Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Evlilik-Nikah Konuları (https://www.forum.medineweb.net/194-evlilik-nikah-konulari)
-   -   Evlilik Kader mi... (https://www.forum.medineweb.net/evlilik-nikah-konulari/36326-evlilik-kader-mi.html)

nurşen35 04 Ekim 2019 11:18

Evlilik Kader mi...
 
(KİMİNLE EVLENECEĞİMİ ALLAH MI BELİRLİYOR?)

(Bu önemli mesele öyle üç beş cümleyle geçiştirilebilecek bir konu olmadığından, akla gelebilecek soruların tümüne cevap verebilmek için biraz uzun tutmak zorunda kaldım.)

Bu sıralarda şu tip sorulara sıklıkla muhatap oluyorum: “Hocam bir kimsenin kiminle evleneceği kaderinde yazılmış mı?”, “Evleneceğimiz kimse kaderde belirli ise bizim herhangi bir teşebbüste bulunmamız söz konusu olmasa da onunla evleneceğiz demektir. Eğer kaderde belirli ise niçin peygamberimiz dindar eş seçmemiz için teşvikte bulunuyor?”

Bu soruya doğru cevap verebilmek için “kader” kelimesi ile ne kastettiğimizi netleştirmemiz gerekir.

İmanın altı şartından biri olan “kader”; bu kâinatta olmuş olan ve olacak olan her şeyin Allah’ın bilgisi, iradesi, kudreti ve yaratması ile gerçekleştiğine inanmak demektir. Mesela şimdi sonbahar mevsimindeyiz. Her an esen bir rüzgârla şu ağaçtan, bu ağaçtan yapraklar dökülüyor. Bir oraya bir buraya savruluyor. Ağaçtan yaprağın düşmesi Allah’ın bilgisi dışında olabilir mi? Rüzgârın esmesi O’nun bilgisi dışında olabilir mi? Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.” (En’am, 59)

Bu kâinatta gerçekleşen hiçbir olay, Allah O’nun olmasına izin ve müsaade etmedikçe olamaz. Üstelik kâinatta hiçbir varlık güç ve kudret sahibi değildir. Her zaman söylediğimiz şu cümle ne anlama geliyor? “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah”. Allah’ın dilediği bir şeye engel olacak, O’nun dilemediği bir şeyi gerçekleştirecek hiçbir güç yoktur.

Bir çocuk doğuyorsa Allah’ın bilgisi, müsaadesi, güç ve kudretini O’nu yaratma yönünde kullanması ve nihâyet şekillendirmesiyle doğuyordur. Birisi ölüyorsa Allah’ın bilgisi, iradesi, kudreti ve yaratması ile oluyordur. Allah için kâinatta sürpriz söz konusu olmaz!

Soruda yer alan “evlilik” meselesi de bu kuralın dışında değildir. Bir erkek bir bayanla evlenecekse bunu Allah’ın önceden bilmemesi mümkün değildir. Allah’ın müsaade etmemesi halinde bir evliliğin gerçekleşmesi de mümkün değildir. Nice kimseler nikâhı kıyar, sonra düğün günü bir trafik kazasında gelin veya damat yahut her ikisi de ölür ve bu evlilik gerçekleşmez. (Sakın "hocanın ne diyeceği belli oldu" diyerek yazıyı burada kesmeyin, yazı sürprizlere gebe!)

