Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler

Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi:  11 Mayıs 2009 (13:21), Konuya Son Cevap : 17 Kasım 2016 (12:47). Konuya 69 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 11 Mayıs 2009, 13:25   Mesaj No:11
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Almadan vermek, Allah`a mahsus (yaraşır)
Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, ama ihtiyaç sahiplerinin muhtaç olduğu tek varlık, şanı yüce olan Allah`tır Karşılık beklemeden yardım yapmak sadece ve sadece Allah`a mahsustur Bu sebeple insanlar yardımlaşırken bir karşılığı gözetirler Bir şey verirken almaya gereklilik duyarlar Öyleyse siz başkasına yardımcı olunuz ki, başkası da size yardımcı olsun

Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma
Hiçbir zaman alamayacağın bir mala alacakmış gibi, yapamayacağın bir işe yapacakmış gibi, yanında çalıştıramayacağın bir kişiye çalıştıracakmış gibi yakın ilgi gösterme Bu, karşı tarafa boş yere umut vermek olur ki, doğru bir hareket değildir

Alma mazlumun âhını, çıkar âheste âheste
Zalim olma, kötülük yapıp da can yakma Yoksa mazlumların bedduasını alır, yaptığın kötülüklerin cezasını feci şekilde çekersin

Altın anahtar her kapıyı açar
Para güçlü bir araçtır Paranın halledemeyeceği, ortadan kaldıramayacağı engel ya da mesele yok gibidir Çünkü insanlar çıkarlarına, nefislerine düşkündürler Bu düşkünlük onları zayıf bırakır Para da bu zayıf insanları kolayca elde eder Dolayısıyla karşılığını para ile ödediğinizde, insanlar pek çok engeli önünüzden kaldırır; istediğiniz şeyi kolayca elde edersiniz

Altın eli bıçak kesmez
1 Zengin kişi para ile pek çok meselesini halleder, paranın gücü sebebiyle ona zarar vermek zorlaşır 2 Hünerli, işinin ehli kimseyi hayat zorlukları kolay kolay etkileyemez Bir an zorluklar onu sarssa bile, o yılmadan çalışır; işlerini yoluna kor ve hayatını sürdürür

Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur
Ne varlığa, ne makama güvenmemeli; hiç kimseye yukarıdan bakılmamalıdır Gün gelir insan elindeki varlığı yitirip yoksullaşabilir, bir zamanlar kendisinden daha yoksul olan bir kişiye muhtaç olabilir Mevkisini de kaybedebilir ve kendisinden daha önce altta olan insanların emrinde çalışmaya mecbur kalabilir

Altın yere düşmekle pul olmaz
Yetenekli, dürüst ve değerli bir kişi bulunduğu yüksek yeri (makam-mevki) yitirip önemsiz bir yerde bulunmak zorunda kalsa bile değerinden bir şey kaybetmez

Altı olur, yedi olur, hep Allah`ın dediği olur
İnsanoğlu ne tür hesaplar ve plânlar yaparsa yapsın, ne tür ihtimalleri göz önüne alırsa alsın, sonuçta Allah ne dilemişse o olur Bunun için �takdir, tedbiri bozar� demişlerdir

Aman diyene kılıç kalkmaz (Eğilen baş kesilmez)
Yiğitliğinize, mertliğinize güvenerek teslim olan kişi size sığınıyor; canının da sizin tarafınızdan korunmasını istiyor demektir Böyle bir durumda ona kötülük yapmak ya da onu öldürmek doğru değildir Aksi bir tavır insanlık dışı bir hareket olur, meğer ki sığınan kişi düşman bile olsa

Ana evlâdını atmış, yar başında tutmuş
Biliriz ki, çocuğu en fazla seven, ona en fazla emeği geçen, onu en fazla koruyan, onunla en fazla bütünleşen genellikle annedir Bu sebeple ona ne kadar kızarsa kızsın, ondan ne kadar nefret ederse etsin, bu durumunu devamlı sürdürmesi düşünülemez Çocuğun tehlikeye düştüğü bir anda, annelik içgüdüleri harekete geçer ve onu korumaya çalışır

Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz
Şehirler içinde Bağdat öteden beri güzel, önemli ve gözde şehirlerden biridir İnsanı kendine çeken, pek çok şehirde bulunmayan özelliklere sahiptir Annenin de diğer insanlar içinde ayrıcalıklı bir yeri vardır Onun kadar çocuğunu seven, çocuğuna gönülden bağlı bir yakın, bir dost yoktur insanlar içinde Ne zaman başımız dara düşse hemen o koşar, elimizden tutmaya o çalışır
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:25   Mesaj No:12
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
Kimi meseleleri üstü kapalı, bazı ipuçları vererek şöyle bir anlatmak zorunluluğu hasıl olur Anlayışlı kimseler bu tür konuşmadan ne denmek istendiğini kolayca anlarlar Ama kavrayışı kıt kimseler ne kadar açık anlatılırsa anlatılsın, ne kadar tekrar edilirse edilsin ne denmek istendiğini bir türlü anlayamazlar

Araba devrilince (teker kırılınca) yol gösteren çok olur
İnsanlar her nedense her şey olup bittikten, işler bozulduktan, ortaya kötü bir sonuç çıktıktan sonra �niçin böyle yaptın, şöyle yapsaydın, bu yolu tutmalıydın� gibi sözler söylemeyi alışkanlık edinmişlerdir Önemli olan yapma biçimindeki yanlışlığı, tutulan yoldaki tehlikeyi önceden görmek ve uyarıda bulunmaktır

Araba ile tavşan avlanmaz
Hemen her iş ayrı bir araç, yol ve yöntemi gerekli kılar Başarıya ulaşılmak isteniyorsa o iş için uygun olanlar seçilmelidir Eğer bunun dışına çıkılırsa başarıdan söz edilemez

Arabanın ön tekeri nereden geçerse arka tekeri de oradan geçer
1 Büyükler nasıl bir davranış veya yaşayış yolu tutmuşlarsa çocuklar da onları taklit eder, onların izinden gider 2 Yönetenlerin tavır biçimi, zamanla yönetilenlere geçer

Ar dünyası değil kâr dünyası
1 Yaptığı iş eğer namusuna dokunmuyor, onurunu zedelemiyorsa geçim için şu ya da bu işi yapmalı insan; utanıp sıkılmadan para kazanmalıdır 2 Kimi insanlar vardır ki, namus ve onur denen değerleri bir tarafa fırlatmış, çıkar için her türlü işi yapmaktadırlar

