Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > Hadis-i Şerif

Konu Kimliği: Konu Sahibi kamer34,Açılış Tarihi:  31 Mart 2011 (04:53), Konuya Son Cevap : 06 Nisan 2011 (13:47). Konuya 34 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı1Kez Beğenildi
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 31 Mart 2011, 04:53   Mesaj No:1
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

"Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

"Haluk GE-TE-A'nın itirfları"

“Bismillahirrahmanirrahim”

HALUK gümüştabak adlı üyemiz daha evvel Medineweb forum paylaşım sitemizde yazar olarak görev yapmakta idi kendisi forum kurallarını ihlal ettiğinden dolayı yazarlığının sona ermesine site yönetimimiz tarafından uygun görülerek iptal edilmiştir.

Kendisi piyasada mealci olarak bilinen grupların fikirlerinden çokça etkilendiğinden dolayı sürekli aynı konu etrafında dönüp durmaktadır. Sitemizde daha evvel mealcilik fikrine karşı reddiyeler gerek Muhsin hoca olsun gerek Mevlüt Hönül arkadaşımız olsun gerek acizane ben makaleler yayınladık.
Bu yazıyı yazmamdaki amaç mealcilik gibi sapkın bir görüşü tekrar tekzip etme değil onların siyasi görüşlerinin de ne kadar sapkın olduğunu ortaya koymaktır.
Haluk bey şöyle diyor

Bizleri, güzelim dinimizi kullanarak, aldattıkları gibi, laik devlet yönetim şeklinin ülkemizde doğrusunu uygulamamakla da, bu yönetim şekline düşman etmişlerdir. Laik yönetim dinsizlik değil, tüm inançlara karşı özürlüktür. Din ve inanç Allah ile kul arasında olduğu için, buna hiç bir beşerin etkisinin müdahalesinin olmaması, yani tüm inançların özgürçe korunmasının sağlanmasıdır laiklik.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı

Laiklik, devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Kısaca laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.

Genel Anlamı: Laik olma durumu ( din işleriyle dünya işlerini ayıran, dinin dünya , özellikle devlet işlerine karışmasını istemeyen kişi, toplum, devlet.).

Felsefi Anlamı: İman ve inancın yerine, aklın egemenliğini kabul eden bir inançtır.

Hukuki Anlamı: Somut olarak devlet ile dinin birbirine karışmaması olarak ifade edilebilir.

Siyasi Anlamı: Siyasal iktidarın, dinsel kudret ve otoriteden arındırılarak bağımsız hale getirilmesidir. Yada dinin siyasal erk ve yaptırım gücüne sahip olmamasıdır.

Şimdi haluk beyin laiklik dinsizlik değil diyerek nihayet doğru bir cümle kullanmış olduğunu görmek şahsen beni mutlu etmiştir. Evet laiklik dinsizlik değildir laiklik kendi içerisinde bir yaşam biçimi ve bir felsefesi bulunmaktadır. Dolayısıyla laikliği dinsizlik olarak nitelemek yanlış olur. Peki asıl sorulması gereken şey laiklik bir din olduğuna göre bu din islammıdır?

Allah katından gönderilmiş her dinle amaçlanan, yaşama yön vermektir. Pratik, gerçekçi bir yaşam biçimi belirlemekdir. Allah'ın dine yüklediği misyon, insanların yaşam biçimlerini belirlemek, düzenlemek, yönlendirmek ve koruma altına almaktır.


Dinler insanların, heykellerin, ikonların ya da mihrapların karşısına geçerek tapınmalarını sağlamak üzere, kişinin salt iç dünyasına yönelik olarak indirilmemiştir.

Ancak otorite parçalanacak olursa...Anlayışlar farklı kaynaklarla temellendirilecek olursa... Allah'ın otoritesi sadece vicdanlara ve insanların iç dünyalarına indirgenerek, rejim ve yasalar konusundaki otorite Allah'ın dışında birine verilecek olursa...

Ahiretteki ceza ve mükafatlar konusundaki otorite Allah'ın, dünyadaki cezalar konusundaki otorite ise bir başkasına ait kabul edilirse... İşte o zaman, insanlığın ruhu, farklı iki otorite, farklı iki yönelim, farklı iki yöntem arasında parçalanmış demektir.

İşte bu durumda insanların yaşamlarında aksaklıklar, bozukluklar ortaya çıkmaya başlar. Nitekim, Kur'an'da çeşitli vesilelerle bu bağlamdaki aksaklıklara ve bozukluklara işaret edilmektedir:


"Eğer yerle gökte Allah'tan başka ilahlar olsaydı ikisi de bozulurdu" (Enbiya Suresi, 22)


"Eğer gerçek, onların keyfi arzularına göre belirlenseydi, gökler, yer ve oralarda bulunanlar bozulup giderdi." (Müminun Suresi, 71)


"(Ey Muhammed!) Seni de din konusunda bir şeriat sahibi kıldık, ona uy; bilmeyenlerin keyfi arzularına uyma."(Casiye Suresi, 18)


Tevrat, -Allah'ınindirdiği biçimiyle- yahudileri doğru yola iletmek, Allah'a ulaştıran yol ve yaşam süresince izlenmesi gereken yol konularında onları aydınlatmak üzere indirilmiş bir ilahî kitaptı. Bu kitap, tevhid inancını içermekteydi. Kapsamlı bir ibadet sistemi içerikliydi. Ve aynı zamanda bir şeriat içermekteydi. Fakat Yahudiler bu kitabı tahrif etmişlerdir.Yüce Allah şöyle buyuruyor

"Gerek Allah'a teslim olmuş peygamberler ve gerekse Allah'a bağlı bilginler ile din adamları, Allah'ın bu kitabının görevli koruyucuları ve doğruluğunun şahitleri sıfatı ile yahudiler arasında buna göre hüküm verirler."


Kur'an-ın dışında dinde otoriter tanımam peygamber ayrı kuran ayrı diyen bir zihniyet bu ayeti sanki görme acizliği içerisindedir. Yahudilere tevratı verdik Allah'a bağlı din adamları bu kitap ile insanlara hüküm verirlerdi peki laiklik dini hangi kitapla insanlara hüküm vermektedir. Her fırsatta biz Allah’ın elçisini inkar etmiyoruz diyenlere sorum şu Allah’ın rasulu hangi kitapla hangi yönetim şekli ile insanlara hüküm verirdi.


Sana da daha önceki kutsal kitabı onaylayıcı ve içeriğini koruyucu olan bu hak kitabı indirdik. Buna göre onların arasında Allah'ın indirdiği ayetlere göre hüküm ver, sana gelen gerçekten saparak onların keyfi arzularına uyma. Maide/48


Bu kadar açık ve net olan ayetleri görmemezlikten gelerek adeta peygamberi dinden soyutlamaya çalışmak ancak Allah’ın kalplerini mühürledik dediklerinden başkası olamaz.


Medeni Dünya Ülkelerini düşünün, hepsi laik yönetim şekli ile yönetilir.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı

Haluk beyin Kur’an anlayışına göre medeniyet yani çağiçilik (çağdışılığın zıddı) laikliğin icat edilmesiyle ve hayata aktarılmasıyla mümkün olmuş. Bu düşünce şirkin ta kendisidir.

Bugün ahlak ve aile bakımından çökmüş toplumları yedikleri her lokmayı adeta mazlum halkları sömürerek köleleştirerek onların kafalarına bomba yağdırarak kafirliklerine zalimliklerine zalimlik katarak elde ettikleri servet ve konforu bay sözde ehli kuran arkadaşımız medeniyet olarak tanımlamaktadır.
Haluk bey şeref ve izzeti bu kana susamış güya medeniyetler sahiplerinden aramaktadır sanırım oysaki medeniyet şeref izzet insanların insanlara olan kulluklarının olmadığı yegane din islamdır.


”Habibim, onların lafları seni üzmesin. Çünkü şan ve şeref bütünüyle Allah'ındır. O her şeyi işitiyor, hepsini görüyor.””Yunus/65

“”Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır. O'na hoş kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır. Onların tuzakları hep darmadağın olur.””Fatır/10

“”İblis: "Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatır, saptırırım."”Sad/82

“”Diyorlar ki: "Andolsun, eğer Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır." Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur. Fakat münafıklar bilmezler.””Münafikun/8

İranı düşünün. Bir kısım Müslüman var, başın örtülmesi Allah emri değildir diyor ve bunu uygulamak istiyor. Ama İranda laik bir yönetim olmadığı ve kendi inançlarını topluma zorla kabul ettirmeye çalıştıkları içindir ki, başını zorla kadınların örtmelerini sağlıyorlar. Bu Allahın emrettiği bir inanç ve yönetim değildir. Her beşer bu Dünyada imtihandadır, yaptıklarını da özgür iradesi ile yapacakki kur'anın emri yerine gelsin. İnanmadığı birşeyi zorla yaptırmak ne kur'an ile açıklanır nede akılla. Zorla başın örtülmesi ile, zorla başının açılması arasında hiç bir fark yoktur.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı

Bir zihniyet düşünün hem Kuran okusun hemde Yahudi ve hırıstiyanlar gibi düşünsün bunlar kendilerini birde demokrat olarak da nitelendiriyorlar. Şimdi İslam dininin hukukunu azıcıkta olsa bilen bir insan asla yukarıdaki cümleleri kurmaz kuramaz.

