Allah rızası için birşey istemek nehyetmek

[Belgin]

Allah rızası için birşey istemek nehyetmek

Cabir ( r.a. )'den ( başka bir nüshaya göre ise İbn-i Ömer )'den rivayet edildiğine göre Peygamber ( a.s.) şöyle buyurmuştur: Kim Allah ( c.c.)'ın ismini kullanarak yardım isterse ( Allah için ver dese ) ona yardım edin. Kim ki Allah adıyla bir şey isterse ona verin. Kim size iyilik yaparsa mukafatlandırın. Eğer Ona verecek bulamazsanız onu mükafatlandırdığınızı görünceye kadar ona dua edin. ( Ebu Davud, Nesai )

Rifae'nin azatlı kölesi Ebu Ubeyde Rafiğ ( r.a.)'den nakille Resulullah ( a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah rızası ( için ver ) şeklinde bir şey isteyen mel'undur. Allah rızası için ( ile bir şey istenilip te ) vermeyen de mel'undur. ( Taberani)

Not : Allah razı olsun ver diyerek Allah'ın ismini kullanarak bir şey istemek doğru değildir. Amma şayet biri isterse vermek gerekir. Vermemekte doğru değildir.

[NUR]

Allah rızası için verilen yardımlar mükafatsız kalmaz. Karşıdakinin müstahak olup olmaması bu hükmü değiştirmez. Ama mümkün mertebe gerçek muhtaç olanları araştırıp ona göre yardımda bulunmak gerekir.

Dilenciliğin altında hangi sebep yatarsa yatsın, hepimizin tartışmasız kabul edeceği acı bir gerçek vardır. Bu hastalık toplumun kapanmaz, şifa bulmaz bir yarasıdır.

Görüldüğü kadarıyla, dilenen kişiler ya ihtiyar, kötürüm, sakat ve hasta gibi bedenî özürlerinden dolayı iş bulamayan, çalışma imkânından mahrum kimseler; veya özürlü olduğu halde aza kanaat etmeyip kolayından bol paraya göz dikenler yahut bedenen ve ruhen sağlam olup bu yolu bir kazanç ve meslek hâline getirenlerdir.

[NUR]

Ama dilencilerde Allah'ın ismini kullanarak istiyorlar şimdi verirsek te vermezsekte mesul mu oluyoruz?


Kişi her ne niyetle isterse istesin, Allah rızası için verilen her hayır geçerlidir. Bu açıdan dilenciler hak etmese bile verilenler boşa gitmez. Çünkü yardım eden kimse muhtaçtır niyetiyle veriyor.

Bununla beraber her iyi söz söyleyene de vermek gerekmez. Belki de bu güzel sözleri kötüye kullananlar olabilir.

İşin en kötü tarafı da kimin gerçekten muhtaç olduğunun anlaşılamamasıdır. Bunu meslek haline getirenlerin var olma ihtimali, gerçekten muhtaç olanlara yardım edilmesine engel olmaktadır.

Ancak müslüman dikkatli olmalı ve isteyen kimsenin bunu nafakasına mı yoksa başka yerlere mi harcayacağını düşünmelidir. Özellikle nafakasına harcayacak kimselere vermek gerekir. Tanıdığı bir muhtaca vermek, tanımadığına vermekten daha iyi olabilir. Ayrıca çarşı pazarda isteyenlere vermemenin bir sorumluluğa da yoktur. alıntı.

sonuç olarak müslüman gözü açık olmalı ,verdiği hayırların yerine ulaştığının bilincinde tasaddukunu yapmalıdır.ama zerre kadar yapılan iyilik karşılıksız kalmaz,zerre kadar yapılan kötülükte karşılıksız kalmaz.

[EbdA]

NUR kardeşm cevabın ve igin için çok teşekkür ederim.
Sadaka vermenin ne kadar hayırlara vesile olduğunu bilmeyenimiz yoktur sanırım.
Ama sadakanın da kime verildğini bilmek gerekir yani kolayından önüne gelen bir dilenciye vermektense kendi çevresinden muhtaç olduğu halde utnıp istemeyen bir fakire vermek ve böyle birilerini arayı bulmak daha isabetli olur kanaatindeyim.
Nasıl ki mendil satan küçücük çocuklardan mendil almak ona iyilk olmuyorsa bence Allah'ın yüce ismini kullanarak para koparma telaşında olanlara para vermekte iyilik olmuyor. Böylece bu yola devam etmesine vesile oluyoruz kannatindeyim.

Selametle kalınız İnşallah.

[NUR]

ben de bu kanaatteyim,onlara para vermekle bu işin sonu gelmiyor;aksine dilenciliğe teşvik oluyor.eli ayağı tutupta dilenenlere vermek ne derece doğru, ama bazen dilenmeyipte bir şey satıp ondan kazananlara ben veriyorum.ama doğrusu tanıdığımız ve gerçekten ihtiyacı olana vermek tabi ki...
hatta tevafuk ,geçen bir altgeçitten geçerken yanında küçük çocuğu ile dilenen biri vardı ,önümden de iki bayan geçiyordu,yine Allah rızası için söylenmeye başladığında kadınlardan biri hanım hanım,biz de işten geliyoruz bak şimdi bir de evde çalışacağım git merdiven sil dedi...
yani dilenciliğin doğru bir açıklaması yok..