Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB MİZAH.::. > Tebessüm-Mizah Alanı > Fıkralar-Hikayeler

Konu Kimliği: Konu Sahibi HAS-TARİHÇİ,Açılış Tarihi:  19 Ağustos 2020 (19:51), Konuya Son Cevap : 20 Ağustos 2020 (22:22). Konuya 6 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 19 Ağustos 2020, 19:51   Mesaj No:1
Medineweb Acemi Üyesi
HAS-TARİHÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HAS-TARİHÇİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 61848
Üyelik T.: 19 Ağustos 2020
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Niğde
Mesaj: 23
Konular: 10
Beğenildi:3
Beğendi:15
Takdirleri:145
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Türkü Hikayelerimiz

Türkü Hikayelerimiz


ERİM ERİM ERİYESİN TÜRKÜSÜ'NÜN HİKAYESİ

1971 yılında askeri darbe sonucu Süleyman Demirel hükümeti devrilmiş, Nihat Erim başkanlığında bir hükümet kurulmuştu. Bu hükümet sol kesime karşı şiddetli baskı uyguluyordu.
Buna Deniz Gezmiş ve Arkadaşlarının asılması da eklenince Mahzuni'yi çok derinden yaralamış olan bu haksız infazları protesto için, "Erim Erim Eriyesin" türküsünü patlatır.
Ne demek o zaman başbakana böyle türkü yakmak. Hemen tutuklanır ve 10.5 ay cezaya çarptırılır.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasını protesto için, "Erim Erim eriyesin" diye bir Türküden yargılanırken, Mahkeme Baskanı, "Erim'in plağının çalınmasını" istedi. Olayın ilginç yanına bak!
Bütün heyet, gazeteciler ve dinleyiciler herkes orada. Plağı koydular. Hakim, yargılamayı unutmuş, kalemi almış eline tempo tutuyor! Ben de güldüm tabii bu duruma. Gülünce hakim beni azarladı. Savcı da ona katıldı.
"Bak, mahkemeyle alay ediyor, gülüyor" dedi. Siz olsanız nasıl gülmezsiniz?
O zaman rahmetli Başbakan Nihat Erim'in ifadesi geldi.
- "Bir halk ozanı, Başbakan'ı sevmek mecburiyetinde değildir" gibi bir ifadede bulunuyordu. Erim şikayetçi olsaydı 4 yıl yerdim, şikayetçi olmadığı için 10.5 ay yattım.

Aşık Mahsuni Şerif

Köşkün sarayın yıkılsın
Erim erim eriyesin
Umudun suya dökülsün
Erim erim eriyesin
Çölden çöle sürünesin

Musa isen Turi Sinan
Hakktan gelmiş idi İnan
Yesin seni yılan çayan
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Aslan pençesi vurulsun
Çayın denize kurusun
Gözlerin yansın çürüsün
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Mahzuni' yi severidin
O'na sevgilim deridin
Candan başka ne yeridin
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin

Aşık Mahsuni Şerif
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi HAS-TARİHÇİ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Gerçek Dost Kimdir Bilgi Dağarcığı HAS-TARİHÇİ 0 842 21 Ağustos 2020 11:11
Helal Olsun Arkadaş - Afet İnce Kırat Şiirler ve Şairler HAS-TARİHÇİ 0 908 20 Ağustos 2020 19:16
Papazı Dövdürtmeyecektik - Nazlı Ilıcak Bilgi Dağarcığı HAS-TARİHÇİ 0 482 20 Ağustos 2020 18:37
Osman Gazi'nin Rüyası Tarih HAS-TARİHÇİ 0 617 20 Ağustos 2020 18:33
Brastikli Aziz Ağa Tarih HAS-TARİHÇİ 2 899 20 Ağustos 2020 18:29

Alt 19 Ağustos 2020, 19:51   Mesaj No:2
Medineweb Acemi Üyesi
HAS-TARİHÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HAS-TARİHÇİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 61848
Üyelik T.: 19 Ağustos 2020
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Niğde
Mesaj: 23
Konular: 10
Beğenildi:3
Beğendi:15
Takdirleri:145
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart


ERZİNCAN'DA BİR KUŞ VAR TÜRKÜSÜ

Erzincan'da bir kuş var
Kanadında gümüş var
Gitti İbiş gelmedi
Elbet bunda bir iş var
XXX
Oy dağlar dağlar dağlar
Gök gürler bulut ağlar
Ağalarsa anam ağlar
Küsuru yalan ağlar
XXX
Palanga'nın deresi
Hayli çeker arası
İbiş'imi vurdular
Yedi yerden yarası
XXX
Oy dağlar dağlar dağlar
Gök gürler bulut ağlar
Ağalarsa anam ağlar
Küsuru yalan ağlar