Nedeni şu kişi Allah ile akit yaptığında kendi kafasına göre yaşama yetisini tamamen dine has kılma zorunluluğu doğar.Kişi artık Allahın emirleri doğrultusunda hayatını ikame etmek zorundadır. Bu kaide devlet içinde aynen böyledir.

İslam şeraitinin hakim olduğu beldelerde toplumun ahlak yapısını bozucu Allah'ın Haram kıldığı yiyecek içecek ve gayri meşru her ne varsa hepsini kökünden siler atar.Ve bunların toplumda yapılmasına izin vermez. Peygamberin şeriat devletinde durum buydu.
Fakat ahlaktan yoksun ahlaksız kişiler ve milletler demokrasi adı altında her şeyi meşru kabul ederler. Onların din çerçeveleri oldukça geniştir.

Tekrar özetlemem gerekirse, LAİK yönetim tüm dinlerin özgürlüğünün garantisidir.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı

İşte bu cümleyi alalım Allah’ın kitabı ile karşılaştıralım bu cümlenin küfür olduğunun teminatı bay haluk beyin tekelindedir.İslam gibi ulvi bir dinin özgürlüğü batı dünyası Siyonistlerin teminatı altındaymış bu nasıl bir iddia böyle anlamak mümkün değil.

Dillerinden Allah'ın kitabının ayetlerini hiç bırakmayanlar şunu bilmiyorlarmı ki? Bu din ve bu dinin temel kaynağı bu dinin sahibinin teminatı altındadır. Kafirlerin ve onların dostlarının değil.
Sonra şehadet kelimesi, "La ilahe İllallah Muhammedun Resulüllah -Allah'dan başka ibadete layık ilah yoktur. Muhammed Allah'ın Rasulüdür bütün yönleriyle İslâm Ümmetinin hayat düzeninin üzerine kurulduğu bir temele dönüşür.
Bu temel atılmadan bu hayat var olamaz.

Aynı şekilde bu temel üzerine kurulmayan ya da onunla birlikte başka bir temele de dayanan veya kendisine yabancı bir temele dayanan hayat da İslami ve insani bir hayat olamaz.
"Hükmetmek sadece Allah'ındır. O'ndan başkasına ibadet etmemenizi emretti. Dosdoğru olan din de budur. " (Yusuf, 40)

"Kim de Resül'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur." (Nisa, 80)

"Allah, "iki ilah edinmeyin. O ancak bir tek ilahdır. Sadece Ben'den korkun" dedi. Göklerde ve yeryüzünde her ne varsa O'nundur. Din de daima O'nundur. Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?" (Nahl, 51-52)

Allah-u teala’dan başkasına veya O'nunla birlikte bir başkasına ibadet eden ondan başkasına kanun koyma yetkisi tanıyan dinde onun ortakları olarak Siyonistleri gören bir kul yada kişiler asla müslüman olamaz:
Kafirlerin yasaları da Allah’ın yasaları gibi adil onun yasaları gibi medeni onun yasaları insan haklarına bağlı olduğunu iddia etmek tek olan “ilah”ı ikilemek demektir.

"De ki: "Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi, Allah içindir."

"O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben, bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim." (Enam, 162-163)

Kendisinin bize bildirdiğinin bu, Allah Rasulü (sav) dışında bir yerden, bir kimseden hukuki (Yasama ve yürütme ile ilgili) yasa alan ve bunu kabul eden kul da müslüman olamaz.
Bireylerinin fertlerin inanç ve anlayışların da,düşüncelerin de olduğu gibi ibadetlerinde, toplumsal düzen ve yasalarında da tek olan Allah-u teala'ya ibadet ilkesinin kendini göstermediği toplum yada toplumlar medeniyet olamazlar.
Bu alanlardan yönlerden hangisi genel yapıdan ayrı düşerse, İslami yapı tümden ortadan kalkmış olur. Çünkü kelime-i şehadetin ilk bölümü ortadan kalkmıştır.

Laik yönetim şeklinin günümüzde Avrupa ve Amerika gibi ülkelerden aldığımız çok doğrudur. Fakat siz isterseniz Avrupa ve benzerleri ülkelerin geçmişlerini bir inceleyin ya da hatırlayınız, acaba sizin çocukların anlayacağı şekliyle izah ettiğiniz gibi, Allah ım sen yukarda otur bize karışma, düşüncesinde bir yönetimlerimi olmuştur, yoksa dinin ağırlık bastığı, kilisenin sözünün geçtiği, hatta kendi inançlarından olmayanlara karşı haçlı seferleri bile düzenleyen bir zihniyet midir o zaman daha iyi anlarsınız.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı

Haluk beyin ve mealci taifesinin işte Kur’an anlayışı bu. Okudukları Kur’an onları haçlı kafirlerinin ortaya çıkardıkları bir din anlayışının Avukatlığına soyundurmuş olduğunu görmekteyiz. Ama bizim okuduğumuz Kur’an bizi Allah’a onun rasulunun yoluna ve medeniyete götürmektedir. Kur’an öylesine mucize bir kitaptır ki dileyenin imanını artırır dileyeninde küfrünü.

Haluk bey ısrarla laikliğin hak bir yol olduğunu fakat bu sistemi insanların yanlış uyguladıklarını vurgulamaktadır. Bu anlayışı peygamberi inkar ettiğinizden dolayı onun sünnetinden sormuyorum siz Kur’an-ın neresinden çıkarıyorsunuz? Bunun cevabı varmı? Hehalde laikliği Kur’an-ın birkaç ayetinden örnekler vererek açıklayacaktır. Biz daha o ayetlere rastlayamadık.

Ülke yönetiminin dinsel kanunlara dayanmamasından bahsetmişsiniz. Bakın yanıldığınız çok önemli bir bölümü size hatırlatmak isterim. Kanunların dinsiz olduğunu söylemişsiniz. Toplumu yöneten kanunları Avrupa da ya da Ülkemizde inceleyiniz lütfen. Hiçbirisinde hiçbir inanca ters düşen tek bir kanun bulamazsınız. Tabi sonradan değiştirilen bazı kanunlar hariç. Bunları ıslah etmek yerine reddetmek yanlış olur. Çünkü her inancın kurallarına saygı gösterir, uygulanmaları içinde zemin hazırlar. Beşerin yaptığı her şeyde eksiklik hatalar vardır. Önemli olan bunların zamanla düzeltilmesidir.
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı

Allah aşkına bana biri söylesin bu yukarıdaki cümleleri hiçbir peygamber hiçbir Müslüman alim hiçbir aklı selim insanın kullandığını gördünüz mü? Diyor ki gerek Avrupa da gerek ülkemizde beşer aklının koymuş olduğu kanunların hiçbir tanesinde inanç esaslarına tersliği yoktur.
Bak şurası doğru sizin inanç esaslarınıza tersliği yoktur fakat İslam inanç esaslarına tersliği yukarıda da açıklamıştım tek olan ilah-ı (çoğaltma) iptal etme ve ortak koşma anlamına gelir.

Halbuki ilah yalnız bir tek ilah'dır. Dediklerinden vazgeçmezlerse, onlardan inkar edenler kesinlikle elem verici bir azaba uğrayacaklardır"(Maide, 73)

“İlah” Allah’ın sıfatlarından biridir bu sıfatın anlamını daha önceki birçok yazımda izah etmiştim. İlah sıfatının bir anlamı da kanun koyma helal haram sınırlarını belirleme insanlar için ceza hukukunu tayin etmedir. Bu hakkı insanlara yada kurumlara yada meclislere yada Avrupalılara tanımak şirktir. Şirk ise yeryüzünde en büyük zülümdür şirke düşen birinin İslam termolojisinde tanımı MÜŞRİKİLKTİR.