Arı bal alacak çiçeği bilir
Bazı kimseler, açıkgöz insanlar ve işinin uzmanı olanlar, çıkar sağlayabilecekleri, kazanç elde edecekleri yerleri gayet iyi bilirler

Arı, kızdıranı sokar
Hiçbir insan durup dururken çoklukla birinin canını yakmaz Kişi ancak kendisini kızdırıp bunaltana, sataşıp ilişene, kötülük yapana karşı ister istemez eyleme geçer; saldırır ve zarar verir

Arık öküze bıçak çalınmaz
Güçsüz, zayıf, kendisini zor ayakta tutan kimselerden yararlanmaya çalışmak, onlara eziyet edip çile çektirmek doğru değildir; bu yiğitliğin ve insanlığın şaşına yakışmaz

Arpa eken buğday biçmez
1 Kötü bir davranışta bulunan insan iyilik göremez 2 Yapmaya çalıştığı işin üzerinde lâyıkıyla durmayan ondan iyi sonuç alamaz
Arsızın yüzüne tükürmüşler, �yağmur yağıyor� demiş
Arsız insan kişiliğini, saygınlığını, utanma duygusunu yitirmiş insandır Dolayısıyla o ne kadar ağır hareket görse, söz işitse yine de aldırış etmez; pişkinliğe vurup iyi bile karşılar

Arslan yatağından (yattığı yerden) bellidir (belli olur)
İnsanların kişilikleri ile sürekli bulundukları yerler arasında bir özdeşlik kurmak mümkündür Bir kimsenin kişiliği çalıştığı iş yerinin niteliğinden; yatıp kalktığı evin temizliğinden, düzeninden anlaşılır

Asil azmaz, bal kokmaz (kokarsa yağ kokar, çünkü aslı ayrandır)
Kendine has özellikleri bulunan bir nesne ne denli biçim değiştirirse değiştirsin, aslî özelliğini yitirmez Bu durum insan için de söz konusudur Soylu bir aileden gelen insanlar ne denli büyük bir sarsıntı geçirirlerse geçirsinler, bayağı bir duruma düşüp yozlaşmazlar; soyluluklarını yitirmezler Ama mayalarında kötülük, noksanlık bulunan kimseler için böyle bir şeyden söz edilemez; onlar eninde sonunda bir açık verirler, olumsuz yanlarını dışa vururlar

Aslını inkâr eden (saklayan) haramzadedir
Bir insan çarpık bir ailenin üyesi olabilir; yoksul, eğitim görmemiş kaba bir aileden gelebilir Bu durumunu birilerinden saklamak ve onlara karşı bir utanç kaynağı olarak görmek son derece yanlıştır Çünkü insan, böyle bir aileden gelmekle değersiz olamaz Kendisini değerli ya da değersiz kılmak kendi elindedir Böyle bir tavrı da ancak zayıf karakterli insanlar gösterebilir ya da bu tavır ancak piçlere yaraşır
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:25   Mesaj No:13
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Âşığa Bağdat sorulmaz (ırak değildir)
Kim ki bir şeyi elde etmek ister, ona taşkın bir kavuşma isteğiyle yanıp tutuşur, o kimseye zor şartlar ağır gelmez; o, her türlü çabayı gösterir; her türlü fedakârlığa katlanır

Âşık âlemi kör, dört yanını duvar sanır
Aşk duygusuyla dolup taşan kişi, bu derin sevginin etkisiyle ne yaptığını bilemez; hoşa gitmeyecek davranışlarda bulunur, sanki bilincini kaybetmiş gibidir; yapıp ettiklerini kimse bilmez, görmez ve söylediklerini kimse işitmez sanır

Aşını, eşini, işini bil
Doğru, düzgün, sağlıklı, mutlu ve verimli bir hayat mı yaşamak istiyorsun? O hâlde yiyeceğine dikkat et, temiz ve helâl ye Eşini ve arkadaşını iyi seç, kötülerden uzak dur Bir iş edin, edindiğin işe sahip çık, onu lâyıkıyla yap

Aş taşınca kepçeye paha olmaz
Kimi değersiz görülen, bir kenara atılmış bulunan araçlar bir zaman gelir gerekli olurlar; bir zararı önlemeye yararlar İşte o zaman değerleri birden bire artar, kıymet biçilemez olurlar

At, adımına göre değil, adamına göre yürür
Bir atın yürümesi ya da koşması, doğrudan sırtındaki binicisinin yönetimine bağlıdır; binici ne isterse onu yapar; koşar, durur ya da yavaş gider Bir işin akışı da böyledir İşin sonucu, verimli yahut verimsiz oluşu, o işi yapanın bilgi, beceri çaba ve tutumuna bağlıdır

Ata eyer gerek, eyere er gerek
Çıplak ata binmek oldukça zordur Ata binmeyi kolaylaştıran eyerdir Ancak bu yeterli değildir Atın üzerinde oturacak kimse eyerin hakkını vermeli ve başarılı olmalıdır Bunu da ancak yiğit olan yapar Bir iş için de durum bundan farklı değildir Yapılan işten verim alınmak isteniyorsa, önce işte kullanılacak araçlar sağlanmalı; sonra da iş ve araçlar işini iyi bilen, bunları kullanabilecek birine teslim edilmelidir

Atanın (babanın) sanatı oğula mirastır
Çocuklar küçük yaşlarda öncelikle babalarının yaptıkları işlerle ilgilenirler Babanın oğulla yakın ilişkisi, çocuğun giderek babasının yaptığı işi öğrenmesine yol açar Baba da bunun için özel bir çaba sarf etmişse, çocukta, bu işi öğrenme yolu kalıcı olur Büyüyünce kendisi de bu sanatla uğraşır, geçimini bu yolla sağlamaya çalışır

Atasını tanımayan Allah`ını tanımaz
Ana-babaya değer vermek, onlara saygı-sevgi göstermek, onlara dar günlerinde yardımcı olmak, onlara �öf� bile dememek Yüce Allah`ın buyruklarındandır Bu buyruklara itaat etmeyen, ana-babaya gerekli ilgiyi göstermeyen, onlara karşı gelen bir kimse Allah`a da karşı geliyor demektir

