Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İLİTAM Bölümleri Ders/ Dökümanlar > Erzurum Atatürk İlitam

Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi:  29 Ocak 2015 (03:22), Konuya Son Cevap : 05 Mart 2015 (08:34). Konuya 3 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 29 Ocak 2015, 03:22   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Atauzem felsefe tarihi 1-4.ünite özetleri

Atauzem felsefe tarihi 1-4.ünite özetleri

1.ünite

Felsefe ve Tarihi

Dinden ve mitolojiden bağımsız olarak ortaya çıkan felsefe, insan zihninin bir ürünüdür.

Var olanların niçin var olduklarını, hangi bilgi melekeleriyle bilgimizi elde ettiğimizi, bilgimizin sınırlarını, değerini sorgulayan felsefe, aynı zamanda ahlak ve estetikle de ilgilenmektedir.

Ancak felsefenin konularını bu şekilde daraltmak doğru değildir. Felsefe, sorun teşkil edebilecek her problemi kendine konu alabilen bir yapıya
sahiptir.

İlkçağ’ın ilk filozofları, daha çok arche denilen ana madde üzerinde durmuşlar ve genel olarak da evrendeki çokluğun tek ana maddeden meydana geldiğini savunmuşlardır. Her şey, ya sudan, ya topraktan veya havadan yahut ateşten meydana gelmiştir. Bu ana maddeler, canlı varlıklar oldukları için evrene canlılık vermişlerdir.

İşte ilk filozofların maddeyi canlı kabul ettikleri bu anlayışa ‘hylosoizm’ yani canlı maddecilik adı verilmektedir.

Madde canlı olunca diğer varlıkların nedeni olmakta ama bu ana maddeden diğer varlıkların nasıl meydana geldiğine tam bir açıklama getirilememektedir.

Bu bakımdan diğer varlıkların, maddenin şekil değiştirmesinden meydana geldiği, bunun da maddedeki
dinamik güçten kaynaklandığı anlayışı ortaya çıkmıştır ki buna da ‘materyalizm’ denilmektedir.

İlkçağ’ın bu ilk filozoflarından özellikle Milet mektebini oluşturanlar için materyalist filozoflar denilmesi yanlış olmaz.

Diğer taraftan bu ilk filozoflar, arche olarak kabul ettikleri ana maddenin kesin doğru olduğunu hiçbir şüpheye düşmeden kabul ettikleri için de ‘dogmatik’ filozoflar olarak kabul edilmektedirler.

Bu dönemde ilk evrim anlayışına, ilk reenkarnasyon anlayışına rastlandığı gibi, mantıkla ilgili ilk çalışmalar ve iki evren anlayışları da gözlemlenmektedir.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 6025 14 Temmuz 2015 12:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4075 14 Temmuz 2015 12:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4925 14 Temmuz 2015 12:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2665 14 Temmuz 2015 11:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2365 14 Temmuz 2015 11:03

Alt 05 Mart 2015, 08:00   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Atauzem felsefe tarihi özetleri

2.ünite



PLÜRALİST VE ANTROPOLOJİK DÖNEM



Empedokles’le birlikte felsefe tarihindeki varlığa temel arama anlayışlarında monist yaklaşımların yerini, plüralist (çok ilkeye dayalı) yaklaşımlar almıştır.

Empedokles ilk kez dört unsurdan söz ederek, bu yaklaşımı başlatmıştır.

Anaxagoras, her varlığın kendi cinsinden, sonsuz küçük tohumcuklardan meydana geldiğini söyleyerek ileri bir adım atmıştır.

Demokritos ise evreninin temeline, atom adını verdiği maddenin artık bölünemez parçacıklarını koymuştur.

Varlığı böyle açıklayan Demokritos, atomların ezeli ve ebedi olduğunu ve oluşu düzenleyen herhangi bir tanrısal varlık olmadığını, bütün oluş ve bozuluşların tamamen mekanik ve zorunlu bir şekilde meydana geldiğini ileri sürerek, düşünce tarihinin ilk bilinçli materyalisti olmuştur.

Aslında maharetli şekilde iş yapan anlamında olsa da sonradan para karşılığında bilgi satan manasını kazanan Sofistlik, felsefe tarihindeki ilk şüphecilik akımıdır.

Bilginin duyumlara dayalı olduğunu benimseyen Sofistler, kesin bir bilgi bulunmadığını, bilginin, dolayısıyla da doğrunun kişiden kişiye değiştiğini kabul ederek, rölativizmin temellerini atmışlardır.