Zina eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer sopa vurunuz. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, O'nun dini konusunda onlara acımayınız. Onların ceza görmesine mü'minlerden bir grup da şahit olsun.Nur/2

Allah size sadece leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanın etini kesinlikle haram kıldı.Bakara/173

Ana-babanın ve yakın akrabaların bıraktıkları mirasta erkeklerin payı olduğu gibi kadınların da payı vardır. Bu miras ister az, ister çok olsun, onda erkeğin ve kadının belirlenmiş payları vardır. Nisa/7

Haluk bey eğer doğru sözlü ve samimi isen şimdi cevap verin bakalım,Allah’ın şeraitinin emirleri senin tağutların yasaları bu konulardaki hükümleri nelerdir bir görelim bakalım terslik varmıdır? Yokmudur?
Domuz etini kendisine helal kılanları sarhoş edici maddelerin dinimizce haram olan bir çok şeyin Kur’an-dan geçtiği halde bu kafirlerin yasalarının İslam inanç esaslarına ters olmadığını savunanların gözlerine bu ayetleri alıp……
'
'Allah hüküm koyar, onun hükmüne hiçbir değiştirici yoktur.'' (Ra'd/41)

''O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.'' (Kehf/26 turkce

''İhtilâf ettiğiniz herhangi bir şey hakkında hüküm Allah'a aiddir.'' (Şûrâ/10 )
''Huküm, yalnızca Allah’a aiddir.'' (En'am/57 )

''Haberiniz olsun hüküm Ona aiddir'' (En'âm 62)

Hüküm, yalnızca Allah'a aiddir. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur lakin insanların çoğu bilmezler." (Yûsuf /40)

''Huküm, yalnızca Allah'a aiddir.'' (Yûsuf/ 67)

''Allah odur ki Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Dunyâda da âhirette de bütün hamdler O’na mahsusdur. Hüküm yalnızca O’nundur.'' (kasas/70 )

Ben bu siteye yeni üye olduğumda bir cümle kullanmıştım sanırım Muhsin hocam olsa gerek karşı çıkmıştı. Ben şunu demiştin son zamanlarda Ehl-i kitabın avukatlığına bir takım insanlar soyunmuş onların da cennete gidebileceklerini söylüyorlar.

Kan emici haçlı ordularının mensuplarının torunları halen bu hallerini devam ettiriyorken ellerinde Kur’an olan bir takım insanlar tarafından medeniyet beşiği verdiklerin hükümlerin yaptıkları yasaların İslam inanç sistemine aykırı olmadığını savunuyorlar.
Hainlerin savunuculuğunu yapıyorlar.


Şüphesiz, Allah'ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik.(Sakın) Hainlerin savunucusu olma.Nisa/105

Haluk bey Kur’an-ın ne için indiğini bu ayetlerden inşallah anlıyorsunuzdur.
Kur’an ne duvarlara süs olsun diye inmiştir ne ölülere okunmak için inmiştir nede kendi egolarımızı tatmin etmek için inmiştir. Kuran insanların arasında hak adalet medeniyet getirmek için inmiştir. Her Müslüman’ım diyen idarecinin aile reisinin komutanın insanlara hüküm vermesi için inmiştir.

''Allah hüküm koyar, onun hükmüne hiçbir değiştirici yoktur.'' (Ra'd/41)

''O, hükmüne hiç kimseyi ortak etmez.'' (Kehf/26 turkce

''İhtilâf ettiğiniz herhangi bir şey hakkında hüküm Allah'a aiddir.'' (Şûrâ/10 )
''Huküm, yalnızca Allah’a aiddir.'' (En'am/57 )

''Haberiniz olsun hüküm Ona aiddir'' (En'âm 62)

Hüküm, yalnızca Allah'a aiddir. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur lakin insanların çoğu bilmezler." (Yûsuf /40)

''Huküm, yalnızca Allah'a aiddir.'' (Yûsuf/ 67)

''Allah odur ki Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Dunyâda da âhirette de bütün hamdler O’na mahsusdur. Hüküm yalnızca O’nundur.'' (kasas/70 )


Siz Kur’an-ı okusaydınız bu ayetleri de görürdünüz. Kendi yanlışlarınızı Allah’ın kitabına doğrulatmak sevdasından vaz geçin hemen tevbe ederek derhal iman edin sakın kafirler olarak ölmeyin
"Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekirse öyle korkun ve siz ancak müslümanlar olarak ölünüz."(Al-i İmran; 3/103)

Allah Rasulunu hiçe sayarak ona (sav) uymanın bidat olduğu dinde ona tabi olmanın Mekke müşriklerinin atalarının yoluna uymayla eş değer olduğunu durmadan vurgulamanın hamiliğini yapan bazı sapkın görüşlü zihniyetler kalkıp bana kitap ehl-i müşrik toplumlarının yasalarını övmekteler.

"Yahudiler "Uzeyr Allah'nın oğludur" dediler. Hristiyanlar da "Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu, daha, önce inkar edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözdür. Allah onları kahretsin! Nasıl da uyduruyorlar." (Tevbe, 30)

"And olsun ki "Allah üçten biridir" diyenler kafir olmuşlardır. Halbuki ilah yalnız bir tek ilah'dır. Dediklerinden vazgeçmezlerse, onlardan inkar edenler kesinlikle elem verici bir azaba uğrayacaklardır" (Maide, 73)

"Yahudiler "Allah'ın eli sıkıdır" dediler. Dediklerinden dolayı elleri bağlansın, lanet olsun! Hayır, O'nun iki eli de açıktır. Nasıl dilerse öyle sarfeder." (Maide, 64)
"Yahudi ve Hıristiyanlar, "Biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz" dediler. "Öyleyse günahlarınızdan dolayı size niçin azab ediyoruz?" de." (Maide, 15)

Be adam sen hiç mi bu ayetleri okumuyorsun neden kendini helak ediyorsun. Yahudilik ve Hıristiyanlık var olduğundan bu yana Kur’an’daki tanımlarını görmemek için hakikaten kör olmak gerekmektedir. Bunların Allah’ın kitaplarının hükümlerini değiştirdiklerini peygamberleri öldürdüklerini sen okuduğun Kur’an’dan göremiyormusun? Amerikan’ın Israil’in Almanya’nın İngiltere’nin gittiği her yer kan,acı isyan,yokluk,açlık,sefalet,ölüm,olduğunu görmüyormusun? Bumu medeniyet? Bumu inançlara ters düşmeyen yol yordam?

Son söz: Bu yazıyı okuyan herkese bir Müslüman olarak tavsiyem şudur. Allah’ın rızasını kazanmak onun rasulunun yolundan geçer. Onun rasulunun dininden (yolundan) başka tüm dinler ve yollar batıldır. Çıkmaz sokaktır.

Ona (sav)e tabi olmak Allah’a tabi olmaktır onun yolundan sapmak cehenneme gitmenin ta kendisidir. Eğer bu dünyada bir cehennemlik birde cennetlik görmek isterseniz peygamberin yoluna tabi olana ve onun yolundan sapmış olana bakmanız yeterlidir.

Benim şahsen en çok kızdığım şey kendime dert edindiğim meselelerden biride bizler ona (sav)e inandığımızı söylüyoruz fakat her nedense ne düşüncelerimizi oluştururken nede günlük muamelatlarımızda onun temsil etmiş olduğu dininin kaidelerine bakma ihtiyacı duymuyoruz.Peygamberi sevmek ona tabi olduğunun ifade şekli bu değildir.

Bizler siyasi görüşlerimizi,arkadaşlarımızı,çocuklarımızın eğitimini,ticaretimizi, yememizi içmemizi,helal haramlarımızı,eşimize karşı nasıl davranacağımızı,akraba bağlarımızın sınırları vs. vs. işte hayata dair tüm duygu düşünce yaşam biçimimizi Hz.Muhammed (sav)in temsil ettiği dinin esaslarına gereği olarak yaptığımızda ona (sav)e gerçek manada sevgi beslemiş oluruz.
Allah’a emanet olunuz
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi kamer34 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
“..Allah’ın velileri kimlerdir..?” Allah(c.c) Kara Kartal 14 6033 17 Mart 2012 01:37
“İbn-i Teymiyye/ve/vahdeti-vücut “ Tevhid Ve Şirk Konuları Esadullah 6 3194 16 Mart 2012 19:24
""Velayet..Şirki"" Tevhid Ve Şirk Konuları kamer34 0 1779 06 Mart 2012 18:05
"Seyyid Kutub kimidir...?" Alimler(Rh) bilinmez 42 14501 20 Şubat 2012 22:31
""Tasavvuf/Büyüklerinin/Şirkleri""... Tasavvuf-Tarikat hiranur86 52 18559 08 Şubat 2012 20:11

Alt 03 Nisan 2011, 15:53   Mesaj No:2
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın itirfları"

Sayın Kamer Bey. Yazıma cevap vereceğinizi söylemiştiniz, ama her nedense yazdığınız yazı beni uyarmadı yani bana gelmedi. Yoksa benim okumamı istemiyor muydunuz? Şans eseri siteyi gezinirken gördüm. Hatırlayınız bana şöyle bir cümle kurmuştunuz, yarın size cevap vereceğim diyerek.

(Yarın bakarız kim doğru kim yanlış haluk bey.)

Acaba bu sözünüz ile kendinizin doğru yolda olduğunuzu mu kanıtladınız yazınızla. Unutmayın Rabbim sakın kendinizi temize çıkmış göstermeyin diye uyarır. Kimin takvaca üstün olduğunu yalnız ben bilirim der bizlere. Doğrusu ben hiçbir zaman sizin kullandığınız bu cümleyi kullanamam, çünkü Rabbimden korkarım.