Allah, bu kâinatta olmuş ve olacak ne varsa hepsini ezelî ilmiyle bildiği için bütün bunları levh-i mahfuz denilen âdeta kâinatın kara kutusu mesabesindeki yere yazmıştır. Nitekim pek çok âyette şöyle buyrulur:

“Siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.” (Yunus, 61)

Mesela ben şimdi bu yazıyı yazıyorum, siz de okuyorsunuz. Benim bu yazıyı yazacağımı, sizin de okuyacağınızı Allah biliyor. Bu bilgide yanılma, şaşma, sürpriz olmaz. Hani Hz. Musa, Firavun’un yanına gidip de tebliğde bulununca Firavun ona demişti ki: “Bizden önce tarih boyunca nice insanlar gelip geçti. Sen diyorsun ki bunların hepsi bir gün dirilip hesap verecek, nasıl olacak bu iş?” Rabbimiz bu olayı ve Hz. Musa’nın cevabını şu şekilde anlatıyor:

“Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi. Musa: Onlar hakkındaki bilgi, Rabbimin yanında bir kitapta bulunur. Rabbim, ne yanılır ne de unutur, dedi.” (Taha, 51-52)

Allah’ın ezelî bilgisine dayalı olarak yazdığı ile bizim yaşadığımız arasında bir fark olması söz konusu olamaz. Eğer öyle olsaydı –hâşâ- Allah’ın bilgisinde yanlışlık söz konusu olur, Allah’ın kontrolü dışında bu kâinatta O’nun istemediği şeyler olurdu. Rabbimiz, elçisine şöyle söylemesini emretmektedir:

“De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.” (Tevbe, 51)

Ancak burada çok ince bir çizgi var. Eğer bu mesele doğru anlaşılmazsa insan “kadercilik” tuzağına düşer. Her şeyi kadere havale edip kendi üzerine düşenleri yapmaz, tevekkülü terk eder. Onun için bu noktayı iyi anlamak gerekir.

Allah’ın bir şeyi yazması iki farklı şekilde olur.

Birincisi bizzat tayin edip belirleme şeklinde yazmaktır. Mesela sizin hangi tarihte, nerede, hangi ana-babadan doğacağınız, ne zaman nerede öleceğiniz Allah tarafından tayin ve tespit edilmiştir. Hayatta kaldığınız sürece yiyeceğiniz rızık Allah tarafından tayin edip belirlenmiştir. Şimdi kaderimizi bizzat Allah’ın önceden belirlediği noktalara bir bakalım:

Doğan çocuklar hakkında Rabbimiz şöyle buyurur:

“Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir.” (Şûra, 49-50)

İnsanların dünyadaki geçimlikleri ve rızıkları hakkında Rabbimiz şöyle buyurur:

“Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.” (Zuhruf, 32)

Ecel hakkında Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Hiçbir kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır.” (Âl-i İmran, 145)

“Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Münâfikun, 11)

İşte “doğum”, “ölüm”, “rızık” gibi konular bizim kaderimizde Allah tarafından önceden tayin ve tespit edilmiş ve değiştirilmesi mümkün olmayan sabitelerimizdir. Bununla birlikte Allah’ın bildiği ve yazdığı şeyleri biz bilmediğimiz ve o yazıyı okuyamayacağımız için bizden istenen şey hayatımızı korumak için gayret göstermek, canımızı tehlikeye atacak şeylerden uzak durmak, rızkımızı elde etmek için var gücümüzle gayret göstermektir. Bizlere “ecelin önceden belirlendiğini” belirten de Rabbimizdir, diğer yandan “kendinizi tehlikeye atmayın” (Bakara, 195), “yeryüzünün gezip dolaşın, rızkınızı arayın” (Mülk, 15) diyen de Rabbimizdir. Öyleyse “kadere iman” var ama “kadercilik” yok.

Şimdi gelelim diğer meseleye.