Diğer yandan siyaset felsefesiyle ilgili olarak sözleşme ve kuvvet teorilerini de ilk kez Sofistler geliştirmişlerdir.

Sofistlerle çağdaş olan ve onlarla başlayan geleneğe uyan Sokrates, birlikte insan ve sorunları üzerine yoğunlaşmıştır.

Sokrates, her şeyden önce bilginin, insanın kendini bilmesi ve tanımasıyla başlayacağını, ahlakın da bu tanıma sürecine dayalı olduğunu, sadece kendini bilen insanın erdemli olabileceğini ifade etmiştir.

O, bilginin hatırlamaya dayalı bir süreç olduğunu belirterek, her insanın belli bir bilgisi bulunabileceğini, bunun maiotik yöntemle ortaya çıkarılabileceğini belirtmiştir.

Böylece bilgi felsefesinin çok önemli bir problemi olan rasyonalizmi ilk olarak tartışmış ve kendisinden sonra da bu problem günümüze kadar tartışılmaya devam etmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 05 Mart 2015, 08:12   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Atauzem felsefe tarihi özetleri

3.ünite


SOKRATESÇİ OKULLAR VE BÜYÜK SİSTEMLER DÖNEMİ




Sokrates’in ölümünden sonra onun bilgi ve ahlak anlayışından hareketle Elis-Eretria, Megara, Kynik ve Kyrene gibi okullar ortaya çıkmıştır.

Bunlardan özellikle Kynik ve Kyreneliler daha başarılı olmuştur.

Kyreneliler ahlak alanında hedonizmin temsilcisi olmuştur.

Kynikler ise hazlar karşısında duyarsız kalmayı tercih etmişlerdir.

Her iki ekol de individualist yaklaşımlar göstermişlerdir.

Dünya vatandaşlığı kavramını kullanarak vatansızlığı benimsemişlerdir. Böylece Sokrates’ten yola çıkıp ondan çok farklı sonuçlara ulaşmışlardır.

Yine Sokrates’in öğrencisi olan Platon da önceleri hocasını takip etmiş ve ilk dönem eserlerini onun ağzından çıkmış gibi yazmıştır.

Sonra giderek kendi felsefesini şekillendirmiştir. İdealist bir çizgi takip eden Platon, bu anlayışını tüm felsefesinde sürdürerek sistemli felsefenin de kurucusu olmuştur.

Ona göre bilgi, doğuştandır. İdelerin hatırlanıp kavramlar haline getirilerek bir hükme ulaşmanın gerçek bilgiyi oluşturduğunu söylemiştir.

Gerçek dünyanın ideler dünyası olduğunu kabul eden Platon’a göre bu üzerinde yaşadığımız dünya, bir gölge ve görüntüden ibarettir, bir gerçekliği yoktur.

İdeler dünyası her şeyin asıllarının ve ideal formlarının bulunduğu yerdir.

Bütün mükemmellik oradadır.

En yüksek idea, varlık ve iyi ideasıdır.

Platon, ruhun ölümsüzlüğünü kabul eder. Ruhta ilcalar, irade ve akıl gibi bölümlerin bulunduğunu belirtir.

Ruhun en aşağı bölümü ilcalar, en üst bölümü ise akıldır.

Devlet anlayışını da idealizme göre şekillendirmiştir. İdeal devletin mutluluğa ulaştıracak tek devlet biçimi olduğunu benimsemiştir. Sanat anlayışında da aynı idealist çizgiyi takip etmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 05 Mart 2015, 08:34   Mesaj No:4
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:36
Cinsiyet:
Mesaj: 3.299
Konular: 784
Beğenildi:131
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Atauzem felsefe tarihi özetleri

4.ünite

Aristoteles


Filozof, ansiklopedist, ahlakçı ve mantıkçı gibi birçok niteliği kendisinde toplamış bir filozoftur.

Hekimlik mesleğiyle ilgilenen bir aileye mensup olduğu için, felsefesini kurarken bu mesleğin etkisi altında kalarak, gözlemci kimliğini öne çıkarmıştır. İyi bir eğitim alan Aristoteles, Platon‟un öğrencisi olmuştur

Aristoteles tam anlamıyla bir bilgindir. Hocası Platon‟un etkisinde kalmakla birlikte zamanla kendi bilim ve felsefe anlayışını kurmuş, her seçkin öğrenci gibi o da sonradan hocasının eserlerini eleştirmiş ve hocasının fikirlerini olduğu gibi benimsememiştir.