At binenin (iş bilenin), kılıç kuşananın
1 Kim ki bir işi beceriyor, bir şeyi kullanıyor, bir şeyden gerektiği gibi faydalanıyor, o şeye sahip olmalıdır; en uygunu, yakışanı da budur 2 Kim ki başkasının yararlanmadığı, yararlanmasını bilmediği bir şeyi elinde tutuyor ve ondan yararlanıyorsa, o şey, mal sahibinden çok onun sayılır

At binicisini tanır (bilir)
Emir altında çalışan kişi, kendisini yönetenin işten anlayıp anlamadığını, ne isteyip istemediğini, hangi olay karşısında nasıl tavır takındığını bilir; işini de ona göre yapar ve yürütür

Ateş düştüğü yeri yakar
Bir felâket ya da üzücü olay gerçek anlamda ona uğrayana, yalnızca ilgili kimselere acı verir; onların yüreklerini yakar Başkalarının, uzak kimselerin duydukları acı, gösterdikleri üzüntü ise yüzeyseldir; kalıcı değil, gelip geçicidir

Ateşle barut bir yerde durmaz
Bir arada bulunmaları çok tehlikeli görülen şeyler birbirinden uzak bir yerde tutulmalıdırlar

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
Bir olay ya da durumun varlığı, gerçekten ortada olup olmadığı, belirtisinin görülmesiyle anlaşılacak bir şeydir Eğer meydanda bir belirti varsa, olay veya durum da var demektir

Atılan ok geri dönmez
Kimi zaman iyi düşünüp taşınmadan, olacakları hesaplamadan bazı eylemlere girişir ve sonuçta pişman olur insan O anda ilk durumuna dönmek ister ama bu mümkün değildir Çünkü olan olmuş, iş işten geçmiştir çoktan
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:25   Mesaj No:14
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Atın bahtsızı arabaya düşer
Kimi değerli, yetenekli ama talihsiz kimseler, kişiliklerine uymayan kötü ve bayağı işlerde çalıştırılır; görevlere itilir

Atın ölümü arpadan olsun
Bir şeye tutkun olan, bir şeyin uzun süre yokluğunu çeken kimi kişiler, kendilerine zarar vereceğini bile bile o şeyi kullanmaktan çekinmezler ve şöyle düşünürler: �Sevdiğim şeye özlem duyarak yaşamaktansa, onu çokça (aşırı ölçüde) kullanıp (yiyip) hasta olayım; hatta öleyim�

Atın ürkeği, yiğidin korkağı
1 Yiğit de, at da doğacak bir tehlikeye karşı hep tetikte bulunmalı; uyanık davranıp duyarlı olmalıdır 2 Atın da, yiğidin de korkağından kaçınmalı; onlardan hayır gelmez

Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz
Meydanda olan şu ki, insana değer, nitelik ve kişiliğine göre davranılır; iş verilir Bu bakımdan kişi başkalarını ilgilendiren konularda ortaya atılmamalıdır Ayrıca, değersiz bir kimse de kıymetli ve nitelikli kişilere gösterilen ilgiyi ne beklemeli, ne de ummalıdır

Atlasa kıl yapışmaz
Dürüst, temiz, kötülükten uzak, işinde başarılı kimseler hakkında söylenen karalayıcı sözler, yapılan iftiralar havada kalır; boşuna söylenmiş olur, onlara bu sözlerin mazarratı bulaşmaz

At ölür, itlere bayram olur
Kimi yararlı, kıymetli, şahsiyet sahibi kimselerin ölmesi; bulunduğu görevden ayrılması ya da alınması kimi çıkarcı, kıskanç ve aşağılık kimselerin işine gelir; onların sevinmesine yol açar

At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
Dünyadaki her canlı gibi at da ölümlüdür Günü gelince o da bu dünyadan ayrılır Ama onun koştuğu, gezdiği meydan onunla gitmez; kendisinden sonrakilere kalır ve onu hatırlatır İnsan için de durum atınkinden farklı değildir O da ölümlüdür Doğacak, yaşayacak ve ölecektir Ne var ki, bu dünyadan ayrılırken bıraktığı izler sürüp gidecektir İnsanlar bu dünyada bu izleriyle anılacaklardır Önemli olan dünya hayatında iyi bir iz (nam) bırakmak ve rahmetle anılmaktır Bu bakımdan kişi daha yaşarken adını yaşatacak iyi işler yapmalıdır Unutulmamalıdır ki, yaşarken iyi işler yapan, iyi eserler bırakan kişiler öldükten sonra da unutulmazlar; onları tanıtan eserleriyle de gelecek kuşaklara taşınırlar

At sahibine (biniciye) göre eşer (kişner)
Yönetilen veya buyruk altında çalışan kişi, tutumunu ya da çalışmasını yöneticisin
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:26   Mesaj No:15
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Baba koruk (ekşi elma, erik) yer, oğlunun dişi kamaşır
Bir babanın yaptığı kötü iş, sürekli tekrarladığı uygunsuz hareketler her nedense aileye yüklenmeye çalışılır Toplum içinde de bunun sıkıntısını en çok, çocuk çeker; en çok o, güç duruma düşer

Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana
Çoklukla insanlar bir emek vererek kazanmadıkları malın değerini pek bilmezler, meğer ki bu baba malı ola Babadan kalan mal, mülk ya da para hazır olduğu, değeri de pek bilinmediği için kolay ve çabuk harcanır; tez biter Bu bakımdan babadan kalan mirasa güvenip çalışmamak, bir kazanç yolu tutmamak son derece sakıncalıdır Kişilik sahibi olan kimse ise baba malına güvenmez, alın teri dökerek kazanmaya çalışır, kazandığının değerini de bilir, ona sahip çıkar, dolayısıyla onu dikkatle harcar

Baca eğri de olsa duman doğru çıkar
Dürüst, doğru, iyi ve güzel vasıflarını doğuştan getiren insan, ne denli bozuk, elverişsiz ortamlarda bulunursa bulunsun niteliklerini kaybetmeyip korur Bu durum nesneler için de geçerlidir

Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun (Bağda izin olsun, üzüm yemeye yüzün olsun)
Bir bağın bağ olması için gereken bakım gösterilmelidir Üzümler zamanında budanmalı, gübrelenmeli, çapalanmalı ve sulanmalıdır Bu yapılmazsa o bağdan istenilen üzüm alınamaz Bu da bize gösteriyor ki emekle üzüm arasında sıkı bir ilişki var Bir kişi bir şeyden verim bekliyor, fayda temin etmek istiyorsa gereken çabayı göstermeli; gerekli harcamalardan kaçmamalı, o şeye iyi bakmalıdır Aksi takdirde o şeyden yararlanmaya yüzü olmaz