Ben yazdığım tüm yazılara eğer inanmasaydım asla yazmazdım. Eğer yanılıyorsam da beni kur’an ile uyardıklarında, söylediklerimin kur’an a ters düştüğünü bana gösterdiklerinde, derhal kabul eder, karşımdaki insandan da özür dilerim. Hatta onun kulu kölesi bile olurum, rabbim şahittir. Ama hiçbir zaman sizin yaptığınız gibi, benim gibi düşünmeyenlere saldırmam ve onu inancından dolayı dışlayıp, kırıcı sözler söylemem. Çünkü her insan kendisinden sorumludur da ondan.


Yazdığınız yazının son kısmında geçen son söz bölümüne cevap vermek istiyorum, çünkü söyleyeceklerim burada özetlenmiştir. Bakın bana şunları yazmışsınız.


Son söz: Bu yazıyı okuyan herkese bir Müslüman olarak tavsiyem şudur. Allah’ın rızasını kazanmak onun resulünün yolundan geçer. Onun resulünün dininden (yolundan) başka tüm dinler ve yollar batıldır. Çıkmaz sokaktır.


Allah gözlere perde çekerde, gönülleri mühürlerse, kur’an gerçeklerini asla göremez onlar der. Allahın elçisi yalnız ve yalnız kur’anı tebliğ etmek, onu topluma kabul ettirmek için görev almıştır. Yani Allahın yolundan giden, kur’anın yolundan gider. Kur’anın yolundan giden, onun elçisinin yolundan gitmiş demektir. Eğer işe tersten başlarsan araya beşeri alıp onun rivayetlerini din edinirseniz, hem Allahın rehberliğinden, hem de resulünün takipçiliğinden uzaklaşmış olursunuz.


Okulda eğitim aldığınız dersi düşünün. Önce ana kitabı, yani imtihan olacağınız kitabın dersine çalışırsınız, daha sonrada bu kitabın örneklerini veren yardımcı kitaplara da bakabilirsiniz. Hiçbir zaman bunun tersinden yola çıkıp, ana ders kitabını okumadan, onu anlamaya çalışmadan, yardımcı kitaplardan faydalanmayı düşünmezsiniz. Bunu yaptığınızda başarı oranınız sıfır olacağını bilirsiniz. İşte kur’an da aynen öyledir. Allah sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim, bu kitaptan sorumlusunuz diyorsa, önce bu kitabın dersine çalışacaksınız, daha sonrada başöğretmenimiz Hz. Muhammet in günümüze kadar gelen sözlerinden istifade etmenin yollarını arayacaksınız ki, onun adını kullanıp, bizleri aldatmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeyesiniz. Daha açıkçası hesap günü yüzlerimiz kapkara olmasın, resulümüze mahçup olmayalım.


Karar sizin, siz istediğiniz yolu izlemekte serbestsiniz. Bu sizin imtihanınız. Şunu sakın unutmayınız, Allahın elçisi, örnek insan, toplumu yalnız kur’anın hükümleri ile uyarma görevi almıştır. Onun hükmünün dışına çıkamayacağının tebliğini de, Rabbim kur’an da bizlere vermiştir. Sözlerinize gelince. Peygamberimizin duasını almak isteyen, mahşer günü onun huzurunda mahcup olup, rezil olmak istemeyen, rabbin kitabına sarılır. Zaten bizzat kendisi kur’anın ipine sarılın, sizleri doğruya ilecek diye tebliğ etmemiş miydi kur'anı? Şöyle bir hayal edin lütfen. Allah emretmediği, hüküm vermediği halde, bunlarda Allah katından elçisinin hükümleridir diye önümüze sunulanlar için, hesabın görüleceği gün, Allahın elçisine şahitlik adına sorduğunda Rabbim, Ey resulüm benim hüküm vermediğim konularda senmi hüküm verdin dediğinde, acaba Allah elçisi, hayır Rabbim ben vermedim, vermiş olsaydım sen bunu bilirsin derse, bu hurafelere iman edenlerin durumu nice olur dersiniz? Rabbim şahittir, ben tüm bunların olmaması ve hesap günü yüzlerimiz kapkara olmasın diye, kardeşlerimi kur’ana davet ediyor düşünerek iman etmelerini öneriyorum. ŞAHİT OL YARAB.

Çok ilginçtir benim ile ilgili yazdığınız yazıda, LAİKLİK konusu üzerinden cevap vermişsiniz. Bu konu sizin gözlerinizi öyle perdelemiş ki sanırım gerçekleri göremez olmuşsunuz. Bu konu hakkında bana sorulmadığı taktir de hiç bahsetmem, çünkü konuşacak, anlatacak, rabbimin ayetlerini tebliğ edecek o kadar çok konu var ki.

Benim hakkım da söylediklerinizin tamamını Rabbim e havale ediyorum. O yücedir, hesap görenlerin en adaletlisidir. Mahşer günü her şeyin doğrusu önümüze çıkacak, yaptıklarımızın da karşılığı tastamam verilecektir. Ben İslam ı konuşurken, kur’anı anlatırken, sinirlenerek, karşımdakine asla saygısızlık yapamam. Daha doğrusu böyle bir lüksümde yok zaten. Bu konudaki terbiyeyi ben Peygamberimizden aldım. Eğer Allahın elçisinden nasiplenen, onu örnek alan, İslam ı anlatırken güzel sözlerle yaklaşır karşısındakine. Lütfen düşününüz, acaba Allah elçisi kendisine iman etmeyenlere nasıl davranmıştır? Yorum sizlerin.

Saygılarıma haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla
Alt 03 Nisan 2011, 23:35   Mesaj No:3
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın itirfları"

Okulda eğitim aldığınız dersi düşünün. Önce ana kitabı, yani imtihan olacağınız kitabın dersine çalışırsınız, daha sonrada bu kitabın örneklerini veren yardımcı kitaplara da bakabilirsiniz. Hiçbir zaman bunun tersinden yola çıkıp, ana ders kitabını okumadan, onu anlamaya çalışmadan, yardımcı kitaplardan faydalanmayı düşünmezsiniz. Bunu yaptığınızda başarı oranınız sıfır olacağını bilirsiniz
Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı.

BAKIN HALUK BEY size bir fıkra anlatayım.

Çocuk odada yüksek sesle bağırarak kitap okuyordu.

Annesi de mutfakta yemek pişiriyordu derken çocuğun kitap okuması bitti.

Anne : Oğlum okuman bittimi dedi?
Çocuk : Evet anne bitti dedi.
Anne : Peki oğlum anlat bakalım kitapta okuduklarından ne anladın?
Çocuk : Bilmiyorum anne dedi.
Anne : Oğlum sabahtan yüksek sesle okuyordun ya
Çocuk : Evet anne okuyordum fakat dinlemiyordum dedi.

Haluk bey sizde birşeyler yazıyorsunuz fakat sanırım yazdıklarınızı okumuyorsunuz yada okuduğunuzu dinlemiyorsunuz.Yukarıya alıntı yaptığım yazınızda diyorsunuz ki Okulda eğitim aldığınız dersi düşünün. Önce ana kitabı, yani imtihan olacağınız kitabın dersine çalışırsınız, daha sonrada bu kitabın örneklerini veren yardımcı kitaplara da bakabilirsiniz

Fakat şunu unutuyorsunuz okulda okuduğumuz bu kitabın bir öğretmeni vardır.Bu öğretmen bu kitabı bizden daha bilen bu kitabtan nasıl istifade edeceğimizi ve nasıl anlamamız gerektiğini öğretendir.

Hiç bir yerde öğrencinin öğretmeninin öğretisinin dışında bir mantıkla kitabı okuyup öğretmenden olumlu not alındığı görülmemiştir.

Siz öğretmeni kaale almayalım kendi kafamızdan kitabı okuyalım sonrada edindiğimiz doğru yanlış bilgilerden öğretmenin bize olumlu not vermesİni talep edelim gibi anlamsız bir mantık içindesiniz.

Benim tam olarak söylediğim şey şu bizler Allah'ın kitabını öğretmenlerin bilgilisi öğretmenlerin öğretmeni Hz.Muhammed (sav)i devre dışı bırakarak öğrenme çabamız boş bir çabadan öteye geçmez.Allah'ın rızası da bu yöndedir gerekli ayetleri yukarıda zikir etmiştim.
Şöyle bir hayal edin lütfen. Allah emretmediği, hüküm vermediği halde, bunlarda Allah katından elçisinin hükümleridir diye önümüze sunulanlar için, hesabın görüleceği gün, Allahın elçisine şahitlik adına sorduğunda Rabbim, Ey resulüm benim hüküm vermediğim konularda senmi hüküm verdin dediğinde, acaba Allah elçisi, hayır Rabbim ben vermedim, vermiş olsaydım sen bunu bilirsin derse, bu hurafelere iman edenlerin durumu nice olur dersiniz?

Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı.

Haluk bey sizin demokrasi laiklik veya başka dinlerin başka ideolojileriyle ilgili yazdığım bölümlere cevap vermenizi isterdim.Fakat siz yine konuyu kaynatmak başka tarafa çekmek hususundaki maharetinizi maşallah ortaya koymuşsunuz.

Dikkat edersneiz ben yukrıdaki yazımda peygamberlik ve peygamber tanımlarına girmedim sizin kuranı okuyarak hangi dinlere hangi beşeri rejimlere davet ettiğiniz ortaya koydum.Bunu yaparkende sizi iftira etmedim sizin kendi yazdıklarınızdan alıntılar yaparak orAtaya koydum.

Konumuz laiklik demokrasi batı rejimlerinin Kur'an-a uygun olduğunu savunmazdır .Size yukarıda zina iligili ve bazı Kur'an-daki Allah'ın yasalarının tağutların yasaları ile nasıl çeliştiğini ortaya koydum.

Siz onlara cevap verin peygamber tanımı ile ilgili meseleleri daha sonra konuşuruz.

Bakın Allah emretmediği, hüküm vermediği halde, bunlarda Allah katından elçisinin hükümleridir diye önümüze sunulanlar için diye cümleye başlamışsınız.

Eğer bir parça adil olmayı başarabilseydiniz benim fikirlerimi bildiğiniz halde bana bu cümleyi kullanmazdınız. Gelenekçi islam anlayışlarına klişe sözler ezberleyerek bu sözlerle beni itham etmeniz hakikaten anlaşılır bireşy değildir.

Ben peygamber adına söylediği söylenen şeylerin Kur'an-a Kur'an-ın ruhuna aykırı her ne varsa bu sitetede günlerce mücadelesini verdim yazılarım ortada.

Şimdi burdaki cümlenizden yola çıkarak diyorumki Allah emretmediği, hüküm vermediği halde, siz bu hakkı atatürke yada avrupa hıristiyan dünyasına nasıl veriyorsunuz. bu çelişki değilmidir. Allah'ın rasulune dahi bu hakkı tanımadığnız halde ki bu noktada hemfikiriz (helal haram yetkisi sadece Allaha mahsustur) nasıl oluyorda
bunu beşere tanıyorsunuz bunu açıklayın.

Ülke yönetiminin dinsel kanunlara dayanmamasından bahsetmişsiniz. Bakın yanıldığınız çok önemli bir bölümü size hatırlatmak isterim. Kanunların dinsiz olduğunu söylemişsiniz. Toplumu yöneten kanunları Avrupa da ya da Ülkemizde inceleyiniz lütfen. Hiçbirisinde hiçbir inanca ters düşen tek bir kanun bulamazsınız. Tabi sonradan değiştirilen bazı kanunlar hariç. Bunları ıslah etmek yerine reddetmek yanlış olur. Çünkü her inancın kurallarına saygı gösterir, uygulanmaları içinde zemin hazırlar. Beşerin yaptığı her şeyde eksiklik hatalar vardır. Önemli olan bunların zamanla düzeltilmesidir.

Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı.

Bakın Haluk bey bu sözler sizin sözleriniz eğer yanlışsam beni düzeltiniz şimdi Kur'an okuyan biri bu cümleleri kurarmı?

Yukarıdaki yazımda konuyla ilgili ayetleri verdim.Hükümde peygamber Allah'ın ortağı olamaz diyen siz - ki bu doğrudur,fakat siyonistlerin kafirlerin ehl-i kitabın müşriklerin yasaları islam ile çelişmez diyorusunuz.Onları Allah'a ortak koşuyorsunuz.

Hatta dahada ileri giderek islama aykırı bir tek yasa hüküm bulmazsınız diyerek kendizi gülünç duruma sokuyorsunuz.
Ben size onları yasaları ile Allah'ın yasalarını örneklendirdim buyrun bu konudaki yanlış kanaatinizi açıklayınız.

Ben size cevap yazacağım dediğimde sözümde durdum 31 martta yazımı astım. Kemal kılçdaroğlu gibi biz söz verip sözümüzün arkasında durmamazlık yapmıyoruz.Yada söz verip ertesi gün çark etmiyoruz.

Çünkü biz müslümanız müslümanlar söz verince sözlerine riayet ederler.allah verdikleri "la ilahe illallah Muhammeden abduhu ve rasuluh'u"daki söz gibi.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Nisan 2011, 00:04   Mesaj No:4
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:7
Cinsiyet:Erkek
Yaş:49
Mesaj: 2.988
Konular: 339
Beğenildi:1172
Beğendi:346
Takdirleri:7784
Takdir Et:
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

haluk bey,
nezaketinize sabrınıza kimsenin muhalif olduğu yok bilakis takdir ediyorum.Allah razı olsun.
sizinle sorunumuz bir cimleden ibaret.o cümle düzelmediği sürece sizinle hiç bir konuda anlaşmamız imkansızdır.o cümle şudur;
ben Allahın var ve birliğine(kurana),muhammedin onun resulu olduğuna(tartışılmaz kuran öğreticisi canlı tatbikatçısı sonucu sahih sünnete) iman ediyorum.
kuran+sahih sünnet tartışılmazdır.
bu konuda anlaşamadığımız sürece sizin konuları eskiden okurdum sonuna kadar,şimdi okumuyorum açıkçası.
çelişkileriniz o kadar çok ki.okumadan dinlemeden sorularımıza cevap vermeden,ezberlemiş olduğunu sümleleri dizip duruyorsunuz.ve inanın cümlelerinizi ezberledik.biz kuran düşmanı değiliz haşa.biz kurana resulullahsız yaklaşımın düşmanıyız.
kamer hocamıza sonuna kadar katılıyorum.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Nisan 2011, 01:03   Mesaj No:5
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

Muhsin hocam Haluk bey öylesine bir yaklaşımla yaklaışyorki sanki biz haşa Kuran bizim neyimize diyormuşuz gibi gibi bir tavır içerisnde.

Bizim bu fikirlerimizi yansıtan yazılarmız ortada olduğu helde halen bizi Kuran-a düşmanmışız gibi göstermesi anlaşılır birşey değil.

Rllah'ın rasulu sağ olsaydı gider ona sorardık ya rasululla bu konuda niçin böyle hüküm verdin bu hüküm senin şahsi görüşünmü değilmi?
Fakat böyle bir durumumuz söz konusu olamamakta.

Zaten onun can yoldaşları dindaşları mübarek ve altın nesil olan arkadaşları (ashabı) Nebiye (sav) gerekli tüm soruları bizim yerimize sormuşlardır. Allah'ın rasulude bunları bizim anlayabileceğimiz bir dille cevap vermiş uygulamaların nasıl olacağını bize göstermiştir.

Artık bunun üstüne söz söylenir mi? artık Allah ve rasulunun arasına girilir mi? Bunu ancak kafirler yapar müslümanlar böyle bir şeye cesaret edemezler.

Bidat hurafe islam dışındaki batıl dinler anlayışlar örfler gelenekler her ne varsa topyekün hep birlikte karşı çıkalım. Buna kim hayır dmeiş ki,varmı hayır diyen söylesin?

Onun için ezbere konuşmamak lazım ben konularımı hazırlaken hep rabbime sığınıyorum ondan yardın istiyorum diyorumki.Ya rabbim din adına yazdığım bu makalem birilerinin küfrüne sebep olmasın yarabbim bu düşüncelerimde din adına yanılırsam senin yüce adaletine sığınırım derim. Din adına konuştuğumuzda dikkat etmemiz gerekir.
Kara Kartal beğendi.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Nisan 2011, 09:10   Mesaj No:6
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

"Sonra o canlar gerçek sahipleri olan Allah'a götürülürler. İyi biliniz ki, egemenlik yalnız O'nun tekelindedir ve hesap görenlerin en çabuğudur" enam/62

Ahirette gerçekleşecek hesap, ceza ve hüküm, insanların dünyada yaptıklarına göre olacaktır. Ortada neyin helal, neyin haram olduğunu belirleyen Allah'dan gelmiş bir şeriat olmadığı sürece, insanların dünya hayatında kazandıklarından dolayı hesaba çekilmeleri söz konusu olmayacaktır.

Çünkü ahirette bu şeriatın esaslarına göre hesaba çekileceklerdir. Dünyada ve ahirette hakimiyet bu temele dayanılarak birlenebilir.
İnsanlar yeryüzünde Allah'ın şeriatının dışında bir yasayla hükmederlerse, ahirette neye göre hesaba çekileceklerdir? Acaba yeryüzünde hükmettikleri ve hükmüne başvurdukları insanların yasalarına göre mi hesaba çekileceklerdir?

Yoksa, onunla hükmetmedikleri gibi hükmüne de başvurmadıkları Allah'ın semavi şeriatına göre mi hesaba çekileceklerdir?
İnsanlar şunu iyice bilmek zorundadırlar, yüce Allah onları kendi şeriatına göre hesaba çekecektir, kulların yasasına göre değil.