ERZİNCAN'DA BİR KUŞ VAR TÜRKÜSÜ'NÜN HİKAYESİ

Olay Erzincan'ın Palanga köyünde geçer. Palanga'da çok namlı bir köy ağası olan ve orada tam yedi köye hükmeden İbiş Ağa, bir gün akşam vakti evindeyken, bir kişi birden silahıyla kapısına dayanarak zorla içeri girer, aralarında ne gibi bir hadise geçtiği bilinmemekle birlikte, içeri giren kişi hemen çeker orada İbiş Ağa'yı vurur. Ondan sonra hemen kıratıyla Fırat Nehri'ni geçerek orayı terk eder. Akşam saatlerinde silah seslerinin duyulması üzerine hemen sabah olur olmaz İbiş Ağa'nın akrabaları yanındaki komşularıyla birlikte İbiş Ağa'nın etrafı yüksek duvarla çevrili iki katlı evine giderler ve orada İbiş Ağa'nın kanlar içerisinde yattığını görürler. İbiş Ağa'nın akrabalarının yaptığı ihbar üzerine hemen olay yerine gelen jandarma orada yaptığı çok kısa bir araştırma sonucunda İbiş Ağa'yı vuran kişinin kimliğini tespit eder; "Aziz Ağa" (Kemah-Brastikli Aziz Ağa). İbiş Ağa teneşire konup yıkanırken vücudunda tam yedi kurşun yarası tespit edilir. Hemen daha İbiş Ağa'nın cenazesi kalkmadan önce onu çok seven arkadaşlarından birisi orada bu türküyü yakar.

Kaynak: Muzaffer ÖZDEMİR Bağlama Sanatçısı Essah Hikayeler ve Türkülerimiz Kitabından.
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Ağustos 2020, 19:51   Mesaj No:3
Medineweb Acemi Üyesi
HAS-TARİHÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HAS-TARİHÇİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 61848
Üyelik T.: 19 Ağustos 2020
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Niğde
Mesaj: 23
Konular: 10
Beğenildi:3
Beğendi:15
Takdirleri:145
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

ÇERKEZLERİN DİYARI PINARBAŞI

M.Orhan CEBECİ

Türküler, halkımızın birbirlerine ilettikleri duygu ve mesajlardır. İnsanları birbirine bağlayan, ulusal değerlerimiz olan halk türküleri, zincirin altın halkaları gibidir. Çoğunun eskilere dayanan yaşanmış öyküleri vardır. Öyküsüztürkü yok gibidir.
Gesi Bağları, Ağam İstanbul'u Mesken mi Tuttun, Everek Dağı'ndan sonra bir halk türküsü daha. İşte size Fazla yaygınlaşmamış bir Çellov türküsü ve öyküsü, kiminin telaffuzuna göre de Çellav.

ÇELLOV TÜRKÜSÜ VE ÖYKÜSÜ

Çellov, Pınarbaşı' ya gelir, bir Çerkez Beyinin yanında bir süre yanaşma olarak durur. Daha sonra Kayseri'ye yerleşir. Bir ustanın yanına çırak olarak girer. Evlidir ve çok güzel bir karısı vardır, aradan bir süre geçer. Ustası Çellov'un karsına göz koyar. Taze gelini zorla ayartır. Bunu öğrenen Çellov köyüne gidip ağabeyinin silahını alır, ustasına hak ettiği cevabı verir. Silahıyla birlikte dağa çıkar.
Köroğlu, Çakırcalı, Gizik Duran gibi zalimlere cezalarını vermeye, mazlumlara yardımcı olmaya başlar. Anadolu türkülerinin hepsinin bir hikâyesi vardır. Ağ Gelin öyküsünde taş olur ve namusuna leke sürdürmez. Kiminde de dağa kaldırılan geline ulaşılamaz. Yapılan kötülükler karşılıksız kalmaz, öcü mutlaka alınır.
Olaylar aynı, kahramanlar hep değişir, öykülerdeki mesaj temelde hep aynıdır. Kahramanlarımız , zenginden alıp yoksula dağıtırlar, haksızları cezalandırırlar .
Çellov'u üzerine gönderdiği hükümet kuvvetlerine karşı yardım ettiği insanlar onu saklamaya çalışırlar. O artık bir halk kahramanıdır. Halk onu kendi gözüyle anlatır, görmese bile duyduklarından yakıştırmalar yapar.
Çellov türküsü öyküsü Bünyanlı bağlama sanatçısı Adnan Türköz tarafından yazılmış ve bugünlere gelmiştir.