Bağla atını, ısmarla Hakk`a
Hayvanların bir yerde durmaları isteniyorsa onları mutlaka bağlamak gerekir Bu durum at için de geçerlidir Eğer onu başı boş bırakırsak oradan uzaklaşıp kaybolabilir, başına türlü hâl gelebilir Bunun gibi pek çok şeyde önce tedbir alınmalı, sonra da Allah`a havale etmeliyiz Kısacası önce tedbir, sonra tevekkül her işte kural olmalıdır

Bağlı koyun yerinde otlar
Nasıl ki bağlı koyun, bağlı olduğu ipin izin verdiği sınırların dışına çıkıp otlayamıyorsa, kimi insanlar da ellerinde olan imkânın dışına çıkıp iş göremezler; ellerindeki imkân ne kadarsa o kadar başarılı olurlar Fazla imkânlara kavuşmak, becerikli insanların daha verimli ve başarılı olmalarına kapı aralar Bu sebeple onlara gerekli olan imkân ve fırsat verilmelidir

Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur
İster bağ, ister iş yeri, isterse bir eşya olsun, ona gerekli bakımı gösterirsek beklediğimiz faydaya kavuşuruz Bir bağa bakmaz, onu çapalamaz, budamasını yapmaz, yabancı otlardan temizlemez ve gübrelemezsek bir zaman sonra onu dağa, verimsiz bir yere dönmüş görebiliriz Bakımı olmayan bir iş yeri, bir eşya için de durum bundan farklı değildir
Bakımdan uzak tutulmuş bir iş yerinde düzen gözetilmezse aksaklıklar giderek büyür, önü alınamaz olur, sonunda iş yeri iflasın eşiğine gelebilir Bir eşyanın bozuk, kırık, eksik bir yanı yerinde ve zamanında giderilmezse, o eşya bir süre sonra kullanılamayacak hâle gelir Unutulmamalıdır ki, bakılan ve onarılan şeyler ancak yararlanılacak şeyler olarak ortada kalır

Bakmakla usta olunsa, köpekler (kediler) kasap olurdu
Öğrenmenin esası denemeye ve yapmaya dayanır Bir şey, başkasının yaptığı işe bakılarak öğrenilemez Eğer bilgi ve becerinin de kazanılmasının yapmaya dayandığı düşünülürse, bir işin öğrenilmesinin seyretmeye değil, bizzat denemeye ve o iş üzerinde çalışmaya bağlı olduğu daha açıkça görülür Ustalık da ancak böyle elde edilir

Bal bal demekle ağız tatlanmaz
Bir şeyin yalnızca adını etmekle, onun hakkında tatlı sözler söylemekle o şeye kavuşulmaz Önemli olan gerekli girişimlerde bulunup onu ele geçirmek için uğraş vermektir
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir
Çoklukla düşünüp taşınmadan, olacakları hesaplamadan işe kalkışan insan, bu ihtiyatsızlığı sebebiyle bir felâkete düştükten sonra aklını başına toplar; kendine gelip uyanır Ama dövünmesi, çırpınması bir fayda vermez; çünkü iş işten geçmiş olur
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:26   Mesaj No:16
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Balık baştan avlanır
Bir yeri yöneten oraya hâkim demektir Eğer bir yeri ele geçirmek istiyorsan, oranın hâkimi olan yöneticileri ele geçirmen yeter

Balık baştan kokar
Gerek bir aile, gerek bir topluluk ve gerekse bir ülkede baştaki yöneticilerin niyetleri ve tutumları bozuksa o yerdeki her şey de bozuk ve düzensiz olur Ortada değerini koruyan bir şey kalmaz
Balın olsun tek, sinek Bağdat`tan gelir
1 Yeter ki malın, mülkün ve paran olsun; ondan faydalanmak isteyen pek çok kimse olduğuna, hatta bunlardan kimilerinin çok uzaklardan geldiğine bile şahit olacaksın 2 Kıymetli bir malın mı var? Kaygılanma, onun müşterisi eninde sonunda mutlaka çıkıp gelir

Balta değmedik (girmedik) ağaç (orman) olmaz
Hayat öyle çetrefilli bir yoldur ki, zorluk, felâket ve acılarla karşılaşmayan, bir zarar görmeyen kimse yoktur

Bal tutan parmağını yalar
Başkalarına yararı dokunan yerlerde çalışan, onlara iyi ve güzel şeyleri sunmakla görevli bulunan kimse, ürettiğinden ya da dağıttığından kendisi de faydalanır Genellikle bu tutum da hoş görülmeye çalışılır Çünkü o görevi yapan bunu hak ediyor kanaati yaygın hâle gelmiştir

Bana benden her ne olursa, başım rahat bulur dilim susarsa
1 Hemen her kişi kendi geleceğini kendisi hazırlar Kendisine gelecek zararların ya da faydaların tümü onun tutumuna bağlıdır, her şeyin sorumlusu o olur 2 Ne söylediğini bilmeyen, sözlerinin onu nereye ulaştıracağını hesap etmeyen, lüzumsuz ve çok konuşan kimse, dili yüzünden çeşitli zararlara uğrar Aksine diline bir çeki düzen veren, susmasını bilen ve ancak gerektiği yerde konuşan kimseler bu belâlardan uzak olur

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
Bazı bencil, çıkarcı kimseler vardır ki, onlar, sırf kendilerine zarar vermiyor diye kötülük yapan kimselere engel olmazlar Onların başkalarına kötülük yapmalarına, bu kötülüklerinin bütün bir toplumu zarara uğratmalarına ses dahi çıkarmazlar; onlara dokunmamaya çalışırlar Oysa bu tavır son derece yanlıştır Yalnız kendimizi değil, toplumun diğer bireylerini de düşünmek zorundayız Bana ne demek, nemelâzımcı olmak toplumun dirlik ve düzenliğini temelden bozacak bir harekete yol açar

Baskın basanındır
Kim ki savaşta düşmanını gafil avlayıp fırsat vermeden hücum ederse, zaferi elde eder; savaşı kazanır
Baskısız (çivisiz) yongayı (tahtayı) yel (el) alır, sahipsiz tarlayı sel alır
1 İyi korunmayan araç ve gereçler çabuk yıpranır; sahiplenilmeyen mallar elden gider, onlara başkaları sahip çıkar 2 Çocukların ya da gençlerin denetimini ve gözetimini iyi yapmalı; aksi takdirde onlar kötü yollara düşebilir, zararlı alışkanlıkların tutsağı olabilirler Bunların yanında aile ile bağları kopup ilişkileri tamamen kesilebilir