Aristoteles‟in eserlerini birkaç konu başlığı altında toplamak mümkündür. Bunlardan biri mantıkla ilgili olarak yazmış olduğu ve mantığın klasik kitabı sayılan Organon‟dur. Bu kitabını altı bölüm halinde yazmıştır. Organon, basit bilgilerden karmaşık bilgilere doğru götüren zihin aleti anlamındadır. Organon‟un bölümleri ise, Kategoriler, Önermeler, Birinci Analitikler, Ġkinci Analitikler, Topika ve Sofistik Delillerden oluşmaktadır. Bu bölümlerden Kategoriler varlıkların ana formları, Önermeler düşünce üretme, Birinci Analitikler kıyas, İkinci Analitikler tanım, sınıflama ve bilginin ilkeleri, Topikler diyalektik kıyaslar ve Sofistik Deliller ise Sofistlerin yanlış çıkarımları üzerine yazılmıştır. Bu eser daha sonra Porphirius‟un Ġsagogie‟sinin eklenmesiyle yedi bölüme çıkmıştır. Daha sonra büyük Türk-İslam Filozofu Farabi‟nin (870-950) Poetika ve Retorika‟yı da eklemesiyle dokuz bölüme çıkmış ve yüzyıllar boyunca bu haliyle devam edegelmiştir.

Aristoteles‟in eserleri arasında önemli bir yeri de onun fizikle ilgili yazmış olduğu eserler alır. Bunlar doğadaki unsurlardan söz eden Fizik, astronomiden bahseden Göğe Dair (Sema), Oluş-Bozuluş ve Meteoroloji, hayvanlarla ilgili yazmış olduğu Hayvanlar Tarihi (Zooloji), bitkilerden söz ettiği Bitkiler (Nebatat) gibi eserlerdir.

Onun asıl önem verdiği ve adını koymadığı eseri ise Metafizik‟tir. Asıl felsefesi bu eserde bulunmaktadır. Eserin adı, öğrencisi Andronikos‟un fizikle ilgili eserlerini tasnif ettikten sonra, bu konuyla ilgili eserleri sıraya koyması, dolayısıyla fizikten sonra gelen anlamında Metafizik olarak belirlenmesi ile ortaya çıkmıştır. Aristoteles, aslında bu bahsi ilk Felsefe olarak adlandırmıştır.
Çünkü her ne kadar ilk yazdığı eserler fizikle ilgili ise de bu eserlerin felsefe ile bir ilgisi olmadığı için, felsefeye henüz başlama anlamında İlk Felsefe adını vermiştir. Ancak bu bölümde ele aldığı konular, fizik bahisleri bilinmeden öğrenilemeyeceği için Andronikos bu adı vermiştir. Bu adlar aynı zamanda bir Türk-İslam filozofu olan ibn-i Sina (980-1037) tarafından Ma Kable‟t-Tabia (Fizikten Önceki Felsefe) ve Ma Ba‟de‟t-Tabia (Fizikten Sonraki Felsefe) olarak da kullanılmıştır.

Aristoteles‟in bu eseri aynı zamanda bir felsefe tarihi niteliğine de sahiptir. O, metafizik konularına girmeden önce kendisinden önce yaşamış olan Yunan filozoflarının felsefi görüşlerini aktarmıştır. Bu bakımdan felsefe tarihi araştırmalarında Metafizik isimli eser bir referans olarak yerini almıştır.



Aristoteles‟in yine yüzyıllar boyu etkili olmuş eserlerinden biri de ruhla ilgili yazmış olduğu De Anima (Ruh Üzerine) adını taşıyan kitaptır.
Aristoteles‟in üzerine yazmış olduğu bir diğer önemli konu ise ahlaktır. Onun ahlakla ilgili eserlerinden biri, oğlunun adını verdiği Nikomachos‟a Etik, diğer kitabı ise Eudemos‟a Etik ismini taşır.

Devlet felsefesi üzerine de eser yazmış olan Aristoteles‟in bu konudaki eseri Politica adını taşımaktadır. Onun bu eseri de diğer eserleri gibi, çağları aşan bir etkiye sahiptir. İnsanı değişik şekillerde tanımlayan Aristoteles bu eserinde de „zoon politikon‟ diyerek insanın sosyal bir varlık olduğuna işaret etmektedir.