Çellov üzerine yakılan türkü:

Erciyes dağını kantar mı tartar
Tartarım diyenin belası artar
Vaktinde teslim ol yakayı kurtar
Titrettin her yanı cihanı Çellov.

Arkadaşın sorarsan Reyhan'dır Arap
Bin üç yüz düşmanı yolunda türap
İnersem Bağdat'a ederim harap
Salma dizgin aldı Bozoğlan'ı Çellov.

Kızlar altın takmaz oldu saçına
Gazeteler gitti Hind ü Maçin'e
Bir sanın ulaştı Moskof içine
Titrettin Frengistan'ı Çellov.

Sen iyi olursan iy'olur herkes
Senin için gelip kurdular merkez
Avidik'te vurdular üç tane Çerkes
Tavuk mu sanırsın aslanı Çellov.

Ali Haydar gibi eden savaşı
Cengini seyreden döker gözyaşı
Kayseri'de vurduğu Ali Onbaşı
İçin candan eder figanı Çellov.

Anadolu'nun her yöresinde kaderin cilvesi ve olaylar yüzünde ortaya çıkan efsaneleşmiş birçok Çellov gibi öykülere rastlanmaktadır . Ağıtlar halk türkülerimizin bir parçası, halkın ta kendisidir.

Not: Kaynaklar; Notalarıyla Türkülerimiz ve Hikâyeleri-Salih Turhan, Kubilay Dök****ş, Levent Çevik.Ank.1966

Kayseri ve Yöresi Halk Türküleri.(Kays eri İl Kültür Müdürlüğü)

Adnan Türköz: 1925'te Kayseri'nin Bünyan ilçesinde doğdu. 14 yaşındayken bağlama çalmaya başlayan sanatçı, bağlama çalmayı ustaları dinleyerek öğrenmiştir. 1950'de İstanbul'a gelen sanatçı 1952'de İstanbul Radyosu'na girmiş, daha sonra da İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Topluluğu'na katılmıştır. Taşlama türünde mizahi türküleri olan Adnan Türköz, 26 Temmuz 1982'de vefat etmiştir.



[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Ağustos 2020, 19:52   Mesaj No:4
Medineweb Acemi Üyesi
HAS-TARİHÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HAS-TARİHÇİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 61848
Üyelik T.: 19 Ağustos 2020
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Niğde
Mesaj: 23
Konular: 10
Beğenildi:3
Beğendi:15
Takdirleri:145
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart


HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI TÜRKÜSÜ'NÜN HİKAYESİ

Komşu kızı ile beşik kertmesi olan bir genç askerde vereme yakalanır. Hava değişimi olarak Yozgat'a (Akdağmadeni) gelir. Sözlüsünün ailesi gence kızlarını göstermek istemez.

Genç tedavi için İstanbul'da hastaneye yatar. Pencereden gördüğü incir ağacından aldığı ilhamla aşağıdaki türküyü söyler. Yakalandığı amansız hastalıktan kurtarılamayarak hastanede ölür. Ailesi cenazesini Yozgat'a getiremez, İstanbul'da kalır.

Türkünün Sözleri

Hastane Önünde İncir Ağacı (Annem Ağacı)
Doktor Bulamadı Bana İlâcı (Annem İlâcı)
Baş Tabip Geliyor Zehirden Acı (Annem Vay Acı)

Garip Kaldım Yüreğime Derdoldu (Annem Derdoldu)
Ellerin Vatanı Bana Yurdoldu (Annem Yurdoldu)

Mezarımı Kazın Bayıra Düze (Annem Vay Düze)
Yönünü Çevirin Sıladan Yüze (Annem Vay Yüze)
Benden Selâm Söylen Sevdiğimize (Sevdiğimize)

Başına Koysun Karalar Bağlasın (Annem Bağlasın)
Gurbet Elde Kaldım Diye Ağlasın (Annem Ağlasın)

Yöre: Akdağmadeni - (Yozgat)
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Ağustos 2020, 19:52   Mesaj No:5
Medineweb Acemi Üyesi
HAS-TARİHÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HAS-TARİHÇİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 61848
Üyelik T.: 19 Ağustos 2020
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Niğde
Mesaj: 23
Konular: 10
Beğenildi:3
Beğendi:15
Takdirleri:145
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

YOZGAT SÜRMELİSİ TÜRKÜSÜ

Yozgat şehri 1760 yılı başlarında Bozok Yaylasının, yeşillik, etrafı ormanlarla çevrili içinde binbir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahada kurulurken; Yozgat halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek ******cılıkla uğraşır, hayatlarını bu yoldan sağlarlardı.

Bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir Türkmen Yörüğü otlatırdı. Halk tarafından sevilen bu yanık sesli halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı Yozgat'tan Akdağmadeni'ne uzanan ormanların içinde sürüsünün içinde dolaşırdı. Bazen bir çamın dibine rastlanır. Sazının tellerini konuşturur bazen bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sevgilisini düşünürdü.

O sevgili ki güzelliği Bozok yayla'sına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ayyüzlü bir dilberdi. Babası bir Türkmen beyi idi ve çok sert bir adamdı. Sürmeli Bey, ailesini salarak, babasından sevdiğini istetir, mağrur adam, kızını bir çobana vermeye yanaşmaz. Araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının ve iki sevgili birleşemezler.

Üzüntüsünden sürüsünü bırakan Sürmeli Bey alır sazını eline beş çamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar. Aşkını, yanık türküleriyle dağlara ağaçlara anlatır. Küser otağına, obasına ve Akdağlar'a kadar uzanan çamların arkasında onu bir daha gören olmaz. Dertli kavalına üflediğ, işli sazına söylettiği nameler kalır geriye. O gün bu gündür dillerde yankılanır Sürmeli Bey'in türküleri.

SÜRMELİ KIZIN ÖYKÜSÜ

Sürmeli Yozgat'ta yaşanmış Türk Halk Edebiyatının en güzel örneklerinden birisidir. Yozgat Sürmelilerinin ortaya çıkışı 19. yy. sonlarında İkinci Cihan Harbinin sona erdiği dönemdir. Hepsi 96 beyittir.

Sürmeli güzel gözlü sevgiliye bir hitaptır. Eskiden genç kızlar dışarıya çıkarken gözlerine sürme çekerlerdi ve gözleri daha alımlı olurdu. Bol feracelerinin içinde sadece gözleri görünürdü kızların.

Yozgat Sürmelileri yaşanmış öykülerin getirdiği birer sevda, hatta karasevda türküleridir. Bu bir anlık sürmeli gözlere bakış, yüreklerde büyük aşklara kara sevdalara başlanmış olur kor düşen yürekler sessiz sessiz yanar, ateşini genişletir ve ağızlardan sürmelinin sözleri olarak dökülür. Söylenen sözlerde acı vardır, hasret vardır, gurbet vardır. Sürmelileri dinlerken bu kadar duygulanmamızın sebebi bu sürmeli öykülerinde yakaladığımız duyguların kendimizde de bir yeri, bir acısının olmasındandır. Kısaca kendi aşklarımızı, hasretimizi buluruz Yozgat Sürmelilerinde.

Sürmeli Beyin en tanınmış türküsü ;

Of ooof !
Yozgat seni delik delik anam delerim
Kalbur olur toprağını anam elerim
Vay vay anam sürmelim

Eğer sürmelini yitirirsen anam
Koyun olur peşin sıra melerim
Vay vay anam sürmelim

Of oof ! Çamlığın ardında bir yuva yaptım
Yuvamın içinde sürü otlattım
Ben sürmelimi gurbete attım
Vay vay anam sürmelim

Yozgat türkülerinde hasret, sevda ve hepsinden daha çok yayla ve yayla ile ilgili konular işlenmiştir. Yozgat'ı en iyi anlatan ””Türkü Yozgat Sürmelisi””””dir. Sürmeli Türküsünden bir dörtlük şöyledir.

Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Bu dert beni iflah etmez del eyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var
Alıntı ile Cevapla
Alt 19 Ağustos 2020, 19:52   Mesaj No:6
Medineweb Acemi Üyesi
HAS-TARİHÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HAS-TARİHÇİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 61848
Üyelik T.: 19 Ağustos 2020
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Niğde
Mesaj: 23
Konular: 10
Beğenildi:3
Beğendi:15
Takdirleri:145
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

HEKİMOĞLU

Hekimoğlu derler benim de aslıma
Aynalı martin yaptırdım narinim kendi nefsime
Konaklar yaptırdım döşetemedim.
Ünye de Fatsa bir oldu narinim baş edemedim

Konaklar yaptırdım mermer direkli
Hekimoğlu sorarsan narinim demir yürekli
Bahçe armut dibinde kaymak yedin mi
Hekimoğlu'nu görünce narinim budur dedin mi

Çiftlice Muhtarı puşttur ********
Hekimoğlu geliyor narinim uçkur çözerek
Hekimoğlu derler bir ufak uşak
Bir omzundan bir omzuna narinim yüz arma fişek

Ordu dolaylarında yaşayan Hekimoğlu, yoksul bir ailenin çocuğudur. Üstelik yoksul bir anneden başka hiç kimsesi yok. Çevresinde dürüstlüğü, akıllılığı ve yiğitliğiyle tanınan bir gençtir.

Yörede egemenlik kurmuş bir Gürcü Beyi vardır. Bu Gürcü Beyi, Ayşa adında güzel ve narin bir kızla sözlüdür. Ne ki, bu kız Gürcü Beyini sevmemekte, Hekimoğlu'na bağlanmıştır. Bu, dostlukla, arkadaşlıkla karışık bir sevgidir. Üstelik Hekimoğlu'yla görüşmeye başlamıştır.

İşte Bey, iki gencin ilişkisinin bu noktaya vardığını duyar duymaz Hekimoğlu'na düşman olur ve ona savaş açar. Hekimoğlu'yla teke tek görüşüp, hesaplaşmayı önerir; bir de yer belirtir. Hekimoğlu, gözüpek, mert bir gençtir. Aynalı mavzerini kuşanıp, tek başına buluşma; yerine gider. Gitmeye gider ama, Bey sözünde durmamış adamlarıyla gelmiştir. Üstelik adamlarından biri, buluşma yerine varır varmaz, sabırsızlanıp Hekimoğlu'nu yaylım ateşine tutar. Ötekiler de çevresini sararlar. Hekimoğlu'yla Beyin adamları arasında yaman bir çatışma olur. Hekimoğlu, çatışma sonunda çemberi yararak kurtulur. Olaydan hemen sonra, Bolu da tek başına yaşayan anasının yanına gider. Anasına durumu anlatır ve artık şehir yerinde duramayacağını bildirir. Anasıyla helallaşıp, yanına Mehmet adlı iki amca oğlunu alarak dağa çıkar. Çıkış bu çıkış ve ölünceye kadar Hekimoğlu artık dağdadır.

Hekimoğlu'nun dağa çıkış nedenini ve biçimini bilen, duyan yöre köylüleri kendisine kucak açarlar. Onun mertliği, yiğitliği ve doğru sözlülüğü köylüleri daha da etkiler ve her açıdan kendisine yardım ederler. Özellikle yoksul köylülerle dostluk kurar, zenginlerden aldıklarıyla onlara yardım eder.

Hekimoğlu, artık Gürcü Beyinin korkulu düşü olmuştur. Bu yüzden Bey,
kendisini sürekli jandarmaya şikayet eder ve kesintisiz izletir. Hekimoğlu'nu ihbar etmeleri için çeşitli yörelerde adamlar tutar. Fakat halk koruduğu için, Hekimoğlu'nu bir türlü ele geçiremezler.

Hatta bir defasında, Beyin adamlarından birinin ihbarı üzerine Hekimoğlu'nun kaldığı evi jandarmalar basıyorlar. Bütün çevre kuşatılmıştır. Evin altında bir fırın vardır. Hekimoğlu fırıncının yardımıyla fırının ekmek pişirilen yerini arkadan delip kaçmayı başarır.

Hekimoğlu, kaçmaya kaçıyor ama, Beyin, iki amca oğlunu öldürttüğünü haber alıyor ve doğru Çiftlice köyüne iniyor. Gittiği ev muhtarın evidir. Bu Muhtar, Hekimoğlu'ndan yana görünüyor, oysa gerçekte Beyin adamıdır ve onunla

işbirliği içindedir. Nitekim adamlarından biri aracılığıyla ihbarda bulunur ve Hekimoğlu jandarmalarca sarılır. Hekimoğlu, Muhtarın yüzünden kıstırılmıştır. Büyük bir çatışma çıkar taraflar arasında. Adeta namlular kurşun kusmaktadır. Özetle olur orada.

Olayın sonucuna ilişkin iki söylenti var halk arasında :
1-Hekimoğlu, çatışma sırasında. çemberi yarıyorsa da, aldığı yaralar yüzünden fazla uzaklaşamadan ölüyor.