Başa gelen çekilir
Ne kadar istersek isteyelim kimi felâketleri, kötü durumları önleyemeyiz; üstümüze çöken acılara katlanmaktan başka bir şey gelmez elimizden Bu durumda yapılacak tek şey sabırlı olmak, sıkıntılara katlanmayı bilmektir

Başa gelmeyince bilinmez
İnsan başkalarının uğradığı felâketlerin, dertlerin ne denli acı olduğunu gerektiği gibi idrak edemez Ne zaman ki benzer bir olayla karşılaşır ve acıyı tadar, işte o zaman anlar

Baş başa bağlı, baş da şeriata
Bulunduğumuz yerdeki yöneticiler, bir üst yöneticiye; üst yönetici ise en üst yöneticiye; o da şeriata, yani Cenab-ı Hakk`ın koymuş olduğu kanunlara bağlıdır İnsanların başına buyruk hareket etmeleri böylelikle önlenir, bir sorumluluk zinciri oluşturulur Alttakiler üsttekilere, üsttekiler de şeriate karşı sorumlu olurlar Bu durum toplumların genel düzenini sağlamış olur Ancak günümüzde bu sorumluluk bağı şeriatla değil, lâik kanunlarla sağlanmaya çalışılmaktadır

Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz
Bir insanın gücü sınırlıdır, tek başına her işi yapamaz Kimi zor işleri yapması için de başka insanların gücüne, işbirliğine ihtiyaç duyar Güçler birleştirilince zor işlerin yapılması da kolaylaşır Çünkü birlikten kuvvet doğar

Baş dille tartılır
Kişilerin ne kadar akıllı, ne kadar düşünceli oldukları söyledikleri sözlerle ölçülür Çünkü konuşmaların tutarlı ve yerinde olup olmaması böyle bir ölçüm için en elverişli yolların başında gelir

Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinde taşısın
Bir işin yapılmasını tecrübesiz, beceriksiz, ustalığı olmayan kişilere teslim eden, meydana gelebilecek zararlara katlanmaya da hazır olmalıdır
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:26   Mesaj No:17
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Baş kes, yaş kesme
Tabiatı zengin kılan, bir yeri yaşanılacak hâle getiren unsurların başında ağaç gelir Hayatımız için yararları o kadar çoktur ki, yaş bir ağaç kesmek, bir insan öldürmek gibidir

Baş nereye giderse ayak da oraya gider
1 Küçükler çoklukla büyükleri taklit ederler Onlara özenir, onların yaptıklarını yapmaya çalışırlar 2 Bir ülkede iş başında bulunanlar, bir iş yerini yönetenler nasıl hareket edip bir yol izlerlerse, yönetilenler de onlar gibi davranıp onları takip ederler

Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla
Bir kimse, kendi niteliğine uyan, kendine denk olan, kendine benzeyen kimselerle beraber olur, arkadaşlık eder, düşüp kalkar

Bedava sirke baldan tatlıdır
Emek verilmeden, karşılığı ödenmeden ele geçirilen şeylerin kıymeti ne kadar düşük olursa olsun kişinin pek hoşuna gider

Belâ geliyorum demez
Hayat inişli çıkışlı bir yoldur İnsanın karşısına neyi, ne zaman çıkaracağı hiç bilinmez İnsan bir anda, hiç umulmadık bir zamanda kötülüklerle, felâketlerle karşı karşıya kalabilir Bu yüzden tedbiri elden bırakmamak gerekir

Beleş atın dişine (yaşına, yularına, dizginine) bakılmaz
Bir çaba, bir emek harcanmadan, bedava elde edilen şeyler insana oldukça hoş gelir Bu sebeple bir kusuru, bir eksiği var mı diye bakılmaz; güzel olup olmadığı aranmaz, niteliklerine pek dikkat edilmez

Besle, büyük danayı; tanımasın anayı
Anne ve babalar çocukların sağlıklı büyümeleri, iyi bir eğitim görmeleri için her türlü zorluğa katlanırlar Ama buna karşılık çocuklarından umduklarını bulamazlar Çocuklar kendilerine karşı gerekli saygı ve sevgiyi göstermezler, hayırsız olurlar, onların değerini bilmezler, onları tanımazlar Dolayısıyla da anne ve babanın emeklerine karşı nankörlük etmiş olurlar

Besle kargayı, oysun gözünü
Kimi nankör, kötü niyetli, sütü bozuk kimseler vardır ki, hiç de lâyık olmadıkları hâlde sen onlara iyilik yaparsın, onlar da sana fenalıkla karşılık verirler

Beş parmağın beşi bir değil (olmaz)
Bir eldeki parmakların kimisi uzun, kimisi de kısadır Bunun gibi bir anne-babadan olmuş, aynı çatı altında yetişmiş kardeşlerin de fiziksel ve ruhsal yapıları birbirinden farklıdır Huyları, becerileri, karakterleri birbirine benzemez Bu durum toplumdaki diğer insanlar için de söz konusudur, onlar da birbirlerinden çeşitli nitelikleriyle ayrılırlar

Beterin beteri vardır
Kötü bir duruma düştüğümüzde, bir belâ ile karşılaştığımızda bundan kötüsü de olamaz diye düşünmemeli; daha da kötüsünün olabileceğini aklımızdan çıkarmadan gereken sabrı göstermeli, Allah`a sığınmalıyız

Bıçağı kestiren kendi yüzü suyu, insanı sevdiren kendi huyu
İyi su verilmiş çelikten yapılan, ustalıkla bilenen bıçak dayanıklı ve keskin olur; bu da onun değerini artırır Kişileri değerli, sevimli kılan da huy güzelliğidir Geçimsiz, huysuz kimseler toplumca sevilmezler

Bıçak sapını kesmez
Bıçağı bıçak yapan demir kısmı ile sap kısmıdır Demir kısmı, saplı kısmına ilişemez Ama başka bıçakların saplarına ilişip zarar verebilir Bunun gibi insanlar da çok yakınlarına, anne-baba-evlâtlarına ve diğer akrabalarına kolay kolay zarar veremez Aralarında onları bütünleyen, birbirlerine bağlayan bir kan, bir sevgi bağı vardır