Şayet hayat düzenlerini, dinsel sembol ve kulluklarını olduğu kadar, toplumsal ilişkilerini Allah'ın şeriatına uygun bir şekilde düzenlemeyecek olurlarsa, Allah'ın huzurunda ilk bundan hesaba çekileceklerdir. O gün, yeryüzünde Allah'ı ilâh edinmeyip, O'nun dışında birçok rabbler edinmelerinden ötürü hesaba çekileceklerdir.

O halde Allah'ın ilâhlığını inkâr etmekten -ya da ibadet ve sembolik kulluk davranışlarında O'nun şeriatına, sosyal, siyasî ve ekonomik düzen bakımından, uygulama ve ilişkilerinde O'ndan başkasının yasasına uymak suretiyle şirk koşmaktan- dolayı hesap vereceklerdir.

Kuşkusuz yüce Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz bunun dışındaki günahları dilediğine bağışlar.Sonra ilâhlık gerçeğini bilen ve zorluk anında gerçek ilâhına sığınan fıtratlarıyla, onları muhakeme etmektedir.

Bu fıtratın korku ve sıkıntı anındaki durumu gözler önüne getirilmektedir. Kısa ve süratli, ancak net, kesin, duygulandırıcı ve etkin bir sahnede rahatlık ve güven ortamında, bu fıtrata karşı çıkışları da sergilenmektedir.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Nisan 2011, 12:46   Mesaj No:7
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

Daha önce söylediğim gibi, eğer bir işe doğru yerden ve çok iyi düşünerek planlı başlamadıysanız, yapacağınız hiçbir işten doğru verim almanızda mümkün olmayacaktır. Oğlu ve annesinin konuşma kıssasından doğru kıssadan hisse çıkardığınızı düşünmüyorum. Birde şu pencereden bakın isterseniz bu kıssaya. Bizler kur’anı yüzlerce yıldır anlamadan yüksek sesle okuduk durduk, ama hiçççç düşünmeden, aklımızı kullanmadan. Çünkü okuduğumuz kitabı sizler anlayamazsınız dediler de ondan. Kitabın okunması değildir amaç, amaç Rabbin önerdiği gibi yavaş yavaş düşünerek ve akıl yürü terektir okumaktaki amaç. Çocukta istediği kadar okusun, eğer dikkatle okumuyor da üzerinde düşünmüyorsa, anlaması mümkün değildir. Hatta okulda bazı arkadaşlarım şöyle derdi. İnan ki on kere okudum, ama aklıma girmiyor. İşte aradaki farkı çok iyi analiz etmeliyiz.

Şimdide sizin bu örneğinizden aldığınız manaya bakalım. Bana şunları yazmışsınız.

(Fakat şunu unutuyorsunuz okulda okuduğumuz bu kitabın bir öğretmeni vardır. Bu öğretmen bu kitabı bizden daha bilen bu kitaptan nasıl istifade edeceğimizi ve nasıl anlamamız gerektiğini öğretendir.

Hiç bir yerde öğrencinin öğretmeninin öğretisinin dışında bir mantıkla kitabı okuyup öğretmenden olumlu not alındığı görülmemiştir.)


Ben verdiğim örnekleri çok dikkatle veririm, hiçbir zaman Rabbin rehberiyle, beşerin kitaplarını karşı karşıya getirmem. Bunu yapmak şirktir. Hatırlayınız Rabbim hadi bir ayetini getirsinler diye meydan okuyorsa, demek ki Rahmanın rehberi KUR’AN ın beşeri kitaplarla karşılaştırılması da büyük yanlıştır. Biz verdiğiniz örneğe bakalım. Bugün günümüzde açık öğretim diye bir eğitim vardır, hatta bu eğitim bütün Dünyada hızla yayılmakta. Yani kitaplar veriliyor, öğrenci çalışıyor ve imtihana gidiyor. Yeni öğrendim ülkemizde Bilgisayar Mühendisliliği dahi, bu eğim yoluyla verilmeye başlanmış.

Gelelim peygamberimizin öğretmenliğine. Peygamberimiz gerçekten başöğretmendir, bunda asla şüphe yok. Onun görevi öğretmenlikten öte ikna edebilme, topluma dini yayma, ilimle güçlenmiş bir misyonun başıydı. Zorluklardan yılmayan, güçlüklere göğüs geren, inatla azimle kur’anı tebliğ etmek için çaba gösteren bir adalet timsaliydi O.

Allah sizlere öyle bir kitap gönderdim ki, bütün şanınız şerefiniz ondadır dedikten sonra, bizlerin kur’anı gereği gibi okumamızı ve üzerinde düşünmemizi emreder. Bunlara benzer yüzlerce ayet vardır. Daha açıkçası kur’an öyle bir kitaptır ki, her anlayarak okuyanın kalbine güneş gibi doğar der bizlere, tabi bunları söyleyen rabbimdir. Bizler bu kitabı kendi düşüncelerimizle anlayamayız dediğimizde, kur’anın tüm tılsımını, özelliklerini, yüceliğini alıp, beşeri bir kitap özelliklerine indirgemiş oluyoruz. Daha da kötüsü var, bunu kabul ettiğimizde ise, şeytanın işini kolaylaştırıyoruz. Çünkü kulu ile Rabbimin arasına çok daha rahat girebiliyor.

Hatırlayınız peygamberimizin ölümünden sonra, Rabbim hiç kimseyi görevlendirmemiştir, çünkü İslam ı anlatma, yayma görevi iman eden tüm insanların görevidir. Sizin söylediklerinizi düşünmeye devam edelim. Diyelim ki peygamberimizin hadisleri olmasa, bizler kur’anın ne söylediğini asla öğrenemeyiz dediğimizi düşündüğümüzde, yine kur’anın değerini beşeri aklın, değerlerin sınırına indirmiş oluyoruz. Oysa bu kitap tüm cihana ve iman edenlere rehber olarak gönderilmiş, gücünü, değerini hala tam olarak anlayamadığımız bir kitaptır.

Peygamberimizin devrini düşünelim. İlk önceleri peygamberimizin sözleri, yani bizlerin anlayacağı tabirle hadislerinin nakline izin veren örnek insan peygamberimiz, daha sonra yapılan yanlışlar, kur’anın devre dışı bırakılarak bu sözlerin dolaşması ve dolaşırken ilavelerin yapılmasına şahit olduğu için, hadis yazımını ve naklini yasaklamıştır. Bunu tüm din âlimleri kabul eder, fakat bir kısmı daha sonra izin verdiğini söyler. İşin ilginci Dört halife devrindeki hadis yazımı yasağı devam etmiştir. Eğer izin verseydi en yakınları niçin yasağın devamını sağlasın. Hepside bu konuya çok dikkatle devam etmiş ve yasağın dikkatle uygulanmasını sağlamış, hadis nakline izin verememiştir. Bu konuda sanırım dört halife devrine dair, hadis yasağının devamını gösteren hadisleri yazmış olmam gerekir, isterseniz tekrar yazarım.


Şimdi hemen sizin sözlerinizi kendimize soralım. Madem peygamberimizin hadisleri olmadan bizler kur’anı anlayamaz isek, bu durumda peygamberimiz bu yasağı getirmekle, bizlerin kur’anı tam olarak anlamasını istemiyordu diyebilir miyiz? Elbette diyemeyiz. Bu yasakla gelecekte doğacak büyük yanlışları önlemeye çalışmıştır. Tabi dört halife devrinin bitimi, siyasi çekişmeler neticesinde, rabbimin sakın bölünmeyin ayetlerine kulaklarını tıkayanlar, güzelim İslam ı bölmüşler ve mezheplere ayırmışlardır. Peygamberimizin yasakladığı hadis naklini de duymazdan gelip, hepsi aynı konuda dahi farklı hadisler toplayıp, günümüzdeki işin içinden çıkılmaz ortamın oluşmasını sağlamışlardır.


Şimdide yapılan yanlışların tehlikesini düşünelim. Bizlere peygamberimizin sözleridir diye nakledilen, ayetlerin açıklanmasıdır dediği örneklere baktığımızda, kur’an ile tamamen zıt bilgileri görüyoruz. İşin ilginci kur’an dan örneklerle değil, hadis bilgileri ile ayetler açıklanmaya çalışılıyor ve inanılmaz bir şekilde, rabbimin vermediği hükümler, Allah katındandır diyerek bizlere naklediliyor. Daha da ilginci dinin mezheplere bölünmesiyle aynı konularda bile farklı rivayetlerle ayetler çok farklı anlaşılmaya çalışılmaktadır. Hâlbuki Allah sizlere açık, seçik ve her şeyden nice örneklerle anlattım, sakın velilerin ardına düşmeyin, güvenilecek veliniz yalnız benim diye üstüne basa basa anlatması görmezden gelinmiştir. Daha açıkçası kur’an ayetlerini kendisi içinde açıkladığını söylüyor.