Allah’ın yazmasının ikinci türünü ise “tayin / belirleme” şeklinde değil de Allah’ın önceden bildiği şeyin baştan kayda geçirilmesi şeklindeki yazı oluşturur. Mesela Allah bir kimsenin içki içip sarhoş olacağını, bir kimsenin namaz kılacağını, bir kimsenin puta tapacağını, bir kimsenin hacca gideceğini ezelî ilmiyle bilir ve bunları kaydeder. Vakti saati gelince de bunlar gerçekleşir. Ancak bunu bir öncekinden ayıran nokta şudur: Burada fiili kul, Allah’ın kendisine verdiği irade ile kendisi tercih etmiştir. Allah’ın burada bir belirlemesi söz konusu değildir. Bizim cennete mi cehenneme mi gideceğimizi Rabbimiz ezeli ilmiyle bilir. Ancak bizler cennetlik veya cehennemlik olmayı gerektirecek fiilleri Allah yazdı diye değil kendi hür irademizle işleriz. Meşhur örnek üzerinden anlatalım: Ayın ve güneşin ne zaman doğup batacağı astronomik gözlemler sonucunda önceden tespit edilmiş ve takvimlere yazılmıştır. Bu akşam güneşin batış vakti şimdiden belli. Akşam olunca bakıyorsunuz tam o dakika ve saniyede güneş batıyor. Ancak güneş, biz onun batış vaktini takvime yazdık diye batmıyor. Biz bir ön bilgiyle onu yazıyoruz ancak güneş bizim yazımıza göre hareket etmiyor.

Evlilik meselesi de işte bu ikinci grupta yer alır. Allah bizim evlenip evlenmeyeceğimizi, evleneceksek kiminle evleneceğimizi elbette önceden bilir ve bunu kâinattaki her bir olayı yazdığı levh-i mahfuza yazmıştır. Bu bilginin yanlış olması mümkün değildir. Ne var ki kiminle evleneceğimizi Allah belirlememiştir!

Nereden biliyoruz?

Allah Kur’an’da mümin erkekleri ve mümin kadınları “müşriklerle evlenmeyin” diye uyarıyor. Eğer kiminle evleneceğimiz zaten O’nun tarafından önceden belirlenmişse bizi bu konuda uyarmasının ne anlamı olabilir? O zaman bizim “Allah’ım o müşrikle evlenmemi sen belirlemişsin, sonra da benden onunla evlenmememi istiyorsun” şeklinde itiraz hakkımız olmaz mı?

Allah Resûlü, ashab-ı kiram içindeki erkekleri evliliğe teşvik ederken şöyle söylerdi: “Bir kadın dört şeyi için nikâhlanır: Malı, güzelliği, soyu ve dindarlığı. Sen dindar olanını seç ki elin toprağa değsin (bereket bulasın).” (Buharî, “Nikâh”, 16; Müslim, “Rada”, 53)

Eğer bir kimsenin kiminle evleneceği zaten Allah tarafından belirlenmiş olsa bu kişiye “dindar olanını seç” demenin bir anlamı olur mu? Seçim hakkı bize ait değilse nasıl seçeceğiz ki?

Kiminle evleneceğimizi bizim kendimizin belirlediğine dair son bir delil:

Kur’an’da Hz. Peygamber’in Hz. Zeynep ile evliliği hakkında “biz seni onunla evlendirdik” (Ahzab, 37) buyrulmaktadır. Bu âyetle ilgili olarak Zeynep Allah Resûlü’nün (s.a.v.) diğer eşlerine karşı övünerek şöyle derdi: “Sizleri [peygamberle] aileleriniz evlendirdi. Beni ise yedi kat göğün ötesinden Allah evlendirdi.” (Buhârî, “Tevhid”, 22) Allah Resûlü'nün diğer eşleri Hz. Zeynep'in bu ifadeleri karşısında sessiz kalmışlar ve bunu onaylamışlardır. Eğer her insanın evliliği Allah tarafından takdir edilmiş olsaydı "olur mu canım? Bizi de peygamberle Allah evlendirdi" diye itiraz etmezler miydi?

Rabbimiz evlilik konusunda İslam’ın ölçülerini göz önünde bulundurarak hayırlı yuvalar kurmayı, kurduğumuz yuvaları da hayırlı bir şekilde devam ettirmeyi cümlemize nasip eylesin.

(Soner Duman


SAAT: 03:23

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306