Bıçak yarası geçer (onulur), dil yarası geçmez (onulmaz)
Bıçak ya da herhangi bir silâhın açtığı yara bir süre sonra iyileşir, vücutça onulur Ama dilden çıkan kötü ve acı sözlerin gönülde açtığı yara, bıraktığı izi kolay kolay kapanmaz; her hatırlamada yeniden açılır, insana üzüntü verir

Bilen bilir, bilmeyen aslı var sanır
İnsan bir şeyi duymuşsa, o ancak bir söylentidir; doğruluğu belirsiz, gerçekliği de şüphe götürür Ancak insanlar söylentilerin bu yanına bakmazlar, duyduklarını başkalarına aktarıp dedikodu yaparlar Konuşulan bir olayın aslının olup olmadığını ancak gören bilir, görmeyen ama söylenenleri duyanlar ise dedikoduları gerçekmiş gibi kabul ederler
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:26   Mesaj No:18
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Bilinmedik aş ya karın ağrıtır, ya baş
Anlamadığımız, daha önce denemediğimiz, iç yüzünü bilmediğimiz bir iş yapmaya kalkışmak akıl kârı değildir Çünkü tanışık olmadığımız bu işin başımıza iş açması, bize zarar vermesi kuvvetle muhtemeldir Bunun için bir işe girişirken dikkatli olmak zorundayız

Bilmemek ayıp değil, sormamak (öğrenmemek) ayıp
İnsan hayatı için bilgi oldukça önemlidir Ne ki insan her şeyi bilmez Bilmesine de imkân yoktur İnsanın her şeyi bilmemesi doğaldır Bunun utanılacak bir yanı da yoktur Ancak imkân varken bilmediklerini sorup öğrenmemesi, biliyorum tavrıyla bir işe girişmesi son derece sakıncalıdır ve kusurludur Çünkü yanlış bir yola saparak hem kendine, hem de başkalarına zarar verebilir

Bin bilsen de bir bilene danış
Herkes eşit bilgiye sahip değildir Çok iyi bildiğimizi sandığımız konunun bilmediğimiz bir yanı olabilir, o konuyu bizden daha iyi bilenler de çıkabilir Bu yüzden bir işe kalkışmadan önce bu gibi kimselere danışmalı, onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanmalıyız Eksiğimizi ancak böyle giderebilir, yanlışımızdan ancak böyle kurtulabilir, iyi bir sonuca da ancak böyle kavuşabiliriz

Bin dost az, bir düşman çok
Sıkıntılı bir anımızda, kötü bir günümüzde hemen yardımımıza koşan, daima iyiliğimizi isteyen dostlarımızdır Derdimizi onlarla unutur, mutluluğu onlarla tadarız Onlardan zarar değil, yalnızca fayda görürüz Bu sebeple ne kadar çok olurlarsa, bizim için o kadar iyidir Ama düşmanımız olan yalnızca bizim kötülüğümüzü ister, bir tane de olsa onun varlığı bizi rahatsız eder

Bin merak bir borç ödemez
Ne denli kaygı içinde olursan ol, bunun borcunun ödenmesinde hiçbir yararı yoktur Tasalanmayı bırakıp borcunu ödemek için çaba harcamalı, yollar aramalısın

Bin nasihatten bir musibet yeğdir
Yanlış bir yol tutmuş kimi insanlar vardır ki, onlara ne kadar çok öğüt verirsen ver, tuttukları yanlış yoldan onları çevirmekte bu öğütler bir fayda temin etmez Ama takip ettiği yanlış yolda başına gelen bir felâket, onu doğru yola getirmekte daha etkili olur Çünkü kötü tecrübelerin öğretme gücü oldukça büyüktür

Bin ölçüp bir biçmeli
En basitinden en zoruna, yapmaya çalıştığımız işin bütün ayrıntılarını önceden düşünmeli; gerekli ölçümleri yapmalı, sonucu iyi hesaplamalı, sonra işe girişmeliyiz Yoksa istemediğimiz bir zararın ortaya çıkmasından duyacağımız pişmanlık fayda etmez

Bin tasa (kaygı) bir borç ödemez
Çok tasalanmak ve üzülmekle borçtan kurtulunamaz Çünkü borç durduğu yerde ödenmez Borcu ödemek için bir şeyler yapmalı, harekete geçip çalışmalı, kimi çıkış yolları aranmalıdır

Bir adama kırk gün deli desen deli olur
İnsana yapılan sürekli telkinler sonunda bir neticeye ulaşmak mümkündür Çünkü insan etkilenen bir varlıktır Birtakım iyi ya da kötü duygular, düşünceler ve inançların sürekli telkin edilmesiyle insanlar biçimlendirilip yönlendirilebilirler

Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın
Toplumun bir kişi hakkında verdiği yargı öyle kolay kolay değişmez Toplum kişiyi nasıl nitelemişse, kişi o niteliğiyle tanınır Adı bir kere kötüye çıkan kişi, iyi de olsa toplumun bu yargısının önüne geçemez Adına sürülen bu leke onun yakasını bırakmaz Nereye gitse bu leke yüzüne vurulur, itilip kakılır, sıkıntılar içinde kalır Böyle yaşamak kişi için
ölmekten daha iyidir

Bir ağızdan çıkar bin ağıza yayılır
Bir sırrın yayılması istenmiyorsa, kimseye söylenmemelidir Sır ağızdan çıktı mı hemen yayılır, gizli kalmasını önlemek çok zordur Çünkü insanın merak ve dedikoduya eğilimi vardır Bu eğilim sır olan şeyin dilden dile dolaşmasına, toplum içinde yayılmasına yol açar

Bir ahırda at da bulunur, eşek de
Bir toplumda iyi, yararlı ve güzel işler yapanlar bulunduğu gibi kötü, yararsız ve çirkin işler yapan insanlar da bulunabilir

Bir başa bir göz yeter
Ne kadar çok malı olsa da insan yine de elde etmek ister, geleni geri çevirmek istemez Oysa insan hayatta ihtiraslı olmamalı, ihtiyacından fazlasını düşünmemelidir Kanaatkâr olan kimseler ihtiyaçları kadar olanı yeter görürler

Bir bulutla kış olmaz (Bir çiçekle yaz gelmez)
1 Önemli bir durumun netlik kazanması için küçük, önemsiz belirtilerin varlığı yeterli değildir 2 Güzel ve hoş da olsa, küçük bir değeri elde etmekle mutluluk tam anlamıyla yakalanmış sayılmaz