Gelelim laiklik, Avrupa birliği ve Atatürk konusuna. Önce şunu söylemeliyim ki bu ülkede hiçbir zaman laik bir yönetim yaşanmadı, eğer yaşansaydı her insan istediği gibi dinini yaşardı. Örneğin başını örtüp Üniversitelere de rahatlıkla girerdi. Bunu Avrupa ülkelerinde, Amerika da görüyoruz. Her insan inancını çok rahatlıkla yaşıyor. Dikkat edin yönetim ve kanunlarından bahsetmiyorum, yalnız laiklik konusunu söylüyorum. Kendi ordularında bile eğer Müslüman varda imam kadrosu bulunuyor. Gelelim Atatürk konusuna, sanırım size Atatürk ün bu ülkemize yaptıkları değil, özel hayatı anlatılmış. Rahmetli Abdulhamit kardeşim, bir öğretmen olarak bunun değerini idrak ediyordu, Allah gani gani rahmet eylesin. Özel hayatına da neler katıp ilaveler yapıldığını, yalnız Allah bilir. Bırakalım da bir beşer olarak yaptıklarının hesabını Rabbime versin. Bizi ilgilendiren bu ülkeyi birlik ve beraberlikle düşmandan kurtarıp, bugün özgürce yaşamamıza vesile olmasını konuşalım. Avrupa birliği konusuna gelince. Bu birlik İslam âleminin apaçık düşmanıdır, bunu zaten kur’an söylüyor. Onların çatısı altında olmak bizler için ölüm demektir. Fakat ne yazık ki bizleri yönetenler, bizleri ölüme götürdüğünü ya fark edemiyorlar, ya da işin içinde başka bir şey var, doğrusu bunu anlayamadım. Söylediğiniz gibi bizleri yönetenler bizlerin inancından çok uzak bizleri yönettiler şimdiye kadar. İnancımıza ters düşen yaşamları bizlere layik gördüler, bunda size katılırım. Ama buradaki suç yine bizlerin. Allah sizleri yönetecek ehil insanları seçin diyor da, bizler hala yanlış insanları, bizleri aldatanları seçiyorsak, daha başımıza neler gelir, onları da göreceğiz. Ben kanunların her inanca saygılı olması gerektiğini söylüyorum. Sözlerimi taraflı düşünürseniz elbette istediğiniz anlamı çıkarabilirsiniz. Zaten bizler eğer kur’ana da taraflı ve yanlı barksak, gerçek anlamı dışında anlamlar çıkartırız.
Yazınızın sonunda ise şu sözleri söylemişsiniz.

(Ben size cevap yazacağım dediğimde sözümde durdum 31 martta yazımı astım. Kemal kılçdaroğlu gibi biz söz verip sözümüzün arkasında durmamazlık yapmıyoruz.Yada söz verip ertesi gün çark etmiyoruz.)


Sayın kamer Bey. Siz yazdınız ama benim yazdığınızdan haberim yok. Yani cevap vereceğim dediniz, ama cevap vereceğinizi söylediğiniz yere bir not yazıp, verdiğim cevabı okuyun demediniz, Allah şahittir. Ben siteyi gezerken şans eseri okudum yazınızı, yanlış mı söylüyorum yoksa. Dağ dağa küsmüş, dağın haberi yok misali olmuş sanırım. Hâlbuki meyil adresime her gün merakla girdim, ama cevap gelmemişti.

Benim sizi kur’an düşmanı olarak gösterecek tek bir sözüm yoktur, zaten bunu yapmaktan rabbim e sığınırım. Bunu söylemek kimsenin harcıda değildir. Benim söylediğim ve anlatmak istediğim, kur’anın özüne uymak, onu bizlerin anlayamayacağını söylemek büyük yanlıştır diyorum. Bu konuda da çaba gösteriyorum.





Değerli Abdulmelik kardeşim, Allah sizden razı olsun, yine kibarlığınızla sözlerinizi sıralamışsınız. Hata yapmaktan rabbim e sığınırım. Ben hiçbir zaman hata yapmam demedim dememde. Yeter ki beni kur’an ile ikna etsinler. Değerli arkadaşım sizin sözlerinizi aşağıya önce yazıyorum.

(Ben Allahın var ve birliğine(kurana),muhammedin onun resulu olduğuna(tartışılmaz kuran öğreticisi canlı tatbikatçısı sonucu sahih sünnete) iman ediyorum.
kuran+sahih sünnet tartışılmazdır.)


Bu sözlerinizin hepsine katılıyor ve bir Müslüman olarak kesinlikle iman ediyorum, ama bir cümlesi hariç. Şu cümleniz üzerine gelin düşünelim, eğer kur’an onay veriyorsa, başımın üstünde yeri var. Lütfen bu sözlerimi yatağa yattığınızda, sakin bir kafayla düşününüz.

(kuran+sahih sünnet tartışılmazdır.)


Bu cümleyi değerlendirdiğimizde, eğer bu düşünceye iman ediyorsak, şunu kabul ediyoruz demektir. Kur’an gibi sahih hadis kabul ettiklerimizi de, aynen kabul etmeli ve iman etmeliyiz, bunlar da kur an değerinde, şüphe edilmeden iman edilmelidir demiş oluyoruz. Bu durumda emin olmadığımız, hatta kur’an da hiç bahsedilmeyen hükmü olmayan, bir kur an daha kur’anın karşısına koymuş oluyoruz. Değerli dostum, tartışılmaz olan YALNIZ VE YALNIZ KUR’ANDIR. Onun berisinden gelen tüm beşeri rivayetler de mutlaka ilaveler, yanlışlıklar olma ihtimali nakil zinciri içinde mutlaka olacaktır da. Bunu söylemek ŞİRKTİR. Çünkü bu gerçeği zaten peygamberimiz görmüş ve gerekeni yapmıştır. Lütfen şunu da düşünelim. Sahih hadis adı altında nakledilen hadislere bir göz gezdirin, sanki Rabbim direk hitap ediyor gibi nakledilmişlerdir. Bu hadislerin birçoğunun kur’an da hükmü dahi yoktur, onay almaz. Eğer bunlarda vahiy ise, neden kur’an da geçmez? Hani kur’an dan hesaba çekilecektik. Bakın nasıl sorular geliyor akla. Elbette bir çoğu da kur’an dan ayetlerden esinlenmiştir, zaten bunlarda bir sorunda yoktur.

İşin korkutucu tarafı da budur. Sahih hadis adı altında beşeri nakilleri güçlendirmişler ve ne yazık ki bu yolla içimize daha güçlü nifak sokmuşlardır, din düşmanları. Özellikle peygamberimiz devrinde korkularından Müslüman olan, Yahudiler nifak sokucular dinimizin içine çöreklenmişlerdir. Lütfen artık bunların farkına varalım, yoksa hiç kimse peygamberimizi devre dışı bırakamaz, buna güçleri de yetmez. Hiç birimiz kur’ana elçisinin, resulünün özünün dışında yaklaşamaz, çünkü örnek insan bu kitabı bizlere tebliğ etmiştir. Elçi nasıl olurda bir kenara itilir. Allahın elçisi onlarca ayeti tebliğ ettiğinde, sizlere kur’an ile hükmettim ona sarılırsanız doğru yola ulaşırsınız diyorsa, bizlerin kur’ana sarılması da elçisinin izinde gittiğimizi apaçık göstergesi değil midir?

Bakın hepimiz bir imtihandayız, hatta bu yazdıklarımız da imtihanımızın bir parçasıdır. Çok değerli Abdulhamit kardeşim, Hakkın rahmetine kavuştu, Rabbim mekânını cennet yapsın inşallah. Onunla birkaç senedir başka sitede de çok güzel faydalı tartışmalarımız oldu, birbirimize fayda sağladık, Allah ondan razı olsun. Hatta bu siteye de ben davet ettim kendisini. Özel meyille konuştuğumuzda, bu siteyi çok sevdiğini söylemişti. Bende, sizde yazılarınızı lütfen bu sitede de yazın demiştim. İşte hepimiz bir gün son nefesimizi vereceğiz. Allahın huzuruna gideceğiz. Ben her zaman bunu düşünüyorum ve diyorum ki, Allah bizlere bu kitabı rehber olarak göndermiş ve bizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorsa, bizlerin asla anlayamayacağı bir rehber göndermez. Zaten kur’anı okuduğumda bu düşüncemi onaylıyor, fakat bizlere her nedense bu düşüncenin tersi öğretilmiş.