Son olarak sanatla ilgili yazmış olduğu eserlerden söz edilecek olursa bunların da Poetika ve Retorika adlarını taşıdığını belirtmek gerekir. Poetika Aristoteles‟in başta şiir sanatı olmak üzere diğer sanat kollarını da felsefi bir üslupla ele aldığı eseridir. Retorika ise hitabet sanatının bir klasiği olarak tanıtılabilir. Hatırlanacağı üzere bu iki eser Farabi tarafından mantık konuları arasına alınmıştır


Aristoteles‟in Mantık Anlayış

mantık, felsefenin de diğer bilimlerin de adeta bir anahtarı, bir girişidir.

Organon, altı kitaptan meydana gelmiştir. Bu kitaplardan birincisi Kategoriler‟dir. Kategoriler düşünmeye konu olan nesnelerin adeta formlarıdır. Konuşurken bu zihin formlarını dikkate alarak düşüncelerimizi şekillendiririz.

Aristoteles‟e göre bu formlar cevher, nicelik, nitelik, bağıntı, mekan, zaman, hal, mülkiyet, etki ve edilgidir



Bu kategoriler kullanılarak tek bir obje ile ilgili şunlar ifade edilebilir:

1- Bir obje tümel bir kavram altında toplanabilir; sözgelimi bu bir insandır, bu bir masadır, bu bir ağaçtır gibi. Bu, o nesnenin cevherinin ne olduğunu gösterir.

2- Bu objenin niceliğini soruşturabilir ve mesela bu nesnenin çokluğunu, azlığını, sayısını, büyüklüğünü, küçüklüğünü ifade ederiz. Bu da nesnenin nicelik kategorisindeki sorgusunu ortaya koyar.

3- Yine aynı nesnenin ne gibi vasıfları bulunduğunu sorgular ve sözgelimi sıcaklığını, soğukluğunu, sertlik ve yumuşaklığını.. ifade ederiz.

4- Aynı objenin diğer nesnelerle olan ilgisini de bağıntı kategorisiyle ifade ederiz. Çocuğun anne-baba ile olan ilgisi, masanın ayağıyla olan ilgisi.. gibi.

5- Nesnenin nerede olduğunu bu kategoriyle belirleriz. Ağaç ormandadır.. gibi.

6- Zaman kategorisiyle nesnenin geçmişle ya da şimdi ile olan bağını ortaya koyarız. Sözgelimi Ahmet geçen haziranda doğdu gibi.

7- Objenin bulunduğu durum hakkında hal kategorisiyle hüküm verir ve mesela „kapı açıktır‟ deriz.

8- Bu kategori de ise objenin neye sahip olduğunu belirler ve sözgelimi „Ahmet‟in arabası var‟ deriz.

9- Objenin ne yaptığını etki kategorisiyle ifade ederiz ve mesela „Ahmet çalışıyor‟ deriz.

10- Son olarak ise obje üzerindeki etkilerden, objenin neye maruz kaldığından edilgi kategorisiyle söz etmiş oluruz ve mesela „evi su bastı‟ deriz.


Platon’un öğrencisi olan Aristoteles ise erken dönemlerinde hocasının etkisinde kalmakla birlikte, sonraları kendi özgün felsefesini geliştirmiştir. Felsefe tarihinde mantığı bir bilim olarak ilk defa Aristoteles ortaya koymuştur.

Varlığı oluşla açıklarken, sebepler öğretisine yer vermiş ve var olmanın potansiyelden gerçekliğe (kuvveden fiile) çıkmak olduğunu, dolayısıyla da varlığın bir görünüş değil, somut bir gerçekliği bulunduğunu ortaya koymuştur.

Nitelikçi (kalitatif) bir fizik anlayışından hareket ederek, insanı ve ruhu bu çerçevede değerlendirmiş, yine realist anlayışını ahlak, devlet ve sanat anlayışına da yansıtmıştır. Bilgi, varlık, ahlak, sanat ve siyaset felsefesinde kendinden sonraki düşünürleri büyük ölçüde etkilemiştir.


Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Atauzem felsefe tarihi özetleri 1-14 EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 15 25 Şubat 2019 19:51
Atauzem felsefe tarihi 8-9-10-11.ünite değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 3 04Haziran 2015 10:04
Atauzem felsefe tarihi 7.ünite değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 28 Nisan 2015 10:39
Atauzem felsefe tarihi 4.ünite değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 05 Mart 2015 08:42
Atauzem felsefe tarihi 3.ünite değerlendirme soruları EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 05 Mart 2015 08:19

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.