Bir çöplükte iki horoz ötmez
Bir toplumda iki baş, bir iş yerinde iki yönetici olmaz Olursa aralarında kıskançlık, çekememezlik yüzünden anlaşmazlık çıkar; fikir ayrılığına düşerler; biri diğerini yok etmeye, bulunduğu yere tek baş olmaya çalışır Bu çatışma sonunda güçlü kalır, güçsüz gider Bu da az şeye mal olmaz

Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış
1 Aklî dengesini yitirmiş kimi insanların yaptıkları öyle işler vardır ki, bunu akıllı insanlar bir araya gelse ne yorumlayabilir, ne de çözebilirler 2 Kimi zaman bir insan öyle delice bir iş yapar ve zarara yol açar ki, pek çok akıllı kimse bir araya gelir ama bu zararı gideremez; işi de düzeltemez
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:27   Mesaj No:19
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Bir (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin görmesin
Yardım yapmak bir insanlık görevi, dinî bir emirdir Ancak bunu yapmanın da bir yolu yordamı vardır Yoksula yardım ederken insanın amacı kendini gösterip övünmek değil, görevini ve sorumluluğunu yerine getirmektir Bu bakımdan yoksulları inciten gösterişlerden kaçınmak; kimsenin haberi, hatta en yakınların bile haberi olmadan yardım yapmak gereklidir Yoksa tersine bir hareket yardım edilen kimseyi mahcup duruma düşürür, yapılan iyilik de iyilik olmaktan
çıkar

Bir elin nesi var iki elin sesi var
İnsanın gücü sınırlıdır Bunun için büyük işlerin üstesinden tek başına gelemez Bu tür işleri başarabilmek için başkalarıyla işbirliğine, dayanışmaya girer Güçleri birleştirerek zor işlerin altından böylelikle kalkar
Bir evde düzen olunca düzenbaz olmaz
Eğer bir ailenin hemen bütün fertleri arasında bir uyum, bir anlaşma, karşılıklı sevgi ve hoşgörü varsa, o ailede düzen de var demektir Dolayısıyla ailenin huzurunu kaçıracak bir kimsenin bu ailede barınması da mümkün değildir

Bir göz ağlarken öbür göz gülmez
Aile fertleri birbirine kan ve akrabalık bağlarıyla bağlıdırlar Onlar bir vücudun azaları gibidirler Dolayısıyla ailenin bir ferdine gelen zarar, bütün aile fertlerine gelmiş gibidir Hemen hepsi de aynı ölçüde üzüntü çekerler

Bir günlük beylik, beyliktir
İnsanlar her zaman arzu ettikleri nimetlere kavuşup bunun sefasını süremezler Bu sebeple çok kısa bir süre içinde de olsa, çevresindekilerden daha üstün, dertlerden uzak ve arzu ettiği biçimde bir an yaşamak o kişi için güzel bir şeydir

Bir insanı tanımak için ya alış veriş etmeli, ya yola gitmeli
Ortak bir işe girmeden insanların gerçek yüzünü anlamak oldukça zordur Alış veriş etmek, onları tanımak bakımından önemli ölçüttür Çünkü alış veriş bir şeye sahiplenmeyi gerekli kıldığı için kişinin çıkarcı yönünü bütün çıplaklığıyla ortaya koyar Yolculuk ise fedakârlığı, cesareti, mertliği gerektirir; dolayısıyla yolculukta karşılaşılan zorluklar sebebiyle ortaya konan davranışlar kişilerin niteliklerini belirgin kılar

Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar
Bir toplumun sahip olduğu varlıklardan her fert bir adalet çerçevesi içinde yararlanmalıdır Eğer böyle olmaz, adaletli davranılıp hak gözetilmez, sadece bir kısım insanların yararlanmasına göz yumulup diğer insanların yararlanmasına fırsat verilmezse kargaşa çıkar; kavga baş gösterir, toplumdaki sosyal barış zedelenir, düzen bozulur, insanlar birbirlerine düşer

Bir koyundan iki post çıkmaz
Bir iş, nesne ya da insandan temin edilecek faydanın bir ölçüsü, bir sınır vardır Alınabilecek alındıktan sonra, onlardan bir kez daha verim istemek, onları bu konuda zorlamak doğru değildir Bu davranışın devamı insanı yanlış bir yola götürüp zarara sokabilir

Bir kötünün yedi mahalleye zararı dokunur (vardır)
Yalancı, düzenbaz, iffetsiz bir kimse sadece kendi çevresine zarar vermekle kalmaz; kötülüklerini daha geniş çevrelere de taşır Kendinin, yakınlarının, çevresinin ve daha geniş muhitlerin adını lekeler; bu leke gittikçe yayılır

Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
Küçük ve kıymetsiz gördüğümüz şeyler zaman gelir çok önem kazanır ve büyük iş görebilir Küçük bir somun parçası yüzünden bir dikiş makinesinin çalışmaması, işlerin yatması mümkündür Bu sebeple herhangi bir nesne, iş ya da olayı küçük görmeyip önemle ele almak gereklidir

Bir selâm bin hatır yapar
Dinimizin bir emri olan selâm, bir bilgi ve sevgi belirtisidir Dolayısıyla gönül kazanmanın önemli bir anahtarıdır Yakınlarımıza, arkadaşlarımıza, hatta yabancılara bile vereceğimiz selâm onlarla aramızda bir yakınlığın doğmasına yol açar; gönülleri birbirine yaklaştırır Bu sebeple selâmlaşmayı ihmal etmemek gereklidir

Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge
Bir suçu işleyebilir, kanunsuz bir işi yapabilir ve yakalanmayabilirsin Hatta bunu birkaç kez de başarabilirsin Ama bu böyle devam etmez, eninde sonunda yakayı ele verirsin

Bir sürçen atın başı kesilmez
Kusursuz insan olmaz Hemen her insan bir yanlışlık yapabilir Bu bakımdan sürekli iyi iş yapan, doğru yoldan çıkmayan, kişiliğini her yönüyle kanıtlamış olan bir kimseyi, bir kez hata yaptı diye gözden çıkarmak, olumsuzlamak ve cezalandırmak doğru değildir Yapılacak şey, yalnızca uyarıda bulunmak olmalıdır
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Mayıs 2009, 13:27   Mesaj No:20
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 886
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları

Bir şeyin önüne bakma, sonuna bak
Kimi işler vardır ki iyi başlamamış ama iyi sonuç vermiştir Üstelik başlamış bir işte geri dönmek de zordur Bu sebeple bize düşen yolumuza azimle devam etmek, gereken çabayı göstermek, işi lâyıkıyla yapmaya çalışmaktır

Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
Kimi insanlar vardır ki dedikleriyle yaptıkları birbirine uymaz Kimi isteksiz görünüp yemem diyen insanların isteklilerden daha çok yedikleri, kimi hevessiz görünüp kalamam diyen insanların da diğerlerinden daha çok oturdukları, hatta yatıya kaldıkları bile görülmüştür

Bitli (kurtlu, çürük) baklanın kör alıcısı olur
Değersiz, işe yaramaz, kötü şeylerin de müşterisi olur Onları kimileri anlamadığı, kalitesini bilmediği için alır; kimileri de kendileri bakımından bizim kavrayamadığımız bir değer ifade ettiği için alır

Boğaz dokuz (kırk) boğumdur (boğa boğa söyler)
Bir sözü düşünüp taşınmadan, içimizden geçirmeden, kendi kendimize ölçüp tartmadan, doğuracağı sonuçları hesaplamadan, düzeltmeden söylememeliyiz Ola ki istemediğimiz bir sözü ağzımızdan çıkarmış olabiliriz En doğrusu, uygun biçimi bulduktan sonra söylemektir

Bol bol yiyen, bel bel bakar
Bugünün yarını da vardır Savurganlık yapıp elindekini bol bol harcayan, düşünceli davranıp ilerisi için bir şey bırakmayan kimse, yarın geçimini temin edecek bir şey bulamaz Başkalarına muhtaç olur, onun bunun eline bakar

Borç iyi güne kalmaz
Borçlu olan, borcunu hemen ödemenin yollarını aramalıdır �Elim genişleyince, ileride öderim� diye düşünmesi son derece sakıncalıdır Çünkü gelecek günlerin ne göstereceği belli olmaz Eli daha da darlaşabilir Dolayısıyla borcunu ödemesi güçleşir, gün geçtikçe de borcu artar

Borçlunun yalımı alçak olur
Borçlu kimseler, borçlarını ödeyemedikleri için alacaklıları yanında rahat olamazlar; başları yukarıda yürüyemezler, üzülüp incinirler, sanki suçlu gibi dururlar, kendilerini ezik hissederler

Borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir
Beyleri bey yapan cömertlikleri, ellerindeki varlıkları yoksullara dağıtmalarıdır Varlıksız, sıkıntı içinde yüzen bir beyin sadece adı kalmıştır Varlığı olmayan, yoksulları gözetme ve doyurma görevini yapamayan bir bey için bu durum acı vericidir Böyle bir konumda bey olmaktansa borçsuz, tasasız, kıt kanaat geçinen bir çoban olmak daha iyidir Çünkü, o yoksulluğa alışkındır

Borçtan korkan kapısını geniş (büyük) açmaz
Alacaklının yanında yüzü yerde olmak istemeyen, borç etmekten korkan kimse tedbirli olur; masraflarını kısar, gelişigüzel harcamalar yapmaktan kaçınır, kendine uygun bir yol seçip ona buna ziyafet vermekten uzak durur

Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
Hemen her şeyin bir yapılma zamanı vardır Borç da zamanında ödenmezse kişilerde bir gevşeklik görülür, borçluluk duygusu zamanla azalır Borç uzun süre ödenmez olur, hatta hiç ödenmez bile Dert de böyledir; zamanında önlem alınmaz ve hastalık uzarsa, kişi sonunda güçsüz kalır; dayanma gücü kalmaz ve ölür

Borç yiğidin kamçısıdır
Birisine borçlanan, borcunu da ödemek isteyen kimse kendini daha çok çalışmak ve kazanmak zorunda hisseder; bu yönde girişimde bulunur

Bostan yeşil (gök) iken pazarlığa oturulmaz
Ne olacağı, nasıl gelişeceği, nasıl sonuçlanacağı bilinmeyen bir konu, iş ya da durum üzerinde anlaşmaya varılıp söz verilemez

Boş çuval ayakta (dik) durmaz
1 Karnı aç olan kimse, iş yapamaz 2 Beceriksiz, deneyimsiz, bilgisiz kimse bir iş tutunamaz 3 Hiçbir tutamağı bulunmayan, gerçeklerden uzak, temelsiz düşünce ya da plânlarla sonuca ulaşılamaz

Boş fıçı çok (fazla) langırdar
Gösterişe düşkün, bilgisiz, deneyimsiz kimse kendini ön plâna çıkarmak ve bilgiçlik taslamak amacıyla çok konuşur; her sözün arasına girer, etrafındakileri rahatsız eder

Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
Boş olmak, hiçbir uğraşa girmeden gezmek insanı tembelliğe, miskinliğe alıştırır Öyle ki bu insanların kimisi can sıkıntısından ne yapacağını bilemez olur, yanlış yola sapar, kötülüklere bile bulaşır Parasız da olsa çalışmak, boş oturmamak insanı hareketli ve canlı yapar; girişimcilik yeteneğini artırır, onu geliştirir, zararlı alışkanlıklardan kurtarır İleri de para kazanacağı bir iş bulmasına da kapı aralar

Boş torba ile at tutulmaz (Boş torbaya eşek gelmez)
1 Hiç kimse emeğinin boşa çıkmasını istemez, karşılığını mutlaka bekler Bir kimseye iş yaptırmak, onu bir yere bağlamak istiyorsanız, ona emeğinin karşılığını da ödemek zorundasınız 2 Hemen her iş çoklukla bir emek, masraf ve fedakârlık ister Bunları gösteriniz ki elde etmek istediğinize kavuşmanız mümkün olsun
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Islam ülkeleri geniş arşiv Medine-web İslam/Dinler/Mezhepler 2 19 Temmuz 2020 17:39
50 bin arşiv belgesi ile Said Nursi'yi anlatıyor EyMeN&TaLhA Risale_i Nur (Said Nursi) 0 03 Mart 2015 08:59
Çizimli Kur'an Açıklamaları FECR Videolar/Slaytlar 12 12Haziran 2014 07:23
E Kitap Arşiv indir enderhafızım Kitaplar/Kütüphane 0 02 Kasım 2012 17:32
Çin Atasözleri KEVİR Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler 0 01 Ağustos 2008 11:22

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.