Bizlere düşen yanlışları bulmak olmalıdır. Çoğunluğa uymanın tehlikesinden bahseden rabbim, bizlerin çok net dikkatini çekiyor ve diyor ki; Sizlerin sorumlu olduğu, apaçık bir kitap gönderdim sizlere, ona sarılın. Bu kitap sizlerin gönül gözlerinizi açacak ve sizleri doğru yola yöneltecektir diyor. Ben bu ayetleri tebliğ alan bir kul olarak, bunların gereğini yapmaya çalışıyorum. Elbette hatalarım olacaktır. Önemli olan kur’an ile uyarılmak ve en az hata yapmaktır, daha da önemlisi büyük hatalardan uzak kalmaktır. Eğer kur’ana ters düşen bir iş yapıyorsak işimiz çok zor demektir. Bunu çok iyi düşünmeliyiz, ama emanetimizi teslim etmeden tabi bunun farkına varmalıyız. Bir daha geri dönüşümüz asla olmayacak, hesap günüde yanımızda hiç kimseyi bulamayacağız, çünkü herkes yaptığı yanlışların utancından, birbirinden kaçacaktır diyor Rahman.

Bir örnek vermek istiyorum son olarak. Aldığımız bir elektronik cihazın önce kullanma kılavuzunu okuruz. Peki, neden okuruz? Hatalı kullanıp arıza yapmasın diye, çünkü dünya para verdikte ondan. Hiç birimiz bu kullanma kılavuzu hakkında, ben bunu okusam da anlayamam bunu yalnız ustası anlar demez. Okur ve ne şekilde kullanılması gerekiyorsa öyle kullanır. İşte kur’an da bizlerin bedenimizin ve ruhumuzun kullanma kılavuzudur. Onu anlayamayız dersek, bu bedenide ruhu da doğru kullanmamız mümkün olmayacaktır.

Rabbim cümlemize kur’anın ışığını kalbinde taşıyan, onun ışığıyla aydınlanan, nurlanan kullarından eylesin. Eğer kur’an ışığı yerine, beşerin ışığını almış isek kalbimize, asla kur’an gerçeklerini göremeyiz, çünkü peygamberimizde kalbine kur’anın ışığını almış onunla aydınlanmıştı. Onun dışında hiçbir hükmün peşinden gitmemişti. Peygamberimizin yolundan gitmek isteyen, kur’ana sarılmalıdır. Peygamberimizin güzel örnek yaşamını hayatına geçirmek isteyen, kur’anın nuruyla nurlanmalıdır.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Nisan 2011, 13:08   Mesaj No:8
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Numan Yalçın isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6788
Üyelik T.: 04 Şubat 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Nevşehir
Yaş:43
Mesaj: 80
Konular: 3
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın itirfları"

Alıntı:
kamer34 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Şöyle bir hayal edin lütfen. Allah emretmediği, hüküm vermediği halde, bunlarda Allah katından elçisinin hükümleridir diye önümüze sunulanlar için, hesabın görüleceği gün, Allahın elçisine şahitlik adına sorduğunda Rabbim, Ey resulüm benim hüküm vermediğim konularda senmi hüküm verdin dediğinde, acaba Allah elçisi, hayır Rabbim ben vermedim, vermiş olsaydım sen bunu bilirsin derse, bu hurafelere iman edenlerin durumu nice olur dersiniz?

Haluk gümüştabak adlı üyeden alıntı..
Allah'ü Teâlâ böyle bir soru sormaz bu mümkün değil. Eğer biz bunu böyle kabul edersek Peygamberimizin(s.a.v.) Allah tarafından terbiye edildiğini, Allah'ın istemediği bir şey söylemeyeceğini, Allah'ın razı olmadığı bir şeyi bize tavsiye etmeyeceğini Hatta daha önce bir cevabımda yazdığım gibi aşağıdaki ayeti inkâr etmiş sayılırız.

مَا اَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْ اَهْلِ الْقُرَى فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِى الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ كَىْ لَايَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْاَغْنِيَاءِ

مِنْكُمْ وَمَا اَتَيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ اِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir. (HAŞR 7)

Neyi Tartışıyoruz bu durumda...? Peygamberin hüküm verme yetkisinin olmadığını savunanlar bu ayeti inkâr etmiş olmuyorlarmı sizce...
__________________
Hafız olmak mesele değil Hafız ölmek mesele...
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Nisan 2011, 13:41   Mesaj No:9
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:HALUK GÜMÜŞTABAK isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 10862
Üyelik T.: 01 Ekim 2009
Arkadaşları:1
Cinsiyet:
Yaş:66
Mesaj: 489
Konular: 86
Beğenildi:3
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

Sayın Numan Bey. Düşüncenize ve inancınıza saygı duyarım. Haşr 7. ayeti birde benim yazıdığım ve baktığım penceren okurmusunuz lütfen. Saygılarımla

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Alıntı ile Cevapla
Alt 04 Nisan 2011, 17:45   Mesaj No:10
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:53
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: "Haluk GE-TE-A'nın İtirafları"

haluk bey maşallahınınz var konuyu yine başka mecralara çekmeyi başardınız.hakikaten bu konuda ustasınız. ben bu konuyu açarken dikkat edin ne kuran nede peygamber tanımıyla ilgili başlık açmadım.siz laikliğin bir din olduğunu ve budinin hıristiyan ve yahudi dünyası tarafından ortaya çıkarıldığını kabul ediyor ve dinin doğru uygulnmadığını iddia etmiştiniz ben onun üzerine size reddiye yazdım.

siz bunu savunacağınıza yine konuyu kaynatmayı başardınız.allah ve rasulunun arasını ayıranlar başlıklı yazımda size peygamber tanımınızı yaparmısınız dediğim halde oradada yine konuyu başka mercilere çekmiştiniz şimdi burada peygamberi konuşyorsunuz.kuran okuyup peygamber tanımını gerçekleştiremeyen biriniyle peygamberin dideki konumunu tartışmak yanlış olur.

Allah sizlere öyle bir kitap gönderdim ki, bütün şanınız şerefiniz ondadır dedikten sonra, bizlerin kur’anı gereği gibi okumamızı ve üzerinde düşünmemizi emreder.
alıntı

haluk ben ben kuranı gereği gibi okudum şan ve şerefin kurandaki tanımına baktım şöyle yazıyor
“”Habibim, onların lafları seni üzmesin. Çünkü şan ve şeref bütünüyle Allah'ındır. O her şeyi işitiyor, hepsini görüyor.””Yunus/65


“”Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır. O'na hoş kelimeler yükselir, onu da salih amel yükseltir. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır. Onların tuzakları hep darmadağın olur.””Fatır/10

“”İblis: "Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatır, saptırırım."”Sad/82

İşte rabbim şan ve şerefin kimim yanında olduğunu bize bildirdi.Benim okduğum kuran şan ve şerefin Allah'ın peygamberin ve müminlerin olduğunu buyuruyor. Fakat şerefi şanı medeniyeti tağutların yanında arayanları ben bilemem.

Diyelim ki peygamberimizin hadisleri olmasa, bizler kur’anın ne söylediğini asla öğrenemeyiz dediğimizi düşündüğümüzde, yine kur’anın değerini beşeri aklın, değerlerin sınırına indirmiş oluyoruz.
alıntı

Sayın bay haluk bey ben bu iddiayı hangi yazımda söyledim.siz böyle düşündüğümü hangi cümlemden çıkardıınız bunu mutlaka açıklayınız.
Size daha evvel söyledim sizin sözleriniz klişe olmuş ezeber sözlerdir. Siz daha benim dine bakış açımı dahi kavrayamamışsınız.Ezbere konuşuyorsunuz haluk bey ezbere.insan biriyle bir konuyu mülaza ederken onun fikirlerini tam olarak öğrenir ondan sonra cevap yazar.
peygamberi inkar eden birine ben kalkıp hadis örnek verdimmiki yukarıdaki cümleyi kuruyorsunuz.konuya dönelim

Siz çok büyük bir söz söylemiştiniz batı eksenli bir dinin kuran diniyle hiç bir çelişkisi olmadığını söylemiştiniz bu çok büyük bir söz.Bende bu düşüncenin şirk olduğunu kanıtlamıştım siz buyrun ona cevap verin.

Siz peygamber tanımızı ortaya koyabilseydiniz ben sizinle peygamber tanımı üzerinde konuşurdum.

__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Ey "İnsanlıktan" istifa eden "İnsanlık! "/Muhsin Arslan Muhsin Arslan Muhsin Arslan 23 21 Eylül 2023 07:37
"Ecir" olmakla " esir" olmak arasında sıkışan insan suhtem Makale ve Köşe Yazıları 10 03 Ekim 2021 15:14
EŞİNİ "EV"E BAĞLAYAN ve Evi "Mutluluk Yuvası" Yapmayı Başaran Kadınlar KuM TaNeSi Evlilik-Nikah Konuları 17 28 Ocak 2020 14:05
""Müşrikleri Tekfir Etmemek/Onların Kafir Olduklarından Şüphe Etmek"" kamer34 Tevhid Ve Şirk Konuları 9 13 Mart 2014 23:27
""Bakara 104 Kafirlere Benzemekten Sakınmak "" kamer34 Kur'ân-ı Kerim Genel 1 28 Ocak 2012 14:19

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.