2 -Atına atlıyor, elini karın bölgesinden aldığı yaralara basarak Ordu'ya
kadar geliyor ve burada ölüyor.

Hekimoğlu, tipik bir örneğidir. Haklı bir nedenle dağa çıkıyor. Mertliği, yiğitliği ve iyilikseverliğiyle halk arasında büyük ün yapıyor. Yoksulların dostu, onları ezen varsılların düşmanıdır.

Hekimoğlu denince, hemen akla gelen bir özelliği de dir. Hekimoğlu Türküsü'nde geçen ve kendisinin adıyla özdeşleşen in özelliği şudur. Hekimoğlu, özel olarak yaptırdığı mavzerinin üstüne bir ayna taktırıyor. Çatışmaya girdiğinde, bu aynayı: düşmanının gözüne tutarak, gözünün kamaşmasına, dolayısıyla hedefini şaşırmasına yol açıyor.
Bu yüzden Hekimoğlu'nun, adı, Hekimoğlu'nun adı le özdeşleşmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 20 Ağustos 2020, 22:22   Mesaj No:7
Medineweb Acemi Üyesi
HAS-TARİHÇİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:HAS-TARİHÇİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 61848
Üyelik T.: 19 Ağustos 2020
Arkadaşları:0
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Niğde
Mesaj: 23
Konular: 10
Beğenildi:3
Beğendi:15
Takdirleri:145
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart

SUZAN SUZİ TÜRKÜSÜ VE HİKAYESİ

Hazin bir aşk hikayesi...

Diyarbakır'ın güneybatısında, Dicle Nehri kenarında, Kırklardağı vardır. Bu Kırklardağı'nın arkasında Kırklar Ziyareti vardır. Çocuğu olmayanlar, buraya gelip ***** dilerler.

Bir Süryani zengin ailenin de hiç çocukları olmuyormuş. Kadın, Kırklar Ziyareti'ne gelip ***** dilemiş, adak adamış. Bir kızı doğmuş. Adını Suzi (Suzan) koymuşlar. Her yıl doğum gününde, annesi onu süsler, giydirir ve Kırklar'a götürerek, bir kurban kestirirmiş. Suzan böylesine bin nazlarla büyüyüp, güzel bir genç kız olmuş. Müslüman komşularının oğlu Adil'le, birbirlerine aşık olmuşlar. Yine bir doğum yıl dönümünde, annesi Suzi'yi, hizmetçilerle beraber kurbanını kesmek üzere, Kırklar Ziyareti'ne göndermiş. Arkalarından habersizce Adil de gelmiş. Hizmetçilerin kurban kesme telaşından yararlanan Suzi, Adil'le beraber, dağın arkasına dolanmışlar ve orada sevişmişler. Kırklar Ziyareti, bu beraberliği bağışlamamış ve ziyaret Suzi'yi çarpmış. Kız On Gözlü Köprü'nün orada, Dicle'de boğularak ölmüş. Suzi'nin ölümünden sonra, Adil de aklını yitirmiş.

Suzan Suzi
Kırklardağı'nın yüzü
(Kırklardağı'nın düzü)
Karanlık sardı düzü
(Karanlık bastı bizi)
Ben öleydim
(Kör olasın zalım Suzan)
(Suzan Suzi) Ziyaret çarptı bizi

Köprüaltı kapkara
Anne gel beni ara
Saçlarım kumlara batmış
(Saçlarıma kumlar doldu)
Tarak getir sen tara

Köprünün orta gözü
Sular apardı düzü
Ben öleydim
(Suzan Suzi) Dicle ayırdı bizi

Gazi köşkü serindir
Dicle suyu derindir
Ağlama sen garip anam
Kadir mevlam kerimdir
__________________
TARİH_ÖĞRETMENİ
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
15 Temmuz şehidi Halil için türkü bestelendi Sükutu-Ezber 15 Temmuz 1 28Haziran 2018 21:32
Abdurrahim Karakoç - Beste Beste Türkü Türkü 2013 enderhafızım İlahiler/Ezgiler 0 25Haziran 2013 17:38
şarkı türkü dinlemek çalgı çalmak haram mı? aslıı Soru Cevap Arşivi 5 16 Ağustos 2012 04:46
şarkı türkü söylüyenler ve dinliyenler aslıı Muhtelif Konular 1 27 Mayıs 2012 00:20
Türkü gözlü -güzele mektup havra Makale ve Köşe Yazıları 4 25 Ocak 2009 02:53

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.