fatıma (ra)

Mihrinaz 19 Nisan 2019 14:29

Peygamber (s.a.a) in durumu çok ağırlaşmıştı, başını Hz. Ali nin dizine koydu ve bayıldı. Fatıma (a.s) babasının nâzenin yüzüne bakıyor, göz yaşı döküyor ve şöyle diyordu: "Babamın bereketi ile rahmet yağmuru (vahiy) iniyordu. Öksüzlerin ve dul kadınların sığınağı idi."

Resulullah (s.a.v), Fatıma nın ağlama sesini işitince gözlerini açıp yavaş bir sesle:

"Aziz kızım! Şu ayeti oku: "Muhammed ancak bir resuldür. O ndan önce nice resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz?" Ölümün çaresi yoktur, bütün peygamberler öldüğü gibi ben de öleceğim. Fakat niçin millet, benim hedefimi sürdürmüyor ve geri dönmek istiyor?" buyurdu.

Bu sözler, Hz. Fatıma yı daha da ağlattı. Resul-i Ekrem (s.a.a) aziz kızının perişan halini ve ağlar gözlerini görünce, ona teselli vermek istedi. Bundan dolayı Fatıma ya: "Yakına gel" diye işaret etti. Başını babasına yaklaştırınca Peygamber (s.a.a) onun kulağına bir şeyler söyledi. Fatıma nın tebessüm ettiğini gördüler ve şaşırdılar. Sebebini sorduklarında; "Babam hayatta olduğu müddetçe sırrını kimseye söylemem" dedi.

Fatıma (a.s) babasının ölümünden sonra; "Babam kulağıma: ?Fatıma‘cığım, senin de ölümün yakındır; bana kavuşacak olan ilk kişi sensin buyurdu." dediğinde Hz. Fatıma nın tebessümünün sebebi anlaşılmış oldu..

Biharul Envar

nurşen35 11 Mayıs 2019 15:01

Birgün Hz. Fâtıma Hz. Ali'yi üzüntülü görünce şöyle der;

- Ey Ali, üzüntün bu dünya içinse bize yakışmaz, eğer üzüntün ahiret içinse söyle' de beraber üzülelim.

nurşen35 14 Mayıs 2020 16:38

🌹🌹

Hz.Fatima Annemiz Vefat'ına Yakın bir gün, Allah'ın galip Arslanı Hz Ali R.A. Kerremallahu veche, Hz. Fatıma'nın yanına girer ve onu Hz. Hasan ile Hz.Hüseyin'i yıkarken görür, yıkadıktan sonrada saçlarını tarar elbiselerini yıkar ve hamur yoğurup bolca ekmek yapar ve bu süre zarfında Hz. Ali R.A ile hiç konuşmaz .
Bu duruma şaşıran Hz Ali, Keremallahu veche Ey Fatima sende bugün daha önce hiç görmediğim bir acayiplik var .
Çocukları yıkadın, elbiselerini giydirdin ve çokça da ekmek yaptın ama benimle tek bir kelime dahi konuşmadın !
Hz.Fatima şöyle cevap verir :
Ey Ali : ben bir yere misafir gidicem, çocuklarım aç kalmasın diye de ekmek yaptım.
Seninle konuşmama sebebim ayrılmak üzere oluşumdandır
Ve sonrada babası hakkında şu beyitler dilinden dökülür :
Sana olan şevkim arttığı zaman kabrini ziyaret ederim
Sana gelir ve ne halde olduğumu bilmen için ağlarım
Ey sahranın sakini seni zikretmek ve anmak bana bütün musibetleri unutturdu
Toprak altında olduğun için bizlere görünmesen dahi.
Sen mahzunun kalbinde görünürsün .
Sonrasında Hz. Ali Misafirin yanından ne zaman dönceksin diye sorar .
Hz Fatıma : kıyamet gününe kadar dönüşüm yok der.
Hz Ali : bu ne biçim bir söz ya Fatıma vahiy kesildi, sana bunu kim haber verdi der.
Hz Fatıma : dün babam Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i rüyamda gördüm ve bana "kızım Fatıma süre epey uzadı, şevkim arttı seni bekliyorum, dedi.
Hz Fatımadan bu sözleri duyan Hz.Ali'nin dilinden şu şiir döküldü:
İki halilin buluşması ayrılıktır
Ayrılıktan aşağı her şey kolaydır.
Ahmetten sonra Fatıma'yı da kaybetmem
Hiç bir dostluğun dâimi olmadığına delildir
Onları kaybettiken sonra nasıl yaşar nasıl uyurum
Vallahi bu olmiyacak birşeydir.
Sonra Hz Fatıma hz Hasan ile hz Hüseyin'i çağırır, hz Hasan'ı sağ uyluğuna hz Hüseyin'i de sol uyluğuna oturtur yüzlerine uzun uzun bakar ve ağlayarak şu mısraları dile getirir:
Benden sonra elbiselerinizi kim yıkar saçınızı kim tarar ki.
Keşke zor günlerinizde yanınızda olsam. Şehadetinize tanık olsam ve sizin için ağlasam der.
Hz Fatıma'nın bu sözlerini duyan hz Ali şöyle der :
Ölüm zordur ama gariplerin, gençlerin ve yetimlerin ölümü daha zordur.
( Çünkü Hz Fatıma medinede hem garip hem genç hemde yetimdi).
Ey Fatıma:
Senden bir isteğim var, baban Resulullahı görürüsen ona selamımı ilet, ve onu çok özlediğimi söyle.
Diğer isteğim ise eğer benden razı değilsen beni Resûlullaha şikayet etme, çünkü ben fakirim ve senin kadrini bilemedim.
Ve diğer isteğim ise beni kıyamet günü zebanilerin elinde görürsen bana şefaat et.
Bunları duyan Hz Fatıma Hz Ali'ye, ya Ali :
Benimde senden bazı isteklerim var der .
ölürsem beni sen kefenle ve sen göm, Eğer garip yetim ve genç görürsen benim gençliğimi ve garipliğimi hatırla.
Hasan ile Hüseyin'e bağırma ve dövme.
Ve bil ki ya Ali babam Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, semada ki melekleri ve ölüm meleği geldiler.
Şimdi kalk ve hokkamı getir, hz Ali hokkayı getirir .
Hz Fatıma hz Ali'ye şöyle der ya Ali beni gömeceğin zaman bu hokkadaki kağıdı çıkar ve açıp bakmadan kefenimin içine koy.
Ey Fatıma :Bu kağıtta ne var Allah için söyle der.
Hz Fatıma şöyle anlatır: babam beni evlendirmek istediğinde, ey Fatıma hz Ali'yi seninle 400 dirhem mehire evlendireceğim.
Bende : ben Ali'ye razıyım ve 400 dirhem mehire de gerek yok, dedim.
Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam geldi ve babama şöyle dedi : ey Allah'ın Resulü Allahu Teala diyorki cennet ve içindekileri Fatıma'ya mehir kıldım.
Bende razı olmam deyince, ne istersin dedi .
Bende ümmetinin hepsine şefaat etmen dedim, çünkü kalbin her dem onlar ile meşgul dedim.
Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam bir kağıt getirdi, o kağıdın içinde Fatıma'nın mehri ümmeti Muhammede şefaattir, yazıyordu.
Bende kıyamet günü o kağıdı alıp Allahım ümmeti Muhammedi şefaat ile kurtar diyeceğim.
Kıyamet yerinde biri şöyle nida edicek
Ey Topluluk: birazdan Hz.Fatıma geçecek.
O sırat köprüsünden geçene kadar gözünüzü kapayın, nitekim o kendini yıkayıcılardan setrettiği için Allahta onu huzur-u mehşerdeki herkesin gözünden koruyacak göstermeyecek
Ve o gün Hz. Hasan ile Hz. Hüseyini süsleyip mescide göndermişti çünkü Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona altı ay sonrada sen peşimden geleceksin diye haber vermişti.
Ona hizmet eden ihtiyara kimsenin yanıma girmesine izin verme bugünümü namaz ve münacat ile geçireceğim deyip gusül alıp kendini kefenleyip babasınından geri kalan koku ile kokulanıp yüzünü kapatıp tecdidi iman yaptıktan sonra ölüm meleğine ruhunu teslim alması için emretmiştir.
Kuşluk vakti Hz.Hasan ile Hz. Hüseyin yanına gelir ve odasına girerler ve onu uyuyor zannederler.
Hz hasan hz Hüseyine kaldır annemizi namaz vakti geldi, der.
O da anneciğim kalk der.
Hemen nida gelir " ölmüşe nasıl nida edersin ".
Yüzünden örtüyü kaldırınca yüzünden nurlar ışıldadığını görür ve ruhunu teslim ettiğine emin olurlar.
Hem onlar ağlar hem ihtiyar ağlar hemde komşular ağlar.
Ağlama sesleri yükselince hz Ali mescidden hızlıca çıkar gelir ve yastığının altında ufak bir kağıt bulur .
Kağıtta hasan ve Hüseyin'i sana emanet ediyorum yazılıdır.
Tekrardan yıkar eşi Hz. Fatımayı, çünkü hem Hz. Fatımanın vasiyeti böyledir hemde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona"
Ey Ali: Fatima senin cennette de eşin olacak, onu sen yıka ve bakî mezarlığına göm demiştir.

Ezelden ebed'e kadar Allah'ın salât ve selamı Efendimiz Muhammed Mustafa'ya,Hz. Ali'ye Hz Fatıma'ya, Hasan ve Hüseyin efendilerimize ve bütün ehli beytin üzerine olsun.


SAAT: 19:44

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306